25 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

25 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kesilemeyen el öpülür Zenci sporcular biraz nefes alabilecekler karşı Amerika- ayarlar. eri olduk- ları boks kısmında (fazla eziyet çekiyorlar. Bir zenci boksörün dünya şampiyonu olabilmek iç katlandığı müşkilât arasında dağ” lar kadar fark vardır. Organiza- tör, ehali ve federasyonlar tara- fından takip edilen müthiş mü- adeleye rağmen bazı zencilerin dünya şampiyonu olmalarına mani olunamadı. Horos siklet dünya şampiyonu Al Bravn ve Tüy siklet şampi- yonu Kid, Çokolat Amerikan Biasını aşmış renkli boksörler. dendir. Küçük sikletler için siyahilere göz yuman o Amerikalılar ağır sikletler için en ufak müsaad. fazla görüyorlar. Ağır sikletşam- piyonluğunu zavallı! Corconsonun elinden zorla kaptıklarından beri bu sikleti yalnız beyazlara inhisar ettirmek için mütbiş bir mücadele açan Amerikalılar. arzularını ta hakkuk ettirdiler. On beş senedir dünya ağır siklet şampiyonluğu beyazların elinde kaldı. Siyahların ağır siklet şampiyonlu- undan uzaklaştırıldıkları bu on beş sene içinde bir çok kıymetli zenci boksörler geldi, geçti. Onlar en iyi zamanlarda iken beyaz şampiyonlarla çarpıştırılmış olsay- dilar bugünkü beyaz şampiyon Şarkey yerine bir siyabiyi boks kralı olarak görürdük.. Amerikadan gelen haberler katlice tetkik edilince, bu politika- yavaş tavsamağa baş- issolunuyor.. Boks âleminin iç yüzüne vakıf olanlar Amerikan efkâri umumiyesinde ağır sıklet siyah boksörlere karşı bir merba- met hissedilmeğe başlamıştır. Bunun neticesi olarak müsabaka bulamamaktan boksu terketmiş olan bazı zenciler yeniden idm: lara başlamışlardır. Boks mubarrirlerinden Herring. Amerikadaki bu tahavvülün sebep- lerini şöyle anlatıyor: Amerikalıların: zenci ağır sıklet boksörlere karşı senelerdenberi takip ettikleri poletikaya nihayet verir gibi görünmelerine aldan- mamalıdır. Şimdi hissedilen bu değişiklik muvakkattır. Amerika- lar boks krallarımn kendi vatan- larından başka yerden çıkmasına Fazı olamıyorlar. Son seneler zar- fında Amerikalılar. arasından iyi agır siklet boksör © yetişmiyor. Alsan Şimelingten bin müşkülâtla aldıkları şampiyonluğun tehlikede olduğunu hisseden Amerika efkâr! umümiyesi şampiyonluğun Avru: paya geçmemesi için Arapların tekrar sahneye gelmelerine razı olmuştu. Boks mütehassısları adam akıllı bugünkü şampiyonları rlamıştır. Onun en tehlikeli rakibi Alman Şimeling ise henüz daha gençtir. Yeni bir Amerikalı çıkmadığına göre her geçecek sene Avtupalının lehine- dir. Vaziyet eskisi gibi olsayda, yani büyük müsabakalar yalnız Amerikada tertip edilmiş olsaydı bu tehlikeye bir çare bulunabi- man aşina iri. Avrupalı © şampiyonların Amerikalılarla karşılaşmasına mani olmak evvelce Amerikalıların elinde idi. Halbuki şimdi büyük mü bakalar Avrupada tertip edile- biliyor. Bir kaç seneden beri Pariste yerleşen Amerikalı Dikson Amerikan organizatörün yapmak istemedikleri maçları hemen Av- rupaya aktarma ediyor. İşte bu yüzdendirki, bir gün gelip bir ağır siklet Amerikan şampiyonu- nun para ile gözü bulandırılarak Avrupa da tehlikeli bir Ayrupalı karşısına çıkarılmasından Ameri- kalılar endişe ediyorlar. Gene bu yüzdendir ki, Zenci boksörlere karşı takip edilen politika biraz. değişmiştir. Bu tahavvül kuvvetli beyaz Amerikalılar yetişdiği gün hemen eski haline gele Biz Avrupalılar | kesemediğin eli öpte başına koy) kabilinden olan bu tahvvüle muvakkatte olsa sevin- meliyiz. Çünkü hiç olmazsa zen: ağır sıklet boksörlerin tekrar saı- meye avdetlerile Suu Langfort, Canet, Conson, Mak Vera, Dihsi Kid gibi harikulâde boksörlerin yeni arap neslinden hala çıkabile- ceğine Amerikalılarda idrak ede- rek belki şambiyonların büyük- lüğüne hürmeten zincilere karşı olanı bislerinde temamile değişe- ceklerdir. tarafından yazılan şu Amerikan haleti rubiyesi bugünkü vaziyeti temamile hülâsa ediyor. Bizde Herring gibi, yavaş yavaş nevi ve derecesi sukut eden boks sanatı namına zencilerin bir daha ayrılmamak üzere sahneye avdet- lerini temenni ediyoruz. Eşref Şefik Bir Türk'ün spor tabloları Los Ancelos olimpiyatları masebetile açılmış olan spor resim- leri serğisine bizim ressamlardan iştirak eden Saip beyin gönder- iği iki resim sergi kataloğunda yer almıştır. Biri kotra yarışı, diğeri fatbol olan Saip beyin tabloları bir çok ecnebi şampiyonlar tarafından takdir edilmiştir. Fena alâmet Geçen çarşamba günü iki Ingiliz temsili takımı ile Gal temsili arasında yapılan maç sıfır sıfıra beraberlikle neticelenmiştir. Avus- tarya takımile olacak maç için seçilmesi mnhtemel oyuncılardan kısmı ba maçta oynamıştır. devre neticesinde maçı seyredenler, Avusturyaya karşı oy- nıyacak Ingiltere takımının hücum hattında daha seri şütlü oyuncu- arm bulumasına kani olmuşlardır. Gal'e karşı oyniyan | agiliz hücum: hattında Arsenal'ın meş hur muhacimi David Car'dan başk: azarı dikkati celbede- memişti Macar tek seçicisi istifa etti Macar milli takımının tek se- gicisi doktor Mariasry spordan tamamile çekileceği Avusturyalıların son hazırlıkları Avusturya milli takımına Lon- dradaki maçtan evvel İngilizlere çıkacak aym kadro ile son iki maç yapmasını Hugo Mayzel mu- vahık görmüştür. Avrupanın futbol şerefini İngiliz. statlarına müdafaa edecek olan on bir Ayasturyalının çar- pışacağı ilk takım lstokbolm mubteliti olacaktır. Bu aym 23 ünde (dün) olacak bu maçtan sonra ikinci ve son maç ayın 30 uncu günü bir İsveç takımile yapılacaktır. Bu maçtan sonra İngiltereye geçecek olan Avusturya mi takımı oynayacakları sahadı hafif ekzersiz yaptıktan sonra istirahata çekilerek imtihan gü nünü bekdiyeceletir. Ingiltere - Avusturya maçının hakemliği Könunuevvelin yedisinde Lon- drada yapılacak olan tarihi maçın hakemliği (o meselesi O münakaşa edilmektedir. Evvelce Ingiltere - Ispanya maçını idare etmiş olan doktor Bavena hakkında mutabık kalınmıştı. “Avusturyalılar son zamanlarda başka bir Avrupalı hakem intihap için lagilizlerin ran olmalarını rica etmişlerdir. Ingiliz federas- yonu Avusturya teklifini kabul ederek hakem meselesini yeniden münakaşa etmiş ve neticede bel çıkalı mösyü Longenus'uan Avus- turya - Togiltere | maçım idare etmesi takarrür