an-ve âj Ayasofya gi aküler da darülfünunun, kat mebusa; âyina tahsis edilmişti, iye sarayı tanbula ik Bağdat, Basra, kasta” Trablusgarp mebusları minde hazır bulunama- (Yana hedi Küşat gününe kadar İstanbula gelmiş olan mebusların adedi 115 i bulmuştu. Âyan ise yirmi se- kiz zat idi. © Vükelânın havassı arasında ce- © © Teyan çelen ve netice- sinde kimi olacağı a etmiş, 1294 bilemek. nin birinci ilen | ea bedii istihsal —cedilmi Bu 7 âyan şu zevat idiler: Sali : Nafıa nazırı Server paşa. a: Vezir Mustafa Nuri, ei Neu paşalar, sabık derya ei iz m > mi sabık VE 'YMAN KANİ — Tercüme, iktibes hakkı mahfuzdur — Âyanm müzakeresi aleni olma- dığından oraya müstemi sıfatile hariçten kimse kabul olunmu- Mebusanda umumi müzakere günlerinde müzakere ve münaka- şaları dinlemeğe hariçten samiin kabul ediliyordu. Lâyihaların ea kıraatı ve iptidai müzakeri hasredilen «husüsi münker günleri mec- is umumu açık değildi. Gizli mü- zakeri söhleri inde ise mecliste 2za- bit kötiplerinden başka kimse bu- Tunmuyordu. “ Mebusan dairesi kalabalık isti- abına müsait olmadığı için rica! elçiler, gazeteciler, halk ii See e mevkileri göste ren dai vakkat düh liye e bileli “ider AKŞA Tetrika No. 262 pi zabıt işleri, âyanın. müzakere usulü İaşe tahattür ediyorum. Ta- kolleksiyonum zayi olmasaydı bu nüshaları arar, size gönderir- dim. Vedat örfi beyin Sultan Abdül- hamidin hatıratı olarak neşrettiği eser dahi vaktile edebi (Ütarit) mecmuasında tefrika olarak inti- şar etmişti. Bu hatıratın Süley- man Nazif bey İlim baziçei alem nevinden ve İttihat ve e Te- na Pm Nere bei mii Ve verdim. 1 (1913) evasıtında avdetimde bu eser Pal manir Mimheine olundu; e “ellerindeki biletlere göre olunurdu. “Nu tukların zaptında stenoğrafi usulü tatbik olundu. Fakat Bosna, nin: itirafiz da bulunmuştu. Bu katırat dikkatlice okunursa Nazi- fin tahrir tarzı ve kendine has ta- ii derhal görülür. Süleyman Arabistan, Arnavutluk gibi yer- lerden gelen akkale bazı hi- ristiyan mebusların türkçeleri az a Halet, esbak Ankara va — Derviş, abı ik Bahri valisi ibrahim 8 ık ei mec- E zasından vede Emin ie Ferik Ta- hir paşa; Marko vo mabeyin: başkâtibi Emin a DEN devlet sabık âzasından Kepir bey; 'orgaki efendi; şurayı devlet ek âzasından Daviçon efendi. , memurların- Sait paşanın âyan meclisine ta- yini bunlardan sonradır. İsta; mebusu Ahmet Vefik efendi e Prş ile mebusan “meclisi riy in edildi. Ah- p ye Vek aş a air ma © Aza olmu ğ Mebylardan 69 u müslüman, 46 sı gayri müslim idi. Bunlar 10 osmanlı “ kül Sie Bunlar ayan peşre- b be vale ve stenoğrafi işlerinin b 'akvimi Vakayi muharriri Ahmet Mithat efendi- ye tevdi, ER — 1500 kı edildi. Rıdvan bey o zaman 22 ya- da idi. Ahmet t efendi stenoğ- rafi ile zaptolunamıyan nutuklar- da söylenen sözleri okunduğu za- man meal çıkacak surete ifrağ ! Nazif bey o lar Ütarit mec- uasına da muaveneti kalemiye- de bulunur, şiirler yazardı. Namı! y Ebuzziya i ş Tevfik beye yazdığı bir — ünderiçtir - Ahmet Mithat efen- di ile pl aa bir hileye ve tetkike şi n Ali Süaviye Ten emekten pr asından münbais o sa mer mütalealarımı sırf hakikati tebyine hizmet maksadile yazı- yorum. (Arkası var) Tetrika Nc. 29 Yazan: E: Adnan şaşkınlığından renkte: renge giren kıza dedi ki: 'ok tuhaf bir netice değil mi? Karşınızda vatandaşınız bir zabitin bulunuşu sizi neden bu ka- bir daha baktı. Yava e ken- — Fakat siz, siz bacaya nasıl gelebildiniz? — Gayet basit, demi itrak .şebbü: ii kille tayyare demek!.. — Olabilir!. — Eh! burada ne yapmak is- tiyorsunuz? — Kurduğunuz hiyanet şebe- kesinin barik almak istiyo- rum? — Ne olacakmış bu sanki!., harita — Bu haritanın her çizgisi bir süngü, her noktası bir bomba olacak ve vatana silâh çekenlerin kafasında patlıyacak Hari lk sa S eişekef; Kabil olduğunu anlıyacaksınız!. Geni hemen şimdi erine is- DAĞLARI I BEKLİYEN KIZ w Mahmut 1 Nisan 1934 1 Nisan 934 alir cevap beklemeden e i. Mağaranın ağzına ind: yuvarlanan çığları seyretti. Sonra geriye döndü. Teki ım içine girdi. Bir iki adu ürüdü. Kız o sırada ayağa kalk- mağa çalışıyordu. Taşlara tutuna- ral dunu le kaldırabil- di. Elini alnına koydu. Parmakl: 1s) imi afasını zabite — Mülâzim bey dedi. Başı çok ağrıyor, müthiş bir ii e Karşınızdaki ne de ok a bir kadındı e ediniz.. ır. Bana biraz yar- — Yani ne demek istiyorsunuz? — Seni burada Malz bırakıp dışarı çıkamam. — Korkmayın benden, nızdan gelip a ik değil adım atmağa bile eğ a mak ii rtulması paksn dahi olsa ar- kadan vurm. Zabit bir dale olduğu yerden Kkımıldamadı. Düşündü, kızın yü- züne baktı: — Peki, fakat dikkat et, en kü- çük bir hareket yaptığın takdirde gülümsedi. Zabit dışarı fır- 2” Kayaların dibine toplanan eemiz kardan bir kucak a A emi Koz hâl olduğu im, Bu beli bere hangi lerini gi- ecek?. 5 Si i ahirete götürecek tı Tikeli dir yökle üzerinden u: keki; verdi. Uzun bir süküt devresi geçti. Kız sonra pa gibi dedi ki; eyliyordu! Ahmet Mithat efendi bu yoru- cu işi mümkün mertebe başarabil- için çok emek sarfetmeğe mecbur kalmıştı LE Türki gazetesini Bondini- İlân tarifesi ie ei 1 Santim 400 2 > 250 3 » 200 45 > 100 İç sahifelerde > 60 Son ilân sahifelerimde s. 30 Bir ay içinde 100 santimden fazla ilân verenlere hususi tenzilâtlı tarif, ere olunur. Mektep ve neşriyat, doğum, nişan, akit, teşekkür ve ölüm, era, tep ve mahkeme ilânları için hususi Fi m tarife tatbik lumur. â 1 ez 2 Gazetemizde neşredilecek ilânlar için ri 1 Sirk i Namık Kemal beyin kannnu esasiye ılık Türk Lt. Şirketi dair Sultan Halde ar ariza a eyle iie re e pe miş olması meselesine M.N) e aldığım bir gear şöyle de- ( lm Mithat efendinin Suk Üniversite talebesinin ziyaretleri © — Ohanesefendi kabul olundu. Ünü hakla Nam Kemal be. rn ii “ie © — İlkâyan meclisine tayin olunan | iyet ve e ai m ri olarak | hine arizeler takdim eylediğini ket hastanesini ve şehir dabilin- onar bin kuruş değildi. Onar bin | vaktile ben de okumuştum da ii Vİ ei gezmişler iğ işti. Balkevi an onuncu cum- a kuruş ra re cel gene e some yi ya mahsustu. Vükelâdan âyana | sis ve ilâ bu le her ne- beşrekil emet paşa Hiz. un Zon tayin edilenler muhtelif derece. | dense tazelenmişti. Bu neşriyat ve guldak seyahatine ait filimler gör deki vükelâlık maaşlarile geçmiş- cerh zımnında Tanin | terilmiş, gece fırka salonunda üni- © erdi Bumaaşlarda o vakit 40,000 | gazetesinin ilk nüshalarında bu- | versiteli talebeler bir müsamere ş 75,000 kuruş arasında tehalüf | gün arayıp bulamadığınız te a mere b ! ha iyi ederlerdi. ' Yani beni mi ve sonra da kaza caksınız. Müsaade edin de biraz güleyim mülâzim efendi!.. Beni belki öl- düreceksiniz, fakat her kayanın altında bir süngünün beklediği vahşi dağları aşamıyacaksmız.. Sizi de öldürecekler!.. — Dağlar, a ık istiyenler içi yürüyerek in tehlikelidir. gibi ü iskle” İmer ile kayalarına gölge vererek geçen- ler için değil! — Anlıyamıyoum, ne demek ya, istiyorsunuz? Tekrar tayyare ile mi avdet edeceksiniz?. — Bu işim sizi bu kadar alâka- dar etmesine hayret ediyorum. Eğer elimden kurtulup bütün bun- ları güç nevinden muhterem pederinize vereceğinizi zannediyorsanız bu sefer siz müsaade edin de ben gü- leyim!.. — Gün doğmadan neler doğar!.. Adnan her nedense birdenbire kızdı: — Kâfi artık sus! Soracağım suallere cevap ver; işte o kadar... — Bana sen değil, siz diye hi- tap ediniz. Zabit acı acı güldü. — Amerikalılar sansi adabi muaşeret öğreteceklerine biraz va tan neye derler, vatan haini nasıl olur onu okutmuş olsaydılar da- Sv mi Zabit te yanma kadar geldi. Dizinin birini kıvırarak çömeldi. Sonra kıza döndü; —bDiz çök dedi iç bir şey söylemedi. Bir elini de Gla e fanı lala Kız elini du; dizlerini büktü, ta onun yanı başma çömeldi. Zabit kızın başındaki başlığı çıkardı. Bir demet saç bir ipek yu- mağı gibi göğsünü dolduruverdi. Şaşırdı, kendini geri çekti, rak arkaya doğru attı. Ba tu, kendine doğru çekti, ere karı şakağına sürdü. Kız birdenbire «Âh» diye geri çekildi. Adnan o si yüzüne bakmadı bile.. — Biraz m Yara epeyce ve Büyük. bir fetha açılmış.. işlerini sıktı, Zabit daki- m uğraşarak bu vahşi dağ çiçeğinin yarasını karla temiz bir pansum üzünde donan kan parçalarını sildi. Kız bilâha- reket duruyordu. Zabit onun göğ- sünde açık kalan tarafı da kapattı; — Temiz bir bezin varsa ver, e iy Bing mikrop fil ilân m Be yila zabitin omuzun. da idi. — Yok dedi. . pe