17 Nisan 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

17 Nisan 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ ez ii pe My m “Şen Yazan: SULEYMAN KANI — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdu ii meclis ri tarafından ZE ÇA ANE Tefrika No. 271 nasıl dağıtıldı ? Ahmet Vefik paşa osmanlı vü- kelâ heyetini Avrupa vükelâ he- benzetmek için sadaret ün- yanını kaldırmak istemiş, evvelâ k id. d â birini düzeltmek için teşebbüs lâ- zim geleceğini düşünmemiş veya buna ehemmiyet vermemişti. Şimdi iş kendisi için padişah ve mebusların coşkunluğ arada anlaşmağı muhal bir dere- ceye vardırıyordu. Mebuslar devlet ve vatanın se- lâmete isali mütevakkıf bu- lunduğunu müzakere için reisle- <a malümatı olmı yarak bir cu- günü mebusan dairesind. e fev- ve im icra ettiler. Ab- tan Hamit için mahuf bir mecra- ya girmişti ü #ine, saltanat vazifelerine dair ii ve siyasi na- Teriyeler ortaya k onuluyar vazi- mete kadar ağlanacak “fecayi- | dendir. Zırhlı istiyorum; göndermiyor. yeri Bu hal ile > gün Çanak: e geçti- ğini haber bl iş Bu telgraf- namenin vüsulünde zırhlı gönder- mezseniz ben kendimi memuriyeti haliyemden sakıt addedeceğim. Hasılı iki güne kadar zırhlı gel mediği halde istifa ediyorum. Ku- mandayı kime verirseniz veriniz. Din ve vatan kardeşlerimi gözü- mün önünde, eli bağlı düşmana teslim edemiyeceğimi ve buna ra- zı bulunanlardan olmadığımı arz ile istidayı alalı paerhalet ey- lerim. (26 kânun rumi) Süleyman paşa bu ayalkmd sini çekmedi. İstanbula gitmek üzere Gelibo- luya gelen Divrikli ferik Osman paşaya tevdi etti ve ait olduğu ma- kamlara takdim için kendisinden telgrafa intizar eylemesini rica eyledi. İki gün sonra zırhlılar hâlâ gel memişti, Süleyman paşa telgraf- namesinin yerlerine takdimini Os- man paşaya bildirdi. O da deruhte eylediği bu işi ifa etti. telgrafnamenin bir sureti her nasılsa Selâ ade- vişteli Mustafa beyin - Selânikte Zaman gazetesini çıkarırdı. Son- ra'bir kaç sene Selânik maarif müdüriyetinde ve maarif nezareti ödadi meç rim bulunmuştur - eline Mebusan likle ağlıya, ağ- lıya, okudu. Mecliste - ağlamıyan Mn agi AM di zayi özen na Il ile Rayf paşadan harp esnasında. ki bir ğiicöpi gibi sözler | Bu hal Sultan PEŞİ vahi- mesini sölra huzur ve ârai selbeyliyor: Bolayır kiki ii paşa boğazın muhafazası için iki zırhlı gönderilmesini ei Harbiye ve bahriye © © Süleyman ? © tasviren mabeyin başkitabetine, başvekâlete, i dökmesi, ra bulunanı © Mariz limanına zan sol başına derini koyacak bir gemimizin bulunmaması kıya- (1) Mebus'ardan Halepli Naf i paşanın Sleyman paşı müuhaket de ) neş- man 1 ahval istizah takriri hazırlandı. İstiza- hın (2 şubat 1293 rumi) icrasına karar verildi. «Süleyman paşa muhakemesin- de» yazıldığına göre Rauf paşa bu istizah üzerine zatı şahaneye müracaatla: (Süleyman mez mebuslar ile muhabereye gi: i, harbi rs li, v an Saraydaki feri âlii askeri) dağılmış, damat Mahmut gözden düşmüş, e ferik Mahmut paşa riyasetinde diğer bir er komisyon teşkil edik Rat paşanın ikbal günleri idi. Meclisi tarizler omebuslar için barutla oynamak kabilinden görünüyordu. Ahvalin aldığı renk ile mebus- ların tavır ve yaziyetlerinden e anan bütün Abdülhamit; artık mebusları dağıtmakta Dİ “lüzumuna kail oldu. Ahmet Vefik paşa da tuttuğunu koparır, tehdidini ikaa kadir bir adam olduğunu gösterdi. Rusya ile siyasi münasebetler sya hükümeti M ış, Ru: Onou'yu maslahatgüzar (sıfatile İstanbula göndermişti, Abdülhamit Londra ile Peters- burg arasında siyasi bir müvaze- ne temin etmek, bu iki siyasi ku- tup ar: me kendine bir çıkar yol Vm yvurlarını besliyordu. Rus ajanı e sliyenin ka- nunu €sasi ile idaresindeki müşkü- iât hakkında padişahın nazarı dikketini Gl Demek, ki Ruslar meclisi me- ından lerde İngilizlerden daha korkunç idiler. Artık meclisi nasıl ve ne vesile ile Mo olsun dağıtmağa karar ver bdülhamit ile başvekili a Ahmet Vefik paşanın mebus- lara anlatmak istediği felâket ge- Tip çattı. Kabinece verilen karar üzeri- ne (2) Ahmet Vefik paşa (dev- letin mütareke talebine ve müsa- lâha aktine mecburiyeti ne sebep- lere mebni olduğunu ve böyle bir sırada meclisi umuminin müzake- relerine devamına imkân mediğini) müeyyet olarak âmet Mahmut Celâleddin beye bir be- Yene müsveddesi kaleme al- LI Ki bizzat âyan ve mebusana tebliğ etti. Bu sırada âyan riyase- eylediğini, Sultan Aziz gibi ken- | tinde Asım paşa bulunmakta idi, disini de hal” am (18 şaban 1294 - 16 sefer 1295) d şüphe olmadı- İngiliz Henna İstanbula ğını) arzetmiş, geldiği gün meclisi umumi bu su- şta Abdülh lmak ü til edildi g4 şubat 1878) iki başında bulunanlar mebusanın Bu muamele hiç bir taraftan Ml levamını Fi gör | protesto ve nümayiş ile karşılan- ke m 3 N (Arkası var) ve nunu esasi — —— i maddeleri usulen en tadil er im Pl ik yleyısan te mebuslardan bir kuvvetlerini biribi- ordu. Meclis bir sene evvel matbuat sperm yü etmiş, vükelâ ab- kâmım t ile intir meclise iade üye Bundan ve idarei örfiye kanunundan dolayı iki kuv- vet arasında ihtilâf devam edi- yordu. ri o sırada hünkürm gözünde Rauf paşa- ya pek ek şiddetle tariz e yordu. AKŞAM Vahideddin) devirlerinde Halkevinde . Halkevinden: Halkevin e kumar gibi neslin sa; kemirici Yl ve ağ > talıklara karşi ları üzerinde esse koliğlal. lardan (Bir neslin hati nasıl temin olunur?) arş konferan- sın birincisi 19 mn 934 per- şembe günü saat 18,30 da Halk- evi konferans salonunda verile- cektir, him nine her Tefrika No. 45 Yazan: seir pi Alen esrarengiz nel gibi işte res duruyor. Öbür ene bir başka kor- kunç çukur. "dedi yanda e bir dehliz: Ağızlarına kadar © les Bu tabii depoların etrafında kıs- men taşlardan, kısmen tahtalar e yapılmış irili, ufaklı bir sürü lar ai hal İçinde de silâh, bo: soğuk: tan müteessir olacak yl ii mat Vi Teyilikie silâhlı nöbetçiler do- surlar ve eklerinde, yor, kayadan kayaya sıçrayıp du ıyorlar... Güneş suların üstünde parlr- r. Fakat buna rağmen kar gen. © hafif hafif yağmakta devam edi- m beş, alt yü üz met- ü- kayalık geçiyoruz. Etrafı ii larla ülü bir mur » © “ $ larin bittiği yerden valf saray duvarları iz dik kayalar yükse- iyor, Bu oi üstü köst m bir sürü deliklerle na u delik- lerden murabba mü es ai şehre girili iliy lettarihi dalla şeh- Sağda dağların yegâne tahta- dan yapılma binası sırtını kaya- lara dâyamış duruyor... man zaman e bir duman sütunu yükseliyo: İçeriye giriyoruz: Kizi dar bir koridor... Döşemel kar e çamur içinde yüzüyor. İğ ik bir kapı, üstünde abadan yapılma bir perde... Açıyoruz: Gec sıcak bir boşluk. Bir ne- salon... Köşede bir sedirin üze- ile EE yuvarlak sakallı bir ihtiyar oturuyor. Gözlerinin öyle bir korkunç manzarası var ki... Üzerinde bir avcı ceketi, ayak- ak kocaman bir İngiliz çiz- Zeynebin m) Yani eşkiyayı idare eder... t biri... Fakat cahil deği belli i okumuş bir insan.. tarafında eski Osmanlı Mr nun üniformasını a iki kişi... Birisi soluk ç uzun boylu sıska bir dd kg te bir bira fıçısı gibi tostoparlak ve yay» van bir şey!., Yerde serili seccadelerde ga- vip kıyafetli bir sürü insan, öbek bek etrafa dağılmış Rp Ortada, Zeynep Ayakta... Fakat bu ayakta Çi ruş temeli çökmüş bir yangın du- varının sia gibi... sıra- da sallanı; Saçları in vi yem dökülmüş DAĞLARI BEKLİYEN KIZ il Mahmut ladı, ithiyar bir “| kızın üzeri gözleri bir ir küçük kıyilcım par- gibi ufalmış ve kıpkırmızı. çası Esi yanaklarında göz yaşları parlıyor... Ağlıyor... Ses çıkar- adan için için ağlı bi... Sanki... Ç kafasmı yor, sa- kalı çenesinde SE olmi öne beyaz yorgan tiresi gi halinde sallanıyor... hem öyle bir hiddetli ki.. kada yardım ” iddeti, . Yerinden fır- larını pi larına geçirerek onu yerden çal istiyor. — te soruyorum neden bıraktın!, Zeynebin A nereli ik- tidarı yok ki söylesin... Kafası omuzlarının arasına düşmüş ağla- yıp duruyor. dr söylüyorum cevap ver- — — yi artık birakın, ta- hammülüm kalmadı, Saatlerden- beri sağl dizlerim — Dizlerin kopsun! Söyle onu nasıl oldu da benii — Bana hayatımı bağışladı, ben — ona hayatını iade ettim. u yaparken kendi haya“ tını İM e mi? Seni kurtlan- mış bir deri parçası gibi köpek- lere kemik diye atacağımı hatırı- na getirmedin mi? — nx dan başka bir şey hatırlamadım.. Şeyh birdenbire yerinden fır- kaplan hırsile Yüzüne bi şamar indirdi: — Kaltak Eer karşımda hâlâ neler söylüyo; Kız bir çığlık imiz yere . yuvarlandı. Koştular, tahtaların üzerinden. kei sedire yatırdılar. ından çenesine odoğru süzülen e sildiler, Yüzüne su serptiler, Gözlerini açtı, Doğruldu. bağı — Dikil Ki a zabit sireni birisinin zuma daya: bik le ar geldi. Yüzünün bir tarafı kıpkır- mızıydı. Elile yanaklarından. ez süne doğru yaşları sildi. — Baba dedi sen.. - kaltak büzigübde ne yüzle bana baba demeğe cesaret iyorsun!.. k! toprak al tinda yatanlar için bile bir şindir. onlar da aralarına almazlar!. — Baba ben ne yaptım ki bu kadar büyük bir günahkârım!., gibi ayrıca bize Daha ne yapmanı istiyordun? a (Arkası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: