23 Temmuz 1934 AKDENİIZDE TURK AKINCILARI Yazan: Türk akıncıları (Navarin ) İSKENDER FAHREDDİN Tetrika No. 121 kalesini sardıklari zaman, Venedikliler şu teklifte bulunmuşlardı: “ Mal ve ayal- lerimizle Venediğe gitmek şartile kaleyi size teslime hazırız! , Bu şiddetli dövüş tam kark se kiz saat devam etmişti. Türk akın- cıları ili gün iki gece durmadan mütemadiyen hücum ve harbe yorlardı. Yakup paşanın uykusuz- uktan başı dönüyordu. Paşaya oğ- lunun vurulduğunu ve cesedinin | kaybolduğunu henüz söylememiş. (Mavarin) kalesi önünde iki | donanmanın çarpışması Muhasaranın yirmi dokuzuncu günüydü. Denizden ve karadan şiddetle | de eden bu muharebede Türkler (Modon) kalesini ne pa- | basına olursa olsun ele geçirme- | Ze azmetmişlerdi. O gün öğleye | doğru kalenin kara tarafındaki | yüksek duvarlarından birinin bir. | denbire çöktüğü görülmüştü... | Bu çöküntü Türk muharipleri- Bin kale dahiline girmelerine yar- dım etti, Açılan deliklerden iki şer üçer içeriye giren kahraman lar üç saat içinde kale dahilini ihata etmişlerdi. Kale muhafızları çok yorgun e bitkin bir halde idi, içeriye gi- ren Türkler Venediklilere nisbe- ten üçte birini teşkil ediyordu. Biraz sonra gerideki kuvvetler da- hi yetişerek o gün akşam üstü ka- | le ve şehir tamamile işgal edil. mişti. Kaleye asker ihraç eder- ken Türk gemilerinden atılan yangın humbaraları şehrin muh #elif yerlerinde müthiş yangınlar çıkarmıştı. (Modon) şehri bu su- retle tamam beş gün beş gece ateşler içinde kaldı ve kalenin burçlarına Türk sancağı dikildiği zaman ikinci Beyazıt Yakup paşa ile kale dabilini geziyordu. Yakup paşa oğlunun şehadetini ncak o gün öğrendi. İkinci Be- yazıt: — Müteessir olacaksın amma, Be yapalım? Kaza ve kadere bo- yun eğmekten başka çare yoktur. Diyerek Yakup paşayı teselli ediyordu. Yakup paşa gözlerinin yaşını silerek ağladığını belli etmek iz- demedi — Allah sizlere ömür versin şevketlim! Oğlum kaybolduysa, buna mukabil bir memleket ka Zandık, — Dedi. Şehir yanarken, Beyazıt biraz geride karargâh kurmuştu. #tibarile Türklerin elinde kalması lâzım gelen mühim bir kale idi. Padişah ordu ile burada me: gul iken, (Modon) un inde, gene Venediklilerin idare- sinde bulunan (Navarin) ve (Ko- zoni) kalelerinin zaptı için, Ali şa ile Davut paşa donanmanın birer fırkasile bu kaleleri sarmış. ardı, (Modon) un sukutu haberi bu- ralarda şayi olunca Venediklilerin maneviyatı fena halde bozul muştur. Beş gün sonra aleş güçlükle #öndürülebildi. ! Şehir dahilinde sükünet ve asa- | Yiş desin olundu. > | R Gi (Modon) coğrafi ehemmiyeti | ! | az şima- (Modon) a giden üç bin yar- dımcı Venediklinin tamamile te- lef olduğu tahakkuk edince, bu kalenin kumandanları Türkle- re şu teklifte bulunmuşlardı: «Kale dahilinde bulunan biz Venedikliler mal ve ayallerimizle beraber Venediğe çekilip gitmek şartile her iki kaleyi de Türklere teslime amadeyiz, Teklifimizi ka- Bul ettiğiniz takdirde bu gece bü- tün gemilerinizden üçer kırmızi mahtap yakılması suretile cevap vermenizi rica ederiz.» Ali ve Davut paşalar Venedikli. lerin bu teklifini müştereken mü- Zekere ederek, beyhude kan dö- külmemesi için kale dahilindeki Venediklilerin Venediğe çekilme- leri suretile kalelerin teslimi tek- kabul etmişlerdi. Hattâ Venedikliler bu iki k leyi rızalarile Türklere teslim et- tikler badema bu kaleler üzerinde bir güna alökaları kal madığını tarafeyn kumandanlari tarafından imza edilen bir mua- hedename ile de tesbit etmişlerdi. (Navarin) ve (Koroni) kalele- rinin zaptından sonra Mora sahil- lerinde hiç bir tehlike kalmamı olduğundan, ordu Beyazıdın em- rile İstanbula dönmüştü, Artık bütün bu havalideki kale ve hisarlar hemen tamamile Türk- lerin elinde bulunuyordu, Vene- dikliler bu sahillerde müthiş bir hezimete uğramışlardı. O güne kadar hiç bir kale kumandanı büy- le rızasile Türklere teslim olma- müşken, iki kalenin birden ve mu- kavemet etmeksizin Türklere tes- | limi hadisesi Venedikte telâfisi | mümkün olmıyan bir mağlâbiyet telâkki edilmişti. O esnada Venedik denizcileri arasında atılganlığile meşhur olan. amiral (Dettopesaro) vaktile (Na- varin) de doğmuş olduğundan, bu kalenin Türkler eline geçmesine tahammül edemiyerek kuvveti bir donanma ile bu havaliye gel mişti. (Navarin) fırka merkezi olan (Modon) kalesine yakın olduğu için, hisar dahilinde fazla muha- fiz bulundurulmuyordu. İşte Venedik amiralı bunu uzak. dan sezmiş ve bir sabah kırk iki parçadan ibaret olan donanmasi- e hisarın ine gelerek ateşe baş- lamıştı. İkinci Beyazıt İstanbula henüz avdet etmişti. Bu hadiseyi vaktile haber alamadığı gibi, ya- kımında bulunan (Modon) kalesi muhafızları bile yardıma koşa mamışlardı. Amiral (Dettopesaro) fırsattan fade ederek ve imzaların üze- rinden bir ay bile geçmiyen mua- hedeyi unutarak (Navarin) i der. hal zapt ve işgal etmişti. Ali paşa o sıralarda (Modon) havalisinde bulunuyordu. Hadi- seden derhal devleti haberdar ederek Venediklilerin tedibini is- temişti. Beyazit bu hadiseden çok mü- teessir oldu.. Hemen otuz parça- dan ibaret bir donanma ile kâfi miktarda akıncı ve Venediğe de bir haber gönder: «Badema Venedik hükümetile nun: 19-19,30 Suni konferans, tı. (Eki ü Cevdet, Şeref, İbrahim beyler, Vecihe, Belma hanınlar), 21,20:21,30 ajans ve borsa haberleri, 21.30-22.30 Cemal Renit, İzzet Nezih, Lasinaki, Me- sut Cemil beyler tarafından oda mmüsi- kini Varşova (1414 m) — 2040 aske. arılar (plâk), 20.50 spor haberler 21,13 hafif musiki, 2150. haberler, 2212 popüler. orkestra, 23,15 dans Viyana (506,8 m.) — 20,40 He zar takmmi neseli musiki, 23:30 haber. ler. 24 meshur pivano eserlerinden konser, 24,30 dans musikisi Bükreş (364,5 m) — 19.05 kars konser, 20,15 kunrtet konseri, 22 Oli da Helta tarafımdan sarkılar, 22,30 pi yana kanseri, 23 haberler, 23,30 kac İekonser Budapeşte (350,3 m.) — 20,30 se. lom orkestrası, 21,30 haberler, 21,50 opera orkekiram, 23 haberler, 2305 ein, sikisi, 24 dane memikisi, Prağ (4702 m.) — 19,10 plâk, 22 haberler, 22,35 piyana, viyolonsel kon. seri, 23 haberler, 23,15 taganni (pi yana, refakatile) 24 Temmuz Salı İstanbul: 18.30 - 19 PİSk meşriyati, 19 - 19.30 Çocuklara masal, 19.30 21,20 “Türe musiki neşriyatı (keman Resat B. tanbar Mesut Cemil Bi. ka mun Vecihe H. Maraffer B. Vedin Ri za H. 21,20 - 21,30 Ajanı ve bera haberleri. 21,30 2 2230 Stüdyo caz ve tango orkestra Varşova (1414 m fonik orkestra kons sikisi, 19,45 izci meyrivat, 20 mmuhc telif, 2LIZ Kilbetin 3 perdelik ela Femme Contemporaines operet. 23,30 dans miki, Bükreş (364.5 m.) — 19,05 Metei orkestrası, 2045 plük, 21,15 radyo orkestrası taralından senfonik konser, 2230 senfonik konser, 23 haberler, 2330 pâk. Budapeşle (550.5 m) 20,40 keman konseri, 21,20 stüdyodan bir piyes, 23,10 Badapeşte konser önker- ran, 23,35 hava raporu, 24,13 Mam Prağ (470 m) — 1915 pik 19,20 Almanca neşriyat, 19.55 haber Ter, 21,53 musiki neşriyatı, 23,15 ce. mebi dillerde haberler AKBA milesseseleri Ankaranın modern türkçe İransızca ve ecnebi lisanlarda kitap, gazele, mecmua, fotoğraf levazımı ve modellerini temin eder. Merkezi: Maarif vekâleti karşısın: da, telefon 8377 Şubesi; Samanpazarında — VEE Sem 19,15 oda muz Nede zatisi seretile anlarmağa özüm görmüyorum. Dünkü imzası bugün ayaklar altına alan kumandanların bu hareketleri yalnız kendi. şerefsizlikleri. ni. değil, mensup olduğu milletin de ahlâk seviyesini gösteriyor.» Bu haber Venedikte hiç bir te- sir yapmamış, o devrin siyaselini zartmamıştı. Mütemadiyen Türk topraklarına tasallüttan başka bir emel ve düşünceleri olmıyan Ve- edildiler, amiral (Dettopesaro) nun bu muvaffakıyeti üzerine Venedikte büyük şenlikler tertip ediyorlar; sokaklarda günlerce nümayiş yapıyorlardı. (Navarin) hisarındaki beş yüz Türk muhafızını biribirine bağlı- yarak işkence ile denizde boğan ve kırk iki parça gemisile hisarın etrafını sardığı halde korkudan geceleri ine uyku girmiyen amiral (Dettopesaro) o sıralarda bu küçük muvaffakıyetile (Fatih) kadar şöhret bulmuş, yaygaracı ve gaddar bir adamdı. İstanbula yeni dönen Türk ordu ve danan- masının böyle küçük bir hisarın istirdadı için tekrar bu havaliye geleceğini tahmin etmiyordu. Bir akşam güneş batarken hi- sarın önünde görünen Türk do- nanması Venedik amiralını hay- retler içinde bırakmıştı. (Arkasi var) Kapinın çıngırağı yerinden ko- pacakmış gibi çalınıyor, dışarıdan neşeli sesler yükseliyordu: , — Murat amca, — Murat amca. Murat amca çiçekleri suluyor- du. Elindeki tenekeyi yere bırak- a, koştu, köşkün kapısını açtı, — Hay zirzoplar hay.. Çıngıra- ğı koparacaktınız. Biraz yavaş ça- lamaz mısınız?” Zirzoplar dedi Belma, Selma, Neelü.. Üçü de nişanlılarını kolla takmışlar, her cuma olduğu gi Murat amcanın köşküne gelmiş lerdi. Murat amca bu altı kişilik grupa «zirzoplar» ismini takmıştı. Amca bekârdi. Gayet güzel bir köşkü, bahçesi, enfes likörleri, ye- mişleri vardı. Sigaraların en gü- zellerine meraklı Fakat zirzopların köşke geldik- leri gün ne bahçeden, ne ağaçlar dan, ne çiçeklerden eser kalırdı. Zirzoplar her şeyi kırıp geçiri- yorlardı. En büyük merakları da uçsuz bucaksız bahçede nişanlıla- rile beraber hep birden kör ebe oynamaktı. Kör ebe oyununda mutlaka Murat amcayı ebe yapar- lar, gözlerini sıkı sıkı bağlarlardı. Murat amca zirzopların yüzleri- ne karşı şikâyet ederdi. Fakat amca da onların tiryakisi olmuştu. Onlsir gelmediği zaman kendisin- de dehşetli bir boşluk hisseder, bazı haftalar kör ebe oyununa kar- şı adeta aş ererdi.. Fakat işte yedi aydanberi hep kör ebede onu ebe yapıyorlardı. Hiç te «kurt» olduğu veki de- gildi. O gün de bahçeye girer girmez: — Aman amca. Haydi kör ebe... Ve onu — Beni bırakın. Çiçekleri su- hyacağım!, diye yalancıktan maz- lanmasına vakit bırakmadan gi lerini sıkı sıkı bağladılar. Murat amca kapkaranlık içinde ellerile etrafı yoklıya yoklıya ileri lemeğe basladı. Bazan duruyor, etrafa kulak kabartıyor, seslerin, ayak pıtırtılarının geldiği tarafa doğru koşuyor, zirzoplardan birini ele geçirmek için uğraşıyordu. Bazan yanlışlıkla insan diye bir ağacı kucaklıyor, etraftan: — Sika tut amca!,.. diye kahka- halar yükseliyordu. O zaman Murat amca: — Eh. Hani bir elime geçerse- niz yok mu?.. diye tehdit edi. yordu. Fakat aradı, aradı. Kimseyi ele geçirmek mümkün olamıyordu. Etrafında ses sada da kesilmişti. ye bahçenin arka tarafına mı geçmişti. Bir kaç kere: — Çocuklar., Neredesi ye söylendi. Fakat zirzoplar ses verip mere- de olduklarını belli etmemek için susuyorlardı. Gözleri kapalı iler- lerken kulağına garip sesler gel meğe başladı. Bir takım fısıltılar işitiyordu: re — Aldım. — Çilek likörünü amma... — Hayır.. Vişneyi aldım. ine deh di- aldın m7, inin bağlı olması setli bir sıkıntı vermiş Elini bu bağa gi biraz gevşetti, Şimdi bağın kenarından, elrafı bir dereceye kadar görebi- Tiyordu. Bir de şöyle bahçenin dört kö- şesine baktı... Maşallah, maşallah.) Yeğenlerinin her biri nişanlis | ları ile birer köşeye çekilmişlerdi.! Hepsi birer çardak altı bulmuşe lerdi. Kızlar delikanlıların omu: larına başlarini dayamışlar, önler rinde amca beyin nadide Jikörler, ri, ağızlarında amca beyin nefis sigaralar. Ooooh kekâ... 2 Arasıra sigaralarını yere, çe menlerin üzerine koyan nişanlılar dudaklarını biribirlerine kopçali- yorlardı.. İşte yedi aydanberi hep ebe olduğu zamanlar Murat am- canın gözleri bağlı iken garip sesler bu şapırtılardı Hiç kimsenin amca beyle meş" gul olduğu yoktu. Herkes biribiri-” le meşguldü. > Biçare amca bey saatlerce ken di kendine gözleri kapalı bahçe de fır dönmüş N Köşke doğru ilerlerken bakti, Ve tepesi attı, Bundan bir müddet evvel eve 19-20 yaşında cıvıl civil bir Rum hizmetçi almıştı. Amca bey vakıni ihtiyardı amma gönlü taze idi O gözleri bağlı bahçede dal. irken cıvıl cıvıl genç hizmetçi de iri yarı bahçıvanla beraber ıhla- mur ağacım damları arasında al takke ver külâh. Gözlerini tamami detle gümbürdedi: — Bu ne rezalet. let. Hep ben mi kör ebe olaca Eım?.. Hep ben mi kör ebe?. | (Bir Yıldız) çözdü, hid. Bu ne reza ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Aes tebdili için yirmi beş Kuruşluk pel göndermek lâzımdır. “Rebitlater : 11 — Rumlar: 79 £ mak Gtnnç Oya ni Aş Ya E 703 SAS 445 Ban OZ si Ve 780 en vi van vas Tünrehane: Babalı civarı Acumusluk SE 18 No, AKŞAM KiTAPHANESİ 'NEŞRİYATI Kadıköyünde NET Kırtasiye mağazasında satılmaktadır. Kadiköy, Altıyol No. 1 Tel, 60628 fp mi Faik Sabri HAYVANLAR ALEMI sahife - 350 resim metin harici tablo Büynk kıtada Bu merakli, eğlenceli kiza okudunuz mu? Fia Taşra için posta rd A0 Dereti almaz, kuruştur. | Tevzi vo satış merkezi yalnız AKŞAM KITAPHANESİ 121, Ankara cediesi, İstanbul Tara yerire pasta pulu da. gönderelilrsiniz. ANN m) Jj m