etmiştir. Yogoslavyada Futbul Yugoslavya finalinde konkordoy takımı, Hodyuk takımını mağlup etmiştir. Oyunu idare eden bir Fransızdı. Yung Perez mağlop Fransız Yung Perez çok heye- canlı bir maçtan sonra dünya sinek siklet şampıyonluğunu kayb- etti, Galip Ingliz (Tackie Brovon) dur. Bir rekor elândiyalı ( Malfruy) bir ter ırnuvasında yalnız öğleden sonra (121) oyun oynamıştır. Japonyada ski Bir Japon sporcu kafilesi şimal memleketlerine giderek, kendi memleketlerinde bu kış sporunu tamim için tetkikatta bulunacaklar. 900,000 franğı istemiyor Meşhur tenisçi Austinin karısı Philly Konstans Amerikada bu- lunduğu sırada kendisine bir flim çevirmek için teklif edilen 900,000 franğı kocasından uzaklaşmamak için reddetmiştir. Italyanlar ilerliyor alyan futbolunun. beş işinde ne kadar ilerlediği teren bir istatistik neşre: Fransız gazeteleri tarafından nak- ledilen bir istatislike nazaran; beş sene evvel Italyadaki futbol klüp- lerinin adedi (2,166) iken bu sene 5850 olmuştur. Bu sene lisans alan futbolcu ların adedi de ayni istatistikte 164,405 olarak gösterilmiştir. X ne 4906 senesinin sporcu rekoru 34,720 iken bu seneki rekor 70,125 tir, 7 No, İğ Küçük | Zira, görüştp münakaşa edecek | pek ciddi bir mevzuumuz vardı. Didar hanım, ufak bir tereddüt geçirdi, Son kozunu da atacağını di- şünerek titredi. Ihtimal ki bu kozu ihtiyaten elinden çıkarma- malıydı. Meçhul bir adamın sö- züne inanmak, böyle şeref ve haysiyetini payimal etmek doğru mıydı ? Fakat, kendide nasıl olduğunu tayin edemeden, baklayı ağzından | sıkmış hissetti: — Bu genç adam benim nişan- lımdır | - dedi, Busefer, hayret etmek, telâşa düşmek nöbeti Macide hanımındı, Murat bey, adeta 'neşelenmiş, işti. Biran içinde mesut — Vay! nişanlandın mı, Didar?. -dedi.- oh oh, ok. memnun ok dum, doğrusu. Ammada gizli kabaklı işler yapıp bu meseleyi ballettin yahu. Senden hiçde şüphelenmedik, bu işin farkına varmadık. Fakat artık sır küpü kırılsın. Esrarın meydana dökük sün, nedir bakalım?, Bu delikanlı kim? — Babacığım! Esrarımı bir kaç zamam daha sizden saklamak orum, Afedersiniz. Beni zor- lamayın, Bu cümleyi söylerken, üvey annesinin gözlerinde bain bir ışık yandığını gördü. Gene, başını kaldırdı. Bunu farkeden genç kız: — Pek o kadar beklemiyecek- siniz; yarın meralanız zail olacak, babacığım! - Dedi. - bu delikanlı yarın sizi yazıhananizde ziyaret ederek beni sizden istiyecek, Kalktı, Babasının yanma gitti. Onu kolları arasına ald. Göğ- süne bastırdı. Baba kız, bir dakika, © ve- ziyette kaldılalar. Nihayet, Murat bey: — Pekalâ, kızım! - dedi. - Yarın nlınla taşırım. Fakat, emin ol ki, merakımdan, yarını iple çekeceğim, Macide hanım: — Bizzat kendi müracaat ede- ceğine | silesinden | büyüklerini yollamalıydı! - dedi. - Bu tarz adabı muaşerele daha muvafıktır. Genç kız: — Aileri yokl - cevabını verdi. Macide hanım: “ Anlaşıldı! Anlaşıldıl,, Manasında başını sak ayıp dudağını büktükten son — Ya... Ailesi yok, öyle mi?, diye manalı manalı gülümse: Didar'ın gamlı gözlerinde şekler çakt — Kendisinin kim olduğunu siz de yakında öğreneceksiniz! - dedi, Halinde öyle bir azemet ve zafer ifadesi vardı ki, Macide har nım, merakla düşünmeye daldı, Babasını (öptükten ve üvey annesini başile selâmladıktan sonra, yemek odasından çıktı; kendi yatak odasina çekildi. Elbiseleri Sırtından çıkarmadan yatağı üze rine atıldı. sessiz sessiz ağlamağa başladı. Gayet alçak sesle, büyük bir ıztırapla şu sözleri mırıldandı. — Ab, amam yarabbi 1. Mah çup olamasam.. O genç, beni aldatmamış olsa... Yarın babama gitae... Yarın babama gitse. Murat beyle zevcesi, odalarında soyundukları esnada, Macide ha- nım kocasma dedik ki — Murat bey. Kızınln nişanlı 25. Yaarinişani 1932 E5 Teşrinisan 1932 ilânlar — Aşk, macera ve cinayet romanı — (va No) hikâyesi sana saçma gibi görür müyor mu?.. O adam kimse, bize ismini niçin söylemiyor ? Murat bey, azıcık huşunetl — Macidel - diye karısının sö- zünü kesti, - Rica ederim, aklına kadar şüphe gelirse, kendi işinde sakla... Ben kızımdan şüp- belenmek istemiyorum. Lâakal yarına kadar... Anlaşıldı mı? O alşamlık konuşacak başka bir şey bulamadılar. Oldukça geç uyadular. Yanaklarında asabiyet- lerinin sebebi başka başkaydı. ten geliyordu; ötekininki, fenalı- ğını istemekter Murat bey, kızının istikbal endişe ediyordu. Didarın anne muhitinde hırpalandığı kendi tarafından ihmal edil nihayet anlamıştı, Bundan dolayı çok müteessirdi. Demek ki, kız, kendi kendine bir nişanlı buldu. Amma, bulduğu nişanlı nasıl şeydi acaba? Niçin bu akşam, © delikanlının ismini söylemek istememişti, Mahcubiyetten dolayı mı? Yoksa, müstakbel damat, yüz kızartacak bir şahsiyet miydi? İlk bakışta, Didar'ın orta ha- lden hattâ azıcık yüksek bir aileye mensup bulunduğu anlaşi- ılyordu. Gayet temiz pâk giyini- yordu. Otomobil alıp satan bir babanm kızı, Üstelik beş bin liralık bir serveti var.. Epeyce güzeldi. ( Babasına, hakikatta ol- duğundan da daha güzel görünü- yordu.) Böyle bir kız, şehrimizdeki pek çok işsiz serserilerin gözlerine hoş görünebil Kız, acaba kimin eline düşmüştü. Bahusus şahsına ait beşbin liradan o adama bahsetmemiş miydi ? Murat bey sabırsızlanıyordu. Ertesi günü iple çekiyordu. Deli- kanlile görüşmek için can atıyordu. O bunları düşünürken, karısı da, yanında, müstakbel üvey damadını tasavvurla meşguldu. Derhal ak- lna şu gelmişti: Damat, mutlekâ, başka bir otomobil mağazasında müstahdem olacaktı. Murat beyi gözüne kestirmiş, onun mağazı- sına kapılanmak, müdür, belkide şerik olmak istemişti. İşte, bu sebeple, kızı basamak yapmağı kurmuştu, Derhal aklına Lâmia geldi. Mağazayı böyle bir açık göz damada kaptırarak kızının hakkını yidirtmemeği düşündü. Herhalde, şu fikirdeydi: “ — Bu delikanlı, olsa olsa bir maceraperest ölabilir. Aksi tak- i ar, onun kira olduğunu Didar, güzel bile dej kalmış ki, bir erkek, onda, başka meziyetler görmüş bulum- sun... Buna imkân yok, imkân yok Lâkin, Didar, ona bakarak, mağrurane gülümsemişti. Işte bunu beğenemiyordu. Sakın Didar bir 'düşeş atmış bulunmasın, Macide, yüreğinin gizli bir kıs- kançlıkla burkulduğunu hissedi- yordu, 2 Müşkilâtl bir gece geçirdikten sonra, Didar uyandı. (Arkan var) , j

Bu sayıdan diğer sayfalar: