Sahife 6 AKŞAM 21 Termuz 1934 Yerli mallar sergisinde.. “Bursa ipeği gibi saçlar, Adana pamuğu gibi beyaz yumuşak eller. » “ Şu tütün makinesinin başına bendenizi oturtsalar Yerli mallar müstü.... Beyoğlunun en civcivli zamanı, Galatasaray lise- sinin kapısı mahşer. İçeriye gir- mek için itişenler, kakışanlar —A.. O nasıl itiş öyle... İm san gibi yürüsene... gibi başlı yan kavgaları kapıda duran kol İarı kordelâh sergi polisleri be- men bastırıyortar. Biraz ierilediniz mi? İlk gö Zünüze çarpan şey bandomuzi- ka yerinde sanatkâr İhsan beyin inirli muzikasını idare İçeriye girmeden evvel şö bahçeyi bir iskandil ediniz. Vay efendim vay, vay... Muazzam biz havuz, içi köpüklü köpüklü bira dolu, Karşısında da mu, Kanler içinde hik: — Bana bir beyaz! Bana bir siyah!, Sesleri için- de itişip kakışıyor. Fakat asıl ka- labalığın sunturlusu bira havuzu- nun etrafında... Hayran hayran bira köpüklerine bakıp muhab- bet edenler: — Şimdi şu sıcak günde soyu- up dökünüp bu bira havuzuna dalmak ister misin? bira paviyo- bir kalaba- — Dalmak ta söz mü birader?. Şu köpüklerin içinde boğulup cah vermek işten bile değil. — Acaba sahici bira mı bu — Eğil de kenarından bir yu- dum tat bakalım... Birdenbire havuzun ortasında» ki fıskiyeden köpükler fışkırma" ğa başladı. Fırkiyeden köpük aktıkça ha- vuzun etrafındaki kalabalığın da ğzinin suyu akıyor. Muhakkak ki yerli mallar ser. gisinin iktisadi pek çok faydala. rı vardır. Fakat serginin bir fay- dası daha var ki kimse bundan bahsetmiyor. Yerli mallar sergisi açıldığı za- manlar hall senede 10-12 gün mükemmel surette eğleniyor. Ser- giye gelenler gayet iyi vakit geçi- riyorlar. Bir kere üstat ihsan be- yin idaresinde güzel bir musiki dinliyorlar. Ihsan beyin heyeti susunca serginin radyosu başlı yor. Bahçenin kapıdan girilince 80l tarafı kmil eğlence vasıta» larına tahsis edilmiş... İşte bunun için gece geç vakte rn z kadar sergi dolup boşanıyor, lup boşanıyor... Artık bahçede zemin ve zama- | na uygun nükte yapanlar mı is- | de | ır şu saçlara bak... - Yanaklar amasya elması, gözler Aydın üzümü, Şu ellerin beyazlığına bak... Adana pamuğu mübarek | Kolonya ve lâvantacılar yan- yana paviyonlar tutmuşlar, her | pavyona yaklaştınız mı? Tırnak- ları kıpkırmızı mi iş fındık kurdu gibi bir küçük hanım: — Buyurmaz mısmız?. avucunuza güzel kokulu yalar serpiyorlar. Bir kolonyacı paviyonu önün- de kolonyacı küçük hanımla bey arasıda hararetli bir müns- kaşa: diye kolon- Buyursanıza beyefendi Lütfen ayucunuzu açmaz mi nız? — Açamam küçük hanim! — Güzel kokudur amma... — Güzel müzel açamam... — Meccanendir... — İstemem küçük hanım, iste- mem, den kurtulmak için arkadaşları" nı sürüklemeğe başladı — Yahu... Bana Kızcağız zor- la karımdan dayak yedirecekti. Gel de evde «bu kokuyu kolon- yacı küçük hanım sürdü» diye inandır bakalım... Neredece7. «Nedir bu koku?.. Kim sürdü?, Kim bilir hangi şıllıkla beraber- din de kokusu sana geçmiş!,, Söy- le, söyle herif?.» diye bir sürü istintak!, Gectim ben öyle kolon- yadan da, öyle lüvantadan da, esanstanı Tütün tiryakileri inhisarin pax viyonuna dolmuşlar. Burada uzun bir makine var. Bir laraftan yap- rak tütün koyuluyor, Biraz sonra tütünün nasıl kıyıldığıni, nasıl si gara olduğunu, nasıl kutulara dol durulduğunu, nasıl ambalâj yaz pıldığını görüyorsunuz. Bir tütün tiryakisi arkadaşını — Birader diyor. Halka tütün yaprağının nasıl kıyıldığıni, nasıl kutulara yerleştirildiğini gösteri- yorlar, Bari Tezzetle, keyifle asıl yanindaki rgisinin bahçesinden bir intiba ellendirsem ,, beni şu makinenin başına oturt. sunlar, yapılan sigaraları birer birer tüttürmek suretile halka tü- tünün Jezzetle nasıl. içildiği , bu suretle millete bir de iyiliğim dokunmuş olur. Hani manaş ta İstemem... Hikmet Feridun Falk Sabri HAYVANLAR ALEMI Boyak'kıtada 280 sahife im 4 ronkli lâyha » 8 metin hartel tablo Be Taşra çin ya eye BO İİ mersin Tevzi ve satış merkozi yalmız; AKŞAM KITAPHANESİ 121, Ankara oaddesi, İstanbul Para Anadoluda Akşam I diyarı bir Yağ ve ba nahiye merkezi: Gömeç Gömeç (Umumi muhabiri den) — Burası Bürhaniye ile Ay- valık arasında bir nahiye merke- zidir. Yel, on dokuz kilomtere- lik güzel bir şosedir. Şosenin iki tarafı hep zeytinlik, bağlık ve bahçeliktir. Dört kilometreden geçtik, Burası bir ihracat iskele- Her tarafla tabi servet inden insanın göz çarpıyor. Buralar yağ ve bal di. yarıdır. Bu güzel şoseleri az za- manda bitirerek nahiye merk me geldik. Henüz kimseyi taıma- dığım için belediye | çayuşunun klavuzlığile hükümet konağın. da müdür $ Kasaba, bir kaza merkezi ka- ev dar büyüktür. Çarşısı, pazat leri ve dükkânları pek şiri Sahilden 4 kilometre içeride: Burası 40 senelik bir nahiye: Ahmet Cevdet efendi namında Istanbullu bir zat burada (30) sene bilâfasıla müdürlük yapmış” tır! Nahiye tam teşkilâtlı oldu- ğundan tahrirat kâtibi ve nüfus memuru vardır. Bunlardan baş ka gümrük muhafaza teşkilât, jandarma, inbisarlar memuru, beş sınıflı ve beş muallimli bir mektep, posta ve telgraf dairesi vardır. Bütün nahiyede 5800 nüfus mevcuttur. Merkezde 432 hane- de 1370 kişi oturmaktadır. Bu- rada beş yağ fabrika: gene, bir mezbaha, spor klübü ve sahası, iki radyo, elli lira ücretle bir kabile, 5 fırın, 4 ahçı, 7 kah- vehane, minareli büyük bir cami ve bir han mevcuttur. Müdür Hüsnü bey Nahiyenin ismi (Armut ova) dır, Müdürler Gömeçte oturur- hi Müdür Hüsnü bey Ankara polis müdüriyetinde tahkiki hür yiyet memurluğunda | bulunmuş, 50 senelik tecrübeli ve azimkâr bir idare adamıdır. Mumaileyh Balıkesirin Osman köy nahiyesin- Kaplan yavrusunu andıran büyük bir kedi Yedi buçuk yaşını bulduğu halde Dünyanın en büyük © kedisi Londrada bi İngilizde olduğu anlaşılmış- tr. İsmi Gib- son olan bu ke- dinin sikleti okuz beş libreyi | bulur. Boyu bur- nundan kuyru- una kadar 37 pus ve omuzlarinin genişliği 14 pus ve beli 33 pustur. Pençeleleri. nin genişliği ikişer pustür, Kedinin sahibi mister Turner. dir. Bu zat ahbabi bulunduğu bir kasabin kedisinin doğurduğu dört yavrudan birini alarak bü- yütmüştür. Fakat kedi büyüdükçe büyü- müş ve nihayet bir kaplan yav- rusu şeklini almiştir. Şimdi yedi buçuk yaşında ol içildiğini de göstersinler. Meselâ duğu halde gene büyümektedir. Dünyanın en büyük kedisi sa ciğerdir. Bu kedi şişmanlığına rağmen gayet avci olduğundan yı evde tek bir fare bırakmamıştır. Şimdi en büyük eğlencesi bahçe- 'de kurbağalar ile oynamaktır. M. Turner kedisini bir çok de- falar doktorlara göstermiş ve fazla şişmanlığı bir hastalık meti cesi olmadığıi tahakkuk etmişti Bu kedinin her günkü gidasi bir Hibre siğir eti ve büyük bir par- den yedi ay evvel buraya gel miştir. Yedi senelik kıymetli ve hükümetin şerefini temsile kabi- liyetli genç bir müdür; Sokaklarda iki taraflı ve tahta” dan kafesler içine alınmış sıra si- ra bir çok ağaçlar, buradan ge. genlerin gözlerini okşıyacak bir manzara arzeylemektedir. Hüsnü bey buraya geldiği gündenberi bu suretle (450) ağaç diktirmiştir. Bunlarin içinde akasya ve (Ah- met Refik) ağaçları da vardır. Ahmet Refik ağaçları pek hoş çi- emekle çabuk meydana gelen ve çok gölge ya- pan bir ağaçtır. Hüsnü bey mahiyede bir yangın teşkilâtı yaparak borularile be: çekler açan, az ber yirmi beş metre uzunluğunda hortumlar tedarik eylemiştir. Na- biyenin en mühim ihtiyaçlarından. olan su meselesine de müdür Hüsnü bey dikkat gözünü çevir. miş ve (İnkaya) namile maruf bir suyu (10) kilometre mesafeden demir borularla ve kismen de künklerle merkeze getirmek üzere bulunmuştur. Müdür bey. bunun. ink imalâthanesi de yap- tarmıştır. Bu su (60) sene evvel meveut iken yolları harap olmuş- tur, Hüsnü bey bunu yeniden ih- ya edecektir. Nahiyenin diğer köylerinde de Su ihtiyacını gidermek için yev- miye (150) künk yaptırılmı tadır. için Hava v8 su Halk şimdiye kadar kuyu ve tulumba suları içerlerken bundan sonra cumhuriyet sayesinde İyi su içeceklerdir. Havası da ol. dukça iyidir. Sıtma pek azdır, Et yaf kâmilen zeytin ve palamuttur. Burası mahsul senelerinde 14- 15 milyon kilo zeytinyağı ihraç eder! 4-5 milyon da palamut çı- 'karır. İskelede İtalya ve Amerika vapurları daima mal almakla meş- guldürler! Nahiyede ekin ve bağ» cılık ta vardır. Yemeklik zeytin dahi yapılmaktadır. Asayiş ve ahlâk Asayiş ve huzur son dereceler. de mükemmeldir. Bu mahiyeye Midilli, Girit adalarile Boşnak muhacirleri mütekâsif bir halde iskân edilmişlerdir. Halk çok mu- nis ve çok medenidir. Ahlâka mu- gayir hiç bir hadise olmamakta- dır. Ragıp Kemal AKŞAM İlân tarifesi Sahife, i 1 Santim Ee e 48 > Iç sebifelerde > Son ilân sahifelerinde 8. x Bir ay içinde 100 santimden fazla ilân verenlere hususi tenzilâtlı tarife tatbik olunur. Kuray 400 250 200 100 s0 30 Mektep ve nesi akit, teşekkür ve ölüm, ye mahkeme — ilânları için hususi tarile tatbik İunur, Gazetemizde neşredilecek ilönlar işin raüracant Ye ilâncılık kollektif Şirketi Ankara caddesi, Kahraman zade han, Tel, 2009420095