Sahife 6 HAZIM CİHAZI: Pehrizle tedavi Mide bağırsak bozukluklarında pehrizin © ehemmiyeti vE Hali sıhhatte bulunan bir insan ile hasta olanın alacağı gıdalar arasında büyük bir fark olduğuna şüphe yoktur. Sağlam bir insanın esaslı ve sıhhi tegaddisi için ne gibi gıdalar alacağı muayyendir. Fakat hazmı bozulan veya gıdai büzi hastalıklar dolayısile gıda- lardan lâyıkile istifade kabiliyeti uzviyetinden selbedilen bir insa- ria'bu gıdaları verecek olursak bunun vücuda fayda yerine ma- zarrat verdiğini görürüz. Demek oluyor ki gıdaların tahlit ve ter- kip edilmiş bir halde vücuda it halleri fiziyelojik bir mecburiyet olduğu halde bazan bu fiziyole- jik mecburiyeti hastalık ; icabati «dolayısile tadil meçburiyetinde kalırız. i Hali sıhhate bulunanlarda fi- ziyolojik hudutlar dahilinde ve muayyen bir takım kaidelere tev- tegaddi fikan .cereyan eden bu tarzının normal seş dikçe temas edeceğiz. hastalıkları diğer nahiyelerdeki Tahatsızlıklardan çok daha fazla Aöli tesirat altındadır. Bu sebeple ekseriya ruhi ve asabi ihtisasatın, vazifevi gayri tabiiliklerin tesirle- rini bu hastalık tablosu içerisine karışmış görürüz. Binaenaleyh bu gibi hastalık eşkülinde muntazam bir pehriz plân tatbikine dar ha fazla lüzum vardır. Bu tedavi bir parça güç olma! la beraber çok şayanı şükrandır ki hakikaten iyi neticeler vermek: i düşünrek tanzim edilen iyetle ağır ve yardım imkânı ol. miyan vaziyetlerde bile hiç ol. Mazsa ıztırabı tahfif ve kabili ta- hammül bir hale ifrağ eder. Hattâ bazan ağızdan gıda alı ması bile yasak edilir. Meselâ mi de veya bağırsağında 'eski bir yı ya taşıyan bir şahsın yarası dı bir anda hastanın hayatını kurtarmak için en mübrem ve mecburi müracaat edilecek vasıta. ameliyattır, Fakat ameliyat yapı- lıncıya kadar geçen az çok bir 2: man zarfinda hastaya müfit ol. bilmek icap eder. Bu anda hasta- « oya mayi ithalinin yegâne yolu cilt, şe makat ve damar tariki * © Keza mide gırsakları ta, ile kan kaybet. tarikile mayi veya sulp şekilde gıda ithal etmek en büyük bir hı ta teşkil eder. Burada da mayiin ancak cilt, damar ve makat tari. kile verilmesi lâzımdır. Bundan başka batın hastalıkla- « Finda yapılan ameliyatlardan son- ra ekseriya bir müddet tatbi icap eden ciddi gıda hastanın nihai şifası üzerinde pek « müphem rolü olduğunu bilmeli- dir. Bu gibi kati gıda meni keyfi- yeti ekseriya fevkalâde bir mec- buriyet gösteren hastalar için mevzuu bahist imsakinin Her tedavi sahasında olduğu ibi hazım borusu hastalıkların. i müsbet diyet tedavisi netice- lerinin de esasını, evvelemirde iyi. konula teşhis teşkil etmektedir. Hastalık esasına teşhiste nc ka dar nüfuz edilirse tedaviden elde edilecek muvaffakıyetlerin bü- Gö vüklüle ve isabeti de o derece müs- (Hususi) — Üç haftadır trenle yı ül ler çok büyük rı dir. İlk defa Kütahya Çamlıcasına sonra Vezirhana ve daha sonra gene Kütahya Çamlıcasına gidip gelen tenezzül trenleri, bu güzel mesire yerlerine yüzlerce in. götürmüş ve getirmiştir. Halk bilhassa Kütahya Çamlı casına yapılan tenezzühlere çok rağbet göstermiş ve son gezi sekiz yüz elli kişi iştirak et Sabahleyin saat yedide Eskişe- hirden hareket eden katar iki bu- çuk saatte Kütahya Çamlıcasına gitmektedir. Çamlıca tren hattına on beş yirmi dakikalık bir mesa- fededir. Buraya otomobil, araba, at ve merkeplerle gidiliyor. sistem nakliye vasıtalarile en eski nakil vasıtalarından istifade ede- rek çamlıklara doğru uzanan hal- kın neşesi ve merkeplerle yapılan yarışlar görülecek şeylerdir. Son At ve eşeklerinin başından ay- rılmıyan köylülerin «hanım öyle oturma düşersin, oğul hayvana öy- le vurma yazıktır» sözleri her za man duyulmakta ve bazan yere düşen bir vücudun feryadı onun orkasından yükselen kahkahalar Kütahya Çamlıcası cidden gü- zel bir yerdir. Uzun çam ağaçlı