A MMA . 17 Nisan 1934 AKŞAM Sahife 9 Tefrika No. 24 AKDENİIZDE TÜRK AKINCILARI JKENDER EAEKEDİ 5 Ki Murat t bey, Çırpıcı çayirındaki at yarışında birinci Zeynep sultan arabanın penceresinden koşuyu heyecanla seyrediyordu... gelmişti: Yenilmi iki işlerdi. oyun vii arkadaş, erleri yere atladılar, ır kahvesinde bir Sardağın altına oturdular. Maci duran saraylıları gözünün seyrediyordu. sultanın da Muradı Pari Sördüğüne şüphe yoktu. kahvesine Sey yaklaşmıştı eyi yi çiz inmiyorlardı. İreisleibi et a srap harem ağaları do- alan Çırpıcı e geldiği- Hüseyin ğa bir vz Murat, dedi, a İm P Ri adamakıllı abayı ir rim bırakmıyor! İyi ki buraya cü kızını birlikte getirmedin.. ve rezil olurduk. rat suratını asmıştı: Gy ocuk değilim. ni i günde Ga gelir miyim? e se Sli ime va yavaş konuşuyorlardı iziml, İni mle meşgul da mi, — Ben o m kal ka dı EK in — Gözlerini bizden ayırmıyor- d üş içi » lapa, İl emg sonra 1...? Yok canım. Ben bu kadar göz hapsine Siremem.. Hâlâ bakıyorlar mı — Arabanın içinde yi yi- Yorlar. iç nz. O halde biraz sonra sivişi- sün mean binerken görmi- iniz ya kk, burada oturacak vi irak ederi Mal işti e riz, ni Fa değil. Şahin beni mii e b a ne R Bi Barel lar..." sırada ağaya za. Ne Birinci 5 Yarış başladı. Saraylılar arabanın ieibie hem — Alnı siyah benekli kir bir hay- van bu yarışta birinci gelmişti, Murat, birinci gelen delikanlı atınâ uzaktan bir eskiler di deniz oyunlarında o sene Türklere n Bi ta her sene oynanırdı Diye söylendi. Yarış sırası ikin- ta bum- ci Ski gelmişti. Murat ların arasına karışmıştı. Mini ta- ı. Bu hayvan “takımın binicileri birinci dan daha kuvvetli ve v evvel kilerden daha gösterişli yarışa iştirak ettiğini görmüşlerdi. nin önünde s1- raya dizildiler.. Keşmiğe başla- dılar.. Meydanı üç ef döneceklerdi. Hüseyin bu a girmeğe cesa- ret edemediği için kahvenin önün- de duruyordu. Me yarışta birinci geleceği- ni umuyordu. kü ie sene evvel Saraybur- ind Venedik elçisi : tarafından tertip edilen jup oyu! ınlarında da ri sayesinde birinciliği ka- zanmı At üstünde. giderken iyice baky Sandallardaki oyuncuları birer birer denize dök- meğe muvaffak olan sinyor . Ci- yovani Muratla karşılaşınca der- hal dümeni kırarak bu atılgan kaçmıştı. getirdiği bu ananeyi her sene Sa- ra; ağ ve dış limanda tek- rarlıyan klerin Bizansı iş- saade isti ge deği Venedikliler milli ları: sene ilk defa Türklere ein olmuşlardı. Her sene Sarayburnunda yapi- lan Vene: bu ka- dik dar maharet ve muvaffakıyet . teren bir Türk denizcisi, iştirek ederken, Şahinden kli üveniyor: — Birinci gelmesem bile, her halde ikinciliği kazanırım. sis Diyordu. i, Muradın ümitleri boşa çıkma- maştı. Sahayı üçüncü defa dönüşlerin- de en geride görünen Murat birdenbire mahmuzlarını atının karnına dokundurarak yarışçıla- rın en önüne ie Geçmişi: Ba gap ikinci takımın üçüncü dönüşü etmesin i e iyi bir. kalbi slide, alta Her akşam | bir hikâye | £ geçirmek, eğlenmek için ari en başka iyi bir çare bu- ek Elli yı yardı. İki senedenberi alan Gençli- ğinde zevkine oldukça düşkün- lerden sayılırdı. MR pek hoşlanırdı, Bazı ehmmiyetli ma: ceralar da geçirmişti, Sonra, yaşı I Merin olduğu bir devirde hoş, rif bir kadın ile evlenitişti.. mesut idi. Zengin olması eve ii yn ka- bul imkân vw n imdadına yetişiyor- du. malar oldukça bilirdi. — iyilikleri, mukabil mii iniz etmezdi. Sadece e hi a kâfi idi. rinde karısı hastalan- ra, kendi ille e aci- nın icap eden derecede büyük ol- ii el den ml bir vicdan aza! ” Vidin mz için karısı Taşma devu i e gün tayin etmekten çe- kinmi 5 ee elli yaşındaki bu ona çok sıkı imiş da, A e MX tiyaçları yoksa, olmuşlardı. Arada kadinlarla | bir olmağa başladıkla, arını farkediyor- du. Onun için arada sirada Av- rupaya giderek seyahat etmeyi dü-| şünmüş ve sık sık yaptığı gibi ge- ne yola çıkmıştı gelmeseydi.. Keşki atının bacağı kırılıp ta geride kalsa ve herkese mahcup olsaydı. Çünkü, Murat sahadan çekile- rek kahvenin önüne geldiği za- man, saraylıların arabası neşe ve vg içiyle e meyi | ynep si o gün Muradı her Kİ rl çok daha fazla sevmiş ve takdir etmişti. Zeynep