Sahife 4. AKŞAM Tetrika No. 279 — At sizin, meydan sizin. Her «ey yapmak kudretindesiniz! Talât bey, alttihat ve Terak- kin ye ötedenberi muhalif olan bu siyasi menfinin bu tarzda ken- disine müracaat ettiğinden - ve- levki arzu etmiyerek - gizli hare- ketlere kalkışmadığından çok memnun olmuştu. Bu kısa mükâlemeden sonra, her ikisi de mektubun muhteviya- tını tetkik ederek üzerinde müna- kaşa etmişlerdi. Neticede Talât bey, prensin bu filerini esas itib Tile tasvip etmiş bulunuyordu. Talât bey: “Icap ederse inkâr ederiz!,, diyor O günden itibaren Satvet Lütfi beyle dahiliye nazırı Talât müsteşarı İsmail Cambulat beyler ında müzakereler cereyan et- miş ve aralarında bazı kararlar verilmişti, Bu karara göre Satvet Lütfi bey “(pasaport diplomatik) le İ: ye gidecek, sulh şartları etr. Sabahaddin bey vasıtasile itilâf devletlerinin fikirleri yoklanacak, bu gayri resmi temas ve müzakere hakkında İstanbulla muhabere et- mek üzere Satvet Lütfi beyin eli- ne bir de şifre verilecekti. Bu hi zırlıkların ikmali için esas itiba- rile, Bursada menfi olan Satvet Lütfi beye İstanbulda. ikametini temin etmek üzere polis müdür. Tü mi mezuniyet verilmişti. Bu müddet, Satvet Lütfi beyle Talât ve Cambulat beyler arasın- daki müzakere ve temasa imkân vermek içindi. Avrupada yapıla- cak böyle gayri resmi bir teşebbi se muvafakat eden Talât bey, bu muvafakatını bir şartla takyit ederek dedi ki: Sulh hakkındaki bu teşebbü- in bizden vaki olduğunu icap rafından on beş günlük res- ederse inkâr ederiz! Sen ortada Yalnız kalırsın! Onun için yapa- cağın fedakârlığı göze al! Bu maksatla Avrupa seyahati- ne hazırlanan Satvet Lütfi bey, bir gün Kuruçeşmede Sabahaddin beyin yalısında yemek yerken bir sivil komiserin geldiğini söyledi- ler. Satvet Lütfi bey, on beş gün- Tük mezuniyet müddetinin bittiği- mi düşünerek memurun bunun İçin geldiğini zannett Fakat polis müdürlüğüne gi mek üzere yalıdan ayrılırken si ve resmi kıyafetli memurlarla et- yafının çevrildiğini görünce hay- etler içinde kaldı! O, hâlâ bir maruz kaldığını zanne- gitmez derhal istintak edilmeğe başlandı. Kendisine sorulan ilk saa çu idiz $ — Astanbula ne maksatla gel — Hükümetten izin alarak. Yakup Cemil beyin tevkifinden ve tevkifi sebeplerinden kati rette haberdar olmıyan Satvet Lütfi bey, bu suali pek garip ve hattâ mantıksız bulmuştu.. O, şöy- le düşünüyordu: Kendisile Talât ve Cambulat beyler arasında mah- rem geçen mülâkatın mevzuunu » velevki polis lüğünde de ifşa edemezdi; .. izahat vermekte mazurdu., 15 Ağustos 1934 Ittihat ve Terakki tarihinde esrar perdesi Yakup Gemil niçin ve nasıl öldürüldü Satvet di beyin şiddetli bir meklubu Fakat şu ikinci sual işin mahi yetini değiştirdi — (Sulhü münferit) buraya geldiniz? Satvet Lütfi bey, bununla ken- disile Talât ve Cambulat beyler ndaki geçen mükâleme ve katın — mahiyetinden polis müdürlüğünün haberdar olduğu- mu zannetti, O halde asıl mesele- Yi gizlemekte ne mana vardı? Derhal cevap verdiz — Evet! Tekrar şöyle bir sual karşısında kaldı: — Bunu kime söylediniz? — Talât ve Cambulat beylere... O gün daha fazla bir sorguya maruz kalmıyan Satvet Lütfi bey, ertesi günü tekrar çağırılmış ve ayni sualler karşısında kalmıştı, Fakat o, bu sefer biraz daha açıl. mak lüzumunu hissederek dedi ki için mi — Prens Sabahaddin beyden mektup aldım. (Sulhü münfe- rit) hakkında teşebbüste bulun- mak istiyordu. Talât beye telgraf çektim. Buraya gelince Talât ve .Cambulat beylerle konuştum. On- lar da bu Fikri esas itibarile mu- vafık gördüler. Beni Avrupaya göndereceklerdi. Şimdi beni tev- kif ederek buraya getiriyorsunuz! Benimle alay mı ediyorsunuz? Benden ne istiyorsunuz? Bunun üzerine Satvet Lütfi bey yeni bir sual karşısında daha kal- diz — Bu fikri Yakup Cemil beye siz mi telkin ettiniz? Satvet Lütfi bey, bu andan iti- baren işin içinde tahmin ettiğin- den çok daha mühim ve nazik bir vaziyet olduğunu anlamıştı. He- men şiddetli bir tavırla: Hayır, dedi, bu hususta ken- le aramızda hiç bir şey geç medi, Ben ona bir şey söyleme- dim. — Fakat Yakup Cemil bey yü- zünüze karşı söylerse ne dersiniz? — Derhal yüzüne tükür (Devamı var) üm, Selim Sırrı beyin konferansı Yarınki perşembe günü Istan- bul radyosunda saat 21'de Selim Sımı beyin vereceği konferansın mevzuu: (Jan Jak Rusonun mu- Ağustos 1034 (Akşam kapanış fiatleri) Esham ve Tahvllât Jet, dabi © 94,60) Iş B.Hamiline 9,20 a ae Ünltürkr Bankası 83, ri Aradan vi maa ink m e yy lr » M İttihat, değir, 14, İş Bankası Pal bi eri m pe el e ka ATİ Me 00) Türkiyenin iktisadi tarihinde mühim bir hafta (Baş. tarafı 1 inci sahifede) Her kurulan fabrika, köylünün ham maddesine, her nevi mahsu- lüne daha geniş mikyasta pazar olacak, ayni zamanda köylü de nayi mamulâtına müşleri ola- caktır. Pamuklu sanayiinden bir misal verelim: Program mucibin- ce kurulacak pamuklu fabrikala- rının senevi pamuk istihlâki 65.000 balyadır. Beş sene nihaye- Hinde hususi fabrikaların sarfiyati da 55.000 balya olacağına maza- yan beş senelik programın niha- yetinde bütün Türkiye pamuk sa- nayiinin pamuk sarfiyatı 120.000 balyaya çıkacaktır. Bugün memleketin vasati pa- muk istihsali 65.000 balya oldu- Buna nazaran beş senelik progra- mın sonunda istihsalimiz 55.000 balya artmış olacaktır. Fakat ih- yacat hissesini de düşünürsek İs tihsalin 200.000 balyaya yaklaşa- cağı gayet aşikârdır. Görülüyor ki, köylü için geniş bir iş ve ka- zanç, dolayısile bütün memleket için geniş ve canlı bir iş sahası te- essüs edecektir. Bütün diger sa- mayi şubelerinin hepsinde de ay- ni netice, ayni iş zenginliği elde edilecektir. Bugün milli inkılâbın şiarı, program ve milli iş zengin- iğidir. Liberal sistemde olduğu gibi, fabrika açan bazı fertlerin, eşhasın veya şirketlerin devlet sayesinde hususi servet sahibi olmaları değil, milletin kül halinde zenginleşm: Bu hafta içinde temeli fabrikalar, bu yeni safhanın to- humlarıdır. Bunların ve diğer ir. atılan lacakların meyvaları, bize plânlı 'Türkiyânin müreffeh çehresini verecektir. programın tahak- riyle tavzif edilmiş | olan Sumer Bankın yeni bir ka- unla sermayesi de 20.000.000 li- radan 62.000.000 liraya çıkarıl- | mış ve buna taallük eden mali | kombinezonlar da neticelen miştir. Sumer Bank programda kendi uhtesine verilmiş sanayie takriben 42.000.000 lira sarfede- cektir, Bu hafta temeli atılan İz- mit kâğıt fabrikası, beş senelik plânda Sumer Bankın kurmakta olduğu fabrikalardan biridir. Bu fabrika ille adımda memleket kö- ğlt ihtiyacının yüzde ellisini ve- recektii kiye ilerliyor. Göze batan , düşmalnar bile itiraf Sanayileşme programı bu ilerlemeye en büyük hızı vere- cektir, Millet için refah, bilhassa köylü için refah, ancak bu milli ve devletçi sanayi sayesinde ola- caktır. Onun için diyoruz ki içinde bulunduğumuz bu hafta Türkiyenin iktisadi tarihinde, ge- lecek nesillerin şükranla anacak- ları bir haftadır. m Topobaşı belediye rk Bliyi yaylı Şerşemne Şehir Tüyateosu aba YMM OPERET KOKTEYL Yazan: Brom Reşit eleyen. vr Na Hava yağmurlu olduğu takiirdo tem- | eler kışlık sebmede verilecekti Istanbu!, Bebek ve Şişli yolcuları için Aramayay temin edilmiştir, Buzlar üzerinde 60 15 Ağ 1834 gün ği Çelyuskin heyecanlı vapurunun sergüzeşti Gemi bir kerre daha buza çarptı, teknenin bir kaburgası daha harıl Buz tabakaları lerini yerleştirmiş olan operatör» lerimiz, iki geminin karşılaşma- sini ve Krasinin buz kütlelerini temizlemesini filime çektiler, * Gece 76 derece arzı şimalide; bir sinema temsilinde hazır bu- Tunduk. Bize gösterilen filimin ismi «Insan yalnız kaldı» idi 20 ağustos — Krasin 700 ton kömürü aldıktan sonra yol has zırlığına başladı. Buzkıran kap- tanı bütün makinelerini harekete getirdikten sonra vapurumuza «beni takip ediniz» işaretini verdi. Krasinin geçtiği yerlerde yi Zılmış olan buzlar, yarılıyor, açi- len kanaldan onu takip ediyor. duk, Krasinin bize yol açmak için yardığı buz tabakasının kaz lınlığı ekser yerlerde 23 metreyi geçiyodru, 22 Ağustos — Kaptan güneş Hoğmazdan evvel demirlememi: Zi emretti. Etrafımız, kalın bir sis perdesile örtülüdür. Buz te- bakaları çok kayaktır. Bizden üç mil uzakta seyrüsefer hari: talarında gösterilmiyen bir ada duruyor. Sabah saat dokuzda, iki şalu- pa denize indirildi. Heyeti sefe- riye reisi profesör Şmit on altı tayfa ile beraber, bu meçhul ada- yı. tetkike gitti. Ben de araların- ia bulunuyordum. İki arkadaş In beraber, adanın içine girmeğe ve topografya haritasını alma- ğa memur edildik. Adayı baştan başa kateden iki vadi vardı. Bu vadilerden de irmaklar skıyordu. Taze karlar üzerinde, oradan henüz geçmiş olan ayıların ayak izlerini gör dük, Boş bir ada İnsan yaşamıyan bu adanın yeşillikleri, mavi renkli Mysotis ile kutbu şimali havalisine mah- sus sarı renkli gelinciklerden iba- retti. Bu adanın coğrafi vaziye- #ini tesbit ettikten sonra bü; taşlarla abidemsi bir şey rekzet- tik, Uzaktan geçecek olan vapur- lar, bunu görebileceklerdir. Son- ra, bir şişenin içine şu satırlar yazılı bir kâğıt koyarak ağzını mantarla sımsıkı kapadık, «Çelyuskin vapuru heyeti sefe- riyeşi, 22 ağustos 1933 tarihinde burada karaya çıkmışlardır. Bu- radaki yıldızların vaziyeti Hackel ve Fakidou tarafından tayin edil- miştir, Heyeti seferiye, Vrangel istikametine doğru seyahatine de- vam ediyor. Viladivostoka kadar gidecektir.» Saat 16: 24-8-933 Şmit: Heyeti seferiye reisi Kutupta doğan çocuk 24 ağustos akşamı — Sedov buzkuranı vapurumuza rampa ede- rek 100 ton kömür aldı. 29 ağustos — 79,41 arzı şimali derecesinde bulunuyoruz. Buz ta- bakaları arasından vapurun ken- 'disine bir geçit açması imkânsız. Tayyareci Babuşkin bu mahalli keşfetmek için dört defa havalan- di. Geçen sene Sibiriakof vapu- Tunun geçtiği şimali garbi yolunu takip etmek kabil değildir. Bi- macnaleyh arzı şimalinin cenu- süratini ölçüyor bundan kendimize bir yol açmas ğa çalışıyoruz. Çelyuskin burnu nöbetçiler, bize telsizle şu haberi verdiler: «Vilkiçki boğazı açıktır.» 30 ağustos — Sonbahar geliyor, Binaenaleyh acele etmek lâzim- dır. Nordenskjoeld denizini api tık. Bazı adalar, buz çemberile gevirilmiştir. Bunların rengi si yah olduğundan bir kale harabe ndırıyorlar. Toprak kayalıktıf lu ve bulanıktırı inde aldığı yarai” lera rağmen buz sadamelerine mun kavemet ediyor. Sedov buzkıra” nı, bizi pek yakından takip edi. yor. Bir arkadaşımız, bunu görünü; avurdu: — Sağlamı, sevkeden yaralı; | 30 ağustos akşamı, vapurda tuş İ haf bir haleti ruhiye hüküm sürü: İ yordu. Kendi kabinesini hamile olan madam Vasilievaya terket miş olan gemi doktoru telâşla gir, dip gelirken bize fısıldadı: — Bu gece doğuracak! Herkes, heyeti seferiyeye iltihak edecek olan bu yeni uzvun bir an evvel doğmasını sabırsızlıkla beke liyor, Erkekler, doğacak olan ço“ cuğun kız, kadınlar da oğlan ok” masını istiyorla, sekizde yeni doğan ın ilk feryadı duyuldu. Bu bir kız idi. Tam o sırada gemis miz de son buz parçasını parças ladı. 2 eylül — Cenuba inmekte olani Lena heyeti seferiyesine mensup geminin dumanlarını ufukta dük. Kara denizinde buz tabaka; ları yüzünden uğradığımız büyük ve yorucu müşkülâttan sonra Laptev denizinin geçidinden geç- memiz, bize pek kolay ve rahat bir iş olarak göründü. Yolumuz. üzerindeki buz dağlarına dümeni kırarak geçiyoruz. ” Profesör Şmit Amerikan tay yarecisi Matterni kurtarış olan tayyareci Levanevskiden bir telsiz aldı. Sovyet tayyarecisi, bu tele sizinde (şarki Sibirya denizinin açık olduğunu Çam koyuna kadar buz parçaları bulunduğunu bildiriyordu, — Mabadi var —,