“27 Nisan 1934 AKŞAM Fransız hâkiminin katilleri bir türlü bulunamıyor.. Geçende tevkif edilen üç apaşın cinayetle alâkaları olmadığı anlaşıldı rezaleti hakkında bâ- mahkem: M. Princenin katili ol- Mak töhmetile Fransız aj için yaplan sesine a x bir netice iş, ba cinayet günü, i, Niste m t Marsilyada bulur e e çok şahitlerle isbat etmişler- «Bunun üzerine Dijon müstanti- maznun olduğundan kendisi, sirkat tahkikatına devam edilmek üzere Parise mahfuzan gönderil- mi iştir, unların tahliye edildikleri jerde ıştır. Hattâ iii göre bu ehlini, M. Princenin katili ol- mak töhmetile zannal ie alınması Ve tevkif edilmesi ihtimali vardır. ma - çıkarılamıyacağını kuvvet lendirmektedir. Maznunlardan Kari e Spi Tito memleketleri olan Meaiisiya serseri- leri, kadın tacirleri ve ayyaşları ndan yi alay ile karşı- Bu inasebetle gazeteler çok Hiddet melndildi yazarak polisin gi pe tenkit ediyorlar. ir, ant gazetesi yazdığı bir makalede diyor ki: $ “Her gün yeni bir iz bulundu- e haber veriliyor, fakat bu iz- t biribiri arkası sıra kaybolu- m Polis âdeta kendini, halkı e EN takım garip isimli Mönünlnkden: muhtelif renkli oto- mobillerden kms Fakat or- > ya hiç bir şey çıkmadı. Polis pi dini ni iyi kollasn, Yok Fran li i tamamen inn M. Princenin katil ve ie la mali ik eli Üç kibar apaş: Spir » Carbone zail olacaktır.» | mk eler ise polisi itham ediyorlar. Bütün işleri polisin isti- yerek karıştırdığını söy! Gringoir gazetesi daha ileri gide- lüyorlar. “li is ti Bonyi itham ediyor. Katil işinde bunun par- mağı olduğunu iddia eyliyor. Ha- sılı vaziyet gün geçtikçe karış- maktadır. Adana mektupları Fırka kongreleri büyük faaliyetle çalışıyor Halkevinde lisan dersleri çok rağbet heyeti reisliğine ayin (edildiği zamandan beri Fırkanın Adana geceli gündüzlü < idare heyeti reisi m , o Aksaray mebusu mesaisile kendi- Süreyya bey sini halka sevdirmiş, fırkanın fa- aliyetini de arttırmıştır. er fırkaya samimi bir te- hacümü ve candan ei Üsierie Güükmdin dir. Her şekkül, her cemiyet, fırkaya pi ka kaza kongreleri toplanma: rinde vilâyet fırka reisi Süreyya bey bulunmaktadır. Vilâyet merkezinde de 17 ma- gından on dördüne bi- gördü en beyle > üştüm, Sürey- a bey, kongrelerin mesaisi hak- cidi dme ye ve demiştir | ki: di «— Kaza kongresinin açıla- cağı dani iki üç gün evvel ka- - zalara tebliğat yapılıyor ve mu- ayyen günde kazaya muvasalat- ta mümessilleri toplanmış ola- rak buluyorum. hal; vatan ve millet işle- inde büyük muvaffakıyetli hiz- metler yapmış, milli ve vatani yüksek emellerle büyük (tarihi vazifeler almış olan Cumhuriyet halk fırkasının yl aki teş- kilâtına mensup Ti e nın siyasi ve cg akidelerinin vvet ve kudretini gösteren bir delildir!» Halkevi de büyük bir faali- yetle çalışıyor. Halekevinin dört aylık kursları lele ay bitti- ği için tatilini yap Birinci dört aylık kursları ikmal edenlere vesikalar tevzi edilmiş- tir. İngilizce kursundan 17 kişi imuvaffakıyetle imtihan vererek vesika almışlardır. Diğer kurslar- m alınan neticeler de muvaffa- kıyeti işaret € ir, han Sadık Adana mil e ngilizce, yallimi Merve hanı tr dersleri isaret kursun ir) 5 ke aye MY ği -Sahife -7 Bizde tercüme nasıl başladı? Gençlerimizin bir iki min için fedakârlıktan çekinmiyor. Bu defa açılan yabancı diller mek- tebi bu himmetlerin başındadır. Gençler bu mektepten bihakkin istifade için çalışmalıdır. Zira her- de muvaffakıyet bu gayrete bağ- ıdır. Arabi ve farisi ve lâtince. Eskiler yalnız arpaça ve fars- çaya ehemmiyet eriilerdiz öne de lâtince bilen pek nadirdi. Eski Aristonun » Karaferyeli iUsun şerhinden o ar a me etmişti. Zira o devir- de medreselerde tedris lisanı arap- ça idi, Dimişıklı Behram isminde diğer bir müderris te lâtinceden sanlarından türkçeye kitap nakli pek azdı. Ancak Avrupa dillerine vukuf ihtiyacı hergün kendini hissettiri- yordu. sus muharebelerde te- vali eden mağlübiyetler, harp sa- natına dair ecnebi dillerinde yazıl- mış olan kitapları okuyup münde- recatından bir saat evvel istifade etmek lâzım olduğunu kati bir şe- kilde isbat ediyordu. beple 1664 Bese Rabb öprülüzade Fa- lüp eden meşhur Montecucculinin (vefatı 1703) ve askerlikteki şöh- reti bütün Avrupaya yayılmış olan ceneral Vaubanın kalelerin mü- dafaasına ve muhasarasına ait ki- taplarını tercüme ettirmek istemiş- lerdi. Bu işi yapacak Türklerden kimse bulunamadığından Monte- cuçuluyu Fenerli Tum tercümanla- rından Yakovaki, Vanbariın kita- bını da Kostantin İpslânti beyler tercüme etmişlerdi M dishanei berri mektebi — Askerliğe ait topçuluk, istihkâmi- çılık, köprücülük ve lâğımcılık gi- bi pek mühim işlerin ilmi olarak öğretilmesi icap ettiğinden üçi cü Selim zamanında bir iliki hanei berri mektebi açılmıştı. Bu mektebe memur edilen hocalar as- kerliğe ve riyaziyeye üteallik pek Ski İtal my esli türkçeye çevirmişlerdir. Tıbbiye mektebi — İkinci Mah- mut zamanında açılmış olan b mektebin tabii ve tıbbi ilimleri di- limize nakil Ga ire fransızca okunmağa başlamıştı. Ancak gene bu mektepten yetişen genç ve hamiyetli Türk doktorları mez yabancı bir dil ile yapıl- tahammül edemediklerin- den germe. türkçe okutulabil- mesi için bütün kuvvetlerile çalı- şarak tabiat ve ilimlerini türkçeye daha meğe himmet doğrusu osmanlıcaya çevir- ettiler. Bu sebeple atini 0s- yük zatların vr anaği bi- rer bire: Fakat mal lale ri eli ai On- Avrupa ların hepsine Allah rahmet etsin. Ancak onların yapmış “em o i mdi 2 n vâziyeti dilimizin miri göre yeniden bizim yapmaklığımız lâzımdır. Türk dili tetkik cemiyeti üzerine almıştır. Az bir vakit için. de tam muvaffakıyetlerini dilerim. Çünkü şimdi çocuklarımıza artık bu işi azmi avkeşi, eşietin galsemetüs- semek, varakı tuveycihi mihmazi gibi ıstılahları öğretmekliğimize imkân olmadığı gibi hiç bir mana da yoktur. Tercüme odası — Bu oda Babi- âlide meğburiyet üzerine açılmış- tır. Evvelce Babıâli ile ecnebi se- firler rasındaki müzakere ve mü- kâlemeleri divani hüma nin elinde idi. Bunlar lâtince ve fransızcadan maada mükemmel arapça ve farsça da okuyup öğre- nirlerdi. İçlerinden Hançerlizade iyi tahsil etmiş olduklarına şahittir. Ancak Osmanlı saltanatını yık- teşrifi bu divanı hümayun tercü- manlarından görmüşlerdi. Hattâ Morada bir isyan hazırlandığın- dan böyle bir fesat vukuuna mey- dan vermemek üzere Mora vilâ- yetine asker sevkini e a metinin mahrtemane mükerreren tavsiye etmesi üzerine mahallinde ahvali tahkik için Mo- raya gönderilen divanhane tercü- manı Nikola Morozi bey Moraya vusulünde hemcinslerine nasihat şöyle dursun, bir an evvel isyan etmeleri için sergerdelerini teşvik ve teşci etmiş ve İstanbula avde- tinde ğe çok yalanlar uydurdu. ğundan Morayâ asker sevkinden e ti, Fakat biraz sonra 1821 senesin- hümi oğlanlar Kostaki bey edildi ve:bir daha tercümanlık iş- lerinde Fenerlilerin istihdam edil- memeleri tamim olundu. Ancak 1 i SE İM yapi bilen kimse bulun- madı. Mecburen Eflâk voyvodası- nın başkapı kethüdası olan İstav- raki divanı hümayun tercümanlı- ğına vekâleten geçirildi. Hem bu adam halis rum değil, Hayhorom gi takımdan olduğundan hak- kında hüsnü zannedilebilirmiş. Bg la braber, ona da tamam: m Yahya efendi ecnebi dillerini tak- sile heveskâr gençlere bu lisanları öğretmeğe memur edildi ve biraz lığı kaftanı giydirildi. Arkası yarın) Mehmet Ali Ayni ii gi Gm dpaaan li