/ Ihracat eşyası Afyon kooperatifi teşkil ediliyor Bir heyet yakında istihsal mıntakalarına gidecek Afyon ihracatı ve ticaretinin, yalnız” afyon müstahsilleri koope- ratifine verildiğinden bahsetmiştik, buna ait teşkilâta bir iki haftaya kadar başlanaçaktır. Ticaret borsası umumi kâtibi Nizameddin Âli bey, afyon koope- ratifinin * teşkilâtına ait, mesail hakkında, iktisat vekili Şeref beyle görüşmüştür. Aldığımız malümata göre, Niza- meddin Âli beyin riyasetinde bir heyet, yakında afyon istihsal mın- takalarına giderek, teşkilâta baş- lıyacaktır. Tiftik ihracatı Yedi ay içinde muhtelif mem- leketlere 11 bin balye tiftik ihraç edilmiştir, bunun dört bin balyesi kontenjan oharici mal getiren, ithalat tacirleri tarafından sevk- edilmiştir. 11 bin balyenin 7000 balyesini, Sovyetler almışlardır. Bir iki haftaya kadar, Sovyet ticaret mümessilliği yeniden bir kaç yüz balye daha tiftik alacaktır. Bu vaziyet karşısında tiftik ihracatının en ziyade Sovyet Rus- yaya olduğu. anlaşılıyor. Halbuki yüz seneyi mütecaviz bir zaman danberi tiftik ihracatı en ziyade, Braford ingiliz piyasasına vaki olurdu, Sovyet Rusyada, tiftik işliyen smaj tesisat arttıkça Tür- kiyenin: Sovyet Rusyaya olan tiftik ihracatı da artacaktır. Adanada ucuzluk Domatesin bir batmanı 4 kuraşa satılıyor Adana 26 — Burada gittikçe ucuzlamaktâdır. Koyun etinin okkası 44, sığır eti 30, tavuk 30, eniyi Urfa yağının okkası 80-90, kuru fasulye 6, Fmercimek 10, nohut. 8, makarna 22, domatesin | batmanı 4, bamyanın batmanı 15, kuru soğanın batmanı 15, patlı- canın batmanı 3, karpuzun bat- manı yedi buçuk, incirin batmanı 30, taze üzümün batmanı 50 kuruştur. Sütün okkasr 7,5-10, yoğurdun okkası 10,15, bir çanak inek ye- gurdu 2,5, yumurtanın beş ilâ altısı 5 kuruştan satılmaktadır. Buza hücum! Mersinde sıcaklar birden bire şiddetlendi Mersin, 26 — Bu sene yaz mevsimi geçen senelere nisbeten daha hafif sıcaklarla geçmekte idi. Bilhassa geceleri geçen sene- lerin bunaltıcı ve ağır havaları görülmüyordu. Fakat son bir baftadanberi gündüzleri çok şiddetli sıcaklar başlamış ve geceleri de tesirini göstermektedir. Bu sıcak havalar Mersinde kalıp yaylaya çıkamayan bir çok aileleri yaz mevsiminin nihayeti yaklaşmış olmasına rağmen yaylalara kaç- mağa sevketmiştir. Filhakika son günlerde gerek Mersin yaylalarına ve gerekse Niğde ve Bora pek çok ailelerin gittikleri görülmektedir. Bor ve Niğdeye kadar tren yolunun ikmal edilmiş olması yolculuğu kolay- laştırdığından oralara gidenler pek fazladır. Halle gündüzleri buza hücum ettiği için akşam üstleri Mersinde yer kilo bile buz bulunmamak- .tadır. ö > hayat | zeytin yağı 48, | GÜNÜN HABERLERİ Tenkil Bitlis havalisinde bir haydut çetesi imha edildi Bitlis, 25 — Bura jandarması büyük bir muvaffakiyet elde et- miştir: Senelerdenberi Muş ve Bitlis, yolu üzerinde şekavet eden “Velo,, aşiretine mensup: şakiler son gün- lerde fazla şımarmışlar, hattâ Muştan Bitlise gelen posta kam- yonuna tecavüze kadar cüret gös” termişlerdi. Şakiler geçenlerde “ Nemrut , dağı civarında yol kesmek teşeh- büsünde. bulunmuşlardır. Bunu haber alan jandarma kuvvetleri hemen bir kamyona binmişler ve şakilerin pusu kur- dukları: yere hareket etmişlerdir. Jandarmalar (o şakilerin (etrafını sardıktan biraz sonra haydutlar ateş açmışlardır. Iki taraf arasmda uzun bir müsademe başlamıştır. Müsademe pek şiddetli olmuş- tur. Neticede şakilerin bir kısmi imha mütebaki kısmı derdest edilmişlerdir! Iki azılı şaki ge Tahir ve Bekir Mardin (Hususi) — Bir kaç senedenberi Mardin vilâyeti hu- dudu dahilinde şakavet yapan “Çalki,, oğullarından iki azılı şaki | yakalandı. o Şakilerin bulunduk- ları o yeri keşfeden (o Kasır karakol kumandanı Abdülkadir çavuş merkeze haber vermiş ve biri merkez bölük kumandanı yüzbaşı Remzi beyin, diğeri Fet- | tah çavuşun kumandasında iki müfreze Abdülkadir çavuşun müf- rezesile üç koldan şakilerin bu- maa yeri muhasara etmişler- ir. Müsademesiz yakalanan şakiler merkeze getirilerek adliyeye tes- lim edilmişlerdir. Şakilerden Tahir giyaben on beş seneye mahküm olduğu gibi ayrıca dört katil maddesinden maznundur. Asker firarisi olan Bekir de bir katil maddesinden maznundur. Şakileri derdest etmek husu- sunda başta bölük kumandanı Remzi bey olduğu halde Fettah ve Kadir çavuşların mesbuk faa- liyetleri cidden takdire şayandır. Bir hırsız kumpanyası tutuldu Adana, 25 (A.A.) — Polisimiz muhtelif tarihlerde ve müteaddit evlerden 43 parça eşya çalan iki kadın, iki erkekten mürekkep hırsız şebekesi yakalamıştır. Pamuklarımız Bu sene pamuğa çok rağbet var Mahsulü dahilde sarfetmek cereyanı Adana 26 — Yapılan istatisik- lere nazaran 1932 senesinin ilk altı ayı zarfında Türkiyeden Almanyaya takriben 18 milyon mark kıymetinde ihracat yapıl- mıştır. Geçen senenin ilk altı ayında ise Türkiyeden Almanyaya 23 | milyon” mark kıymetinde ihracat yapılmıştır. yerleşmiştir. Fakat buna mukabil mahsulün azlığı müstahsili düşün- | dürmektedir. Pamuk yetiştiren memleketlerin | hemen kâffesinden gelen malümata nazaran bu sene her tarafta pamuk mahsulü azdır. Buna mukabil her | yerde fiatler gittikçe yükselmek- | tedir. Adanada pamuk hakkında kuvvetli bir cereyan vardır. Bu cereyana: taraftar olanlar bu sene hiç pamuk ihracatı yapmamağı, istihsal edilen pamuğun hepsini memleket dahilinde işlemeği tav- siye ediyorlar. Kayseride zafer bayramı Kayseri, 25 (A.A.) — 30 ağus- | tos zafer bayramı için hazırlıklara devam edilmektedir. Halkevi bu | | geleceğim ve neticei katiyeyi şerefli günü emsalsiz bir surette tesit için zengin bir program hazırlamıştır.! O gece Halkevi tarafından verilecek müsamerede Aka Gündüzün Beyaz piyesi temsil edilecektir. Mahir yüzücü Niagara şelâlesinde yukarı doğru yüzdü Niagara 26 (A.A.)— Son olim- piyat oyunlarma iştirak etmiş bulunam Felemenkli yüzgeç Van Rhyn, Niagara şelâlesinin akıntı- dan yukarı doğru olan kısmında 106 yardalık bir mesafede yüz- mek suretile mükemmel bir mu- vaffakıyet elde etmiştir. Mumaileyh, kendisinin sular arasında kaynayıp gitmesine inti- zar eden seyircilerin hayret nazar- ları önünde coşgun ve mütehevvir sulardan çıkmağa muvaffak ol Aifedildi Ceneral San Jurjonun cezası müebbet hapse çevrildi Madrit, 20 — Divanı harp, Sevil ihtilâlini tertip eden ceneral San Jurjo hakkında idam, diğer bir Okısım zabitler Idam ve müebbet kürek cezaları müebbet hapse tahvil oedil- miştir. Ceneral ve zabitler Balear adalarındaki askeri kapishaneye gönderileceklerdir. Af hareketi Ispanyada muhtelif surette karşılanmıştır. Komünist- ler bunu şiddetle tenkit ediyor- lar. Bazı mahafil ise tasvip etmek- tedir. Bu yüzden karışıklıklar olmasından korkuluyor. Bir Fransız tekzibi Paris, 26 (A. A.) — Salâhiyet- tar mahafil, Madritteki Fransız sefirinin San Jurjo lehinde bir teşebbüste ( bulunduğuna dair işaa edilen haberi tekzip etmek- tedir. kahraman | hakkında | müebbet kürek cezası vermişti. | Tefrika No. 10 Büyük milli roman —10'bin kıyye zeytin tenekesinin | tesellüm makbuzu nerede? Banknotlar destelerle, çanta- larla gelip masaların üstüne yığı- lıyor, alelâcele varakalar kesiliyor, çala kalem defterler dolduruluyor. Sandıkkârın, mukayyidin, kâti- bin, fransızca muhaberatı yapan yahudi kâtibin alınlarından şıpır şıpır terler damlamakta. Bir faaliyet ki değme gitsin. Böyle kazan kaynarken etrafın- da kimler oynamaz? Tanidık, tanımadık, sayısız ahbap; sanki Bu sene pamuğun fevkalâde | hepsi kırk yıll dost: yükseleceği (kanaati Adanaya | — Sabah şerifler (hayrolsun hazret! — Merhaba nuru aynım! — Bonjur Cevdet beyefendi | girmez Cevdet efendinin 'yanın- daki koltuklara kurulus. Sigaralar, kahveler, şerbetler, dondurmalar... Iide bir, bir kaş göz işaretini | müteakip, şöyle kulağına yasla- narak ve eli siper ederek bir | fısıltı. Dairei askeriyede mevcut | tesirlerinden, levazımda olan nü- | fuzlarından bahis. Daha ziyade | emmiyet temin için, hemen telefona | el atarak muhavere; meselâ: — Paşam zatı aliniz misiniz? Bendeniz Bedreddin kulları. Bu akşam saat tam yedide efendimize bildireceğim. Ve yahut başka bir şekli: — Neresi orası? Agâh beye fendi. hazretleri yoklarmı? Bedreddin bendelerinin aradı- © ğını Tütfen kendilerine söylersiniz değil mi mirim? Bu nevi zavat mağazanın içinde mekik dokuyarak emre amade vaziyeti takındıkça Osmanlı ban- kası, İtibarı milli bankası, bilmem ne bankası da Cevdet efendinin emrine amade hale gelmişlerdi. Avrat (o pazarındaki eve çeki düzen vermek hususu da ihmal edilmerişti. Kaplamaları hemen yeni baş- tan değiştirilmiş, tavan arasına bir kat çıkılmış, bahçe üstüne iki oda ilâve olunmuş, adeta konak yavrusu, daha doğrusu konak haline giren bu bina, bir âlâ da koyatılmıştı. Cevdet efendi, vakra öteden beri toplu ve tıknaz. idise de dört başının böyle mamur olınasından, ensesi daha katmerleşmiş, göbeği daha şişmişti. Namazını, o niyazını bırakmı- | yordu, fakat ahbaplarile Cenyoda,. Abdullah efendi de, Tokatlıyanda yerleştikleri zamanlar; hani hemen hemen, huyu değiştirecek, orucu bozacak raddaye geliyordu. Eş, dost halka olup içki yuvar- lıyorlardı. Önüne kahve filcamnı | yahut limonata bardağını koya- rak, koltuğuna gömülen Cevdet efendi, uzatılan rakı kadehlerine derhal: — Benden yana pasol diyorsa da birayı görünce: — Acaba bir duble yuvarla- sam mı? diye düşünüyer, fakat ağzına bir yudum bile alamadan, otomobile atlayıp evinin yolunu tutuyordu. Bu gidişle bir gün olup şeyta- nın ayağım kıracaktı amma bir vakti, saati gels anayasa KANS yenizsizlik icin yeğine deva kani ihya eden Cu muntahip CUBDA tarafından tertip edilmiştir. Elarp zen Gelini 27 Ağustos 1932 gininin Mubarririz Sermet Müktâr | o Eşref saatin gelmesi pek kolay | değildi. Çünki Cevdet efendi fazla gider gitmez: — Mağazaya demin gelen mi- safir beyin yanında güzelce bir hanım vardı; acaba apdestim bozulmuş olmasın? diye korkuyor, Tokatlıyanda ahbaplarile oturup evine döndüğü zamanlarda, came- kânın önünden geçen hanımlar, madamalar, matmazeller yüzünden, apdestinin sakatlanacağından çe- kinerek tekrar apdest alıyordu. Lütfi bey, on yedisini bitirmiş, om sekizine (basmıştı. Okuyup yazmakla arası hoş olmadığı, zaif, mahif te bulunduğu için kaç senedir mektepten alınmıştı Allaha şükür, babası sağker, kesesinin Oo bereketi mevcutken, daha ziyade okuyup ne yapacaktı? Hafız: olacak değildi ya. Babası onun kadar da okumuş mu idi? Lütfi bey, Asmaaltındaki ma- ğazaişlerile de alâkadar olmazdı. Babasının. mesleğine hiç hevesi yoktu. Çalışmaktan sarfı nazar, oyalanmak, vakit geçirmek için bile oraya uğramazdı. Öğlelere kadar, arkasında ge- celik, yalınayak, başıkabak, evin içinde: dolaşır, yemeğini yer yemez giyinip sokağa fırlar, köşedeki boyacılardan birine potinini boyat- tıktan ve bir kalıpçıya fesini ka- lıplattıktan sonra Cerrahpaşadaki çardaklı kahveye kapağı atardı. Orada, bir kaç arkadaşile, ak- şama kadar gelsin iskambil, gitsin tavla.. Her tanrının günü ayni hal Kişi refikinden azar temsili ma- « lum. Gün geçtikce Lütfi beyin hal ve etvarında bazı tebetdüller sezilmeğe başladı. Her gün akşam ezanile kapısı eşiğinden girerken şimdi arasıra yatsılara kadar kalıyor. Yalnız, fes kalıbı, kundura boyası merakı derken yeni yeni huylar tutturuyor: Içi hasırı fes giymeler, ısmar- lama elbise yaptırmalar, pötikare patalon diktirmeler... Ceplerinde ayna, tarak, lavanta, ipekli mendil, sigara paketi; yele- ğinde saat kordon. Ayağındaki pantalonun ütüsü hiç bozulmadan duracak. Biraz şaştı mı derhal ütülenecek. sa İZLİK (Arkası var) Nörasteni, zallyet ve Chlorose marn 'SIROP DESCHLENS, PARIS