27 Nisan 1934 işte geldi Liğ maçlarından sonra bir Viyana takımı getirtmek arzusu var amma?... laması için o hikâyeyi kısaca an- latayım: Kadının biri Nede > na yasin tmak i esa- düfen önüne çıkan e bir — ile pazarlık etmiş. Abdestler alın- mış, namazlar kılınmış, karşılıklı oturm! a okuyor taklidi yapmağa başla- mış.. Saatlar geçtiği halde yasinin bitmediğini gören kadıncağız ho- ,caya sormuş: ocafendi, ben bilmem am- ma; yasinin sonunda bir türceun olacaktı?.. Hocafendi, va daha uz: mağa tahammülü olmadığını Çi keder etmez, a sağına, bir solu- na selâm verdikten sonra: Hanım acelen ne idi? İşte .. Türceun! Bizim liğ öm da, türceu- nu sin için bundan sonrasını düşünüyorum. KAŞ davetini münasip bul madık. İstanbul futbolunu arasıra pie tırlatmak ii için idarecile- düşündüklerini bilmek is- terlik. Senelerdenberi program- sız, gelişi güzel çalışmağa alışık olduğumuzdan, günün birinde zu- hurat kabilinden temsili bir maça hazırlanıldığını da görebiliriz. Hal mir, İstanbul muhte- litlerinin çarpışması davetini red- detti sonra kendi başma iş çıkarmağa kalkarak bir Viyana takımı ai ğer ii müş... Bunun için de idarecileri nezdinde a in vassut talep egm an İstanbul muhtelitini hazır- lamak meselesi mevzuu bi > ca bu fikirden vazgeçilmesinin da- ha rahat olacağına kanaat getiril- aziyeti gören ti pe bir faaliyet göstermek arzu- sile, istanbulu temsil hakkını tak- viyeli bir klüp takımına vermeği düşünmüş... Futbol heyetinin bulduğu b ru ça“ re de mıntaka heyetini tatmin et- memiş olacak ki, ecnebi takımını n Ani .aptığı i F. türceun aya Seri İN bir aileni avet etmel deykkünizü şimdilik tavsatmışlar... İzmirin hazırladığı müsabakala- ra biraz zahmetli hazırlanmak me- selesi vardır, diye gitmeyiz. , Ke ndimiz bir - ime mai iz, yarıda cayarı a bir şekilde. ME Sela darı liğ maçları da olmasa, zavallı hanımin ölü yasin mi hoca gibi sallanıp duracağız.. hale ve içimden şu sözler keisiki Liğ u çekti... Bir de alitalemi dah akiler kendilerine bir türceun çekseler fena olmıya- ak.. Eşref Şefik Profesyonellik Fransızlara yaradı ir seni ri profes- yonelliği Fransiz het ardı dokunduğunu tasdik etmektedir- ler, ke seyircisi beş bini ai en dahili maçların havası ini tamamen demir. zak sma rda bugünkü seyi! se vasati olarak ie e e v resmi bir istatistikle ilân edil iştir. DAĞLARI BEKLİYEN KIZ Yazan: Esat Mahmut Tefrika No. 54 Ingiltere kupası bugün oynanıyor Kapıyı kapadı ve çıktı... ..4 Maçta 140,000 kişi Türkiye hudutlarıni yabanci b ulunacakmış memleketlerde! ayıran dağlar gü- meşin ışıkları altında bugün da- Dünyada yim ve yapılacak) ha korkunç görünü; olan rm futbol (maçlarından Göklere doğru sivrilmiş beyaz daha azametli N mim her se- | uçları dumanlar içinde. ne tekrarlanan İngiltere kupası Dağlar bugün çok usl imal maçı bugün pe Wemb- ında oynanacaktır. ti. Dağlar uslu oldukları zaman ii stadı korkunçtur. Her sefeı yesili seyirci Bu yerleri tanıyanlar iyi ve rekoru tesis edilen k pa maçma (ler ki fırtmalar burada daim bu set cek lığın harp- güneşli havaları erer ten sonraki di rekorlarının hep-| sini kıracağı tahmin — ediliyor. olduğu gibi Mim gi” zili yel, yazdıkları. | güneş, Türkiyenin bu hudut na nazaran Wembi bley sahasında | larında karanlık bulutlardan ay- ita kö- rıldığı eda daima uğursuzdu! erler iki hi wvel milen sakil, Fazla talap kar- şı pi ilâve m Sg e yi raber bu defaki m. silin adedi cekmiş. Bu adede ER kuvvet- lerile, bime edenleri ve hane- dan localarına gelecek davetlileri İngilt tere ku- i önünde i geçe- tevlit İvi alin dola- yısile Geri duğu takdir. de kralın galip fre bizzat İm- giltere kupasını vermek üzere sa- hada hazır bulunacağı ilân edil 3 ngiliz ricali (bugün wi are bulunacak- lardır, Ingiltere takımının seçmeleri Önümüzdeki ay Peşte ve ir da iki milli maç: yı Aş turnesine a a İngiliz milli takımına seçilen ba- tatil müddetlerini çilmesini federasyona bildirmiş- lerdir. Eskiye avdet Avusturya milli takımını dü; ya kupası maçlarına genç bir kad- ro ile için bazı tecrübeler yapan bir fransız oyuncusunun 2,000 seyircinin toplandığı Fransa kupa maçlarından birinde, ŞU fevkalâde kafa vuru! ir. Dağların ela yaşıyanlar inanmışlardı r ki kar üzerinde d I üneşin e muhakkak bir felâket geti eşin söle Bkm karlar ik dolaşıyor.. Oh nihayet Ve — ük beklettik mi — Hayır akit! nan ebe ği kus caklıyarak dedi ki — Bil Bakkyını. haydi kuman- © paşa ne emir verdi şimdi ba- Mi — Bu kadar heyecanla gözle- rinin parladığına bakılırsa muhak- kak yeni bir vazife vermiş ola- cak!, — Yok canım! Bir an sustu, Şöyle kendisine bir çeki düzen verdi. Ceketini eteğinden tutup aşağı çekti. Aza- metle bir iki defa öksürdükten sonra: — Abidenin Türk ordusu na- mına açılma merasimini ben ya- pacağım dedi... O sırada Nerimenin ince, has- talıklı sesi işitildi: — Çok isabet etmişler. B cadelenin en kahraman zabiti si siz- siniz!., Eğer Sermet te sağ olsaydı, a di sizin yanıbaşınızda mevki ala nan Zeynebi bırakıp Neri- meye doğr koştu. — OR Nerime a bu acı hatıraları bırakın artık. Felâket- er, unutmağa alışıldığı zaman iter za kabil mi Adnan nen atıldı, onun küçük za- rif başını göğsünün ön üne koya. rak saçlarından okş ira Kerim Mendi vim ediyor: e gözlerin dol- du. siri eriş ir ni başka şeyler konuşalım... Hay: tımız daima ıztırapla mı geçec böyle, bizim e iz yaşlarımız hiç dinmiyecek Adnan mevzuu değiştirmek için bir çare, bir söz arıyordu. Şu ara- lık pek ip değildi amma di- Tinin ucuna geldiği için söyleyi- verdi: — sen bugün ne kadar güzelsin!.. Elbisen ne şık!.. cevap verdi: ne na ziksin! Bilhassa zamanında ilti- fat etmesini o İmali iyi biliyor- sun ki... Sana kim öğretti bu usu- Tül. Adnanın bu damdan düşme ilti- fatı, Zeynebin kaşlarmı çatarak verdiği cevaj m Neri- menin hoşuna gitti, Gayri ihti- yari güldü. Bundan cesaret ala9 Adnan hem mevzuu değiştirmek hem de ee güldürmek için def hal ilâve Yal kek yılda bir kadınlaf” ca sa da ek bir söz söyliye* da boğazım& dizini, Boni | Kerime hanımın yanında mahçup e Zeynep te ri ladı. — Bu saçma Slede ii di dınların hoşuna gittiğini sana kim söyle di?.. — İrfan söyledi. O bu işlerde gayet iyi anlar. Oğlan İstanbul da fanilâ değişti gibi kadın d& Biştiriyo: o m te siz mi bilecek” siniz! Bir gün «senin şu sirrı muvaf- fakiyetin nedir» diye sordukt. akt.» — Peki a bu iş, samimi hava içinde . anlatılırmış, onu da söyl Adnan Kelin güldüklerini ve deminki ağır havanın bu vesile ile dağılmış olduğunu görmekten doğan bir sevinçle daha ziyade ballandırarak, kelim: elerin iii leri üzerine vurarak dedi ki Elbet! .. Ya ka ve olduğu kadar yili bir ses- le yani rsi Girme şekilde: er bak ne enfes, oley diyecekmişsiniz!« Zeynep gülmekten katılıyordu. — A aman sö; nan bey tanıdık ve iğ nasıl muvaffak lunuyormi — Ha onun da tekniği büsbütün başka! Meselâ bir toplantıda, bir simi“ se e bulunsun, bulunmasın, hiç dü- 'n yanına gidip ek lerine bir buse konduracak ve som iş aça“ ra yiyecekmiş gibi gözlerinizi rak onun ye içine bir müd* det baktıktan sonra kelimeleri ağır ağır, ek diyecekmiş* siniz ki: kemmel tuvaleti, Bu gec: nun en güzel kadını sizsiniz!» Zeynep eli katıla o gülü” yordu: — Tevekkeli değil şimdi am ladım. Hiç münasebeti yokken demin bana damdan düşer gibi neden güzelin dedin. Elbisemi milk şik buldun!.. ime de gülüyordu. Bir aralık Arkasi ve j dedi liz