18 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

18 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Temmuz 1934 AKŞAM Maden ihracatını artırmak Madenciler birliği bu hususta teşebbüste bulunacak Madenciler birliği, maden ihr eatını artırmak için iktisat veki leti nezdinde teşebbüsatta bulu" nacaklardır. Birlik, bir kaç gün içinde bu maksatla bir toplantı Yapacaktır. Madenciler, evvelce maden takası mevcut iken, ilir catın iyi bir devre geçirdiğini iddia etmektedirler. Madenciler birliğinden bir heyet, iktisat vekili Celâl beyi ziyaret ederek bu mesele hakkında gö- Püşecektir. Antalyada pirinç ziraatı Antalya 17 (A. A. ) — Vasi mikyasta ve çok istidatla Antalya çeltik ziraatine fenni bir stil vermek üzere Ziraat vekâletince Tosyadaki pirinç müte- basısı Antalyaya nakledilmiştir. Gelen mütebassıs çeltik ziraati yapanların mesaisine rehberlik etmektedir. Kestane ağacı çemberleri in portakal sandıklarını bağlamağa mahsus keslane ağacı gemberlerini Türkiyeden alırdı. Son zamanlarda Italya firmalari, Filistin piyasasma Türkiye mal- larından daha ucuz çember ver mek suretile bu ticareti eldi etmiştir. Barslon ret mümessilliği Iktisat vekâleti husust kalem müdürü Cahit Kerim bey Barse- londa yeni teşkil edilen ticaret mümessilliğine tayin edilmiştir. Vagon yapılacak Adapazarındaki fabrikada hazırlık başladı Adapazarında, Adapazarı Ti caret bankasına bir Fabrikada, şimendifer vagonu inşası için tesisat yapılacaktır. Öğerendiği- mize göre, Sumer Bank ta bu tesisata sermayesile iştirak ede- ektir, Fabrikanın bu kısmında vagon- ların çelik aksamından başka ber tarafı yapılacaktı Dil kurultayı Birinci kurultayın zabıtları kitap halinde çıktı Ankara 16 (A.A) — LD.L.C. umumi kâtipliğinden: Birinci türk dili kurultayının zabıtları kitap halinde çıkmıştır, Birinci türk dili kurultayına âza sıfatile iştirak etmiş bulunanlara birer nüsha takdim edilecektir. Kurultay âzar dan mebus beyefendilerle üni- versite mensuplarına, lise, mual- lim mektebi ve orta mektep Türkçe, edebiyat, tarih, felsefe muallimlerine ve stajiyerlerine ve maarif | vekâleti müfettişlerile diğer maarif mensuplerine alt nüsbalar maarif veköletince ken- dilerine gönderilmiştir. Bu zatların haricinde kalan Kurultay âzasından Ankarada bu- lunapların o cemiyet merkezine, Bitanbulda olanların Istanbul maa- rif idaresi altındaki Devlet mat- baası satış yerine müracaatl adreslerini kaydettirerek kil larını almaları ve başka yerlerde bulunanların da | bir mektupla hüviyet ve açık adreslerini bil. dirmek ve kitabın taahhütlü posta Ücreti olan 35 kuruşluk posta pulunu göndermek suretile İstan- bulda Devlet matbaası müdürlü- #üne müracaat etmeleri lâzımdır. y GUNUN HABERLER ingiltere ve yeni misaklar Avam kamarasında mühim bir müzakere olacak Londra İT TA, A.) — Times gözetesi M. Baldwrinin bu hafta sonuna doğru Avam kamarasında hükümetin hava müdafan politi- kası hakkında beyanatta buluna cağını bildirmektedir. Diğer taraftan Daily Mail ge zetesi de yeni misak hakkındaki son itilâflar hakkında bazı me- busların Sir John Simondan isti zahta bulunacaklarını ve bu hü- susta yeni bir umumi müzakere açacaklarını Moskovaya gidiyor ın 17 (A.A.) — Estonya azını, Sovyet hariciye komiseri M. Litvinoffun daveti üzerine, bu ayın 28inde resmen Moskovayı ziyaret edecektir. Alman ithalâtı, ih fazla Berlin 17 (A.A.) — Almanya, haziran ayı zarfında 377 milyon mark kıymetinde ithalât yapmıştır. Buna mukabil aynı ay zurfındaki ihracatı yalnız 339 milyon olmuş” tur. Bu suretle bir ay. zarında 38 milyon marklık bir ithalâit fazlalığı vukubulmuştur. Almanyada yeni mebus mamzetleri Berlin 17 (ALA.) — Mill sos yalist fırkasının reicbtağ gurubu riyaseti, 30 haziran hadiseleri es- masında ölen fmebusların yerine 12 mebus namzet tespit etmiştir. Bütçe açıkları Italya açık miktarını indirmeğe çalışıyor Roma 17 (A.A.) — Hâlen bir buçuk milyar olan Italyan bütçe- in açığı, münakalât nezaretine nit 800 milyon liretlik açığın tamamile kapanmasile, 700 milyon liret inecektir. Bunun için hik kümet, hususi otomobil nakliyatı devlete. mal edecek ve demi yolları idaresinden da mühim miktarda tasarruf yapılacaktır. Amerikan bütçe açığı Vaşington 17 (A.A.) — Ame- rika birleşik hükümetleri ticaret odası, Vaşingtonda intişar eden bir ticari mecmuada, M. Roos- veltten beklenen tümitlere rağ men, 1937 senesinden evvel bütçenin o mütevazin olmasının şüpbeli bulunduğunu çünkü bütçe kan ve bu suretle yeni istikraz lara yol açacak olan masrafların azaltılmadığını bildirmektedir. Alman hücum kıtaları reislerinin mall vaziyetleri Berlin 17 (A. A. ) — Almanya polis reisi ceneral Daluezc, Mittel Deutachen gazelesine verdiği yanatta, hücum kıtaları reislerinin mali vaziyetleri ve yaşayış tarz ları hakkında tahkikat yapacağını söyler Lehistanda grevler Varşova 14 (A. A.) — Lehis- tanın sanayi merkezlerinden bulu- nan Lodz şehri amele sindikaları dört haftadanberi grev halinde bulunan ipek sanayii amelesine müzaheret eylemek Üzere dünden itibaren umum grev ilân etmiş lerdir, tahminlerinin daima fevkinde çı | “GUNUN MESELELERİ Fransa - Sovyetler Şamli misk Heri, Bilhassa Bi müsaki münasebetle Fransa ve Sovyet Rusya arasindaki anlaşma İtalya iyi Kani oomamışir. İtalyan gazeteleri bu har Busta uzun makaleler yaziyorlar. İl Po- | polu ö'külin gazeti yazdığı bir ma | kalede diyor kiz “Fransa hükümeti, Sovyet Buyaile | yapı hangi hedefe yarmak istiyor? Unutmamak lözümdir ki, hali Kazirda | Framsayı idare eden adamlar, 1914 se- mesinde Franam hükümetinin başında bulunan ayni adamlardır. Yani Fransa | nin bugünkü siyaseti, cakidenberi takip | edilmekte olan siyasten iberetin | | | | eri anlaşma Fransaya göre şarktaki Sovyet Rusya Vitül nehirlerinden muazzam kütlele- ile yardıma gelebilir. Fransız siyasileri bu'tarzdaki politikayı Tevtet kitabında yazılmış gibi es itibar ediyorlar Halbuki tarih, cihanın gülişini ayni halde. brakmamıntı. 1934 senesinde vaziyet, yor, Eiki Ruya Çannm Petresburgtn ve büsünkü boleviklerin Moskovada bulunduklarını ifade etmek iteğiyoruz. Yalniz uzak şörktn Sovyet Rusyanın merkezi siletinin başka kıtalara müte- veccik olduğumu bildirmek üzumuna kani bulunuyonuz. Sovyet bükümetleri- sin mukadder Mançuriyaya bağlı dir. Japonya imparatorluğunun birkaç sene daha hazırlıklarına devam etmesi muhtemeldir. Bu münasebetle bu mun- takuların daima tehlikeli Bir vaziyette kalacağına şüphe yoktur Diğer taraftan Sogret Rusyanin. mer Kesi, sikleri Türkintan vasıtmile Hindin- tan yollarına müteveccihtir. Sovyet Rus. yanın Asyada" temin edeceği kuvvetli müfuzdan maksadı, Avrupa cihetinden sein kalmaktır. Bir taraftan uzak şark cepheleri, di- er taraftan Almanya, Polonya ve Uk- vanya kuvwelleri arasinda bulunmak var ziyeti, Rusyanın mevküni müşkülleşör. di işin Fransa ile akdettiği akeri mi- sak, Sovyet hükümetince Avrupada bir niyet misakı teşkil etenişir. Alman a işe bundan endişe duyuyor. Franea ve Sovyet Rusya devletleri öühtelif vasıtalar ile ayni hedefe doğru yürüyorlar, Fransa hükümeti, Avrupada cimniyet temini işin Rusya ile birleşiyor Sovyet Rusya ila uzak şark kuvucali bulunmak işin Fran miyor. Avrüpanin 1914 vaziyet dleğimiğini yukarda söylemini. Savyet Rusya ile Almanya arasında tak kalmamıştır. Bolşevikler Berime kartı. bir tanrmızda. bulundukları tak. dirde, orduları ya Balık. devletleri arazisinden ve yahut Lehistandan ge girmeleri icap eder. Bundan dalayı Pa- lonya hükümetinin müteyakkız davran- ması Tözüm gelir. Polonya hükümeti de Sovyet Rus yanın cenubundaki mümbit araziye gö- sünü takmış. Sovyet Rusya ve Fran | sa hükümetleri Polonyayı Karadenizde | bir mahreç istemekle itham ediyorlar Polonya hükümetinin Almanya ile yap- iğ donlu misaka bu tezin doğruluğu. nu isbat ediyor. M. Baronun Varı sovaya yaptığı seyahatin hiz bir semere Yermediğini de herkes biliyor | Hali hazırda Avrupada Almanya ile Frama arasında siyasi müzadeleler, As yada ine İngilere ile Sovyet ind tar 1914 ün vaziyetine benzemis Rusya ara | ü nüfuz mücadeleleri mevcut mücadeleler, Çapları gama: nında başlamış ve üçüncü entermasyo- daha tar, Tari nal propagandaları dölayisle vahim bir şekil almiştr. İngiltere ile Rusya arasinda zuhur den ihtilülların esası şarkta ve Hindis- #a köşelerinde görülmektedir. La Revue des dewe Monde Sovyet Rusya ile Fransa arasında aktedilen misakın ha disatın icabından olduğuna işaret eyle Romanya mebusan meclisinin bir kararı Bükreş, 14 (A.A) — Mebusan meclisine, munzam vazifeleri men- eden ve bütün resmi memuriyet maaşları kati surette tahdit eyli- yen bir kanun lâyihası tevdi edil- miştir. Hiç bir fert, senede, ceman 300.000 leyden fuzla maa ala- mjacaktır, Edebi mürahabez. © Edebiyatta üm ünvan - Okuyucularıma ve ve muhabirlerime açık mektup * i Sevdiğiniz yahut her hangi bir sebeple hakkında bir cemile gös- ererek taltif etmek istediğiniz, yaşını başını almiş bir muharrire bir unvan vermek lüzumunu his- sederseniz ne yaparsınız? Bu mu- harrir köyünün rauhtarı olsaydı bile bugün o ünvanı veremiyecek- iniz. Dava vekillerinden ve mu- hamilerden bir muhibbinize, fran- zlarca bu âdettir, diye: «Aziz üstat!» derdiniz, evinizde tamir olunacak bir dülger işi olsaydı da saçlarına kır düşmüş işçiye nazi- kâne bir hitap ile gayret vermek isteseydiniz: Mastoris Yorgil.. di- ye seslenirdiniz. Mahallenizde de- mirci: — Leon usta! Tenekeci — Karnik usta! vardır. Köşe ba- şında meşhur muhallebici: — Zey- Del usta! ile biraz ileride ahçı dük- kânını işleten: — Durmuş usta! kendilerine sabahleyin geçerken bu ünvan ile selâm verirseniz pek müftehir olarak: — Allah ömür ler versin; beyim!.. diye mukabe- le ederler, O halde, bu misallerden ders alarak, faraza, Hüseyin Rah- mi beye bir tebrikname, bir tak- dirname yazacak olduğunuz za- aman ne yaparsınız? Bu zatın elli senelik, bitmek tükenmek bili: yen bir sanat hazinesi vardır ki mebzulen taşmış, Türk edebiyatın nı feyyaz bir ırmak lütfile sula mıştır. Kendisine verilebilecek resmi bir ünvan bulamayınca, sal- tanat zamanında rütbesi var mıydı bilmem, olsaydı. bile o rütbenin saadetlüsünü, atufetlüsünü de kul. ınıza derhal: nvanı gelecekti, mektuptaz lanamayınca hal «— Üstatl..» ve ona yazacağınız «Mühterem üstat Hüseyin Rahmi beyefendi!» diye hitap edecel miz. O her inceliğile pek zarif, tün manasile pek nüktedan, hele bu ünvana ne kadar istihkak mümkünse o derecede mustahak olmakla beraber bu hitaptan ken- disine bir iftihar, bir nevi böbür- lenmek hakkı çıkarmıyarak sade- ce kendisine böyle bir iltifatı lâ- yık gören için: — Nazik adam! diye düşünecekti. Nazik tal mütemeddin ve muaşeret kav: ne vâkıf birisine bahşedilebilecek sıfatların en basiti, en iptidaisidir. O, daima Adasında gezerken Rum gençlerinin yaşlılara «bar bal.» dediklerini bilir, küçük ço- cuklar kendisine «bey amca», kapısına gelen satıcılar saçların. aklığına hürmeten <beybaba!.» derler. Ben bir gün Saksonya İs- viçresinde Basteide bir seyrandan avdet ederken arkamdan bir genç izcinin soluk soluğa, koşa koşa bana geldiğini ve nefes alamıya» rak: Her Doktor!.. diya bitap et- ini görünce evvelâ anlamamış tum, Bu genç benden, bir kayadan. inerken düşüp yaralanan bir ar- kadaşı için muavenet istiyordu, demek beni bir tabip zannetmişti diye hüküm vermiştim. Sonra ba- pa izah ettiler ki Almanlar yaşlı lara bu ünvan ile hitap etmeğe bir ihtiram vecibesi nazarile bakar- larmış, aynile umumi münakale vasılalarında gençlerin — kalkıp yerlerini ihtiyarlara bırakmaları kabilinden yakında hayattan çi: kacak yaşa gelmiş olanlara da bu ünvan ile bir muhteremiyet mev- kii tahsis ederek bir itminan hissi bahşederlermiş. Hattâ bilirsiniz ki insanların de snda bile höy- le cemile takayyütlerine lüzum gören Lafontaine meşhur efsane- sinde karganın kerli ferli kılığı 'dikkat ederek ona Maitre corbeau, tilkinin bile ve desisede mehare- ini düşünerek ona da Maitre xe ard demiş, ve böylece «karga ur- tat.», «Tilki usta!» diye onlara bir paye tevcih etmiştir. Bütün bu mülâhazalari aklıniz- 'dan geçirerek bir muharrir eskisi- ne, hakiki kıymeti, edebiyatta, fi- kir âleminde ehemmiyeti ne olur- 8a olsun, ancak bir nazik ve me- 'deni adam vazifesini ifa emiş ol. mak için üstat!» diye hitap ede- cek olursanız, Elhazer!... Pek bü- yük bir kabahat işlemiş olursunuz. Karşınızda derhal bir Reşat Feyzi imzasını bir kirpi gibi di- kenlerini kabartı etmeğe müheyya bulursunuz. «Üstat mı? Üstat ta ne demek oluyor? Bu efendilere, yani yaş- lanmış, ununu eliyerek eleğini a8- mış mütekait, hattâ matah yar Zicı eskilerine bu ünvanı kim tev- cih etmiş? Ne se le onla, bu payeyi veriyorsunuz?... Onlar kendileri mi isimlerinin yanına bu asalet nişanesini yapıştırmışlar?, Ne hak ile?...» Ve imza sahibi gayzının, kini- nin zehirlerinden bu sualleri pi kürtürken sanki bir vatan hıyaneti ile mahküm olmuş bir zabitin ki- kcını alıp rütbe alâmetlerini mek istiyormuşçasına hırsından #itriyen elinin size doğru uzandı- Zını, ve yazımızdan o kelimeyi ko- yarıp yere attığını hayalinizde gö” rürsünüz. Bu imza sahibini tanıyor musu- nuz? Ben de tanımıyorum, şura: burada yazılarına ilişen gözleri- min manasını onun memnuniyetle keşfedeceğine zahip değilim. Fa- kat onu şahsa tanımağa da lü- zum yok, o-nevi şahsına münhasır bir vücut ta değildir. O, bir sını ın, bir nevi hilkat eshabının içine den bir nümunedir. Bir nümune ki derhal zihinlerde esas hatlarile bir sima, bir şekil, bir heyet ikti- sap eder, Etrafına, hususile Mur vaffak olanlara, temayüz edenle re, servet ve şöhret kazananlara, hattâ iyi giyinip iyi yiyen, ne çe şit mübarezede olursa olsun yaşa mak cidalinde üst tabakaya çıkan herkese karşı ruhunun küçük ka- hbına ateşleri püskürür bir sınıftır. ateş her şeyden evvel kendisi kavurmuştur; omuzlarının, kaburs ın münharif çizgilerinden, çehresinin yeşile yaklaşan sarılı ğından anlaşılır ki ta büviyetinin derinliklerinde bir zehirin alev. leri Ziynet arabalarına bomba atan, mükellef binalara dinamit koyan, bunlara cesaret edemezse ateşini körükliyenlere geçerken omuz vuran, çamura ba- sp üstüne başına zifos atan buh- ak size hücum vardır. in bu sınıfın içinden çıkar. Hayatla herkesin kendi hisse sine düşebilecek saadet ve İzzet inden bekleme- si lüzumuna kani olmadıkları gibi beşeriyette eğer bahtiyar olmak mümkünse bu imkânın ancak her ferdin kendi vüs'ü mikyasında ha yırhah ve hayırkâr olmasile husu- le geleceği felsefesine de mutekit değillerdir, ve onun içindir ki her manasile bedbahttırlar, Bedbaht oldukları içindir ki meselâ o imza (Devamı 7 inci sahitede) Halit Ziya Uşşakizade

Bu sayıdan diğer sayfalar: