5 Temmuz 1934 — w KŞAM AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI Yazap: İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No, 108 Murat bey Pireden (Atina) ya gitmişti. Atinanın (Fatih mey Ati valisi Meni reis ki ç Iyı minin su mahzenine Murat o gün Pireyi gezmeğe gi- diyordu. i Ömer bey, Muratla enine boyu- pa oturup konuşamamıştı. Fatihin eyi sonra İstan- bulda neler olm Atina valisi m bey Murat- tan saraya ait malümat almak ni- yetile onu Pireden Atinaya götür- meğe karar verdi. Murat (Marmara Kartalı) ndan ee gemiyi Kara gi tes- lim etmişti. Muradın iye fevkalâde itimadı vardı. Kara Ali gemideki tayfaların en gösterişlisi, en iri boylusu idi, yni zamanda hepsinden de kuv- vetliydi, Kürekçiler arasinda Kara Ali- den yılmıyan bir kimse yoktu, Mu- rat gemiden çıkarken, Kara Aliye: — Venedik korsanının yanına hiçkiis > imi si ni ve u yalnız sen götüre- ceksin! Me Yü o gün Ömer beyle bir- likte Piran Atinaya gitmişti. in merkezinde yeni açılan “Fatih ran) nda büyük bir kalabalık iü buradan münadiler vasıta- sile halka ilân edilirdi. ara ortasında bir metre yüksekliğin- de bir taş vardı. Türkler bu taşın bir kenarını oyarak merdiven, şek- line koymu le ardı, Cum; ü sa- bakla rı halk buraya el ve z elsi ve kararları oku- Dağı başlardı. okunmadan evvel taşın iki tarafında duran davullar Yarım saat mütemadiyen çalar ve bu müddet zarfında halk meyda- na toplan rdı, di eli dan, e şu sözleri üç defa tekrarlard. E ok duymıyanlara an- latsın.,. $, Ömer beyle (Fatih mey- imi Yakti. di Ni Saki danı) nda ateş gecesi tesit edilecekti. mer bey k bir Dr vermişti. rumları memnun e ı bu hükme itiraz ettiler. Aha- linin bir kısmı dağıldı. Bir kasmi da Sa bekliyor. u haber buz beyin canini slm Murada işin Soyüzünü la :e ateş Bn Yer- liler ai ea nda yakıp üstünden atlıyacaklar. bal ve be- kâr kadınlar güya bu gece ates üzerinden Me erek se- neye kadar kak surette kıs- metleri dali evlenirlermiş. Has- talıklı çocukları da ateşten geçiri- yorlar. Bu itikadı rumalrın kafa- ve A aa er oki Fak; yan; aa zuhur ediyor, bir ei özklr sönüp gidiyor. Ben bu se- e bu merasimin şehir haricinde yapılmasına akk verdim, Dütananipine galiba bu karara ita- ler. İN — Israr ehil; ne yapacak- siniz? — Israr ederlerse mi? Şimdiye kadar, verilen hükümlerin tatbik edilmediğine şahit olmi Böy- şehri saran yangın- ların önüne ancak bu memnuiyet- le geçebileceğiz. r bey devrinin en değerli hükümet ricalinden biri idi. Za- ten onun bu kararına aklı başın- da rumlardan hiç biri Mi etmi. yordu. Meydanı dolduran halkın büyük bir kısmı eli ve ayak takımından kimselerdi. Ömer bey ayris sa içre emir verdi.. Ve (Niza ki kalabalığı Karçal ia Atinalılar Türklerin yapi nizam ve kanunlardan çok mem. nunduler. Şehirde ve köylerde hiç kimsenin menfaatini ihlâl edecek bir hadise olmuyor, yerliler işle- rinde, tarlalarında ve çifliklerin- de büyük bir emniyetle çalışıyor- hükümet çiz sürün- dürülmüyorlard Murat, rn (Akropo- lis) e doğru — yolda anla- tiyordu: — Rumlar benide . (ateş gecesi) bütü kıp üstünden yorar gn ölmeden buna bir çare bulmuştu: Her Si eydi vi- ranelik gibi mahallerinde ateş yi My müsaade edildi. Sokak le aralarında ateş yak- Me menolundu. Bu yüzden İstan- bile en fazla (ateş gecesi) yangın çıkarmış. Halbuki ER edi yan- ginın önüne geçti. si de le Tarihten sahifeler ve aş 2 > inci Ran rı Hassaj e ir maki oldu ikta a EE 'delyevim mahal Ni Kis Se çifte ve gerek tek bi a iE iİE li e$mel nee ee bir ferdin id zaruret ve izayakası olmayub imei dabı der- ru ezmine yyam ile üstahseneye gr ihti- fetmeden evine kuyu bile kazdı- ramazdı. Sebebi vardı: Acaba su yollarına zarar gelir mi? Açılan kuyu, komşusunun eri ndaki Il ep olur mu? Bu noktalar nir Şim- > m ırları- alır yor, rahle gibi si eee du. Nevşehirlinin Rumeli ve Ana- dolu kazaskerlerine ve İstanbul yazdırdığı fermanda i den kuyu kaz- İstanbulda adap su pipi fakat bu sular onun kuyusundan çalınan, ve su ARTİ para yedirilerek alı- nan bir kaç masura sudan başka bir şey değildi. vakiâ iizliğin suyun bok gi bulunduğu ta İstanbulda sular azalmaya başladığı zaman, susı bütün lerde kendini gösterirdi. r e bu stimalin önün geçmeye çalıştı. Hattâ bununla kalmadı. Belgrat karyesi civa- rındaki çifte havuzları da temiz- letti, Etrafına kazıklar diktirerek oi kapattırdı. Karye halkı- un havuz! vi igin ar vi sının ve sular şiddetle ee e “Emir o kadar şiddetli. idi ki, iz gem İei kim bu ni- evleri melrider mr in en erlere sürgün edilecek- erdi. a Kalkar; İstanbul sula- ancak bu tedbirlerle bir çare bu- lunabildi, Maamafih, yaldızlı ki- tabelerle dele 'kasideleri bile ru- ha ze veren çeşmelerin suları şarıl şarıl akıyordu. Bugün mi) kupkuru Yurttaş! Az, çok kazancından mut- laka “tasarruf vazifendir, borcundur. Bunu iyi bil, belle ve yap. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti” inek Refik si Ömer beyin nazarı dikkatini çeliğin. geçen şehir muhafızlarından hiri- ni çağırdı.. Kalabalığın se m Mabel zi ie we bah, rumların, ateş ge- cesi Kesi “dahilinlle 5 ateş yakma- maları hakkındaki hüküm ilân edildiği zaman, rumlardan bazı- gecesi) şehir haricine ya istedim. ni tih öğ nda ateş yakılmasında bir ur var mı? Hiç olmazsa, EE ra çıka- koli yar, dul veya ge- be kadınlar bu meydana toplanır- il Ömer bey çok makul bir adam- dı. Muradın fikrine iştirak ederek: — Hakkın var, Muratçığım! dedi - Yılda bir defa oldüğu için, (Nizam yeri) nde ateş yakılmasın- da hiç bir mahzur yoktur. Şimdi münadilere emir verip ilân etti- reyim, — Bu karardan bilhassa genç ve e sevinecekler zannedi- (Arkası var) ie Her akşam | bir hikâye ) Zehra hanımefendi i yüzünü ek ierile kapıyarak kendisini koltu- tt. Yanında, emek- ye çalışıyordu. Fakat söylediği m hiç efendinin kulağı, irmiyordu. a uümlyie aklında yal nız bir şey vardı; Şahikacığı, daha dün neşesile evi dolduran ye kızı, şimdi ortadan kaybe ve DAİ kızının odasına girer- ken, hayret içinde, kapının önün- de ağ Yatak bozuk ve ER Esvaplar öteye, beriye, yere atıl- mıştı, Şakanın bu kadar ez kalkması kabil miydi? Saat da- ha Li oktu. ne, vi bir kimono ile bahçeye ha, oşmuş, her bm ara- mış, seslenmiş, Şahikadi: €ser bulamamı Zem Kmbicetlei telâşın- lan, heyecanından arm. gi- vi içeri rtik bu tees- re dayi ik olduğu ye- re e yakl Bir aralik aye Fatma dışarı çıktı. Küçi nı- mın odasında bulduğu tik ll. tirdi. Meselenin ne olduğu bun- dan e imi neciğim,' çok bedbülitsin:. Teselli bulmak için büyük anne- min yanına gidiyorum. O beni an- lar. Affet beni. — Şahika». se hanımefendi o şimdi hi eş iri Annesinden Ş n geldiğine ve afiyette m dair bir üsleri bekli- yordu. zihninde kızının sözleri ateşli bir damga gibi mer ika e. Teselli bulmak için lar sinin yanına gidiyor.. Gi annesinin hiç kıymeti ak? bundan bir hayli sene evvel, Zehra hanımefendi güzel evlenebileceklerini söylüyordu. Onun da ölen karı- sından bir oğlu vardı. O da oğ- lunu leyli mektebe verecekti. — Şahikayı feda edemiyen VE ze ihtiyaçları kalma vleniriz! diye mukabelede bu- ri haftada İşte seneler böyle geçmişti. Şa- hika büyümüş, âdeta yetişmiş — miri kız olmi Dİ A hâlâ muhafaz: ttiği e ki etmiş süzelliği ile herke- da cazibesini muhafa- ii see geri aşi ha- mefendi bunu aç cesaret Vaat ağ edemiyerek tereddüt içinde, — bir iki ea tahsilini bitirdi, Şahika k bir hanım e « Senelerdenberi gözlerinizin inde ümitlerimi yorum. Onun için, yarın sizi irsi geldiğim zaman, o kadar mandanberi beklediğim muva- diği cevabinıza beni kavu: manızı rica ederi; Zehra hanımefendi hemen te lefona koşarak: — Çabuk geliniz! dedi. S nasihatlerinize ve tesel ilerinize ihtiyacım Zehra hanımefendi içinde ge be ştur Fazlı beyi değil de oğlu Nazmiyi görünce eger e rahat bir nefes aldi likanlı pederi gelemez ği için kendisini yollamış olduğunu söyleyince Zehra hanımefendi âdeta bir korku d vi rm bunu telefonda ha! Sör ti? Oğlunu niçin yollksi De Jikanlı - Zehi hanımefendinin zihninden geçen bu sualleri anla mış gibi izahat veriyordu: ; — Veda e geldim, hani- mefendi. Sefaret kâtipliğine tayin Gini; iğüiiy bilimi — Tebrik lerine Çok mem- nun oldum, Fakat siz bunu âdeta bir felâket telâkki ediyor gibisi- niz. Bütün gençler ecnebi bir memlekette serbes yaşamayı seve dikleri e Ben öyle hayattan” hoşlan- mam. Bir ar ez isterim, — Kaç ? ai — Yirmi i besi > m Âşıksınız. Delikanlı bir sır tevdi ai istenen birine gibi Zehra hanımefendiye baktı. — İhtimal ki kimi sevdiğ imi amışi ve hetkim Sl le ri Da ine iltica etmekte h idi! Zehra hanımefendi bir ye gi — Neden? — Okuyumuz. — Okuyunuz. 7 «Çabuk gel. Nazmi seni bek- liyor. Seni annet anlar.» annen de Delikanlı derin bir min; lıkla Zehra hanımın ellerini öp- tü, sevinçle dışarı fırladı. dostum, bugün dm , Gençliğimizde biribirimize verdiğimiz sözü ev- lâtlarımız tutacak... Onlar sevi- şiyorlar...» «Aziz ginize iyi ettiniz. Bunları yazarken elleri tirti- dg ökülü- yor, gözlerinden yaşlar di yordu. Fakat kalbinde şefkatinin derin hazzi vardı. Hikâyeci «Sahife 11 5 #