sultan, Muradın kendi- sini göstermek maksadile yarışa Mm tie zahi aştu. m Sapa tebrik edi- ye ön) Mü ” e sıra sana mis Gör “ ii kçardağın altına uzan- ağ Mi attan indi: Ben vazgeçtim, dedi, üçüncü daki hayvanlar da çok kıy- metli, Benim atım şimdiye kadar hiç bir yarışa girmemiştir. Daha şimdiden hızk solumağ- başla: kazandın ya..! 4 mor sana da inciri bana da... saraylıların araba- mi Kor bir harem ağası, elinde bir tepsi yemekle çardağın Vagon restoranda İ Venedikte bir kaç gün kaldık- tan sonra şimdi. Milânoya gidi- yordu. Birinci mevkide seyahat etmek âdeti idi, Seyahati ufak merhalelere ayıra; hep gün- düzleri ei onu daha çok eğ- lendiriyordu, Birine: yahat si ve rahat et- era temin ediyo: yemek eki geldi- ğini karilar dolaşarak haber a kalktı. Ke katarla değil, yerli trenlerle yahat ettiği için kalabalık üçüncü ki mevki müşterileri yeme zor- la yol rak vagon restorana vardı. Garson önüne düşe: ki ona bir masada e kadısı karşisın- da yer göstei Yalnız eme başka bir ma- ün işaretine ehemmiyet vermi- rek başka yere gitmek neza- ketsizlik teşkil edecekti. Kadr nın karşısma geçti, Yüzüne dik- katli bakamiyordu. - İri e 'dını iyice va Kirku Fakat güzeldi. : Sade zarif "ciddi e giyinmiş- ind rmuş gibi listeye ba- cl Küçük garson ne İçe- ceklerini herkesten OZ. ordu. Kadın şarap a şa- rap ısmarladı ve im ma- en suyu da isti — Mal dan sonra su iç- ek Me dedi. vizon kadın bir m vere kapısı ğ sile oldu. Makarna ie kadın gülerek: — rini eler yapıştırmak için macun! akarna li Güze bir e marifeti madam, diye vap ile w Pek rr bir iştir. Sade su- ye en Pişerken de bira: Be la ii gelinciye kadar naktan e Kendi kendisine söylenir gil — Bu vagon restoranlarda da kadar küçük d. nereden bulurlar bilmem! dedi. . İştihası açılmıştı. Parçaları az buluyor- du. Kadın süt danası yediklerini, böyle danaların küçük, fakat ta- vuk eti kadar beyaz ve lezzetli olduklarını anlattı, Karşisındaki kadına yerle bakarak dinliyordu. İçinden şünüyordu: «T. eve lâ- Zım am. Oldı yaşlı ama bu gözler onda varken... Kocası olmıyacak ğında ük Tam bir ev kadını. Acaba kim? kendi çalı- ndi şıp kendi ii bir kadın. Baş- ka türlü kadınlardan olsaydı böy- le ev sanar yemekten mi bahsederdi? Ben işi anlarım!» iie si Bankasınm Galata, Yenicami ve Beyoğlu devairi, kap dudaklarını seyi kadar tatlı e Nihayet İşe te tesadüf o; ie böy- le-hoş bi LE, temin a du, Kendisini Milânoda kadının üçük apartımanına başbaşa dalmış gibi hülya ediyordu. Biraz cesaret buldu. Kadının ismini, ad- resini er Ziyaret için müsaa- Kadın "gözlerini işvekârane önü“ ne eğdi: e kadar hızlı a mir örü, düşün: ar ay: Kabil olunca ben size bir ii up yazarım lm vadediyorum, size yazarı e sözleri makul olduğunu raber ya pek yaklaştık haber ver- di ve masanın üzerinde as hesap pusulalarını uzattı. e pusulayı v —— Fakat genç m derhal atılarak: iii en mms diye kendi le pe Parayı vermek için çantasi 1, Birdenbire fena halde bi iklağe ğu göze çarptı. Söy- leniyordu: ; — Ne kadar sersemim! Sabah- leyin hizmetçiye yüz frank bah- şiş vereyim diye çantamı açmış- tım, Paramı d m nde bi- şım! Şimdi ne yapmalı? Buna ldu. Hem yı na hem de eve kadar gitmek için lâzım olu yazdığınız zaman hane ile kadına yüz franklık bir €-| de banknot verdi. ği Kadı akçubane teşekkür S0 yordu. Tren artık yavaşlamıştı, ay- rılmak lâzımdı. Beraber kalin yürüdüler. O arkadan gidiyordu. oOÜçüncü mevki bir vagondan gereken perişan pi çapkın bir lı meydana çıktı. Pa İd baka: rede kaldın? dedi, Ne doymak bilmez şeymişsin! Sonra kadının arkasında haiz. ka bir adam görünce kızdı: — Sen kim oluyorsun? Bap, aliye işine burnunu sokuyor. kekeledi: 3 — Bir şey yaptığım yok, see mek istiyorum... Kompartimana geldi, Valizi ye rinde duruyordu. Tekrar yalnız. kalmıştı. Yalnızlığın kıymetini i ekti. Posta ittihadına in dabi olmayan cenebi memleketler; Seneliği » altı aylığı 1900, 0ç ğı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Mag 3 — Ruzukasım: 16 $. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yala pon 10,28 e 9,08 ve a. 3,80 5,8 4 15,59 18,50 ali si civarı Acımusluk re