rının gölgelendirdiği yerlerde uzanmış zevk sahibi insanların neşeleri bu güzel yere başka bir hususiyet ve başka bir güzellik vermektedir. — Hanımların eşek üzerinde yarış yapmaları, bando muzıkanın kıvrak nağmelerine ayak uydurarak zeybek ve kazas- ka oynıyanların vaziyetleri, neşe- leri görülecek şeylerdir. Zirai vaziyet Adanada mahsul çok bereketlidir Adana 16 — Bu sene Adana havalisinde zirai vaziyet çok dir. Hububat mahsulü bereketi dir, Vasati olarak bire yirmi mal sul alınmıştır. Fakat fiatlerin künlüğü yüzünden bazı yerlerde henüz harmanlar | kaldırılama- mıştır, Pamuk mahsulü de iyidir. Bazi yerlere çıkan haşere ile yapılan mücadele iyi netice vermiştir. 15 macar avcısı geliyor Macaristanın tanınmış avcılarından 15 kişilik bir grup yakında mem- leketimize İzmire de gelecektir. £ Avcılar telif esbapla husule gelen ve muli- telif evsaflı âraz taşıyan bu has- talıkların mütenevvi eşkâlinde tatbik edilecek pehrizde her has- tahığin icabatına göre tanzim edi. len muayyen bir pehriz şekli vardır. vaki halk arasında bir peki viz fikri mevcuttur. Ancak İlmi esasata İstinat etmediği. cihetle tatbikatından ekseriya menfi ne- #iceler alınmaktadır. Dr. Yakıp Asin CAKŞAM Kütanya çamlıcası ve Çamlı» caya gidenlerden bir grup (Eskişehir, xx Kütabya vallerdir) Bu gezintilerin hepsine başta valimiz İsmail Hakkı bey olmak üzere fırka, belediye reisi, halkevi menspları iştirak etmişlerdir. Kü- tahyalı komşularımız misafirleri- nin istirahatlerini temin için bü- tün fedakârliği yapmışlar ve kü- çük büfeler vücuda getirmişlerdir. Eskişehirlilerin Çamlıcaya git- Iki azılı haydut yakalandı Teslim teklifine silâhla mukabele ettiklerinden ölü olarak ele geçirildiler Diyarbekir 17 (Hususü) darmalarımız iki azılı şakiyi olarak ele geçirmiştir. Bunlar Fidran köylü Ali Abdü ile arka daşı İbodur. iki şerir bir jandar- manın çehadetine sebep olduklari gibi bir köy muhtarını öldürmüş, diğer birçok haydutluk vakaların- 'da bulunmuşlardı. Merkez jandarma bölük ku- mandanı yüzbaşı Sadık ve Kulp bölük kumandanı yüzbaşi Musta- fa beyler kuvvetli bir müfreze ile hareket ederek bunların bulun duklari yer muhasara altina alın- mıştır. İki haydut teslim teklifine silühla mukabele ettiklerinden müsademede ikisi de ölü olarak ele geçirilmiş sakiye yataklık eden bir kaç kişi yakalanarak buraya (getiril miştir. Gümüşhanede temsil Gümüşhane 17 (Hususi) — Gü- müşhane Halkevi temsil şubesi zafer ve tayyare bayramı müna- #çhetile 30 ağustos gecesi (Akın) piyesinl temsil edecektir. Proyaz İarna başlanmıştır. ti Eskişehirde te tenezzüh trenleri | Eskişehirden civar mesirelere her hafta bir tenezzüh treni hareket ediyor mesi bilhassa köyli ok sevin- dirmektedir. Köylü kardeşler dö- üşte «gene buyurun, gene bekle- iz» sözlerile misafirl teşyi etmektedirler. Halk bu nevi tenezzüh trenleri- ne çok büyük rağbet gösteriyor. Bazı kimseler tenezzüh trenleri” nin, İstanbula da gidip geleceği hakkında bir rivayet çıkarmışlar» dır. Bu rivayet şehirde şayi olunca pek çok kimseler halkevine koşa- Tak meselenin esasını öğrenmek lerdir. Halbuki böyle bir seyahate imkân yoktur. Maama- fih tenezzüh treni Sabancaya ka. dar gideceklir. Ankaraya da iki günlük için gidilmesi muhtemel Biçki ve dikiş sergisi Muallim terzi Meliha hanım ta- rafından burada güzel bir biçki isi açılmıştır. Meliha diği talebeleri ile miştir. Hanımların gösterdikleri muvaffakiyet sergiyi gezenler ta- ir. Bilhas- sa elişleri tabloları, abajurlar dil kat ve takdire lâyıktı Şehrimizdeki diğer hanım ter- 'zileri de birer sergi açacaklar ve işlerini teşhir edeceklerdir. Pazar yerlerine tenzilâtlı tren Vilâyetimiz hudutlar yafından takdir edilmi, içerisin. dan iştirak edenlere bir kolaylık olmak üzere; tenzilâtlı tren tari- fesi tatbik edilecektir, Nafıa ve- bu hususta malümat Oda tetkikat yaptıktan sonra ne- ticesini bildirecektir. istemiştir. Üzüm mahsul Izmir kazalarında yapılan tetkikat izmir Türkefisi müdürü Akil, ücaret odası kâtibi Mehmet Ali, borsa komiser vekili İhsan beyler İzmir mahsul yaziyeti hakkında tetkikat yapmışlar ve kazaları dolaşmışlardır. Akil bey bu tet- kikat hakkında demiştir ki: «— Üzüm vaziyetinin ıslahı hakkında müstahsiller muhtelif mahiyette tekliflerde bulundular. Bu tekliflerden bazıları şayanı dikkat görül östehsillerin başlıca endişesi üzüm fiatlerinin düşük olması etrafında | toplan- maktadır. Bağlarda yaptığımız. tetkikler neticesinde mahsulün #1- caklardan o müteessir olduğunu gördük, Bir çok bağları da soğuk vurmuştu. Bu tetkiklerimiz rekoltenin ya- pılan ilk tahminlerin dununda ol- duğunu gösterdi. Bununla beraber mahsul kalite itibarile geçen se- neden iyidir. Taneler daha dol gun ve daha iyidir. Her tarafta müstahsilin vaz ti bilerek hareket ettiğini ve üzi me müteallik ticari hareketleri ve piyasaları muntazaman takip ey. lediğini görmek bizde büyük se- vinç ve memnoniyet husule getirdi. 19 Ağustos 1934 MUHABIR MEKTUPLARI Dağ başında seyyar sanatoryum Karamürsel kazasına 12 kilo- metrelik mesafede (Akpinâr) kö- Yü civarında müteverrim bir köy- lü tarafından bulunan «Akpınar» suyunun başı binlerce halkın te davi edilmek üzere geldiği içme- lere benzemiştir. Bu suyun nasıl bulunduğunu köy sakinlerine sor- dum: S «Akpınar» köyünden Mehmet isminde birisi iki senednberi in- ce hastalık çekmekte imiş, İstah- bula giden hastaya doktorlar, bol temiz hava, iyi gıda tavsiye et mişler... Müteverrim Mehmet bitap bir halde" köyüne dönmüş. Bir gün biraderile oturuyormuş. Kardeşi Akpınar dağlarında kömürcülük yaptığından, Mehmet dağa birlik. te gideceğini ve oralarda, bol bol hava alacağını söylemiş. Kardeşi muvafakat etmiş, beygirlerile yo- la çıkmışlar, köylerine bir saat mesafede bulunan «Akpınar» su- yu kenarında bir mahalde göçe- derek kömür yakmak üzere bir ocak açmışlar ve on beş gün mü- temadiyen burada kömür yak- makla meşgul olan Mehmedin kardeşi, hasta biraderine bir ça- dır kurarak istirahatini temin et- miş! Bir gün hasta Mehmet, yavaş yavaş gezerken bir şırıltı işitmiş. Dağın ve ağaç köklerinin arasın- dan gayet soğuk bir su akt görmüş. Bir bardak alarak ka; kana içmiş, Suyun fevkalâde soğukluğu köy lünün nazarı dikkatini celbetmiş. Her yemekte ayni suyu sık sık içmiş. Bunu müteakip mütever- rim Mehmedin iştihası yerine gek meğe ve çok fazla yemek yemeğe başlamış. Bu suretle hayatını ka- anmış. Mehmet şimdi kömür yakmak için İznik kazasının «Kırmtı» or- manlarına gitmiştir. Evvelce bey- girle ve pek müşkülâtla dağa çı kan hasta Mehmet, her tarafa ya- ya olarak gitmekte ve köylerde rasgeldiklerine bu meşhur suyu methetmekte ve çok söylemektedir. 14 ağustos salı günü, bütün köylünün hayretle ve heyecanla anlattığı «Akpınar» suyuna ben de gittim! Üç saat süren yolculu- ğumuzu müteakip suya vardık. Orada ne görsem!.,, Bilümum köy- lü halkı dağa çadırlar, klübeler kurmuşlar. ailelerile birlikte su öçmeğe gelmişler, Pınarın başı de- hu... Nöbet bekliyenler de var, Bu vaziyet karşısında hayretler için- de kaldım, Dağda kurulan bu seyyar «sa matoryomda» İzmit, Bahçecik, İz- nik, Orhan Gazi ve Yalova köy- lerinden pek çok insanlar vardı. Her gelen «Akpınar» suyunun son derece | faydasını görüyormuş. Bahçeciğin «Feradiye» köyünden Ali Haydar isminde birisile görüş- tüm. Bu adamda nefes darlığı ve dermansızlık varken, suyun ba- şında on gün bulunmuş, sıhhatin- de farketmiş. Ayrıca ufak ufak kurtlar düşürmüş ve köyüne sağı içmeleri lâm olarak avdet et Kaymakamlık, soğukluğu üç; dört derece olan bu sudan nümu- alarak tahlili için İstanbula indermiştir. Herkes gelecek ri poru merakla beklemekte: