Alman relsicumhuru müteveffa mareşal Hindenburgun cenazesinin içine defnedildiği Tanenberg ibidesi ve cenaze merasimi Galatasaray izcilerile bide önünde toplal Paris halkı genç Türkleri gıpta ile seyrediyor Izcilermizi faşist zannile yuha çekenler, Türk olduklarını anlayınca şiddetle alkışladılar Bin en kibar şehri, Pari 'da dünyanın en nazik insanları diye biliyordu. Meğer eski çele- bilik tarihe karışmış... . Vaktile buralarda da, bizde olduğu gibi, tramvaylarda kadınlara yer ve- Ten erkekler, bir adres sorduğu- nuz zaman size gülerek izahat vermeğe çalışan insanlar varmış. Fakat şimdi bunların hepsi birer masal olmuş. Otobüste görürsünüz... 18 ya. gında bir genç ağzında sigara ku- Fulmuş oturuyor. Yam başında altmışlık bir ibtiyar ayakta... Ka fasını çevirip yüzüne bakmıyor bile. Bir gün yolda Tes sormak istedim. Bin kere man oldur: — Polisi görmüyor musun, git ona sor! Acele işim var!... dedi. Fransızlar. içinde eenebilere çok kızanlar da var. Fakat mu- hakkak ki en az kızdıkları Türk ler, en diş biledikleri de Italyan- lardır. Pariste ikide birde Türk olduğumuzu söylemek mecburi- is. yelinde kalıyoruz. — Ben Türküm... deyince şöy- le bir duraklıyorlar, yüzlerinde. garip bir takım hatlar beliriyor. Sonra hayretle soruyorlar: — Siz Türk müsünüz? — Evet, Birdenbire manzara değişiyor ve sıcaklaşıveriyor. İşte canlı bir misal size? Bizim © Galatasaraylı Fransa turunu yapan bi rin Parise giriş merasimine davet edilmişlerdi. Stadyomda en aşar ğı 60,000 kişi vardı, çocuklar hep den sahaya girince gök gürül tüsüne benziyen bir gürültüdür koptu, On binlerce ağız hep bir. ırmağa baş i dakika geçmedi. — Yerleştir. Vur! Sesleri yükseldi, demeğe kal madı. Çocukların üzerine kum, kâğıttan bir yağmurdur yağmağa başladı. Aradan ancak iki dakika geçti, Stadyomun “ bütüm hoparlörleri, aekeri kıtalar, radyoları hep birden işlediz — Bunlar faşist izcileri değil, Türk izcileridir. Stadyomun havasında ayni ses- Ter dakikalarca çınladı. — Türk izcilerit., leri Arkadan bir alkıştır koptu.. Kum, kâğıt atan eller şimdi alkış- liyoralrdiz — Yaşasın Türkler!.. Yaşasın Türk izelleri!... Fransa Türk #ünde tutuyor. Hergün bir ziya- fet, hergün bir resmi kabul!. Fran #a büyük sefirimiz Suat beyin zi- yafeti, hariciye nezarelinin zi) Türk izei- Ziyafet. sıkı bir di- celbeden siplin, nazarı dikkati bir İntizam teminine muvaffak oldu! Paris sokaklarından geçen genç Türkler burada herkesin gıpta ile seyrettiği güzel bir man- Zaradır. Parlak gözleri, munte- zam adımları, kibar tavırları ile Türk çocukları Fransız payitah- tında hergün kucak, kucak hür- met ve muhabbet topluyorlar. Fransızların bir darbi meseli var: «Türk gibi kuvvetli» diyor. lar. Iki haftadır Paris Türk gibi kuvvetli Türkleri seyretmekle do- yamıyor.... Her ziyafetin sonunda patlıyan şampanya kadehleri, daima Fran- sız ağızlarından çıkan şu cümle- lerden sonra dudaklara değiyor: — Kahraman Türk milletinin şerefine, Türklerin büyük şefi Gazinin sıhhatine içiyoruz! Yaşasın Türkiyel Türk gençliği!.. Öğleden sonra çıkan bir Fran sız gazetesinin bizim çocuklar için yazdığını aynen alıyorum: «Ne neşeli, ne kibar, ne şen ço- cuklar!.. Yüzlerinde hiçbir ıztırap, izi yok!., Hür bir vatanın sıbhatli çocukları! Hepsi irl, hepsi dinç, hepsi kuv- vetli!... Mustafa Kemalin eseri- ni Paris caddelerinde hayret ve Gıpta İle seyrediyorlar...» Paris bulvarlarına dökülen iyıl- lerile pırıl pırıl yanan bir caddenin ötesinde, bu Fransız. gatezesini okurken Büyük Gazi- nin meşhur ve ebedi sözünü ha- tırlıyorum... Kulaklarım çınlıyo, «Ne mutlu Türküm diyene1..» Esat Mekmat Yaşasın Jtalyanların yapacakları bu ha- yeket Avusturyalıların Caporetto- da elde ettikleri muvaffakiyet betinde ilerilediği takdirde İtalyanlar Laibacha bile yetişmiş ve Camiola kömür havzasının Bte tarafına kadar sokulmuş ola- caklardı, Avusturyaya müşterek hücum tasavvuru Böyle bir hareket neden yapı- lamadı? Avusturyalılar, Amine cephesinde harbeden | ngilizler- den yahut 1918 te Marne üzerine, irtülen Fransızlardan daha iyi değildile Bu düşünceler ve tasavvurlar goktanberi zihnimi tırmalıyordu. Başvekil olduktan sonra Fransa hükümetini, Fransada. yapılması tasavvur olunan taarruzdan sarfı- mezar ettirmeğe ve Avusturyalıla- ra karşı İfalyada Italyanlarla bir- Tikte büyük ve müşterek bir hü- cum hazırlamağa ikna işin yeni- den sarfı gayret ettim. Bu teklifim müttefikler tarafin- dan Romada aktolunan konfe- ransta tasvip edilseydi eyni za- manda Avusturyaya şark cephe sinden de hücum edilmesi Pet rogratta toplanan diğer konfe- ransta muhakkak kararlaştırıla- caktı. Fakat böyle bir tasavvura karşı İngiliz ve Fransız askeri erkânı. nin anudane muhalefet edecek leri muhakkak olduğunu hissedi- yordum. Garp cephesinde (başka atker- ler için) ölmek, diğer cenahlarda (başka cenerallar için) zafer ka- zanmaktan daha iyidir yolunda bir itikada kapılmışlardı. Binaen- aleyh tasayvurumu kabul ettirmek için ne İngiliz, ne de Fransız er- kânı harbiyelerinden bir ümit yoktu. Yezöne ümit Fransa ve İtalya hükümetlerini kandırmakta ve | üç hükümetin zorile başkuman- ter islemez bu plânı ka- bul ettirmekte idi. O zamanda bile yüksek ceneralların bu fikri addedeceklerini iyi biliyordum. | Altıncı kısım | iloyd Cor hanratının beşinci kıs nümda İngiliz ve Fransız. erkân harbi” yeleni ile cenerallarının dar düşünceli | ölduklarnı ve harpte muvatfakiyetin ibaşlıen şartı dilsmanın haberi olmaksı- zn yapılan hücüm ve baskınların oldu. İ gunu takdir edemediklerini anlatmıştır | “TAlamcı kasımda ie Avusturya cephe sine karşı müttefiklerin müşterek. bir hücum yapmaları için ileri sürdüğü tek- | fin Roma konferansında gene İniliz ve Fransız askeri mümeasillerinin mü halefei ve hütümetine arz kaldığını anlatmakta ve ceneral Sarrail ile Briandın) enyet meraklı portrelerini | şu. saree Sizmektedir:) Avusturyanın ve Vilsonun bil. dirmiş olduğu sulh tekliflerine ve- rilecek cevabın alıkâmını müzake- Te için 1916 kânunucvvelinin yir- ltısında Londrada İni Fransız konferansı toplandığı v kit konferansa şu teklifte bulun- dum: Askeri ve siyasi vaziyetler heyeti umumiyesini açık bi vette görüşmek üzere bir an e vel ingiltere, Fransa ve İtalya hi kâömetlerinin mümessillerile bun- ların başkumandanııkları murah- hasları konferans halinde toplan- malıdırlar. Çünkü Balkanlara ait derhal kararlar vermek için müstacel lü- zum vardı. Selânikteki müttefikin kuvvetleri başkumandanı censral Loyd Görcun harphatıratı Umumi harbin esrarı Sarrail Konferansta © Yunanista- nın mevkii, “müzakere edilirken bulunması İizımdı. Ceneral Sar- rail ve cönefal Milnenin gelmesi. ne uygun e kolay olması için konferarisin Romada toplanması kararlaştırıldı. Ti Bu konferans 1917 kânunusü- nisinin Beşinci, altıneı've yedinci günleri #oplândı. Konferansa be- raberimde ort Milner, sir Ro- bertson ve sir Hankey olduğu hal- de bizzat iştirak ettim, Konferan- sa gelen Fran: Briandın böraberinde M. Alber Thomas, Berthelt, yeni Fransız harbiye 'nazırı ceneral Lyavtey vardı, İtalyanın başlıca nazırları ve İtalyan o başkumandanı ceneral Cadorna konferansta hazır bulun- dular, Balkahlardaki o müttefilcin or. 'duları başkümandanı ceneral Sar- rail ile ingiliz ordusu kumandanı ceneral Milüe Balkanlardan Ro- maya gelmişlerdi. Generâl Sarrailin aleyh ve taraftarları Konferansın maksadını tayin ve müzakeratı mümkün mertebe idare edebilmek için bir muhtıra hazırlamiiş olduğumdan bunun birer suretini konferanstaki mu- rahhaslara bildirdim. Bu muhti- rada Almanların Rusyanın bitirir bitirmez £ Avusturyalılar iltihak ederek Italyaya karşı bi taarruz yapacaklarını tahmin- e) lediğimi mufassalan beyan ettik» len sonra Almanlara böyle biğ plânı tatbike zaman bırakmamalğ için müttefiklerin İtalyan cephet sinden Avusturya üzerine şimdir den bir taarruz yapmalarını v$ bu yapılmadığı takdirde hiç ols mazsa merkezi devletlerin beklek nilen hücumuna karşı hazır bus lunmak üzere İngiliz ve Fransi kıtaatınm derhal İtalyaya nakle dilmesini tavsiye ettim. Bundan başka muhtırada mütiş tefiklerin elinde kâfi o derecede nakliye vapurları olmadığından Selânikteki müttefikin kuvvetleş rinin buraya en yakın bir mems leket olüş İtalyadan ilâveten göl 'derilecek küvvetlerle takviye edil mesini ileri sürdüm, : Bu vâziyet karsı Sarrail konferansın bana geldi ve hususi bir mülâkali istedi. a Bu Fransız ceneralı, hakkında) ifrat ve tefritten ari mutedil biğ ker parlak bir ceneraldır. kitlere göre ceneral Sarrail müs seccel bir şarlatandır. Sarrail hali kında Fransız başkumandanı müştüm, Mus| neral Jofer ile gör maileyh demiştir ki: — Pransadaki muharebede Sas rail, muktedir bir ceneral oldi ğunu isbat edecek hiç bir kudret ve muvaffakiyet göstermemişti Malbuki diğer mümtaz Fransız bana dedi ki: Ceneral Sarrailin Naneyde Almanlara kar Şi yaptığı muharebe harbi umu- minin en güzel harikalarından bi- ridir. Bu mütenakız fikirler arasında muhakkak olduğunu öğrendiğim bir şey var: Buradaki ve Fransa- daki resmi, askeri zümre (Cligus) ceneral Sarraile nefretle bakıyor. bay Arkası var)