Gi 33 —a | 28 Teşrinisani 1933 le Me a ilanen alimli... Lü ifer kolaşanı Haliçte Zi “Ağzının tadını bilen adam orta boylu tıknazca, etine dolgun lüfer arar..,, «Canlı değilse para yok... Vefat etmeden diri diri teslim ediyoruz... Bir manda BEERDeLA VA. 4 Vs. AKŞAM Haliçteki tek avından bir kaç manzara ve lüfer pişirip satan bir balıkçı ası iprüsü arası ömür oluyor. Sandal, sandal, sandal, Olta atanlar, tuttukları ba- lıkları mmm avuçlayıp .» diye e bu ses öte- kerimi ai coşturu ir. Artık nara nara üsl — Yi misin, palamut musun, torik misin be yahu? u dolu konse e kutusunun i içine e bereket. Hive ler, ol i Biraz il ğe dair yük- m Epi parmağı oltanın at| sek sesle bir münakaşa: kılında ye takılacak balığı yu- — Lüfer dediğin orta boylu karı çi ei için tetikte duran- | olur. ida makbul değildir, lar büyüğü ide, Bir iğafiyer, bir fanliyek LE ma gitsin... Eh şaka değil Tüfer var, lüfer... «Haliçte balık var!» Belki bu cümle sizin için mühim bir mana ifade etmez. Halbuki veri balık var» cümlesi İs- tanbul içi ie bir hadanbei Haliçte lü- fer var.. elo: rdular ha- linde bir iş li ıkpazarının önünd — Dolmuşa bir.. Dolmuşa bir — On kuruşa Kasımpaşa... adaları arasında sandala bin- dik. Açıldık, Bal tanların san: rl yorlarmış gibi ZIP zıp sıçrıyan, Çır- pınan lüfercikler. Sık sık, acele ereği ar çeki- Iyor, kıvrana kıvrani dan çıl gümüş sırtlı lüfer sie altında Eiril pırıl yanıyor... Beş dakika içinde sekiz dokuz balık çeken iht yar ig kayıkçı aş- ka ge ez mübarek İd be... Ordu dei rai geldiniz yah öm ve re dek loru i Mazhar . Bunun balıkılardan | uk "heh mübarek Ağzı tadı ını bilen adam ve ğe etine dolğun iler — ese yi lüferden şaşma a babam.. O kadar orta boylusu — Haydi be.. - Eşek Hane ne Li n üf, 2 5 in.. Yemesi anattır onun. Erbabı bilir. Lüfer dn dese bazen kar- şıdan kar: «dolmuşa bir» usu- lile yolc aşa sekel yak- laşıyor. — Haydi tg lüfer var lü- - Lüfer va; iŞ de; e ara yok... Ve- fat etmeden diri diri teslim.. — Lüfer madam... Bir irili gözüne bir okka.. Yolcu şanallar zaman man durduruluyor. Deniz üstün de bir eli başliğer. — Canım 25 kuruşa ne bu tık?.. Balıkhane parası vermiyor. sunuz, karaya bastı parası vermi- yorsunuz. Kantariye yok; Hamal- ık yok... De izde yakalayıp tes- lim neliyoruumuz. 25 kuruş bunun — ayd m ea Ha. tırın kalm eksik ver de bir sik döle'i ski Ni — Yirmiye... Yirmiye... Geçen rsi de 0 karşıdan karşiya ge- — Bu tl ik Yi şka balık m: ma.. Bu balık isine balık dedik bir kere... Ağzimizdan çıkti artık. Sen yabanci değilsin diye — Haydi canim... Yirmiye ver,, Bak bu Uzun etme. Asıl balıkçıların arasında işsiz- | bey de bir okka alacak.. dl ENİ. , Sahife 7 Ankara mektupları Ankarada yeni bir çok mektepler açıldı Onuncu yıl yatı mektebi çok büyük faideler temin edecek a 25 e muhabiri- lanan mektebin «Onuncu yıl yatı mekt: ni alan bu mektepte saniden itibaren 50 talebe i's der- se başlanacaktır. Mektebin n başında ei yatı müş, lim beyler Ankaranın mektep ik tiyacile pek yakından alâkadar inde, Erzurum çeşmi: on sekizer Le ayrıca büyük ilk mektep yapılmaktadır. Bu mekteplerde de tedrisata önü- müzdeki sene ders başından baş- lanacaktır. İdarei hususiye mektep inşaat için bu sene te imi iş Bu sel ne Kaka merkezindeki zarhınde 203,00: lerdeki anasız, babasız ve e mekteplerinin alamıyacağı bir rından eçi tedir. | dereceyi bulmuştur. Talebe hü Mektepte köy muhitine uyacak umu karşısında mevcut mektep terbiye sistemi tatbik edile. | lere ilâve olarak vilâyetçe Sa- cek, talebe ekmek, biçmek, ağaç | man pazarı aki (hususi yeni yetiştirmek, fidancılık, tohum at- | er ası bütün tesisat, eş- ak, mahsule arız olan hastalık. | ya ve müştemilât müessisle- larla mücadele etmeği yakınd. ki ei alınmıştır. Bundan göre, eş sene sonra köyüne | başka (İsmetpaşa mahallesinde fenni bilgilerle dönecektir. Gazi | Tahta konak namile maruf bü- orman çifliği müdürlüğü o yük ve mektep olmağa elverişli nin mektepte meyva ağaçları bir bina da isticar olunmuştur. tiştirmesine En kâfi siğtir Cumhuriyetin ilânından evvel da arazi ayırmı Başta ve vir Bi bey ok duğu halde maarif müdürü Rah- mi, bususi idareler müdürü Ha- mektepler soi göre yapılmış binalardadır. lerin halini görmeli. Kim bilir nereden bulmuşlı imi . Oltalar ellerinde, yüzlerinde dehşetli bir memnuniyet: — Ulan bugün... doğrulttuk... — Uzun etme işte... Raki gezi çıktı... Sesleri arasında kâh oltalarını çekiyorlar, kâh la eğ. salıveriyorlar. Köprünün mn duran mav- naların burunları amatör, profes- yonel bakıra dolmuş. g elinde ale salekiiyezi yevmiyeyi beyaz sakalı sleğine kadar uzun bir ii evkaf mütekaidi... Profesyonel ba- ıkçılar: — Babalık ii şöyle öteye git... ie — Ric e erim... Apti âciz. gibi fevkelide resmi memi Zal yiye meri Köpı is ubalafı üzerine yan rını atmışlar, nasiplerini bekliyor- a r. Karaya çıkınca küçük bir man- galın üstünde balık veye sa- bir adam “dil çarpti. Baslar şimdiye kadar iy v torik dilimlerini toparlak to; lak keserler, kızartırlar, öle 4 sa“ tarlardı.. Bu sefer baktım, Balık- çıltk âleminde bir inkılâp Sabık palamutların, sibel trile rin yerine lüferler tayin edilmi Taze taze enfes lüferler lele rından ikiye ayrılmişlar, zeytin- yağda narlar gibi kizariyorlar.. Küfeci çocuklar, girik hamal yiyecekleri bittiğinden sükün bulunca İli. a Fırtına düşmüştü, z bir halde karaya çıkarılmışlardır. Resmimizde fener ve fenercilerin karaya nakli görünüyor. nn uzatınca balıkçı hemen sünger gi- i beyaz, vere gibi taze em ekmeği ortasından kesiyor. Nar gibi kızarmış yarım lüferi s1- SEA cak sıcak ekmeğin ortasına yerleşe| yok... ları etrafı tırtıllı sarı beş kuruşu | ap Bir parça da doğranmış s0 K | .. Küfeci e bii iri tiinrik hamal sanın ağzının suyunun m'a, damla, damla akmamasına itwkön ikmet Foridun ahut dağ öyle bir yiyor Li ç i