Akşam 8 Teşrinievvel 1932. Mançurya hakkındaki rapor - Alman- yanın müsavat talebi ve Makdonaldın tavassutu - Yunanistanda siyasi vaziyet Mançuri ve alelumum uzak şark ahvali hakkında tahkikatta bulun mak üzere Cemiyeti (Akvamn yedi devlet mümessilinden teşkil ettiği komisyonun, altı ay beklet- tikten » sonra hazırladığı rapor, nihayet neşrolundu. Güya Cemiyeti Alevam bu raporun esasına binaen bükenünü verecekti, Fakat Cenevre müessesesi kat'i bir büküm vermekten çok uzak bulunuyor. Cünkü Ceriiyeti akva- mın aleyhte vereceği' Her hangi hüküm Japonyanın Cemiyeti ak- vam âzalığından çekilmesini ve cemiyete karşı alenen meydan okumasına sebep olacaktır. Japonya gibi cihanın en büyük askeri ve bahri bir devletinin çekilmesi tabiz genç müesse- Seyi temelinden sarsaçaktır. Esasen devletlerden bir çoğu ve bahusus Fransa Japonyaya Karşı büyük temayül göstermekte ve bu devleti darıltacak hareket- ten çekinmektedir. Zaten rapor hem. Japonyayı hem de Çini kollayarak tanzim edilmiş, binacnaleyh birbirine zıt fikirlerle dolmuştur. Meselâ uzak şarkta ki bütün karışıklıklara marşı başlıca. sebep ola- yak gösterilmiştir. Mançuride eski vaziyetin iade edilmiyeceği ve bu “memlekete mubtariyet verilmesi tasdik edil. miştir. Maahaza Mançurideki nü- fusun kabir ekseriyeti Çinli oldu- ğundan Mançuri üzerinde Çinin hukulu hükümranisinin — mahfuz kalmasına lüzum gösterilmiştir. Mançuride'| Japonyanın teşvik ve himayesile teşekkül eden yeni hükümetin Japonya tarafından tasdik edilmesile meselenin bitmiş olduğu kaydolunmuştur.' Rapor Japonyada şiddetli iti- razlara sebep olmuş ve Mançuride teşekkül eden hükümetin Japonya tarafından tastik: edilmesile değiş- in hasıl olduğu ve Mançari üzerinde Çinin ve Rusyanın hiç bir güna hakimiyet isi ve rabıtası olmıya- cağı salâhiyettar makamlar tara- fından ilân edilmiştir. Bu rapor hakkında Avrupa matbuatı gayet idareli ve ibtiyatkârane bir lisan kullanıyor. Hattâ Fransızlar Mançuri mese- lesinde en ziyade menfaat ve alâkası bulunan devletin Amerika olduğunu ve lâkin Avrupa dev- letiçririn Amerikanın menfaatine alet olmak istemediğini kaydedi- yorlar. Hakikaten Amerika hariciye nazı da raporun © neştinden sonra irat ettiği bir nutukta Japonyanın hareketi Amerikanın in muzur olduğu- öre Bahri Muhili kebi- arasındaki münase- bet yakın bir atide cihan ahvali üzerinde gayet büyük nüfuz ve tesir icra edecektir. Mançuri Japonya - Amerika mücadelesi şeklini alıyor. Amerika Mançurideki" yeni vazi- yeti ve hükümeti tanımak iste- miyor. Fakat buna karşı Japon- yanın elinde kuvvetli bir. silâh vardır: Mançuri hükümeti kendi- sini tanımıyan devletlerin eşyasma meselesi, karşı gümrük rüsumunda müsavat düzeldi | ve serbesti hakkını vermiyecektir. Bunun için M. Stiinson son nut kunda ( açıkkapı ) düsturunu şid- Sovyet Aksayı şark mese- lesinde yalnız kalıyor. ingilterenin tavassutu ması cihan siyasetinde gayet ka- şık bir vaziyet ihdas etmiştir. Almanyasız konferarsm yürümiye- ceği ve bütün cihan sabırsızlıkla bekle teslihatım tahdit ve tenkisi işinin vücuda gelmiyeceği artık bütün dünyaya malüm ok muştur. Bilhassa İngiltere ziyade- sile endişededir. Hariciye nazırı Sir Con Sinonun Almanyaya yermiş olduğu gayri cevabi nota İngiliz efkârı si tarafından hiç te hoş görülmemiştir. Almanyanın artık tehdit ve tazyik ile yola gelemi yeceği ve Cemiyeti Akvam misakı Yapılırken verilen vadin ifa edi mesi ingiliz efkârı umumiyesi ta- rafından şiddetle isteniyor. Bunun için Ingiltere başvekili Almanyaya müsavi hukuk veril. mesi ve terkiteslihat hakkında esas iibarile uyuşulmak hakkında beş büyük devlet arasında bir konferans aklolunmasını — teklif eylemiştir. Beş devlet İngiltere, Fransa, Almanya, Italyaile Ame- rikadır. Amerika yalnız bir mü- şahit göndereceğinden asıl rolü diğer devletler oynayacaktır. İngiltere Almanya derhal diger bliyük devletler derecesinde silâh- lanmaya bile ber türlü büyük harp silâhlarından mahdut mik- larda bulundurmasına ve bu bakta | basıl olacak itilâfin Versay muz- badesi yerine kaim olmasına ta- yaftardır. Fransanm cevabi nota- sından dolayı ümidi kesilmiş olan Almanya evvelden teminat almak azm beş devlet konferansına gir- mek istemiyor. Yunanistanda işsizlik Yunanistanda günden güne ka- nışmakta ve vehameti artmakta olan vaziyet, halk fırkası lideri M. Çaldarisin Cumburiyet reji ni kayıtsız ve şartsız kati sürette kabul eylemesile düzelmiştir. Bu işle reisi cumhur M. Ri kiyaset ve tedbirinin büyük tesiri olmuştur. Comhuriyeti korumak için M. Venizelosun teşvikile te- şekkül eden zabitan ittikadınn devamına lüzum kalmamıştır. Yunanistan dahili harbi intaç eylemesi muhtemel olan bir hac seyi atlatmıştır. Bütün cihan iktisadi ve mali buhran ile mü- cadele ederken yanan iletinin melere hasretmesi yalnız Yuna- nistan için değil alelümum Balkan için büyük bir zaaf id. Şimdi ise bu endişe yoktur. Vazi- yet düzel Eğer bütün fırka- İar birleşip bir milli kabine teşkil edecek olurlarsa şüphesiz bundan Yunan milleti büyük bir kuvvet bulacaktır. Şurası da dikkata şayandır ki son günlerde Yunanistanın şimali şarki komşusu o Bulgaristan ile münasebatı hayli iyileşmiştir. İ Sultan Ahmet'le merasim esna- Kalp 25 likler İzmirde yakalananlar ne diyorlar? iile Izmirde kalp para yapmakla maznun olanlar İzmir, 4 (Hususi) — Şehrimizde kalp 25 kuraşlaklar imal etmek ve bunları piyasaya sürmekle maz- nünen bazı kimselerin yakalan dığını bildirmiştim Şebekenin imal! ettiği 25 ke ruşluklar; kurşun ve bunların kal olduğu — derhal anlaşılmaktadır. Fakat safdil ve dikkatsiz balk arasmda pek âlâ sarfedilebilir Elyevm mevkuf olanlar; fotog- rafta görülen eşhastır.. Başında beyaz sarığı bulunan ihtiyar; Ismail Hakkı efendidir. Sanatınız nedir, diye sorduğum Zaman — Diş mutahassısıyım, Bu işi yapanda, yanımda çalışmış olan Uşaklı şeriftir.. Her ne halt ye- diyse üstüme attı: Arkadaşlarıle gevezelik olsun diye bunları yap- mış, cezayı ben çekeceğim. Cevabım verdi. Şerif; 18 yaşla rındadır. fotografta; Ismail Hakkı efendinin. solunda özüküyor. Kahveci Yusaf Ziya 2z — Benim hiçmi hiç alâkam . Şerif, ihtiyar dişciyi gö: — Bu yokmu? - diyor- ah bik seniz siz onu?. Zaten işi, gücü buna müsait, Ben cahil bir insa- mın, ne anlarım böyle şeylerden. nereden aklım erecek?. Kalp pa- raları yapan, kâmilen odur. Tahkikata devam © ediliyor. Ismail Hakkı efendinin. sağında duran; Yusuf Ziyadır. Kadın yüzünden cinayet Izmir, 9 — Bursadan otobüs işletmek için üç gün evvel buraya gelen Osman ve Hasan efendilerle sabıkalılardan Alâaddin bir arada sarhoş olmuşlar, en sonda kadın yüzünden aralarında kavga çık- mıştır. Alândelin o Hasan ellerinden bıçakla yaraladığından Osman da Alöaddini tabanca kurşunu ile öldürmüştür. Hanım merkez memuru Merkez memurluğuna talip olan Hukuk mezunlarından Huceste banımın emri gelmiştir. Huceste hanım polis dördüncü şube sivil merkez memurluğuna tayin edil- miştir. Kendisi pasaport işlerine baka- caktır. Huceste hanım işine baş” lamıştr. Ancak dün kendisine sında bir müvezzi çarpmış ve yüzünden hafifçe | zedelenmiştir. Huceste hanıma beş gün istirahat verilmiştir. ME Yugoslavyada ilk karlar Belgrat 6 (A.A.) — Linblina- dan bildirildiğine göre Triglav civarında ilk karlar yağmağa baş- lamıştır. 8 Teşrinieyvel 1932. Ana Kız Rakabeti Nakili: (VA - No) Dudaklarını, hafifçe ileri uzattı: — Vah vah. Pertev, kaşlarını çattı. — Beni katil mi görmek isti- yordunuz.? Kadın, küçük bir tebessümle: — Hayır! dedi. - Insanlar, ne kadar hodbindirler..? Ben sizi hiç bir şey görmek istemiyordum. Ben, sade kendimi düşünüyordum. Hür olmak ve intikam almış bu lunmak isteyordum. Işte o kadari — işte bugün hürsünüz. — Hürrüm, gerçek.. Fakat, hürriyetimi elde etmekte çok geç kaldım. Unutuyormusunuz. ki, demin bahsettiğiniz av sabakının akşamında, kocamı. vuracağınız sabahın akşamında, hayatımdan bir şey geçti. O şey'in ne oldu- ğunu iyice hatırlarsınız... O men- hus yatta, sizin kamaranız, benim- kinin yanındaydı. Elbette benim kamaramda olanı işittiniz! İşitme- menize imkân yoktu! Esasen işitmenizde de bir mabzur gör medim. o Görüyorsunuz ki geç kaldımlAb, şayet o gün cesaretiniz küfi gelseydi. Deminki şekilde, gene dudak- larını ileri doğru uzattı. Masum bir sesle: — Yazık! Vah vah! - dedi. Delikanlı sarardı: bu cinayet, dama bir leke gibi kalacak, bizi muazep edecekti, Meliha, istibfafla omuz silkti: — “Cinayeti, Amma - yaptınız. Kullandığınız. kelime bende bakın! Bu kelimeye hen ancak genç kazlığım esnasında ehemmiyet ve- rirdim. nun karşısında örper meler duyardım... Fakat sonra... Sustu, Ona, ne cevap verebilirdi? Pertev şu sırada, profesör Saf- der efendinin felsefesini düşünü- yordu. Garp terbiyesini almış insanlar için çok yabancı bir fek sefe,, Fakat, haddi zatında hiç te yabana atılacak felsefe değil galiba... Şimdi artık sude Meliha konu gayordu. Delikanlı, ancak, arada sırada bir tele kelimeyle söze karışıyordu. Meliha, ağzından çıkan cümle leri biç bir kontrola tabi tutmıyor vehmini veriyordu. — Bundan sonra ne mi olaça- Olacağım şey, hiç te fena bir şey değildir. i bir tavurlaş — Şimdi artık dul oldaml.. > Dedi.- ohl... Artık ne istersem yapabilirim, Güldi — Bakın beni ne insafsız, ne merhametsiz bir hale soktular. Bir ölünün arkasından (0 ölü ki olursa olsun) oh denir mi?. hassa, çephede şehit olmuş bir adam arkasından... Fakat ben diyorum işte... Zira, beni bu hale soktular. Bir daha güldü: — Ah eğer bir kerre daha ev- sem, bir kerre daha evlenir- Ikinci kocama neler yapma- ğun, neler.. Anasından emdiği burnundan getireceğim! Ada- wtlaka diye birşey varsa gö- bakalım: Mademki insanlar bana çektirdiler, ben de insanlara çekdireceğim,. Bütün insanlara kızıyorum, . bilhassa, müstakbel kocamdan bütün insanlara kızma" nın hıncını çıkaracağım. Pertev, sorduz — Kiminle evlenmek niyetinde- siniz? mektuplarınızda Faruk bey isminde birinden bahsetmiştiniz. Onunla mi — O biçarenin evlenmeden de burnundan fitil tl getiriyorum. Onu zaten mahvediyorum. Ma- mafih, aramızda evlenmek mevzuu bahısolmadı. Meliha, yatağın yakinine otur- muştu. Birdenbire, Pertev, doğruldu. Yatağında oturdu Azıcık titrediği görülüyordu. Genç kadını omuzundan tuttu. Biçare bir sesle: — Meliha! -dedi- Meliha... Sesinin titreyişini geçiştirmek için, derinden bir nefes aldı. Sonra, boğuk bir sesle: — Melihal, diye © tekrarladı- mazi, artık, © geçmişe kavuştur Malili rl li gibi, bende de şu zehap hsıl oldu. harp her şeyi kökünden siliyor. Dünyanın yeni esasları üzerine yaratılmasına sebebiyet veriyor. Öyleyse, eski yaralarımızı kana- tup durmamızda, hicranlar boyuna apmamızda ne mana var? Eskiden «iç bir şe) met olduğunu ğe mak için benimle birleşiniz... Ben de, siz de geçmişi asla aklımıza irmiyelimİ e Fas sultanı, bir kaç hafta evel dört yaşındaki oğlu ve Fas veliab- dı ile birlikte Par dört yaşında çoçuğa her kes hayretle bakmıştır. bir çok oyuncaklar tarafından çocuğa e gelmiştir. Başında koca bir fes bulunan bu Fransız hükümeti Resmimizde bu verilmiştir. oyuncaklardan bir kaçının ve pastadan yapılan bir şatonun verilmesi görülüyor.