23 Nisan 1934 Aİ. AKŞAM Almanyada çevri- len yeni filimler e civarında Neubabels- re Ufa ve e şu fi- ve çevirilmek rlin Han ki edi hazrelerinin Baş rol Willy Fritsch, Nansi Li Nis m Y Servaes - fransız- rt - Retty uzun astalığa ya” inde devi iyorlar. i yesim canlandıran pu filmin , çvzuu «Mavi h bir mektup pulunun çalını- ie Rejisör Dr. Johannes Gu- — Czardasfürstin: Baş rol- rtha Eggert, Hans Söhn- F, »> faul Hörbiger, pa Kemp. Eee oynıyanlar: Meg S Mmonier, Jacgues Pille, Marfa iherviliy, Marcel Vibert. Rejisör; Georg Jacoby, ir adi Almayaya İ, ii or: Geçenlerde Ber- ll lestrerte Zetungta tefri nan ve çok muvaffakiyet ka- ei An için dış sahneler Tenerif- ie Hamburgda çekildi. Baş rol- Hi Yi Carl yg Öğe ere orney, Herm Speelmann: H v3 Leibelt elemi Wegenerdir Sör Pal Röji in e küçük filim şir- iy vi aye için, onlara da i Parişleri verme, ve ken: Kar, inden ki m ie rmiştir. Bu dü rn Alfred ei ili se- Silim Meh stüdyolarda eyi a Yeni alman göegiyle Trude Marlen bazı filimler de mp ve göste- rilmeğe başlanmiştır. Bunların arasında Harry Pilin «Maskesiz dünya» isimli bir filmi vardır. Bu filim sanatkârın yedinci filmidir. Burada Piel, , yemi bir alet, dünyanm istenilen yerini izm e gi e ihiyetini kazanıyor. Bunlar e ki düşmanları var. Onlarla müthiş mücadeleler oluyor. Niha- yet bir müsabakaya © giriyorlar. Geç geldikleri için kabul edilmek istenmiyor, Fakat en sonra za- feri kazaniyorlar. lim baştan aşağı Harry Pielin e Annie Markarti oynuyorlar. Öteki ada Rudolf Klein - Rogge on Meyerniek, Fritz Al cetin Bu filmin telsiz makinesine âit : von n Mag ile Kari Ludvig Diehi yeni çevirdikleri “Büyük bir adamın dee iv film arışında inde bir. yelkenli kızak y. leri, hakikate yakın olması için, AEGnin hakiki aletleri kul- lanılmıştır. Gösterilmeye başlar haşlamaz büyük bir muvaffakiyet Okaza- nan bir filim de Willi Forst ie Magde Schneiderin baş rollerin ni gördüğü bir kıza âşık — bir operet bestekârmın esidir. Nihayet meçhul sevgilini —. bestekâr, kızı ei sağ na mağ olarak İki sevimli ike bati aşağı zevk ve neşe membai ol- masını temin ediyorlar. Filmin başlıca şarkıları şun- ir: «Seni eme seni seviyorum, fi tanımıyorum; hiç bir şeyini bele fakat yalnız hissediyorum: Sen benim- sim «Bırak çiçekler anlatsın, on okusu güneş ve saadetten ei «insan ararsa bulur, ye kim ararsa, bulacaktır.» Sahife 7 Cenap Şahabeddin «Kadınlar bir az marula benzerler, lezzetleri ekseriya sirke ile çıkar» nap Fransızların «Bon Cau- sevr» dedikleri hoş sohbet insan- an biri idi. İlmi, edebi, mizahi cali nezaketler yapar durudu. Bu- n sebebini sorduğum zaman: Ne yapayım elimde değil, Ben bu büyük kadının karşısında kendimi, bilgilerimi unutuyorum. Âdeta bir «embesil» kesiliyorum, ne yaptığımın farkında olamıyo- Nazif merhum da gibi pek gül vaziyetlerini gör- — zaman merhumeye 80 tum: — Maşallah hanımefendi, ne uslu, akılı mektep çocuklarınız var, in Bürde ne dersi ve- riy, OrSUMUZ — ei in efendim, ben hu- zurlarils müstefit olmak istedik- çe bu beyefendiler Kü beni böyle sıkarlar. Acaba i Cena hazır cevaptı. Bir zaman lâvanta sürmeği âdet edin- mişti. On metre yerden kokular çile gelirdi. Kendisine sordum: inin dükkânma rek- lâm mı yapıyorsun Cenap! Derhal: — Hayır, dedi, burnumu bu- lunduğum yerlerin kokusundan siyanet ediyorum. Cenap çok nüktedandı. Bir gün tünelde beraber idik. Yanımıza akıtıyordu. Kocası da biraz kafa PN nap, dedim, bu kadın mutlak “kocasından kendine bir melesine Dİ eksi mukabele edi- yor. — Yok, çok kurnaz biri, kadın- far biraz marula benzer eyer ekseriya sirke ile çıkar, nazari- yesini biliyor dedi. Cenabın ne bir damla göz Onu matbuat ( sütunlarında e hırpaladılar, darülfünun- çoğuna karşı mütevekkil dayran- sustu. Yalnız dayanamadığı dı, elemi bundan sekiz sene evve' at maalesef gü- n harbinin Çatalca mü- dafaası esnasında ordumuzu ko- lera istilâ etmiş, hastalık Yeşilköy hattâ ölüleri gömecek bir a yoktu. O n şehremini bulu nan 0) Cemil paşa Cenabın Ep ile ordu ve İstanbul kolera- an kurtulmuştu. “iz ömründe sefahat etme- zdi. Sıh- meşgul oluyordu. Hattâ bir gün batik: — Bazı kelimelerin tam karrı- lığını bulmak için bütün gece ça- lıştığım ve çok defa sabahladı iğım oluyor, dedi. derdim, unutma ki altmış beş yaşındasın. Bu yaşta bu kadar kafa patlatmak müna- sip olmasa gere Hakikaten Giğağ son günler- e kafasını patlatasıya kadar ça- . Vefatından on beş gün ev- kana ve doktor arkadaşlarının nasihat- lerine ehemmiyet vermedi, gene çalıştı. Nihayet dediğim gibi ba- şının içinde bir damar patladı ıymetli Cenabi aldı gö- Pembe Maşlahlı| Hanım Resimli milli roman Yazan: Sermet Muhtar “Yeni çıktı 245 Büyük sahife - 70 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