Tarsus yangını Harikzedeler açıkta k kalmadı Yangın hasaratının miktarı henüz tesbit edilemedi Tarsus, 20 'angın Felâke- tinden dolayı yersiz kalanlara yer tedarikine devam edilmektedir. Bir kısım vilâyetten gönder çadırlara ve bir kısmı da boş bi lara muvakkaten yerleştirilmiş ve halen hiçbir fert açıkta kalma- Boş bir mektep binastil bazı btyük binalar harikzedelere tahsis edilmiştir. Aç ve mühtaç olanlara | yiyecek (dağıtılmasına devam ediliyor. arikzedele ahmer merkezi umumisi âcil bir yardım olmak © üzere. telgrafla beş yüz lira göndermiştir. Tarsus Rasim bey | fabrikası ile Sadık paşa çırçır ve dakik fabrikasi mühtaç olanlara © tevzi edilmek üzere un vermek suretile yardında bulunmuştur. Yangının sebebi zuburu etra- fında yapılan tahkikatta bir kast olmadığı anlaşılmaktadır. Doktor- lar felâketzedeleri birer | birer muayene etmektedir. Zarar miktarı henliz tesdit edilmemişt Devlet bankası Hisse senetlerini satmak istiyen memurlar İzmir 22 — Gerek muvazenei umumiyeden, gerekse hususi ve mülhak bütçelerle belediye bütçe- lerinden maaş almışolan bütün memurlardan banka hisse senet- lerinin bedelini almak isteyenler Defterdarlığa müracaat etmeli dirler. Defterdarlığa şimdiye kadar müracaat eden baz memurlar yazılmış, hisse senetlerinin bedel İleri, celp ve kendilerine tediye edilmiştir. Müracaat edecek olan- lar için de Defterdarlık bu şekilde muamele yapacaktır. Orman yanğınları Adana vilâyetinin mülhakata bir tamimi Adana 21 — Bu günlerde vu- kubulan orman yangınlarının yay- lalardan kışlaklara dönen aşiret lerin gelip geçtikleri yerlerde yak- tıkları steşlerden ve yahut attıkları sigaralardan ileri geldiği iyen muhtemel olduğu beyanile vilâyetten mülhakata bir emir verilmiştir. Bu emirde aşiretlerin geçecekleri mıntaka orman me- murlarile birlikte şiddetli tedabir alınması bildirilmiştir. * Egypt vapurundaki altınlar Piymoutlu 24 ( A.A.) — Harp esnasında fransız sahilleri açık- larında batan Eypt vapurundaki altınları çıkarmakla meşgul Ar- Higlio namındaki Italyan tahlisiye gemisi 4 üncü altın mamulesile buraya vasıl olmuştur. Şimdiye kadar mağruk gemi- den 60 bin Ingiliz lirası kıyme- tinde altın çıkarılmıştır. Letonya ve Sovyet Rusya ticareti | Moskova, 24 (A.A) — Sovyet- lerle Letonya arasında yeni bir ticaret muâhedesi akdi için ya- kında müzakerata cektir. Müzakeratı icraya memur Letonya heyetinin 25 Eylülde Moskovaya muvasaletine intizar olunmaktadır. Marya ilya piyasası | ticaret mümessi mümessilimizden gelen malümat Marsilya piyasasının son hafta şu malümat geli : Marsilyada arpa 100 kilosu 50 #rank, mısır 40-55, yulaf 82, no- hut 73, darı 37-43, kuru üzüm Izmir o Sultaniye 245, yumurta Samsun 360-370, Marsilya, İnebolu 380-390, zeytinyağı 380-520 pala- mut yüz kilosu sif Marsilya orta mal 60 trillo 79 frank. Ayni raporda cevizler haklanda şu malâmat verilmişi Memleketimiz ceviz mahsulünün iyi olacağı söylenmektedir. Buna wukabil Fransada ceviz mahsulü pek parlak d. Bu sene meplea cevizleri için fazla muâmele olması ümidi kuvvetlidir. Ancak bu hususta tatbik edilen fiatlerden uzaklaşmak ihracatımız. lehine bir hareket olmaz. ,a piyasasında fasulye üzerinde oldukça muamele vardır. Romanya fasulyeleri 48 franktan lak fasulyesi 54 55 Bir baş muallim otobüs altında can verdi SafranbolurBartın yolu üzerinde, feci bir otobüs kazası olmuş, genç başmüallm, ezilerek ölmüştür. şudur: idaresindeki otobüs ekserisi kadın ve çocuktan mürekkep 15 yolcu ile Safranboludan hareket etmiş ve araba, tam Hacı Velinin değir- meni altındaki kısma gelince - gün yağan yağmurla yumuşayan şosanın dolma toprak kısmına kısmen batmış ve devrilmiştir. Yolculardan Ereğli Süleymanlar baş muallimi Ömer Lütfi bey otobüsten atlamış, fakat o anda devrilen arabanm altında kalmış, kımıldatıldığı zaman, zavallı genç n ezilerek derhal ök düğü görülmüştür. Arabanın içinde kalan diğer yolcular ehemmiyet siz çizik ve yaralarla kurtulmuş” lardır. Mesai saati Alman sendikaları muhalefet ediyor mu? Berlin 25 (A.A) — Wolf ajan- sından: Fazla amele kaydetmek len amele miktarı artması takdirinde patronların ücretleri hamenin tatbikine sendikalar ta rafından gösterilen mukavemet hakkında © gazetecilerin sormuş oldukları suallere cevap veren mesai nazırı, bu mukavemete ait baberlerin mubaleğalı olduğunu söylemiştir. Mumaileyb, sendikalarm mesai Saatlerinin tenkisi surerile yeni iş imkânları ihdasına muhalefet et- melerinin menfaatlsrine mugayir olduğunu anlıyacakları ümidini izhar etmiştir. Mumaileyh, netice olarak şöyle demiştir. Her halde Almanya hükümeti, bu emirnamede tesbit edilmiş olan iktisadi plânı muha- faza ve tatbik etmeğe azmet- miştir. vaziyeti hakkında ticaret odasına | tenzil etmelerine cevaz veren emir- Gandhinin grevi Söz söylemiyecek kadar zayıf Ispazmozları su bile içmesine mani oluyor Paona İS (LA) — Gandhi, şimdi okadar zayıflamıştır ki ancak bir ili söz mırıldıyabilmektedi Mumaileyh, müzmin ispazmolardan muztarip bulunmakta ve bu bal Su içmesine bile mani olmaktadır. ŞMme. Gandhi, ufak bir demir aryolada yatmakta olan koca sınm yanından katiyyen ayrılma: maktadır. Bombay'dan celbedilmiş olan bir mütehassıs, Mahatmayı mua- yene etmiş ve Gandhinin bundan sonra siyasi müzakerelerin tevlit eylemekte olduğu yorgunluklara maruz bırakılmaması lâzim 'gel- mekte olduğunu söylemiştir. Meçusilerle 10 sant kemali faa- liyetle devam eden müzakereler den sonra bir itilâf vücude getir. mişt Gandhi, bu itilâfı hemen tasvip etmiştir. Murahhaslar, hü- kümet tarafından Mecusiler bak» kında ittihaz edilmiş olan mukar- reratın refini talep etmek üzere hemen M. Mac Donalda bir tek Pamuk itilâfı Itilâfname müşterek kongreye arzedilecek Manchester 25 (A.A.) — Mü- zakereciler pamuk ibtilâfına sit bütün münaziünfib noktaların cüm- esini: halletmiş olduklarından, iti- lâfname alıkâm bu ayın 25'inde toplanacak olan patron ve amele murahbaslarından mürekkep he- yeti umumiyeye arzedilecektir. Patronlarla aihelenin itilâfna- abul etmeleri ve yarın i başlanması pek muhtemel Malâm olduğu veçhile 150,000 çulha, Lancasbire mensucat sana- yi grevinden müteessir