Sahife 12 Bu resim, Afrikada çekilmişi . Misline ender tesadüf edil klişedir. Bir parsı boğmağa çalışan büyük bir Boğa yılanı ile par: can korkusile mücadelesini gösteriyor. Bu gördüğünüz saat her yerde görülen saatlerden değildir. 3iğme- lidir. Omsk ve Moskovanın tul daireleri arasında öyle büyük fark vardır, ki Siberya hatlarında vakti anlamak için böyle saat kulla biliyor, kunduracılar Bulgaristanda, bir dükânn kapisında asılı gördüğünüz otomobil İlstiği, o dükkânin kunduracı olduğuna delâlet eder. Bulgaristanda kunduraların altına kösele yerine lâstik koyuyurlar. Talih Hayatta, yal- nız talihli ol. mak elvermez. Bu talihten is- Ütilade etmesini de bilmek lâ zumdır. Bir çok MD. Kişi talihleriok > madıklarından şikâyet ederler. Halbuki ben emi- nim, bu şikâyetleri edenlerin bir çoğu, falihlerinin farkında bile ol- mamışlardır. Bundan bir çok sene evvel, Amerikada bir kasırga olda, Mo- hawk şehri kenarındaki bir çifli- Zin boş duran yazlık köşküne yıl. Bu hoş bir şey değil. ibi haber aldığı za- man pek memnun oldu. Hemen yanan köşke gitti ve yıl- dırımın düştüğü yerleri tetkike başladı. Yıldırım çarpmasile tuz buz olan bir ayna gördü. Günle: ve günlerce, aynanın parçaları bi- ribirine birleştirdi... Yıldırımın çarptığı ve yakıp kırdığı öteki eş yaları da tetkik etti, Bu adam, «elektrik sihirbazin Şarl Sicinmetz'di. Bu tetkikatın- dan sonra suni şimşeği yaptı ve is- tediği gibi kullandı. Şar, bu sayede, milyoner oldu. Mesut bir hayat sürdü. Bizde «devlet kuşu» denen bir şey vardır, Bu «devlet kuşu» talih kuşudur ve hep «armut piş, ağzı- ma düş» ile beraber gezer... Dünyada herkesin talihi vardır * ve herkesin başına, bir kaç kere o * talih kuşu denilen mahlük konar, İ Bütün mesele carmut piş, ağzı ma düş» prensibinden, tembelik. ten kurtulmaktadır. Talih, insanın kafasındadır, 17 mayıs 1 tarih bilme mizi. doğru hal leden © Kayseri Cumnhuriyet ilk mektebi talebe sinden 16 numa: ralı Zerin Şevket hanım © Üçünen hediyemiz olan bir kutu. fenni oyuncağı almış ur, Havalar çok sıcak, haydi suya! — Aman ne sicak! Deniz kenarına gitsek... yakasını çözüyor: — Ay... Denize girsek... Her yerde bu sözleri işitiyorsu- nuz. Herkes serinlemek için çare arıyor. Bu münasebetle size, bir kaç sene evvel, Pariste, Sen nehrine atılan bir dalgıçtan bahsedeceğim. Bir kış günü, 17 şubat 1325 te, bu adam, Envalid köprüsünden kendini suya attı. Amma nasıl?... Köprüden suya atıldığı zaman, kayığı da sırtında idi, kayıkla be- raber atladı. Böyle bir tecrübe yapılacağını haber aları halk köprüye birikmiş- ti, Dalgıç Srayth, evvelâ, kayığı ile Yarış Bisiklet, aşağ yukari iflâs etmiş bir apordur. Bu spora ehemmiyet veren Yalnız Fransadır. Resmimizde bir ço- cuk bayramında, Pariste üç tekerlekli nehirde, halkin önünde biraz do. laşti, sonra kayığını koltuğunun al: ına ahp köprüye çıktı. Haydi. suya Orada soyundu. Bir mayo ile Kaldi. Bundan sonra, kayiğini Akşam Bilmecesi İsim: 28 Haziran 984 1 barfili bir kelimeyim, 3. 2. 1 im colmamiş, a 1. 10, 9. 8 im csaldırma biçak» tır, 4, 5, 6 im her niyete yenen ye- miştir. 1. 5. 9 um şamdana diki lendir. 9. 2, 7 im, canin yoncasi olan şeydir. sr. Bilmecemizi doğru halledenler. den; Birinci ve Hende- se takımı, ikinciye: Resimli Hay- yanlar âlemi, Üçüncüye: Bir kutu fenni oyuncak, Ayrica 200 okuyu- cumuza muhtelif hediyeler verile- cektir, bisikletlerle yarşan çocuklar görülüyor. Bu gördüğünüz balıklar Kameron sularında avlanmıştır. İşte sıra ile “At balığı, “Kıl balığı , ve “ Timsah balığı Bu balık başka balık görülüyor. omuzlarına — yükledi, köprünün parmaklıklarına çıktı ve kendini aşağı koyuverdi. Uzun müddet Smith gözden kayboldu. Seyredenler içinde te- lâşlananlar Nihayet dalgiç göründü, yüze #neğe başladı, kayığına yetişti. Kayık ta su dolmuştu. Sulari boşalttı, kayığa bindi ve halkın al- kışları arasında sahile çıktı. Smmythi tam bir sporcuydu. Vü- cuklu tam bir atlet vücuduydu. Bo- yu 1 metre 73 idi. Bu tecrübeden sonra Smythi, kayığı ile, kanal ve nehirleri takip ederek Romaya gitti, Paristen Roma seyahati 70 gün sürdü. Smyth 8 mayıs 1920 te Ro- vardı. aktör ve aktrisler oturur, Bu köyün ev. ğ e Gibi resimlerle süslenmiştir. “sahte yengeç “ Stefenson Stetenson bir. Babası onu ço- cukken madene 10 yaşında o da ameleliğe baş- ladı ve on alti yaşında, makineleri işletti, Stefen- son makineye çok meraklıydı. Hem çalışıyor, hem de makinele- rin nasıl işlediklerini tetkik edi- yorda. Fakat okuma, yazmasi yok tu, Makineden anlamak için, oku mak lâzım geldiğine kanaat getir: di ve 17 yaşında bir alfabe aldi ve akşamları, köyün hocasile çar lışmağa başladi. © Genç evlendi ve evlendikten sonra, daha çok çalışmağa mec Bar oldu. Ağzina içki koymazdi. "Amelelerin içinde yegâne içki kullanmiyan o vardı, Bir gün evin- 'de yangin çıktı. Yangından sonra, Stefenson duvar saatinin bozulda- ğunu gördü. Saati saatçiye götür." medi, kendi tâmir etti, Makinistliği şöhret bulan Ste fensonu İskoçyaya gönderdiler. Orada bir makineyi kurdu ve 700 #rank aldi. i 1829 da, İngilterede bir müsâ- baka açıldı. Mevcut olan lokomo- Gifler islah edilmek isteniliyordur. Stefenson bu müsabaküya gir. di. Müsabakayi kazandı. Belçika- da, İtalyada, İspanyada, Mısırda ilk şimendiferleri Stefenson kur. mastar, Zekâsi ve çalışmasi sayesinde Büyük bir servet sahibi olan Ste- fenson, ihtiyarlığında, işlerini oğ- lu Robere bıraktı, Amelelerine mektepler, kütüphaneler açtı, yar- dum sandıklar tesis etti. fi 24 mayıs 1994 tarihli © bilmece mizi doğru hale leden © İstanbul 44 ünen ilk meke tap, talabesinden 144 numaralı Hizmet bay, iki ei hediyemiz olan trampotayı almış» ©