la köj “ lerini, her şeyin Yaza ENDİ FA Semiramis, köprünün iz yşkun ye sesle bağırdi: “ Aziz misafirlerim! Ölüm ve yarını düşünmeden, ez sa Pimi ka SEMİRAMİSİN ker sea Canlı jı çeşmel; Sarayın tribünleri ii dolmuştu. Ninova şehri, tesis edildiği gün- denberi bu kadar kalabalık gör- emnişiğ. Köprünün iki başındaki kule- Terin bütün pencerelerinde meşa- deler yanıyor, halk yüksekten sa- hile dökülen sarı, mavi, yeşil ışık- lar YE kaynaşiyor ru. açılma merasimin- de basi bulunanlar arasında, Asuriye devletine vergi veren g em hükümdarların elçileri ve onlara mensup kumandanlar Köprünün üstünd enin tahayyül edemi âd. meraklı sahneler hazırlanmıştı. He kulelerin venleri. bahçe etrafında biz uzaktan ver- kimseye sezdirmeden yerinden kak. Ya- vaşça bahçeye indi. Mat, rap kabile reisleri çıkmak için istical <üke hazır oldum söyledi. Semiramis, o gece ilk defa, da- vetlilerin si gelmeden, Mut ile beraber y: mek yemiş ve fazla- Her şeyi ve si lakileli küçük gö- rüyordu.. — e getirdiler mi? imza hürmekirne bir tavırla in esekle önün m şey hasır. boru kete yetindi. ören mai ilk basama- ğında görü; iki ihtiyar tin ellerinde bi- çaklarla meydana geldiler lât Parsın e. birer seikdiği de kuz geyiği rek kanını merdi- venlerin e si u simi s, merdivenlerden e çıktı.. Dealer sıra ile kendisini takip * ttiler. irler kulenin üstüne çıkın- cıya yi bahçedeki muganni- yeler, hep bir ağızdan, güzel se lerile zafer * şarkıları söylediler. Kulenin üstünde, bütün davet- İlilere birer boş şarap kade) hi ve, yorlardı. Misafirler bu kadehleri hayret- Te ellerine alarak iza ba- kınıyorlardı. Acaba bunun manasi ne idi? Hiç kimse, dudak bükmekten başka müsbet bir cevap veremi- yordu. rak yü Kulenin me hiç kimse vağya bakmağa cesaret edemi- iğ a ellerinde tuta- rüdüle: r içiniz! , yordu. Bahçeden otuz metre yük- aj ia asma köprü- den yürüyerek koskoca nehri na- sıl geçeceklerdi? Davetliler e. ia ba- samağına geldikl ve kırmızı bir di ile arş tılar. Semiramis önde yürüyordu. Kırmızı perdenin önüne gi üzünü arkaya çevirdi itaben: rim dagi dolduracak... Köp içerek geçecek- We Ve yam uzatarak perdeyi kendi elile Perdenin arkasina on iki zem ci harem ağası yerlere kadar lerek misafirleri karşılamağa ar ladılar. Büyük kırmızı perde boy- la boyunca yırtılmış ve köprünün üstü görünmüştü. şamdanberi Mike nan arap reisleri ve diğ. nebi prens ve prensesler, belli göz ka- ii aybetmiş gibi, şaşkın v bazi etrafa bakana bp hm NN halılar ve ren- Şrenk çeklerle döşennaşı bo narlarındaki parmaklıklar arasın- da ikişer metre ara ile birer genç kız, vücudu baştanbaşa çiçeklerle süslenmiş olarak ayakta duruyor. du. Kızların omuzlarında ufak tüylerden yapılmış lar vardı. Boğazlarında ince şarap külli e u tulumlai ucu kendi elinde Misafirlere: — Kadehlerinizi meleklerin ğzına uzatınız! Diye bağırdılar. Davetliler tereddüt ve helecan içinde ne yapacaklarını, nasıl yü- e. nereye basacakla- rını şaşırmışlardı. Evvelâ Semiramis, elindeki ka- dehi kızlardan birinin ağzına uzattı. Davetliler de ona bakarak, alnız yüzleri meydanda olan me: leklere kadehlerini uzattılar. Vücutları rengârenk çiçeklerle sarılmış olan genç ea elleri, ve kolları da görü ordu. Misafirlerin bir al kadehleri şarapla doldu. Semarimas, o g; köprüni üstünde, mitleri ei bir sesle selâmladı: — Aziz misafirlerim! Nehir ve toprak, şimdi, ayaklarınızın altından otuz metre derinde kal- dı! Hayatımızı daima tehdit eden bu iki iken de uzak bulunu- yorsunuz! Semiramisin yarattığı bu muazzam eserin üstünden, toprağın sırtında yürür gibi, ser- best adımlarla ve emniyetle geçi. niz! Ölümü ve yarını düşünme — şarap emmi kurutun- ya kadar için Miaafirer Sike yavaş sağa s0- la dağılarak, bu canlı ve sevimli çeşmelerden kadehlerini doldu- rup içmeğe başladılar, (Arkası var) Her akşam j bir hikâye ( Nebilenin intikamı ! Altı senedenberi evli idi. Altı sene bir erkekle gece gündüz be- raber yaşıyan emi kadınlar gibi lebilede de bi arasında daima diğerine e gelir. Ufacık bir delik: . Ol serveti tatsızlık ü; e o şikâ- | de vardı. Öyle eski usul hissiyat- yerin ehemmi gözö- | perest kıskanç âşıklaı eğildi. nünde büyür ve âdeta td hali-. Nebileyi hiç rahatsız iyordu. Bi alar Beraber pek tatli saatler göçiriyek” ilenin de işte böyle kocası- | lardı. Nebile kocasına karşı yap- na kam hiç siteme bir ku- | tığı kabahati içinde pek iyi hisset- sur vardı. Vakıa ehemmiyetsiz, | tiğiiçin dey ona daha mülâyim, bir şey amma aile hayatının ta- aha aamahalı im dını kaçırmak, Nebilenin sana bei em artık bir mi ni ze ee sini gösteri; vazene tesis ettiğine kani idi. Fa- : Cevdet bey ordu! kat ne kadar alaz kadındı. Hiç bir Zavallı Cevd. tü yat- tamamen memnun olamıyor- lp Dare il başınin e du. Âşıkile de samimi bir hayat ına üç tahe yastık sıkıştırıyor, | sürmek, beraber iile git- adi ağzını açık, yahut kapalı | mek, bütün gün, bütün gece be- tutmayı ediyor, f ne | raber kalmak istiyordu. yaparsa yapsın hiç biri fayda ver- Talih imdadına yetişti. Cev iyordu. L hi uyuyordu. | tin yine Ankarada bir işi çıktı. Ça- Çok defa geceleri ya karisinin ya- | buk, iki günde gidip gelecekti. Fa- Büğilde: Hayki kat bu kadarı Nebileye kâfi idi. a acısile tatlı rüyasından Bir geceyi Ferhat ile x anarak gözlerini açıyordu. irmek kabil oldu. Yalnız ken- ie derhal bir azar tufanı bo- la e koca bir gece! Sonra | yanıyordu. sabahi in, gözl enini açınca, ken bile hâlâ gözlerini k dileri ar sürdü. Bu müddet zar- Ez Mi hep düşündü. İçinde- ki son tereddütleri, endişeleri de bertaraf giti. AN İstanbula döndükleri , karar vermiş olduğu lele bul işi yaptı, onun metresi oldu. İki aydanberi bu aşk devam dığını âdeta ağlıyacak > ten sonra artık içeri ii oda di yatmaktan başka çare kalmadığını | söylüyor, yarından tezi yok, evin en e De beşiyacağını ha- ban uykusuzluktan şi- peüs edip duruyordu. a olsa ın dakika uykusuz kalmış olabilir-| di, Fakat bu on dakika lke koca bir gece- D. olduru; e Mamma Nebilenin bu şikâye- ti bir faci il etmezdi. geli iü bir Vaz alinde idi ve bir tesadüf olmasa idi böyle devam edebilirdi. Fakat bir şimendifer i pek ciddiye çevrdi ve komedi bir faciaya münkalip ol- du. bire lg Kalaba- tarafta köşeye yaslandı, tatlı bir ykuya 1 ir aralık üthiş bir horlama kendisini uy- kudan uyandırdı. Yerinde doğrul- du. Karşısındaki genç mağ koca- nın müstehzi nâzarlarını gördü. “Hiç şüphe yok, Cevdetin eme ve eğleniyorlardı. Cevdet te bu ık homurdandı, gözlerini e ai bir sesle «Ne oluyor?» ye sordu. Sonra tekrar uykuya dak a. Cevdetin saçları karma karışık İmuş, yakalığının, yeleğinin düğ- meleri çö; üştü. ii aylik içinde Nebil un uzun ri zi dakikada kabinde top- olan hırsın, kinin; şikâye- tin in derinliğini ölçtü. O ke kadar kız- mıştı ki intikam almak ii için kocasi: > ai kati kararin vel sil kadar hep bu işi nasıl yar pacağını düşünmekle vakit geçir di. Nebile güzeldi, zarifti, sık sık gezmeğe giderdi. Etrafında dola- şanlar eksik değildi. Bir kere koca- sma hiyanet etmeğe karar verince kiminle bu işi yapacağını da ha- yalinde buldu, Seyahatleri on beş bk bonjur demek ne tatlı — Çabuk, ra kutumu ver, kim bilir ne ar Meme yüzü- Z Ferhadın ses bir suali: — Hanımefendi, bu gece rahat mı? — Pek rahat uyudular efendim! Zam — Yalancı Za eği ederim seni, Del rahat u; — Ya Ya hamefendimiz horladı- iebile e ayağa fırladı, şiddetle itiarz etti. Ferhat gülüyordu. İşin içinde bir fenalı sn için, teinin ediyor, 1sr 1sri Nebileni a) ri ağla- mağa ba: lim görünce hayret- ler ss kaldı. atlı gecenin sabahında pek ani içinde birbirlerinden ay-. rıldılar. Nebile bir dühu Ferhadı görüp iyordu. bi İ, avdetini bu Kula beklediği yoktu. Cevdet ie mankinden müşfik Ne bilede bir çekinme bir endişe vardı. Zihninde mzeeiipe denli nasıl soracağını pek kestiremiyor- du. Nihayet dme etti, Aş cası farkına varacak değildi yal Hemen birdenbire söze başladı: erim, dedi, bu gece bir- denbire uyanmıyayım mı? Kendi orultumdı andı sabirsi h an uyandım... Bana doğ-| ru söyle, hiç horladığımı duydun sen — Doğru mu söyliyeyim? — Evet; — O balde, doğru, yavrum, sık sık horlarsın. a — Bana bir şey söylememiştin ? Ned kayım? Söy- lesem üzülecektin. Uyumanı: şa- şıracaktın. Benden şikâyet dn a ” 28 m 1933 2 AKŞAM > Sahife 9 — —— Tefrika No. 105 28 Teşrinisani 933 Radyo pm ————— 28 Teşrinisani salı — 18 - 18,30 Gramofon: Sah, - Polidor 2094 , sesi Ke 8319. Kalay o 102. 18,30 - 19 Doktor Ali Şükrü bey tarafından (ço- cukları soğuktan hakkında konferans. 19 - 20 Orkestra. Madai Rein: lin tarafından taganni. 20 - 21,30 Eftalya Sadi H. ve Sadi B. 21, mot rture Raye Millochog 20 Alaturka e ig 21; 20 konser, 7) mu Sbelemiir (650,5 m.) 19,25 viyo- İanaei 20 şüün, 20, 30 “mefen a. 30 avadis, 2İ,45 konser, 23,30 çigan or- kaya Paris (328,2 m.) — 21,05 > filin püçeliri; yi MR mel Pm > çiz am 22,15 ik 12,38 e “ça 6 m.) — 19,15 alman zik, sikisi, 20, 25 akt: makie. 21 operet, 12,5 518,1 mi) — 20 orkestra, 21, Sünen al (Landradan eml 22 as keri ,30 jarnal, 22,55 em 2 e eni çarşamba -18, Sele 18, — 19,15 Ka rm olan 1 ,19.15-20 Hi e glpe ezgi Romi ve a 0-22 geamelen: 5 Sesi 2227 - ra 9480 - el 45, 22 Anadolu ajansı, a ie ymm 1 12,30-13,30 gramofon, 18- 18,45 orkestra: Beethoven, Ouverture, sr e za ereği (Ekrem Zeki bey tarafından), i, Fantaisie, Trai- yat, İn 45-20 İş ki 20 ajans haberleri. a (394,2 2 > bem mu- 1 Leh musiki vi BRR0 Vi ve | (550,5 m.) — 18 kom ferans, 18,30 a 19,25 gramofon, 20.30 komedi, 22,15 havadis, çiğan rk, 2 dans musikisi. aris (328,2 m.) — 21 şarkı, hava ün 2136 Pei 23,05 revü, 12,30 konser, | son haberler. Prağ (488,6 m.) — 19,25 Alman een 20,40 Bekleme nakil, 21 konser, 23 | an hekişer m.) — 18,15 orkestra, 19,10 berdi 21, 05 e tıbbi müsahabe, Yön ve öm 2 yi musikisi, 20,05 rs ni e mu“ mea onseri, 22,15 konser, 23,15 dans ana (518,1 m.) — 19,35 mi Ri 20 gelşi s0 ia öneli. 7 radyo jümal Tıp talebe cemiyetinin sları talebe cemi; emiyeti Sem kâ- ire Cemiyeimi: risinin yedncisi 28711/983 lı ların gelmeleri DOYÇE ORIENTBANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyede Şübeleri: istanbul (Galata ve istanbul) Depo: Tütün Gümrük “ sıkmamak için susmayı tercih et- a im, zaten bu bir yaş mudur? mii duy sen- den çıkan bir musiki ün geliyor mii Men