KN 15 Temmuz 1934 Süt ihtikârını ya- nanlar kimlerdir? Bir süt müstahsiline göre sütün okkasını 9 kuruşa alan sütçülerdir Geçenlerde yazdığımız bir yazıda, yerinizde anlar lll abı İht yerlerde adr ate arasındaki Tarktan Bahasimiştk. Kadıköy Kaya: başı Besi çilli mhibi Abidin bey, sür satımda yapılan ihtikâr hakkında biz ln e nee SR rükün tenvir eden bu mektubu da dereediyoruz İstanbulun süt derdi serlâvhalı gazeteniz, olmam itibarile nazarı dikkatimi celbet- miş ve ayni zamanda bu hususta bir kaç satır yazmama sebep ol- muştur. Sütçüler cemiyeti umumi kâ vibi Baha beyin söyledikleri gi bugün şehirde 15,000 kilo belki 'de daha oz süt istihsal edilmel tedir. Eğer bugün satılan, yal sarfedilen sütle elde edilen süt miktarını nazarı itiba olursak istihsal edilen az olduğu göze çarpar. Süt Beyoğlu cihetinde toptan 91 kuruştur. Halbuki Kadıköy cihetinde toptan süt 9 kuruştur. Tabii 9 kuruşa alınan bu sütler kilosu 15 kuruşa satılmaktadır. 9 kuruşa toptan fiatle alınan süt kilo değil eski okka 400 dir- Müstahsil sütü çok güç- lükle topluyor. Bugü su 3İ, samanın 2,50, kepeğin de 45 kuruştur. Yiyeceğin bu pahalılığına rağ men sütçüler hâlâ sütü 9 kuruşa almakta israr etmektedirler. Bu fiatle müstahsil ziyan içinde yüz- mektedir. Müstahsilin bir ineği hastala” mıp ölmesi onun 300 lira uğraması demektir. Halbuki sü ne zararı olabilir. Nihayet , ve sulu sütünü satamasa 4-5 kilo süt satamaz işte onun ziya- Di ancak budur. Kadıköy cihetin- deki mandıralar gün geçtikçe azalmakta, bütün inek sahipleri sütün ucuzluğundan idare edemi- yerek ineklerini ucuz pahalı satıp bu işten vaz geçmektedirler. Hal buki sütçü 45 10 kazanmakta ol. duğundan sabahleyin iki saat ve akşam da iki saat süt sattıktan sonra kahvelerde keyif etmekte Ve apartıman sahibi olmaktadı Zavallı müstahsil canı ve mal çalıştığı halde | güğlükle ancak karnını doyurabilmektedi Sütçülerin bu vaziyeti, bu haz- mi güç ihtikâr yukarıda dediğim gibi hem inekçileri mahv, hem de halka sulu süt içirmektedir. Sütçü inek sahiplerinden aldığı sütü doğrudan doğruya sattığı taktirde bir para sermayesi olmi- yarak ©; 100 su kattığı tat de muhakkak yüzde 150-200 kı zanmaktadır. Süt piyasası mevsime göre iki- im edilmiştir. Yaz ve kış Yazım süt bu sene kış piyasasma ni olduğu gil betle 2 kuruş inmiştir. Halbuki bu sene kurak olduğundan inek sa- hiplerinin yeşil, kendi kendine çir kan otlardan hiç istifade edeme- dikleri halde sütçüler gene bildik lerini yapmışlar ve gene sütü eski okka 9 kuruşa almışlardır ki bu hal inek sahiplerini bir çok borca' sokmuştur. in garip tarafı çu ki inek sahipleri bir araya toplanıp sü gülere | karşi duramamalaridir. (Devamı 7 inci sahifede) | Tire 10 (Ti re ve havahisi muhabiri- mizden) — Mer- kezi kazaya üç saat mesafede ibulunan ve Ti- yenin şimal köye lerinden — sayı: lan Eskioba kö- İzmir“ şose- si güzergâhında Bulunan o Mah- mutlar köyünden ayfılan köy yo- | hana © bağlıdır Bu yol sizi'tam İ köyün içine ulaş- Hem köy yolu köy kanununun feyiz bir eseridir. Muntazam bir şoseyi andıran yolun iki tarafında müm- | bit ovalar, meralık tepeler olanca güzelliğile göze çarpar, Köy odasında karşılıyan muhtar Mümin, kâtip Behçet, imam Salih efendilerle tanıştıktan sonra köy kanununun feyizli ir- şat ve emirleri sayesinde köyüm mazhar olduğu nimetleri sita- Yişkârane yadettik. Burada, diğer köyler gibi üç köy kanunu Sabık kaymakam Baha beyin kurduğu plân üzerin- de çalışan kaymakamımız Gafur bey durmadan yılmaz. sâiyleri sayesinde ar ve ıslahına çalışmaktadır. Köyün 160 evi, 1000 küsur nüfusu vardır. Mektep işleri Köyün mektebinin iki sene evvel temeli atılmış, geçen senedenbe- ri. tedrisata başlanmıştır. Iki dershaneli modem bir köy mek- tebidir. Köyün manzarası güzel bir yerine yapılmıştır. ihata du- varları henüz başlanmamışsa da larında ikmal edil- :e karar verilmiştir. Yol işleri Köy hududu dahilindeki umum. yollarını tamamlamıştır. İzmir şo” sesinden köy içine kadar olan yol 3 kilometre, köyün Cumhuri- Artvinde su Keşif yapılmasına ve proje- nin hazırlanmasına başlandı Artvin 9 (Hususi) — Bir kaç sene evvel kasabaya su getiril. mesine belediyece teşebbüs edil. miştir. Lâzum gelen borular ha- zırlanmış ve beş kilometre kadar bir mesafede bulunan Habazoğ” hu suyu muvafık görülmüştü. Sur yun nümunesi ikinci defa olarak İstanbul Fatih tahlilhanesine gön 'derilmiştir. Yapılan tahlilde kabi- Ti şurp olduğu alman raporla &€- beyyün ettiğinden bir an evvel işe başlanması kararlaştirilmiş. tir. Çoruh vilâyetine giden Kay- makam Ömer Bedreddin beyin avdetinde birlikte getirdiği Mi mühendis dün suyun projest İçin lâzim gelen teikikatla Keşfe küre, lamiştır. se tatbik | Köy kanununun feyizli eseri Tirenin Eskioba köyü az zamanda çok ilerledi. Tire köy yollarının açılmasından bir manzara yet meydanından İzmir şosesinin gün batısına birleşen yol iki metre, köyün komşusu bulunan Alaca ve Yenioba köylerine gi- den yol dört ki ceman 9 kilo- metrelik yol yapılmış ve işaret lâvhalari muntazam bir şekilde miştir. Köylü, yol i hakkin muvaffak olmuştur. Cumhuriyet meydanı Yeni yapılan mektebin önünde: ki geniş meydanlık, tesviye edi lerek Cumhuriyet meydanı ii konmuştur. Bu meydanın ortası» na bir bayrak direği diki- lecektir, Her sene cumburiyet bayramı ve diğer milli bayramlar bu meydanda tesbit edilecektir. Bu hayırlı işin bir an evvel bit rilmesini bekleriz. Telefon işleri Köyün telefon tesisatı munt zamdır. Üç kilometre mesafede bulunan Mahmutlar köyündeki santrala bağlıdır. Merkez kaza ve civar köylerle muntazam mu- habere ( edilmektedi Telefon, köy odasında daimi bir nöbetçi. nin tahtı nezaretindedir. En ufak bir arıza derhal seyyar telefon memuru tarafından tamir ve mu- habere temin edilmektedir. Nümune tavuk Istasyonu Köyün yaptığı işlerden birisi de asri nümune tavuk istasyonu- dur. Burada legören cinsinden vuklar yetiştirilmekte ve köylüle- | Eski eserler İÜç Amerikalı Adana hava- lisinde araştırmayapıyor Adana 11 — İkisi kadın birisi rkek üç Amerikalı arkeoloğ vilâyetimizin muhtelif yerlerinde bazı sondejlar yaparak bir takim eski çanak, çömlek kırıklari bul- muşlardi. Bu parçalardan bir kismini mü- zede birbirine ekliyerek iki vazo meydana getirlimiştir. Diğer par- çalar ayri ayri torblar içinde ilmi bir tasnife t6bi tutularak müze mizde muhafaza edilmektedin Heyet bir kaç gün evvel Tarsu- Orada «Gözlü kule» 'de hafriyata Başlamişlar ve bazi eski eserler bulmuşlardır. Hafı yata devam ediliyor. Burada da- ha mühim tarihi devirlere ait eski eserler bulufacaği ymulmaktadır. ile- re, battâ komşu köylere tevzi edil- mektedir. Her Kk. köylü buradan | aldığı tavuk ve yumurtaları bes- lemesi ve inkişaf ettirmesi için gös- terilen © şekilde fenni kümesler maktadır. Köyün ihtiyaçları Köy halkının, diğer komşu ki lere nisbeten hali vakti daha iyi: cedir. Yapılan işler azdır. Mun- tazam bir köy odası yoktur. Ci mileri haraptır. Bunların tamir ve ıslahı az bir himmete muhtaç" tir. Ayni zamanda köyün içinde su yoktur. Bir kaç yüz sene evvel Kesercizada Halil ağa isminde bir hayır sahibi, köyün cenubun- daki Harlak mevkiinde Cihan oğlu suyu adındaki mebzul ve nefis suyu muntazam yollarla köye gelirmiş ve muntazam çeş meler yaptırmıştı. Fakat inhitat devirlerinin ihmaline uğrıyan bu suyun yolları bozulmuş olduğun- 'dan köye akmiyor. Köy halkı ku- yulardan suyunu temin etmekte- dir. * Köylüyü çok sıkan bu susuzlu: Fun refi için bu sene, köy bütçe sine beş yüz tahsisat kor muştur. Bu para ile bu suyun yol- ları açılacak, sihhi bir şekilde kö- ye akıttırılacaktır. Bununla bera- 'ber köyün muvafık meydanlık- larına çeşmeler konacaktır. Köyün sokak yolları gayri mun- tazam ve dardır. Az bir himmet- le bu yollarm genişletilmesi mürkü Muhtar Mümin bey- iden bu himmeti bekleriz. Köyde en ziyade takdire seza evlerin kireçlerle hem içi, hem dışı badana edi ir. Harap ve gayri muntazam köy evleri ki- Teçle süslenince birer köşk halini andıriyor. Bu hususta köylü tak- ire sezm v.0. Buğday fiatleri Tarsusta 60 pare ile 90 para arasında rsus. Buğday pazarına liyetli miktarda buğday gel miş olmakla beraber piyasa çok durgundur. En âlâ dağ malı buğ- dayın kilosu 90 paradan satıl- makta, diğer cinsler ise 60 para ile seksen para arasında tehalüf etmektedir. Tüccardan hiç alıci yoktur. Şimdiye kadar olan pek cüzi sa tişlar ancak fabrikalara © yapıl maktadır. Bunlar da çifçinin ge- tirdiği buğdaylar en &lâ cinsten olursa alıyorlar, aksi takdirde günlerce pazarlarda beklemek mecburiyeti hasıl oluyor ve çok düşük fiatle satılıyor. Arpa salişi ise 63 ve 66 para 'ESKİ BIR İRFAN MUESSESESİ Galatasaray hatıraları gi Aradan bir hafta geçti vazife- ler geldi, Fikret vazifeleri tas- hih etmezdi, sakat gördüğü veya beğenmediği yerleri birer kırmı- zı çizgi ile işareilerdi. Efendile- ri işaretli yörlerle uğraşmağa sev- kederdi... Wir kısmını biz ken- dimiz hulunduk, içinden çıkama- diğimez yerleri sorardık, Gene söylemezdi, tahtaya kaldırır. ve ne yapar yapardı kendi hataları- mızı kendimize buldurur, tashih ettirir ve bu muvaffakiyet neşe- gözlerinin içi gi Vazifeleri getirdi bi gene bizzat herkesin eline ve- rerek dağıttı, beni atladı vazife- merhumun buyu idi. Bazan çok beğendiği vazifeyi vermez, yerine geçer, oturur, © #atlı ve ahenkter sesile bütün efendilere okur, sonra da teşek” kür ederim diyerek bahtiyar sa- hi iade ederdi. Ben de bu se- fer bu bahtiyarlığa erdiğime hük- mederek sevincimden ve heleca- nımdan yerimde oturamaz olmuş- tum. Ben vazifemin ta başına is- ve numaram olan 633 ü ıştım, en altına da Selânik diye imzamı atmıştım. Fikret yerine oturdu, kaşlarını azıcık çattı ve ayağa kalkan numa geldi ta karşıma, kalktım, ör «Abdül efendi, siz, daha şimdiden Selânik valisi olmaği kurdunuzsa istikbale ne bıraka- caksınız» diyerek beni nezaketli mimi men ayı başımı iki elimin arasına alarak rahleye kapandım, çok amma pek çok müteessir olmuş” tum. Zavallı vardı ve teskin etmiş olmak üze- re tahta başına gelirmisiniz. de di. Kalktım, tahtayı temizledim, tebeşiri elime aldım. Amma gö- züm hiç bir şey görmüyordu. Ken- 'dimden geçmiş bir halde idim. Ben ne umuyordum, nelere uğra: dım Yarabbi... Recaizadenin bir ders evvel bir parçasını yazdır. maş olduğu manzumesinin diğer bir parçasını yazdırdı, yazdı «Nesre çevirir misiniz?» dedi... Bende hareket yok... His yok... Yalnız parmaklarımın arasmdaki tebeşire bakmaktan başka hiç bir şey yapmağa iktidarım kal mamıştı. O bekledi bekledi... Tahta ba- şindaki hazretin, bir tahta parça- $ı kadar hissiz ve hareketsiz ol duğunu görünce hemen kalktı, yanıma geldi «haydi bakalım bu sizin için güç bir şey değil, bi Fikret bunun farkına yorsunuz?» der demez, zümden, iki sağanak boşanmağa başladı, kendimi zaptedememiş- Neden sonra trampet çaldı, bir ok gibi fırladı, gitti. Ben de © suretle fırlayıp uçmak istedim amma hınzır Kenan (Balkan har- binde Yunan cephesi başkuman- #danı olan Hasan Tahsin paşa- nın oğlu ressam Kenan) sıralar. dan atlıyarak kapıya dayandı, arkadaşlara hitaben: «Efendiler Selânik valisi paşa | hazretlerini selâmlayınız» diyerek kısacık bir emir verdi, muzip çocuk. İlikle diler ve beni paşa hazretleri di ye eteklemeğe başladılar... Ah Fikret, bu hatıralar unutulur şey mi? Fazilet ve ahlâk ve bu der. sini ben nasıl unutal örasindadir. « Kizurum »— Abdullah