18 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

18 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Temmuz 1934 AKŞAM Sahife 3 > AKŞAMDAN AKŞAMA , Fırka've Devlet Milli mukadderata tek fırkanini “hükim © olduğu memleketlerde, "devlet kadrosile fırka teşkilâtımi "mutlaka biribirinden ayırt etme- ye çalışmak zaruri değildir. Za- ruri olmadıktan başka faydalı da değildir. Hatâ mahzurludur bi- ie... Bunların bir olması tek fır. kalı idare mefhumunda münde- içti. İ (ek fırka ne demek? | Evvelâ bir ihtilâl demektir. Bü: yük bir değişiklik demektir. Bu ihtildli yapanlar, hiç olmazsa mu- İâyyen bir zaman için memleket idaresinin bazı umdeler haricine Şıkmasına rıza gösteremezler. Tek fırka demek, Prensipler haricindeki di düsturlara sahip başka fırkaların aemlekete zararlı olduğuna karar yermiş olmak demektir. Bu vaziyet bir devlet prensipi “olunca fırka ile devlet resmen bir. leşir: İtalyada ve şimdi Almanya- da olduğu gibi... Bu memleketler. de her memurun fırkadan olmasi lâzımdır. Memurların fırka poli- tikası haricinde kalması çok fır- kalı memleketlere mahsustur. Hat- | tâ oralarda bile tamamile tatbik | edilmiyen bir nazariyedir, Türkiye cumhuriyetinde Halk firkasından gayri fırkalar. olabi- İir. Fakat bilfiil yoktur. Olmasını '» zorla - istedik te gene olmadı... Şu halde, bu öilfül mevcat hakiki vaziyeti neden kabul etme- meli, ve fırka teşi kadrosundan - zoraki - ayırmıya Deden uğraşmalı? Halk fırkası devlet demektir. Devletin büyük Reisi fırkanın res- men ve bilfiil şefidir. Hükümet reisi fırkanın reisidir. O halde, her tarafta valiler, kaymakamlar, mahiye müdürleri neden fırkanın mümessilleri olmuyorlar da, her yerde ayrı ayrı - ve ikinci bir kuv- yet ve nüfuz sahibi olarak - fırka mümessilleri ihdas ediyoruz? Kaç senedir yaptığımız tecrübeler bu usulün mahzurlu olduğunu göster- medi mi? Bir çok yerlerde devlet memurları ile fırka mümessilleri arasında otorite kavgasına gah olmuyor muyuz? Bizim Halle fır- kası, meselâ Fransadaki her han- ir fırkaya mı benzer? Bir va- linin, bir kaymakamın fırkaya mensup olmamasını, yahut Hal fırkası umdeleri haricinde fikir dere sahip olmasını kabul edebilir miyiz? Cumhuriyetçi olmıyan, lâik olmıyan, milliyetçi olmıyan bir devlet memuru tasavvur ede- bilir mi O halde fırkayı temsil vazifesi- Bi - mademki devletle fırkayı biri- birinden ayırt etmeye bilfül im- kân yoktur - neden valilere ver- miyoruz? Hiç tatbik sahası olmi- | yan eski mazariyelere saplanıp kalmak - misallerile görüyoruz - daima zararlı oluyor. — Alşamci Odun, kömür Resmi münakasâ- larda da fiatler çok yüksektir Odun fiatlerinin bu sene geçen seneye nazaran daha yüksek fiat- le satıldığını yazmıştık, Vilâyet ilk mekteplerin bir se- elik odun ihtiyacı için münaka: açmıştır. Vilâyet mektepler 5700 çeki odun satın alacaktır. Bunun için daimi encümene birçok| teklifler tevdi edilmiştir. Bu tek: liflere göre odun tacirleri bu sene odunun fiatini cinsine göre 226 ile 284 kuruş arasında teklif etmiş- lerdir. İhale bugün yapılacaktır. Geçen sene en iyi cins odur içini £ olarak 260 kuruş teklif Resmi dairelerin bile bu inte odun satın almak mecburiye: #inde kalmaları bu sene kış odun ve kömürün pek ziyade pahalıya satılacağına delildir. Iki yangın Zabıta tahkikata devam ediyor Bir kaç gün evvel Beşiktaşta Hasfırın caddesinde Hacı Ak- met efendinin dükkânından çi kan yangın etrafındaki tahkikat devam ediyor. Dükkân on iki bin liraya sigortalıdır. Yangının sebebini tahkik etmekte olani 2: bıta evvelki yangın yerinde yeniden bir keşif” ve araştırma yapmıştır, Bu ırmada bazi yanmış bez parçaları bulunmuş- tur. Bu bezlerin gaza batırılıp dükkâna konulduğundan, yangi- nın bunlarla çıkarıldığından şüp- he ediliyor. Zabıta bır şüphe üze- rine dükkân müstahdemininden İbrahim isminde birisini nezaret altına alarak istievaba başlamış ür. Bundan bir kaç gün evvel Yük- sekkaldırımda aşçı Halil ustanın dükküânmdan yangın çıkmış ve bir çırak ta dumanlar arasinda boğulup yanmiştı, Bu yangın et- rafındaki tahkikat ikmal edilmiş. tir. Neticede yangınla kimsenin alâkadar o bulunmadığı anlapık mıştır. Zannaltında bulunan Ha- lil usta serbes bırakılmiştır. Ancak yangında bir de ölüm yakasi olduğundan zabıta dük kân sahibi hakkınma ihmal ve dikkatsizlik yüzünden yangin ve ölüme sebebiyet cürmündeni evrak tanzim ederek istintak dai- resine vermi ŞEHİR HABERLERİ Mühendis mektebi Kasaturalı kadın (Çâmaşır asmak yüzünden kanlı kavga Kasimpaşada oturan Feriha ha- mila komşusu Cennet hanımın yerinde boş bir arsa ya ikisi de çamaşır asmakta imişler. Evvelki gün Cennet hanim ça- maşır yıkayıp arsaya asmış, bu Feriha hanım çamaşir yerinin komşusu tarafından işgal edildi- ğini görünce hiddetlenmiş ve «— Benim çamaşır yıkadığım günü bildiğin halde mahsus sen de yıkadın ve benim yerimi işgal eitin. Bugün arsayı ben kulla, cağım, sen çamaşırlarını topla, buradan çekil» diye bağırmıya başlamıştır. Cennet hanım bu gü- rültüye aldırış etmemiş ve nihayet iki komşu arsada kavgaya tutuşup biribirini iyice dövmüşlerdir. bir kaç tekmeden büsbü- tün kızan Feriha hanım eve koşup yakaladığı kocaman bir kasatura bet ederek da- marlarını kesmiştir. İşin fenalaş- tığını gören Cennet hanım derhal kaçıp polise haber vermiştir. Ka- saturalı Feriha hanım yakalanmış, |. Cennet hanım tedavi altına alın- malştir, 31 parça eşya Hizmetçi giderken bir çok eşyayı da götürmüş Modada oturan Tevfik bey is- minde birisi geçenlerde evine Fe- riha isminde bir kadın hizmetçi almıştır. Aradan bir kaç gün geç- tikten sonra evvelki gün hizmetçi ortadan kaybolmuştur. Bundan şüphelenen Tevfik bey evini araştırdığı zaman bir dikiş makine otuz bir parça eşyası- nin da aşırılmış olduğumu görerek polise müracaat etmiştir. Zabıta tahkikat neticesinde 'hiz- metçi Ferihayı o civarda saklan- dığı bir yerde eşyalarla birli yakalamıştır. Çalınan eşya sabi ne iade edilmiş, hırsız kadın adli. yeye verilmiştir. Hâmit bey Burdur valiliğine tayin edil ceği yazılan belediye reis mua- violerinden Hâmit bey geçen cuma günl Ankaraya gitmiş ve pazartesi günü dönmüştü. Iki gündür belediyeye gelmiyen Hâ- ber Mali de ei tekrar işine başlamıştır. Haber aldığımıza göre Hâmit beye yeni vazifesine tayini için henüz resmi bir tebliğ yapık mamıştır. Elektrik ve makine şubeleri ne zaman Kasatura Cennet | açılacak? Mühendis mektebinden şimdi- ye kadar çıkan mezunlar yalnız yol, inşaat ve su mühendisi dip- lomasını almakta idiler, Mektepte makine ve elektrik mühendisi yetişitrecek bir şube yoktu. Üniversitede mevcut ma- kine ve elekirik şubesi de bir mühendise kifayet edecek malü- matı verememektedir. Bu itibar la elektrik ve makine mühen dislerimizden (çoğu, Avrupada tahsil gören, yahut evvelce elek- trik veya makine mühendisi de- Zilken bilâhare bu şubelerden bi- rini tercih ederek makine ve elek- ikte ihtisas peyda edenler dir. Geçenlerde yazıldığı gibi bu mühim ihtiyacı telâfi etmek üze re mühendis mektebinde bir ma- kine, bir de elektrik şubesi açıla caktır. Bu şubeler, Avrupa mü- hendis mekteplerindeki vesaitie zenginleştirilecek ve talebenin ayni zamanda ameli surette ders- leri takip edebilmesi temin edi- Jecektir, Makine. ve elektrik şubeleri profesörlerinin ekserisi ecnebi ola: caktır. Bu iki şubenin bu senel ders senesi başında mı, yoksa gelecek sene mi açılacağı henüz kararlaştırılamamiştı Ada meydanı Zeminin nasıl yapılacağı tetkik edilyor Büyükadada Araba meydanının denizden getirilen su ile ve hor- tumla sulanacağını yazmıştı. Bu- nun İçin icap eden tesisat yapıl mıştır. Arabalar durduğu İçin burası daimi surette kirli oluyor, mey yıkanacak ve dalmi surette temiz duracaktır. Şimdi meydanın zemininin as- alt mı, beton veya parke mi, cağı henüz tesbit edilmemiş» tir. Meydan yıkandıktan sonra rutobet kalmaması için zeminin nasıl inşa edileceğini tayin etmek üzere fen heyeti müdürü Ziya beyle yollar şubesi müdürü Galip ve makine mübendisi Nusrat beyler adaya giderek tetkikatta bulunmuşlardır. AFYONKARAHİSAR MADENSUYU En sıhbi sofra suyudur. ISTANBUL HAYATI , Başka bir âlem Pat... ölüyor yetiş... Çabuk elini uzat, üzerine geliyor... Gümm...» Çığ- lıklar, feryatlar, inceli kalınlı bo- ğuk bağırtılar... Toplu, bombalı bir harp filimi seyrettim zannedilmesin. Tarif ettiğim esrarengiz sahne İstanbu lun içinde, Kumkapı sahilinde ce- teyan ediyor. Hem de her gün. Bilhassa cuma ve pazar günleri öğleden sonra tren istasyonunun arka tarafına doğru bir gezinti yapanlar ayni manzarayı, hattâ daha dehşetlisini daima görebi Tirler. Bir kaç adım ileride sahilden de- nizin içine doğru ağaç ve tahta parçalarından kurulmuş uzunce bir iskeleden yürüdük, incecik tahtalardan çatılmış kocaman bir barakanın önünde durduk. Bir an evvel içeriye girmek arzusile can atıyorum, Nasıl arzu etmem ki?. Tahta parşalarile / çevirili barakanın içerisi tam manasile — esrarengiz bir âlem. Feryatlar, klar, şen kahkahalar, gümbürtüler, kırtılar, neler meler... On beşer kuruş verip birer bi” let aldık. Kapısını beklediği ye rin içerisi gibi kendi suratı da esrarengiz, korkunç bir adam yol gösterdi. Girdik, Lâkin girmem: le geriye dönüp dışarıya fırla- mam bir oldu. Daha kapıdan adi mmimi atıp etrala bakınmaya va- kit bulamadan şiddetli bir güm- bürtü koptu ve tepeden aşağı bir su sağanağı içinde sırsıklam ke” sildim. Bu yetişmiyormuş gibi ar- kadan bir de kahkaha tufani, &voyvo» gü koptu. Ken- dimi dışarıya z0r attım, İş anlaşıldı. Meğer elbise ile girenlere evvelâ böyle bir azizlik yapılırmış. Ortada suyun içinde bir ipopotam gibi ürpertici ho- murtularla suya batıp çıkan koca göbekli, yanık derili bir adam sırsıklam halime bakarak muzaf- ferane bir eda ile gülüyor, etraf- taki irili ufaklı çıplaklara beni işaret ediyor. Elbiseli banyom da bunun eseri mahareti olduğu. Du anladım, : Nihayet işkence yuvasi gibi da- racık bir dolabın içinde soyunup bez parçalarından dikilmiş uç- kurlu mayolarımızı giyindik. Bu esrarengiz diyarın çıplak kahra- manları arasına biz de karıstık. Artık ıslanmak tehlikesi kalma miştı. Peştemallı, takunyalı bir hademe yanıma sokuldu. «— Efendi ağabey simit ister «— Hayir, karnim tok. Yeni yemek yedim.» Herif suratıma bakarak alayli Amca beye göre! W yu Adaları bir geye benzettiniz... Temizliğine... rupa şehirlerinden farkı kalmadır... Eğlencelerine bakılırsa artik Ay, A.B. — Bilâkis çok farkı vari Ora dn silâh yarı, burada ise merkep yar np yaparak eğleniyorlarI..,

Bu sayıdan diğer sayfalar: