25 Haziran 1933 - Tefrika No. 75 ma ASY “Baygül ye türk Bur bu haberi ilk defa çinli kızın ağzından işitmişti. ıncılar, bu ag üç kola | tamamile tesir yn zanne- ayrılarak (Ço-U) lar yurdunu v . Halbuki s. verdikleri ie mi afyonun hepsi senin len git- Sarısu, oyun ve Elâgöz ka- edi şimdi a kadar e ök bileleri en kuvvetli ve atılgan akıncılarını seçerek ın bulunduğu köyden uzaklaşmış- lardı. Buranın yerine Elâgöz han geç- mişti, Buran, elli kadar atlı ile Çin köyünde kalmıştı. (Çong-Ti) yi Sarısu okçuları kovalıy: a. Buranın: rahatsızlığı artmıştı. Elâgöz mi köyü boş bırakmı; Çin köğlüleri Türk akıncıların- dan öç almak için fırsat kollu- yorlardı. Buran ylardanberi sırtüstü n bo- de kolu kanadı kırılmı maca gibi, me, getir zayıflamış ve pelteleşmişi Buran bir vi yattığı odanın kapısından içeriye.süzülen güneş ışığını görünce: — Tanrım, beni ne vakit can- amdiecekeni iye ağlarken, hergün kendi- sine a getiren Çinli kızın vaktinden evvel yanına geldiği: gördü. Çinli kızın benzi uçmuştu. Göz- lerinin içinde gizli bir endişenin henüz kaybolmıyan izleri vardı. Genç kız, Buranın ağladığını görmemiş gibi davranarak: sabah biraz yim gelişi- min belin anlatayı Dedi, ee, bir omuzlarından vie Şöpiimsi hastanın yanı- ri affedersen, sana, hastalığımız içyüzünü anlataca- Sant Ha ben ölileiden Bile kr 2 .. ' elimdedir, Buran Elâgöz kahramanı, Çinli kızın Birden başını kaldırıp doğrul- mak istedi. Omuzları kalkmıyordu. Belini doğrultamadı.. İnliyerek tekrar ( başını koydu. Merhamet dilenen genç kıza çevirdi: yere gözlerini — Sen ayı ri bana ba- kan, yiyecek getiren, sağlığım için ilâç veren temiz yürekli bir kızsın! ve kusurunu gör- medim. Seni ne diye affedeyim? Dedi. Genç kız biraz daha yak- lan bir zavallıyım, Buran! Benim epdm bir suçum yok. Çinliler seni k öldürmek istiyorlar. Şimdiye ir getirdiğim yemek- lerin içinde afyon vardır. Fakat, Ben bu afyonun, bir kısmını on- lara sezdirmeslen çıkarıp atıyor- dum. Senin aölmiyen bir adam» olduğunu bildikleri için, afyonun ml AKŞAM Sahife 9 25 Haziran 933 ADAN İ BİR GÜNEŞ DOĞUYOR İl : İSKENDER FAHREDDİN akıncıları geliyormuş... müştün! Ben ran! Senin ibi hey heybetli ie y ğin ölümünü görmek istemedim. Buran şaşırdı. — Peki amma beni nasıl kur- taracaksın? dedi, ben — bitkin ve uyuşuk bir haldeyi, Çinli kız korkak Kada arile et- rafı me geçirdikten sonra: B. Her akşam bir hikâye vi Lemi ile Ahmet Beliğ, mektep siralarında biribirile ta- sigşia Darülfünun tahsili es- nasında, biri fen, öteki hukuk okur! kd bu ahbaplık kuvvetlen- di. O sıralarda, Macit, aklen ve bedenen kuvvetli bir oğlandı. Cid- di bir hali vardı. Ahmet ii ise, ince ve e çalâkti va, ikisi de — atıldılar. Maci bir kimya lâboratuvarının müdürü oldu. e ber rduğu &czacılık müesse varis olacaktı. Daha şimdi. den api epi- ce para kazanmağa başlad Macit, yirmi. ei yaşında ev- hanı- lendi. Kuzinlerinden Suzan mı aldı. Bu, pek süz bir kızdı. Ahmet Beliğ, samimi dostu olarak eve sık sık girip çık- | Ve 2 genç ie simi irdi: — Seni affediyorum, yavrum Fakat, sana dei Tarı - eğer yaşarsam - bir avuç suda boğup gebertmekte gecik- ie Çinli kız ai çıkardığı ilâcı Bürana uzatai talak. çekinme, Dost j duldu, güzeldi. Tipçe, Macidin eski karısına benzemiyorsa dâ, onun ge cazipti, Âlei — Ma acidin zevkli bir erkek olduğu anlaşılıyor! - karısını memnun ve mesut edecek gibi görünüyor! Suzan ile Ahmet Beliğ Bi İDE ettilerse kabahat onun değil!» İzdivaç merasimi gürültüsüzce cereyan etti. Yeni karı koca bir bal ayı seyahatinden sonra İstan- bula döndüler. Saadete kavuşmuş gibi görünüyorlardı. Bir akşam, evlerine dönerken, Macit, karisına, tam bir memnuni- yetle dedi ki: — Karıcığım! Bugün bizim lâ- boratuvara bir dostum geldi. Eski bir: dostum. sevindim ki... Kendisini uzun zamandır görme- miştim. e Onu tanıyor rtaracağım mağa başladi. Suzanla fevkalâde | muyum Diyerek koynundan bir ilâç Me Macit işile gücile nde İsmi Ahmet Be- çıkardı: pek mı a, Ahmet geni onun | -liğdir. ünde üç defa iç; ki Kadın, sıçradı, Evet! Bu isim- bir hafta sonra ayağa kalkarsın! a, hattâ balolara birlikte gidi- gidi. | den beer eri işitmişti. Koca- Buran e ve tereddüt içinde Mamma Gine kadın, ona Mam sile zden evvel, mahut m bür'd dedikod kl “Yökında O güne e kendisini büyük Fakat muhit - yani tanıdıklar - kaka rdı. Bu Ahmet Beliğ, bir e m z<hirliyen çer hi bu sıkı fıkılığı gayri tabii, hattâ ei ilk karısını hizini er- AM Sk garip bulmağa başladı. Bittabi, | kekti mişti, Suzanla t Beliğ arasında bir Mac it: 2 münasebeti var diye kondur- — Bu isim seni şaşırttı mı? - n ölsem de ziyanı yok. F ular. Bu ai nazara ne karı | diye sordu. at unutma” ki, Türkler, ab ra dan öcünü alâ çe ne de ehemmi; Lütfiye KE a an öcünü ala” | verir gibi göründü. Pek çok kim | — Hayır. em yn Hiç e ar. Bir ik ya senin gülüm, Süliy; simi ki ya w «— Suzanın hakkı var! Her hal Si oluyor da böyle bir, bandın dos- ÇeneTi nin derisini ağaçta £€- | de Macid Ahmet Beliğ ilinin hahla k hic bak rilmiş görecekler. müreccahtır!» diye iki sene geçti. şunu ndi: Suzan kocasından ayrılmıştı. ka kendisine hiç bir öz yahate asi söleniyordu. Bu haber, muhiti hayret. üz yy t Beliğ ara-| Acaba Suzanla ağ nasıl bir hadise zuhur etmiş- Sm bir kaç hafta geçip te Beliğ ortadan kaybolunca Hiese- güçlük in? — Bilmem... Tesadüf... İhti: ki o İstanbuldan ayrıldığı sırada zihnim İlk karısına dair ilk defa ola- rak telmihte bulunuyordu. -— Hülâsa şım döndü! me - onu, yarın ini davet et- ini. Onu sana ta tanıtmakla mem- Radyo w 25 haziran tanbul X 18-18, 30 gramofon, 18, 30- vi (goc: e kemik hastalığındari mal 19-20 Refik Talât bey ve arkadaşları,. 20-20,30 saz “(Belkis ha- ari li ,30 gaybi Refik iii ve arkı ge ajans, boa haber 4 12,30- ii 0 mele dg onik orkestra: Beri çö vertuverture, Waverley, Leon Fantaisie, Zaza ı, Glinka, Valse, Fantas- tigue, 18,45-19,30 alaturka saz, 19,30- od, '20 ajans ere 394, orkestra, 21,4 2 dedi er 23 mira m > Se 21 ya yerym 20 Onrandan yakl 205 rain 32 kons 23.20 vala > eş pak 23 dans musikisi, iyana (518,1 m.) — 17.50 konset; üsahabe, 21 operet, 23,45 dene — er yusoikisi, yormuş. Çin köylerini ği haberini ilk defa Çinli kızın ağzından işitiyordu. (Arkası var) YENİ NEŞRİYAT Türk dili Türk dili tetkik cemiyeti tara- eri «Türk Dili» adile İnel ilk sayısı İl etmiştir. e Gk —— vera çalışmakta olan- ları, ve sanları, çalışma nın adları, cemiyetin çalışmasına ait a vesikalar malüma! | ei v ok teşkil eden bu | eserin fiati 30 kuruştur. e a bölükleri âzaları- | i ! ve mühim ser: leyi ta . | şaştı. Nasıl oluyordu da, ilk aile- Genç avukat, sini yıktığı halde, kocasi, doluda uzun bir seyahat yap- | ikinci karısma'da tanıştırıyor, mak mecburi; olduğunu evine alıyordu? Hele şu Ah- haber işti. Bittabi kimse bu | met Beliğ, bu derece alçak sözlere inanmadı. ğuna nazaran nasıl adamdı, Ya- Mücüze eli ili dandaydı: | rabbiEğtfiyehin öğlefini Suzanla Ahmet Beliğ, artık büsbü- mıştı? irlerii Hülâsa, genç kadınin Kalbinde lardı. Başka bir şehirde buluşmuş. | merakla karışık bu nevi ei lardı. Sadece, dedikodu muhitin. | ka; Ertesi akşam, Ah- uzak kalmak istiyorlardı. İh- | met Beliği görünce şöyle m timal ki Macit Leminin şüphelerine! - «— Evet.. Güzel erkek... F ef i ne ihtiyatsızlık!» «Hele bakın! - diye düşünüyor- Elinde olmıyarak, aklından şun- lardı - şu âşıklar amma d. e. ve haleti ruhiyeli ve romantik imiş- Acaba, kocamın eski karı- Ter!» sına e yeniği gibi bana da kur yap- Artık firarilerin haberini kim- cesaretini gösterecek mi?» se alamıyordu. Hattâ onlardan Daha emrini kendini koru- babi bile etmemeğe başlamışlar. | mağı düşündü. dı. Macit Lemi resmen talâk ilâ- Lâkin Ahmet Beliğ, ne o akşam, mini aldı. Gayet mağmum, mü- | ne müteakip akşamlar kur yaptı. bir beli di yal ÇA gi liyordu. Lâkin, ahbaplarına bile içini dökmüyor- | çok dürüst hareket ediyordu. Genç nu. kadın, bu yüzden hayrete düştü. Yine aradan zaman geçti... Bir | Hayasız Don Juanın ani bir tecâr sene... İki sene... Macit Lemi, ha- | vüzüne uğramaktan tı sevmeğe başlar gö- Bir akşam, Lemi, lâbo- —— Semen sosyeteye devam ar etti. babayani olmasına | kaldığı mi gri şıklaşmıştı. Âdeta | başa kaldı. Ve im s0. li bir insan olmuştu. du: Çok geçmeden, şu haber orta- — Demek ki artık serbessiniz? lıkta çalkandı: Macit, yirmi dokuz yaşlarında bir kadın olan Lütfiye hanımla evlenecekmiş. Bu kadin Erkek, mütehayyir: Nasıl serbes? — Öyle ya: Kaçırdığınız hanım |