21 Ağustos 1934 AKŞAM Pehlivanlar arasında.. Akşam üstleri Tepebaşı adeta bir pehlivanlar memleketi oluyor Şimdiye kadar 27 galibiyet kazandım, eğer evlenseydim 2 galibiyetim olamazdı ,, m üstleri Tepebaşı âdeta bir pehlivanlar memleketi haline giriyor. Otellerin kapıları önün- de dev gibi insanlar.. Katmerli en- selere el atmalar, Biribirlerile şa- kalaşmalar. an bütün nebi eee bara hepi — Laponya şampiyonu imiş. Boyünü' sorduk. — iki'metre 6 ii dedile, ru bütün ka- kikaten sıkıntılı bir Mermi .. Her kapı önünde başeğme! öşede bira içen bie sima gö E g2. 2-8 BE 5 5 & © — 1571. kilo cevabını verdi. Beri şampyionu Sabo Mihael yi kendisi: n kilomdan memnunum!.. mim birisi il sedi; — Sen kilondan memnunsun... Fakat — kr çaya kilon- dan mem Karyolanın ayakları bead 2157 kilo bu.. P. vetle kapanmaktan tokmakları İmiş. Pehlivanlardan birisi gülümse- mi, - « Kapıl söker sali aş ile ler Fakat dün pek garibime iz bir şey gördüm. Yemek zaman; idi. Pehlivanlar ayrı ayrı larda grup grup yemek yeşille Baktım hemen hepsinin önün- de yarımşar dilim kızarmış ekmek, kirer yumurta, yi Mig yağ, ve sütlü kahve... Hat — Sabi liğe mı? diye sordum, — Hayır öğle yemeği!.. dedi- ler, Ne e boğazsız insanlar. Bu kadar e nasıl hareket Zarmış ekmek yeyip Çoban Meh- metle, yahut Me Ahmetle gü- reşe çıkmaları Gülcemal vapuru- nun yarım kilo kömürle sefere rl benzemez mi?.. bayağı garibine gidi- yor. Dağ gibi adamlar, ellerinde kuş lokmaları... kabak çekirdeği yemesi gibi Pehlivanların çoğu bekâr, şam- piyonlardan birine almanca &or- dular: — Ne zaman evlenmeğe karar vereceksin?.. — Şampiyonluğu e karar verdiğim zaman... Çünkü evlenir evlenmez şampiyonluk den gidecek... Güreşle evlilik bir arada olamaz. Benim tam 27 galibiyetim var.. Eğer evlenseydim, 2 galibiyet el de edemezdim. Aklıma üstat Hüseyin Rahmi bey geldi. O da: — 47 roman yazdım. Eğer ev- Tenseydim 4 roman bile yaza: dım; diyordu. Şu bekârlar ne ka- dar biribirlerine benziyorlar. Be- r kısmı otellerinde kârlar a neresinde olursa olsun, hang mille tten olursa ol- sun ban iribirlerinin ayni şeyleri düşünü; lk. Ne de olsa bekâr milleti efendim. Pehlivanlardan biri yanımıza yaklaştı. Hiç mukaddemesiz: Garip bir kelime söyledi: — Zifte telli, Meğer «çifte. telli demek ister- miş. Sonra durdu, müthiş bir mu- vaffakiyet kazanmış, bir pehliva- fün sırtını yere çalmış gibi gül- dü — Türkçe öğreniyorum!.. de- a yanlış y. iş, türkçe telliden başlamış. 157 kiloluk çeşi bir aralık telâşla arkadi soruyordu: oldan işe e çifte laşlarına — Acaba İstanbulda 48 numa- ra yakalı frenk gömleği var mr- dır?. Zavallı pehlivan eğer 48 nu- mara yakalı gömlek bulamazsa hali haraptır.. Hikmet Feridun m Fatihte belediye işleri Fatih belediyesi bir kaç ay için- tih rşamba caddesinin genişletilerek toprak tesviyesinin yapılması için bir müddettenberi en ameliyat ta bitmiştir. Bundan sonra caddenin inşasına başlanacaktır. Burasının açılma- Edirnekapı haricinde yapılan belediye temizlik ahırlarının amele dairesi sile Fatihte yeni ve mükemmel bir yol daha meydana gelmiş olu- yor. Saraçhanebaşındaki yaya kal- dırımı da, masrafı be! si i imar ve tanzim bütçesi çok dar olduğu hal ılan az bir masraf ile da getirilen bu in- şaat takdirle karşılanmıştır. Tefrika No. 33 amman me Sahife 7 Loyd Corcun harphatıratı Umumi harbin esrarı Lâkin İngiliz ordusunun büyük kısmı Fransada ve Flandrede idi. e ge ceneral Robertson bu: rada tercihan (o Fla- and ona nda) bir (kaç kilometre ilerilemeği b ka sahada kati bir hareket bulunmaktan ziyade şayanı arzu addediyordu. Daha sonra ceneral Robertson ği İri ile Fransayı Avustur, İman- yanın karşısında yeli en caktır. Bu mütalea büyük bir milletin namus ve haysiyetine karşı mana- sız bir işarettir, Fakat hakikat halde ceneral Robertsonun muhalefet ve itira- zının asıl saiki İtalya sahnei har- binde tam bir muvaffakiyet elde edilmesi ihtimalinin mevcudiye- tidir. Fransız ve İngiliz erkânı aske- riyesi düşmanın en zayıf nokta- karşı yaptıkları itirazı şu sebebe gs ettirmişlerdi ir: yüksek sevkulceysi prensip- azil €n kuvvetli düşmanın en kavi cephesine hücum etmeği O icap eder. ; Garip bir prensip! Bu 0 nazaran düşmanın en zayıf c. hesi Fransada ve Flandrede Ye kuvvetli cephesi İtalyada, yâhut Balkanlarda bulunduğu za- man Jofer, Nivelle, Haig ve Ro- bertsonun yukarıda söylediğimiz prensipleri bilâmüşkülât yeni va- ziyete uydurmaları icap ederdi. Fakat böyle bir vaziyet tahaddüs etseydi muhakkak bu cenerallar, düşmanı en kuvvetli yerinde ara- mi sözünü isil ile karşı- larlardı. O mn mutlaka Ro- berston Câdornacı ve ihtimal Cadorna Robertsoncu olurdu. Yedinci kısım İLoyd Corç m m ks en gerek Almanya ve Avar ğı azim askeri mesele karşısında Jo. ferin li va Kadri kâfi gelmemiştir.) idi ine geldiğim iki buçuk in Jofer Fransanın ismen değilse de hakikatte diktatörü Maki; Fransa hükümeti ceneral Joferin bea my rnameleri icra etmekte! ya icrasını te- min edecek sazeli tedarik eyle- Kanki başka bir şey yapmıyor- du. Ceneral Jofer harbi idare için tuttuğu usullere se müda- hale ve hattâ imada bulunması- öatal aa kimse ne huzurunda, .ne de et ve mırıldanma- ları ortadan kaldırmağa kifayet ediyordu, eral yayin kabinelerin i ağı hü E in noktalarda nihayet buluyordu. Fransa bütün kuvvet ve gayre- tini müstevli düşman: ile savaşa ralin göstermiş olduğu Kİ muamele kuvvet ve nüfuz sarsmış ve tahtı saltanatını it Ge ire e muharebesi ceneral Jo- söle dün ettiği hedef ve gayeyi ük nüfuzu bir kat daha zayıflai Joferin eee ve noksanlari eral Me meşhur aa işaret el > garptaki müttefikl, yayı kendilerile birlikte baret Ki ettikleri en bei bökümef ukut etti ve Fransada is şef takbih olundu. M. Briand ceneral Joferi his seferinin sevkülc: de dahi fikirleri hâkim bulun neral Joferin mezaya ve saki yisi m fikir ve takdirleris, mi bey: ver ve idi. Mumaileyh re denen, gerek ya itibari e idi. Vücudu sup Zap idi. Pervasız ve teemmülsüz de- nilecek ayle iri ri derecesinde temkini, hilebazlık cesinde maharet ve marifeti 5 & a Eğer akıl ve zekâsı mücehhez bulunduğu ahlâki kuvvete mua- dil olsaydı şüphesiz harbi umu- minin en büyük siması olurdu. Inatçı bir muharip Joferin vatanperverliği, doğru- luğu, cesareti, maksadındaki me- tanet ve sebatı, vazifeye merbu- tiyet ve be KAR her türlü şüphe E (A Arkasi var)