14 Ağustos 1934 AKŞAM Kapanma saatleri hakkında yeni kararlar Daimi encümen bazı noktalarda değişiklik yaptı aynı suretle tatbik geçen | cumartesi günü belediyede toplanan kaza kaymakamları kendi noktai ma- zarlarım bildirmişlerdi.. Bunun zerine daimi encümen toplana- rak noksanları telif eteğe çalış- maştır. Encümen rakı, tütün gibi mükeyyi- fata dahil şeyleri satan dükkân ların saat e kadar açık bulunmalarına karar vermiştir. Vapur iskelelerile, | şimendifer istasyonlarında kitap ve gazele Satan bayiler de dükkânlarımı saat irde kapatacallardır. Saat yirmi bire kadar açık Bulunmak üzere verilen müsaade- den istifade için dükkânna me Selâ bakkal mevaddı, yemiş, tütün gibi şeyler koyanların eski vazi yetleri nazarı dikkate alınacaktır. Bunlar saat dokuza kadar açık kalmak müsaadesinden istifade edemiyecekdlerdir. Saat yedide kapanmağa mec- bur olan imalâthanelerin dükkân- larını kapadıktan yani müşteri ile alâkalarını kestikten sonra içeride çalışmalarına müdahale yecektir. Encümenin son kararı bir de fa da vali Muhiddin bey tarafın tetkik edildikten sonra belediye şubelerine“ bildirilecek ve her kaza dahilinde karar ayni çekilde. Çitlenbik resmi Çitlenbiklerden alınan resim indirildi Sabun imalinde kullanılan çit. lenbiklerin beher kilosundan alın- makta olan resmin artırıldığı id. din edilmişti. Vekâlete yapılan müracaatta köylüye yeni bir ka- Zanç ve geçim memba teşkil eden gitlenbiklerden alınmakta olan rüsumun tenzili temenni edili- yordu. - Ziraat vekâletinden gelen ce- yapta devlet ormanlarından top- lanan çitlenbiklerin beher kile undan bir kuruş, hususü orman. lardan toplanan çitlenbiklerin ki- losundan yirmi para orman Tesmi alınması bildirilmi Yüksek Muallim mek- tebinin kuruluşunun onuncu yıldönümü Haber aldığımıza göre Yüksek muallim mektebi, mektebin kuru- Tuşunun onuncu yılını kutlulamak: 16 ağustos perşembe den kalkan 9,30 vapu- g tile Boğaziçi Sütlücesine bir ge ginti tertip etmişti ve mezunları leri bu gezintiye şehrimizde bu- lunan maarif erkânile, Üniversite gektörü ve dekanları ve umumi kâtibi ve mektebin eski müdür ve hocaları davet edilmişlerdir. tün talebe Bize mektep idaresinden veri | len malümata göre Yüksek mu- allim mektebinin açıldığı 1924 Senesinden bügüne kadar bu mü- esseseden 174 kişi mezun olmuş- tur, Bu mezunlardan 31 i edebiyat, 35i tarih - coğrafya, 23ü felsefe zümrelerinden olmak üzere 89u #debiyat fakültesine; dü riyaziye, 20si fizik - kimya, 2si fen, 30u tabiiye kısımlarından olmak üzere Bözi fen fakültesine, mensuptur. Bunlardan başka 16 yüksek ret mektebi ve J1 ilâbiyat fa Zonguldak şehri büyüyor Şehirde bir çok yeni binalar yapı Han tadı Zonguldak 12 (Hususi) — Zon: guldak şehri gittikçe büyümekte dir. Son bir kaç ay içinde şehire de apartıman inşaatı artmış tır. Yeni binalar yapılmasına rai men gene mesken buhranından | şikâyetler vardır. Mesken buhra- nı şehirdeki nüfusun artmasından gelmektedir. Çünkü Zongul- dakta bir kaç sene içinde yeni ye. ni müesseseler kurulmuştur. Sömikok fabrikasi, elektrikli tren gibi tesisat teşebbüsü üzerine buraya şimdiden mütehassıs memur gelmektedir. Bu zümre için apartmanlara olan ihtiyaç artmaktadır. ; İleride Zonguldak daha ziyade kalabalık olacaktır. Yeni fabrika- ların açılması ve bu fabrikalar münasebetile kömür istihsalâtının. artışı yüzünden Zonguldağa daha iyade işçi kalabalığı dolacaktır. O zaman bu kalabalığa eşya sata- cak bir esnaf zümresi de doğacak: tır, Nitekim şimdiden Bartında ve | civar yerlerde çalışanlar esnaflık | in Zonguldağa hicret etmekte. | dirler. Evvelce bu gibi insanlar | Bartında yumurta ticaretile sesi | nirlerdi. İ Maltaya hayvan il hayvan ihracati Yunan bandıralı Lita vapurile İzmirden Maltaya 470 dana ihraç ediliniştir. Japon donanması | Ingiliz donanması dere- cesine yaklaşmış Londra 13 (Husus Japon: yanın yeni sene harp bütçesi ha- lanmıştır. Japonyanın yeni bab- riye bütçesi elli milyon İngiliz lirasına muadil olup şimdiki büt- geden 2,187,500 Ingiliz lirası faz- adır. Yeni harbiye bütçesi de bu senekinden 7,062,500 lagiliz lirası fazla olacaktır. Yeni harbi ye bütçesi otuz beş milyon İngiliz Tirasıdır. Deyli Telegraf gazetesinin Dahl mubabiri Japon bahriyesinin liz babriyesi kadar büyük ei ğunu kaydederek yeni Japon bahriye bütçesi hakkında şu mü- talâayı yazmıştır » Yeni Japon deniz bütçesi Iogi- liz bahri bütçesinden ancak yedi milyon İngiliz lirası daha azdır. Japon donanması muahede mu- cibince — İngiliz. donanmasının beşte üçü nisbetinde olması lâzım iken bütçesi Ingiliz bahriye büt | gesine yakınlaşmıştır. Japon donanması mürettebatı 88,000 kişi olup Ingiliz impera- torluğu umum kuvayi babriyesi mürettebatından ancak 4,000 kişi noksandır. Yeni Japon bahriye bütçesinin bir kat daha arttırıl. ması, Amerikanın gelecek altı harp Ufaklık paralar basılıyor ” Ankara 12 — ların basılması tamamlanmıştır. Ufaklık para- in hazırlıklar Güzel sanatlar akademisinin hazırladığı resi lerde gelmektedir. Paralarm ey- lil başında basılmasına başlana- bileceği tahmin edilmektedir. Hayvan ihracatı Ege vapurile İzmirden Yunanis- “ GUNUN MESELELERİ Harp korkusu Son günlerde uzak şarkta ufukları gene korkunç siyah bulutlar kaplamış. ir daki münaşebat birden bire. yeniden Berginleşmistr. simali Mançurideki Rum demiryolumun. satın alması meselesinden çikan ihti Bitir, Japonya bu hat için en son olmak kaydile bir para teklif etmişti, Sovyet hükümeti “bu parayı kabul etmemiş, mukabil teklifte bulunmuştur. Teklif lerinin kabul Japonların canımı sıkmışlar, Bundan başka Sovyet hükümeti ta- ralından ahiren Mançuri ve Mogolir an hudunlarında alınan tedbirler Tok. Yoda, Japonyaya arı hasmane bir hareket telâkki edilmiştir. Hack İn ponya hariciye nezareti Sovyet hü metine siddetli bir nota verileceğini ih- san. etmiştir Bazı kimseler bu kabil notaların bak ül om yerini tuttuğunu, bundan sonra her ân harbin başlaması bekleneceğini söylüyorlar. Böyle bir harbin şarki As yaya münhasır kalması söpkeli oldu. üunu, bütün Asyaya ve hat Avr paya yapılabileceğini ilâve ediyolar. İki hükümet münanebati gerşin ol. makla beraber bu derece berbin ol. mak işin bir sebep yoktur. Sovyet Rus ya öteden beri harp istemiyor. Bu. günkü vaziyette Japonyanın da harp edebilmesi güçtür. Böyle bir harp ponya işin iküsadi bir felâket halini alabilir. “Bu sebeple, fevkalâde bir ha- ise olmadıkaç © aksayı şarkin sulkün devam edeceği tahmin olunabilir. , Üzüm piyasası züm piyasasi © — Fırka teşkilâtımız kanalıri- dan müstahsil iş dikleri şeyler, yetlere, yani dünya iktisadiyatı. nın tesirlerinden başka ve mev- zii bir takım tesirler yüzünden üzüm mahsulünün ucuza gitme- mesi ve bunun için tedbir alın- masıdır. Bittabi bu talep çok haklıdır. Bunun üzerine tetkik- lerde bulundum. Şimdilik müs- bet olarak ü kredi koopera- tifleri ile Ziraat bankasının ek lerinden geçecek malı süratle pis yasaya sevk etmemeleri, yani arzı çoğaltarak fiati düşürecek bir vaziyete yol açmamaları, Zi- Taat bankasının depo edilen mal- lara mukabil, İzmirde olduğu gibi mintaka dahilindeki şubele- rinde de avans verebilme ve mümasili bazı tedbirler isten- miştir, Takdir edersiniz ki; bu me- selenin şümul sahası büyüktü Meselâ bunun dünya piyasası va- ziyeti, o hariç pazarlarda mevru- data karşı tatbik edilen tekayyü- dat, gümrük resimleri, orada mevcut stok dünya re- 'koltesinin tesirleri gibi ayrı ayri ehemmiyeti olan cihetleri de var- dır. * İzmirde yapılacağına kanaat ettiğimiz işler için bura makam- ları ile temastayım. Devlete ta- allük eden ve merkezce yapık ması icap eden hususattan da fırkamızın yüksek makamlarını haberdar edeceğim. Bu suretle müstahsil lehine ve tüccarla dev- let ve milletin menfaatleri edilmemesi ültimatom mukaddemi, b eden bir yol bulmağa çalışa sağım. Maamafih o zannediyorum ki, üzüm piyasasi erken açılmış ve erken işe başlanmıştır. Şimdiki muvakkat durgunluğun kıymeti yoktur. Üzümlerimizin eylülde İâyık oldukları Fiati bulaca bizzat ihracatçılar da kani Yeter ki, bankası ve koopera ya âdeta yangından gibi üzümlerini dökmi müstah: Japonya ile Sovyet Rusya arasın: | Bunun başlıem sebebi | TIYATRO MUSAHABELERİ Tiyatro ne ahlâki nede gayri ahlâkidir: Lâahlâkidir Tiyatro dünya kadar eskidir de- miştik. Tiyatro aleyhtarlığı da ti- yatro kadar e: Çok daha uzakları bilmiyorum amma, Efİ tun, tiyatro kötü mekteptir» de- miş, Her devirde ahlâkiyun, tiyat- Toya fona gözle bakmışlardır. Bu. na rağmen, tiyatroyu ga; ki telâkki etmek imleânsızdır. Ti yatronun ahlâki olduğunu di din edemeyiz, Edebiyatın bu kolu da lâahlâkidir. Gayri ahlâki tiyatro eseri ne de- maektir? Iyi ve fena, bizi alâkadar eden veya etmiyen, muvaffakıyet kazanan ve kazanmıyan eserler yardır; işte bu kadar. Tiyatro, namus, iffet, istikamet müessesesi değildir. Gayesi, bizi gülümsetmek, güldürmek veya ağ“ Istmak, nihayet düşündürtmektir. «Fransada tiyatro tarihin müelli- fi Petit de Julleville diyor ki « «Tiyatro bizatihi ne ahlâki, ne de gayri ahlâkidir;heykeltraşi,re- sim ve musiki gibi, sanatın bir başka şeklidir... Tiyatro müel leri ahlâka hürmetkâr kalmalıdır. lar, Bu hürmeti unutan sanatkâr, namussuzluk yapmış olur,” fakat bu hürmet mecburiyeti, artisti, ah- lâka uşaklık ettirmemelidir.» © Bu çok açık ve çok bitaraf bir mülâhazadır. Bir piyes, oynandı. Zi anda fena bir tesir uyandırabi- lir, fakat bu, o piyesin, fenalığa teşvik gayesile yazılmış olduğuna delâlet etmez. Bir eser, bize gay, ahlâki geliyor diye, gayri ahlâki addedilemez. Fransa minde, bunun çok güzel, çok canlı Muasırları Mo- Marivaux ve Beaumarehais'ye az mı hücum et misalleri vardır. liâre'ye, Racive'e, in baş tacı olmuşlardır. Eserleri, birer şaheserdir. Her şaheser, yepyeni ve çok kuvvetli Bir ışıkla doğar. Sade ba- kanları şaşalatmakla © kalmaz, ahengi tırmaz, müfekkireyi Halka yüksekten çarpar ve halki, biç bir hazırlıksız, rahat nefes ala- madıkları bir zirveye çıka rır. * Yüksek © dağların ta tepesine © turmananlar, | bunu pek iyi hissetmişlerdir.. Şa- kaklar zonklar, kulaklar çınlar, baş döner: «Nefes alamıyoruz» derler, Teneffüs ettikleri hava, alışmadıkları çok saf bir havadır, bunun için de onlara boğucu imiş gibi gelir. İnsan, dağ sporuna alı şık olmazsa, dağların havasile ko- lay kolay imtizaç edemez. Şunu itiraf edelim, ki tiyatro dinlemeğe gelenlerin dağ sporile alâkaları yoktur. Yalçın kayalara tırman- mak zevkini tatmamışlardır. Te- pelere çıkmak istemezler. Çok çok Çamlıca tepesine tahammülleri vardır. Hattâ, iyi bir yemek ye- dikten sonra da, Çırpıcı veya Kuş- dili gibi düz bir çayırda gezmeği tercih ederler. Onlar ne seyyahtır, ne de keşşaf, Sorunuz: Belgrat or- | manına mı gidersiniz, Afrikanın kuş uçmaz, kervan geçmez orman- Nihayet beş onu Bel- üst yanı Ada. larına mı? grat ormanına der, çamlıklarında yan gelmek ister, Halk sahnede sürprizden hop- lanır, ürkmemek şartile. Şaşmak hoşuna gider, yollarından şaşma- mak şartile. Hiç bilmediği şeyleri nlemez, unultuğu, aklından çı kun hikâyelerin nakline bayılır. stırlıyacağı şeyleri dinlemekten zevk duyar. Piyane- parçayı kemandan Dun olur. Alet değiştirmek kâfidir. Th&ophile Ganti i — Dekoru yenilemek şartile halka mütemadiyen ayni piyes oynanabilir! demi. Bu bir lâtifedir amma, pek te Yalan değildir. Her devirde, atı. rencide eren, hak. selimini bozan, yenleri isyan ettiren eserler oldu- Bunu da itiraf edelim. Fakat böy- le eserlerin sayısı pek azdır ve teh. likeleri büyük değildir, çünkü bir afişlik hayatları vardır. Bu piyes” ler, ya halkın | lâkaydiine uğrarlar, ya gazabına... Ve ken- diliklerinden. üp giderler. Böyle eserler, nesilden nesile intikal etmek (şöyle dursun, zamanlarında tekrar dehi edil mezler.. Bir romanin, okuyana, fena tel- kin verme mümkündür. Roman kontrolsuz. ve tek başına okunur. Kötü örnek, fena nasihat, sakin telkin verebi- lir, ağıza alınmıyacak, alnı kızar. tacak her şeyi söyliyebilir, çünkü yavaş sesle, kulağa fısıldar. » Piyes böyle değildir. Piyes, ko- ca bir salonda, yüzleree kişinin ünde oynanır. Fert ahlâksız olabilir, fakat kol İektif aksülâmel daima makul, rüst, nezihtir, çünkü ekseriyettir. Gözümüzün önüne bir tiyatro, salonu getirelim, Orada her çeşit halk vardır. Bol mezeli bir sofra- dan veya yorgun geçen bir gün- den sonra: Avukatla borsacıyı lo- casında uyutmamağa, nefsine düş- künü koltuğunda horlatmamağa, localarda hanımları fıkırdatma- mağa, gençlerin gevezeliğine mâni olmağa çalışmak lâzumdir. Hanı. mefendi ile hizmetçisine, baba ile oğluna, gelinle kaynanaya ayni göz yaşları döktürmek veya ayni neşeyi vermek ister. Artistle ah- mak, yeni zenginle eski fakir, pat- ronla bende ayni duyguyla birlerine yaklaşmalıdırlı Sab- 'ne her temsilde, bin kişiyi bir kişi yapmakla mükelleftir... Tiyatro, bu halitayı ifsat etmek cesaretini bulabilir mi? Tiyatro her devirde, ahlâksızlık- tan nefretini, iffete düşkün oldu- ğunu, her vesilede göstermiştir. Tiyatro müellifleri, ahlâksızlık yapmalı isteseler yapamazlar, Bir tris şahsan ahlâksız olabilir, fakat ğa mecburdurlar. Ancak, Fransız müellifin dediği gibi, esir ve köle olmazlar. işte bunun için de ti- yatro Iâahlâkidir. — Selâmi İzzet am rma Falk Sabri HAYVANLAR ALEMI Byk kıtada 280 salı - 850 resim 4 renkli lâvka - 8 etin harici table Bu meral, eğlenceli kitabı okulunuz mu? Piyeti mar taşra içim porta heryerde A0 İİ peri ula | rev ve satış merkezi yalnız AKŞAM HANESİ 121, Ankara caddesi, İstanbul Pura yerine posta pulu da gönderebilirsin.