Yazan: SULEYMAN KÂNI “GGALİNİN NİN TçvüZü & Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 312 Şirvanizade Rüştü paşanın sadareti Malümatlı bir zat olan Esat pa- de iken mai- sıfatile birlikte Avrupaya gidip gelmişti; az vakitte rütbeler kate- etekli sada yakıştıran ei halkın gözüne görün; halkı sadaret maka- mında gailesi hafif bir adam, bi- run ricali ise bir muktedir sadrıa- zam istiyorlardı. İkisi ortası olmak üzere Şirvi Rü vanizade e getirilmişti. © Gr enöğmimi de Post paşa ile müderris iken onun himmetile vezaret al- mış olduğuna nazaran aykırıdan gelip az ser mey: sari me lardandı; a Esa betle Sila ni MM Şirvanizade ile Şa ara- sındaki hukuk pek eski idi. Fakat makamına üşlü paşa sa- a keserek Elmalı eseri er e t paşa bundan şikâyet şimüninle Rüştü paşa bazı ürekkep olan hasül- e: » — Cevdet paşanın evkaf neza- C tinde bulunması muhataradan hali a ilmiş olduğunu gayet mah- $ rTemane olarak işittim; taaccüp et- tim. Evkaf nazırları cuma selâmlık- larında ilik haftada bir ke- 're'zatı görürler; lâkin m bir resmi mülâkat ie sadrı- şahaneyi r aleyhinde söz kyn fırsat bulamazlar. Hak o fikirde olsam onun i ki valide beri vasıtasile Cevdet pa rsatta valide sultana tebrik sakli yazar- dı. — ri diğer ik vasıtalarla | yol bulabili vine ai türlü sise mizaç değil kiş, .süt ve şeker gibi, a ine de bir mana vere “ miyor, Avni pa ve bu makamdan maliye nazim rarına mahrem tuttuğunu da gö- Tüp şaşıyordum. Meğer ki Gi başka imiş; iş içinde iş varmış Bunlar iie karar vermişler, Şirvanizadenin yeri getiril. haPetmeğe nizade gayet mütereddit ve müte- İevvin bir adam idi; bu mukavele ile sadarete geldikten sonra hatarlı işin müzakeresine leri şememi) demiş; mesele şmüş Buralarını Wide gayet mek- m tutarlardı. Üç ay yalılarda ge- tu celeri hususi müzakere ve müsa- mahrem olanların ön vakitsiz bu encümenlere girmelerini bit- tabi abune Üç ay kadar geçtikten Te devletin mühim mahremane müzakere Delik aktolunan havası me meclisine fakiri dahi - malümi hususiyeme mebni - BA ağa sonra işle- © pm gs Halbuki maarif nazırları ha- vası vükelâdan sayılmazdı. Sebe- mişler; şartnamenin kaleme alın- masını Mithat paşaya havale et- mişler, paşa garezkârane efkârı- nın kusulünden meyus olunca ar- i- rıp Şirvanizade ile Mithat paşayı saayet eylemşi: ür devleti aliyel ruti bir hükümet şekline ieyanii istiyorlar, ben de içlerindeyim. Mücerret fikir ve niyetlerini an- lamak için kendilerine mümaşat ediyorum. Asker elimizde ya. Ne vakit ister isek'onları tart ve tebi eyleriz. Demiş. Mithat paşa şartnameyi dursun; Şirvanizade dahi sir lerinde söyleşilen fasit niyet şa- yet teraşşuh eder havf ve telâşına düşer; evvelce davranıp yakayı kurtarmak üzere huzuru hümayun- da Mithat paşanın suiniyetinder bahseder; bir şartname kalem almakta bulunduğunu da ihbar ile onu azlettirir. Halbuki kendisin. WE bir ay kala kendisi azle- ağını hissettiğ ibi bi | liyemez. Dahildeki tazyik ve i rm eşe azli uzaktan İle aşina görüyorduk. Şirvaniza: USUSİ- yeti daireme yanaşmadığımı gö- üp ndi aleyhinde işliyor sanırmış. hremiyetine dahil olanlardan bazıları buna dair ba- na söz açtılar. Manasını anladım; kendisine söylesinler diye dedim ki: k sadrıazam, ke fa dir ri de ilmiye geldik. Fakat o eni. ear an müderrislikten defaten vezir a Devletin etvar ve esrarını öğrenmeden vükelâ sı- rasına ; ben iye merte- belerinin müntehası olan kadıas- kerlik rütbesini ihraz ile meşihata mülâzim iken tarikim tahvil bu- yuruldu. Henüz vükelâ sırasına dahil olmamış iken devlet esrarı- tmiştim. Mahmi im makamını ei etti, vazını bozdu; tavrım değiştirdi. Ben va hasabile bu maka- a rağbet O ise tec- ei m ve hahiş göste- rerek kendisini bu gaileye uğri Şimdi azli emareleri zuhur etti. Ben onun aleyhinde beam ve bul yorum. Bu da ev. diğimder değildir. Zira ed den gördüğüm vefasızlıktan le yı ona dilgirim, Ona kim hal olacak bilmem; ihtimal ki <a sadaret evletin gidip gelmekten sakınır oldular. n ise azli günü (sabahleyin Babıâliye gitmeden taziyet için konağına vardım, Vefakârlık res- mini yerine getirdim.) (Arkas var) Almanyada neler oluyor? (Baş tarafı 7 inci sahifede ticelerini Alman milletinden giz- tet- hiş, siyasi hayatın ve bütün hürri- etlerin refi, iri aze ve İn- hidamı teh- likeli olan rasist Li ikti- kin: hariçte yaya hücumun neticesizliği, silah- sızlanma işinin akim kalması me- suliyeti iki taraftan anı lerle dolu zayıf Alman - İtalyan dostluğu, Cemiyeti eğyalne çe- kilme keyfiyeti pada Almanyanın siyasi ve vi infiradı, işte Hitler idaresinin bilânçosu... Dahil ve hariçteki bu vaziyet te Alman semen karşı itiraz sadalarının yükselmesini haklı göstermeğe e kâfic dir. ve merkezi Avru- Ingiliz başvekili tat tatil yapıyor Londra 30 (A.A.) — Başvekil pazar — üz —. rağ üzere Kendisine yay babeti M. yrılaca cansın başve! muavini Balewi ! dedi, Ümidimi kırmadınız. Gek İni emeniz ihtimali bel üzüyordu ki! Avuçlarındaki eli yaza si kam Suat Rahmi ciddi ve ni o kadar Iş hattâ mülâkatı kısa kesmeyi iz eden bir tavırla cevap verdi: Emrinizi öğrenmeyi vazife bildim hanımefendi, Sizi bu da- , Bilmem ki bı gekeiirk aiühilmezii bir şey midir enlemi genç kadını sma e derhal izaha davet ediyor- “> bilâkis uzun bir bahse — ceğini ihsas eden sükünetle o karşlıklı koltuklardan birini gös- terdi: — Hay hay efendim, biraz is- tirahat etmez misiniz? Ev sahibi alacaklısını yumuşat- mak istiyen bir borçlu gibi mük- rim ve nazik... Misafiri yannan koparmak için her şeyi göze almış bir alacaklı gibi en ve aceleci, koltuklara yer ima kadınla biraz göz göze e pe hakkında bi: keş dedikodular lin — “m. bir hamlede tetkik etti. Za- taptaze, meri bina bir sn — Dedikleri yalnız g lerinde biraz e pk var , delikanlının bu bir an içinde üzerine ger ağ arttır- mak i ibi e düzgün bacaklarını biribiri | üzerine attı. Alçak masadaki sedefli bir kutuyu açarak uzattı: ir sigara Gi kin — era ederi 2 kendi için ae ister gibi Gen Yi e in ğ , İnce kestane zi hafifçe oy- nadı. , Suat £ Rahmi derhal mevzua gi b sünü paravan gibi kaplıyacak ge- niş omuzları bir iki saniye seyret- tikten sonra gülümse — Rahatsız mısınız si beye- Pp endi Kumral baş kalktı La iri kestane gözler dikildi. Bir: karı aa burun delikleri ei — Hayı — öyle la mra EN bir dudak uci- le söle tamamladı: Misafirimin sıhhatte olma- sına e ok sevindim. Suat Rahmi. lir kr Bu ka- dın pe miydi, yoksa istihza mı ediyordu. Yüzüne baktı, enç kadın gözlerine verebil- diği bütün kadınlık ifadesile mu- — öy: mi? Sporcu bir genci daima sıhhatte görmek lâ- zımdır. Suat Rahmi böyle bir spor kai- desi olduğunu bilmiyordu, Dudak- larını büktü: — Belki haklısınız, dedi. Ka- dınların kei ndilerine yo kanaat- leri vardır. Ve se z daha sertlik ve: rip Mili — imle sizi ke sıkı yım Kanımefendi, Emrinizi alabilir miyim? Genç kadın bir satırla cevap verdi: , — Hulüsi bey Zonguldağa giti, Gene ese geldiler, Çünkü bu ir şey anlamıyı Genç kadın ne demek istiyordu? Susuyorlardı. Gözleri konuşuyordu. Suat Rakmi e silktiz ” — Kimdir bu si bey, ta mıyorum efendim, — Üç gün ! madığını eğin Davayı kesip at mak lâ lâzi Koltuğa öle as bacaklarını kala re —. o hiç glam vermeden: — ği yerine burada siz var- kadın bunu söylerken vas ia o kadar hâkim, İl ptırmaktan gelen bir emniyeti o kadar sakindi ki manyatizme olmuş gibi durakladı. wiye hanımefendi istedi. iyamadım i, Bu vk il anlamak imkânını da miyorum. Şı müemmelağizi rica ediyorum. Bu kada; malı bir meselenin yim şi se âcizim, mazur w hücum genç lal en bi- le ve eni Hizmetçinin Ai, kahveyi Yergi alıp ona uzattı muam- düşünen mn w aldı. Kahve düşkünü olmadığı hal- de sırf yi görünmek telâşile hemen dudaklarına götürdü, Genç kadın koltuğuna gömüldü. Biraz rü vaziyeti daha lâü- bali bir şekilde aldı. — Böyle rahatsınız değil mi hayr beyefendi. Sizi sakin gördük- e ben de söyliyeceklerimi dü- irikileciştez — Size si bahsedeceğim bi- liyor musu! Kendi nine masadan aldı: Suat Rahmi gülmekten başka bir şey yapamadı. Seviye hanımefendinin katmer li bir karanfili andıran kırmızı du- dakları ları alçaldı. Göz rile beraber tebessüm etti — Yarın akşam sizinle bir Ya- acık gezintisi ya; ğız. ikanlı vaz! â ol mayışına, muhavereyi genç kadı nın intihap ettiği yoldan çıkara- may 1 ordu. Kızıyordu, Fakat karşısındaki- nin bir kadın oluşu sert ve kes- tirme hareket etmesine müsaade etmiyordu. O daha kendini ope ai Seviye hanımefendi sordu: — Akşamları A ei yorsunuz? Suat Rahmi artık tadını Kaçır: mağa bnn bu mükâlemeye kati surette mihayet ei al eni “Sonra an