bulunmalı” tadır. Fesih esbabı Von Papenle arkadaşları isticvap edilecek EA A). Vol le celsesinde vukua hakkında tahkikat komisyonu, sabit olarak dinlemek üzere baş vekil von Papen ile hariciye ve iliye nazırlarını ve başvekâlet müsteşarını önümüzdeki salı günü için komisyona davet etmiştir. Kabine, davet edilen nazırların davete icabet etmelerine karar vermiştir. Ancak nazırlar, yalnız tahkikat mevzuunu teşkil eden maddi hadiseler bakkında şeha- detie bulunacaklardır. Berezilyada isyan Rıo De Janeiro 24 (A.A) Federal kıtaata karşı yapılan isyan harekâtın: şimdiye kadar idare elmiş olan M. Ârtro Ber- mades, Vicona yakında Fed kataat tarafından esir edilmişti Mezkür kıtaat Engenheiromciva- şerini de ele geçirmiş olduklarını bildirmektedirler. Bulgaristan ihracatı Bulgaristanın ihracah gittikçe azalmaktadır. Bulgaristan 932 senesinin yedi ayında 77 milyon frank ithalât yapmıştır. Buna mukabil ihracat 62 milyon frank: tan ibarettir. Arada 15 milyon #ranklık bir açık vardır. Tetrika No. 40 Ziarp zenginin Gelini Büyük milli roman — Evvelki akşam, 7 vapurile, Büyükadaya, bizim ldris bey efendiye gidiyorum. Yanı başımda bir kanarya. Madam desem değil, matmazel desem hiçideğil.. Bütün vapur halki, yiyecek gibi ona bakıyor. Kaş göz işaretini müte- akip hemen gazeteyi açtım; siper ederek bir alâ yerini, yordunu öğrendim, > — (Garden)de bu hafta debut yapan Viyenuazı seyrettin mi Mon bey? Ne plastiğe bir vücat gör sehir... Operetin en güzel artist” leri bunun yanında nulle dür. — Lâfim bal ilen kesöyim bey- zadem amma sen Alaniğin küçük kırı Agavni'yi görmemişsin, Kart dediğin odur. Kabak çiçeği gibi açılmamıştır. Şimdiyedek il Zeytin yağını bula, meydana sal, Güreşe kallesin, tuttuklarını pavar- yaya döndertsin. O kerte kalip kiyafeti, Kandilzade, bu lafların hepsine baş saliyarak gülümser, “aceleye ne hacet; icabına bakarız, der gibi bir tavır takınıp purosunu tazelerdi. Pek aşka geldi mi, yazıhane sinde ise, içeriki odaya dalıp bir kaç konyak çeker, gazinoda bu- unuyorsa, garsona emerederdi: —Bana bir şampanya; beylere de arzu ettiklerini Kandilzadenin cemaziyelevvelini karıştırmayalım. Nenin nesi olduğu, nereden ne vecbile günün adam- ları arasına karıştığı nemize lâzım. de lâzım olanı, şu dakikada kesesinin, tıklım tıklım doluluğu dünyaya metelik vermeyip, kıya- Sıya para sarfettiği ve Istanbulun er belli başlıları sırasına girdiği. Karşısında, nice kimseleri sus» lurduruyor ya; âlemi şebele gibi oynatıyor ya, bukadarı kâfi Parayı veriyor, düdüğü çalıyor; arabasına binene borusunu öttü- rüyor. Kandilzade ile Cevdet efendi, bir ipte oynayan iki canbaza dönmüşlerdi. , Karşı karşıya gelince, can ciğer, kuzu sarması idiler. içtikleri ayrı gitmiyordu. Hergün buluşu- yarlar, — görüşüyorlar, gittikçe Samimiyeti ve Iâubaliliği arttır yarlardı. Vaziyetler, yüzyüze böyle mü- tekabil olduğu gibi, arka arkaya da karşılıklı, Kandilzade; — He kurdu; bütün da- laverelerin künhüne azâb. Yüzüne güler, eşek gibi çalıştırın! Aklında. Beri tarafta, Cevdet efendi de başka kafada. O'da şu kanaatter Böyle hoppala beyim, dan- dini © paşamla bilyüyen adam esnaflıktan ne anlar? Nasılsa fır. Satı bolup dübeş, düşeş kapılarını tutmuş; kendini adam oldum zan- nediyor. Ticaret, borumu be? Çekirdekten yetişmezsen — yaya kaldın; hin oğlu bin değilsen hapı yuttan; kata kulliye aklın ermezse ırı tükettin Benim gibi piyasanın içinde pişmeli, cazır cazır kavrulmalı; yoksa, istediğin kadar okumuş ol, on para etmez. Elâleme enayi gibi boğulursun. Kerataya sırtımı dayayıp dizginlerini ele almasay- dam, sermayesinin yerinde yeller Muharriri: Sermet Muhtar eserdi; olanını, bitenini çoktan yel üfürmüş, su götürmüştü. hakikaten yığınlarla du. Cevdet efendinin. bu (gidişle, (kamyon lada gelecekti, Ne işler yapmıyorlardı ? Un, şeker, sadeyağ, zeytin yağı, kuru yemiş, Cevdet efendi, eski magazası: Bin şekline el sürmemişti. Katip- leri, emektarları, yanaşmaları yerli yerinde, Her gün, öğleye kadar, masa- sındaki © yazıhanesinin başından ayrılmıyor, saat on ikiyi yurdu mu bir otomobile atlayınca Gala tadaki Aptullah efendi lokantasını boyluyor. Bütün yeni ahbapları, ihvanları orada. Hepsi, beyden beyefendi- den, hattâ paşadan zatlar. O tarihi Kandilzade de ekse- riyetle aralarında. Fakat bu ge Cevdet efendinin Phatırı. içindi, Çünkü Kandilzade, Tokatlıyandan ayrılmak istemezdi. Rahatsiz olmıyacağına aklı kesse Tokatliyanda yatıp kalkacak, mümkün olsa, yazıkanesini bile oradaki dairelerden birine nakle- deceketi, Halbuki Cevdet efendi, oraya daha bakkile ısmamamıştı. Sik sık, ahbaplarile birlikte, camekânma gi yan geliyor, önünde çay, kahve içiyor, hava kararınca, bira dublelerile konyak kadehlerini mis gibi dikiyordu. Bira, arpa suyudur ve mübahtır; konyak ise cümle alemin bildiği ilâçl Diyerek elli bu kadar sene- lik perhizi bozmuş, şeytamn ayar ğini karmıştı . Tokatlıyanın camekânındaki ne- zarete, kahvesine, çayma, bire- Sina, konyağına diyecek yok. Gel gelelim, yemek bahsı açıldı mı is- toper derdi. Bu kadar cenebinin, hırıstiyanın mekik dokuduğu yer. Ya hınzır eti varsa; haydi et getirince, yeme ya öbürlerine? Hınzır yağı kat yorlarsa; onuda geç, bulaşıklar ayrı yıkanacak değil â; bir kabın iinde birbirine karışmaz mı? — Cevdet efendi, ortağının Bahçekapısında ki yaz hanesine gelir, köşedeki geniş koltuğa geçerdi. Önündeki pencere poyraza karşı. püfür En sesk günde püfür eser. Odada pek yoksa, tepesi del ; alpaka ceketini bir yana atar, kuşağını gevşetip yaslanırdı, Tok karnına, dereden tepeden bahis yürürken, Cevdet efedinin göz kapakları gevşer, vücudu yavaş yavaş uyuşur, nihayet dahp, kendinden geçerdi. Uykusu oldukca ağır. olduğun- dan kolay kolay uyanmaz, odada kahkaha, alayayaka çıksa, haberi olmazdı. Bir, bir buçuk saat kadar şe- kerlemeden sonra gerine gerine gözlerini aralar, bi ayıp keyfe gelir Orada zaten kimin keyfi yerinde değil. Baş patron kandil gündelik ahbaplarına, kâtiplerine, uşaklarını kadar herkesin par maklarında zilleri eksik. Hani bazı evhamlı kimseler vardar. Hastalık yahut ölüm lökar- das açıldımı: bile (Arkası var) Sİ İ bs