21 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

21 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 21 Ağustos 1293 AKSAMDAN AKŞAMA Bizim makalemizle Yunan gazetesinin makalesinden ayni mana çıkar mı? “ kalabalık Bir kaç gün evvel, Türkiye ,, serlâvhası altında bir fıkra yazmıştım. Bu makalemde, dünya nüfusunun nasıl çoğaldığını; bizim de, diğer bazı milletler gibi, artmakta olduğumuzu; bu gidişle, bir çeyrek asır sonra yirmi beş milyona çıkacağımızı; binaenaleyh bütün gayretimizi toplayarak, üreyecek olan bu Türk yavrularına daha şimdiden sıhhi ve içtimai vesait hazırlemamız lâzım olduğunu söylemiştim. Bu meyanda şu cumleleri de sarfetmişim: “Biz Türkiye cumhriyeti Türk- leri ancak on dört milyonuz. Nüfusumuz arazimize nisbetle azdır. Çoğalmamız lâzımdır, elzemdir. , VAKIT gazetesinin baş muhar- riri Mehmet Asım bey, dünkü “ yanlış bir telekkinin tashihi, sernameli makalesinde, bir Atina gazetesinin şu sözlerini zikrediyor: «Türkiyede nufus seyrektir ; bina- enaleyh, harpten evvel Alamanlar, sonra da Italyanlar, kendilerine bir nufus harpten Türkiyeyi mahreci addetmişlerdir. Yananis- tanda nufusu kesif memleketler me- yanındadır.» Mehmet Asım bey, bunun altına benim satırlarımı nakledip diyor ki: — Türkiye hakkında Atinalı bir gazetede çıkan bu makaleye hiç hayret etmemeli. Çünkü daha evvelki gün AKŞAM gazetesinde (Vâ-Nü) beyin günlük fıkrasında da bu sözler yazılı! Böyle bir mukayeseye mustahak olup olmadığımın takdirini muhte- rem efkârıumumiyeye terkediyorum. Vakıt'ın baş muharririnin fikri u: : Bizde kilometro başına kaç nüfus düştüğünü diğer memleket- lerinkile kıyas ederek nüfusumuzun arazimize nisbetle azlığına hüküm etmemeli. Zira, anadolunun ortası kuraktır. Kesif nüfusu geçindire- bilecek yerler ancak kenarlardır. “Türk milletinin üzerinde oturduğu topraklar yalnız bir nesil sonra yirmi beş otuz milyona çıkacağı muhakkak olan Türklerin yarinki ihtiyaçları için değil, bugünkü ihtiyaçları için bile fazla değildir. Bunun hilâfına mevcut olan kana- atler tamamen yanlışıtır.,, Lâkin, bu fikirleri yazar yazmaz, Mehmet Âsım beyin aklına, birden- bire, devletin nufus siyaseti ve matbuat kanununun 41 inci fıkrası gelmiş olacak: “Kadınlığın ana ol- mak hususundaki &tri temayü- lünü zaiflatacak her türlü neşriyat yasaktır !,, (o Artvin'in muhterem mebusu, bu derhatır keyfiyeti üzerine derhal makalesinin ana fikrile tenakuz teşkil satırları yazıyor: (Devamı dördüncü sahifede) (Vâa- a aaa aa eden şu Tefecilik 18 müessese hakında tahkikat yapıliyor Ticaret müdüriyeti maaş cuz- danı mukabilinde borç veren müesseseleri sıkı bir surette kon- trol etmektedir. Aldığımız malümata göre, tica- ret müdüriyetinde bu işleri takibe memur komisor Nahit Tahsin bey, teftiş esnasınde, bazı mües- seselerin, ikraz ve istikraz nizam- namesi haricinde hareket ettikle- rini (Ogörmüştür. 18 İkraz ve istikraz Oo müessesesi (o hakkında tahkikat yapılmaktadır. Bunların nizamname ahkâmı harıcında yük- sek faizle borç para verip ve tefecilik ettikleri tahakkuk ederse sahipleri mahkemeye sevkoluna- caklardır. Diğer taraftan bu müesseseler hakkında müdüriyet bir şikâyet daha vaki olmuştur. Bu şikâyet şudur: Ikraz ve istikraz muamelâtı yapacak, müesseseler, nizamname mucibince, ticaret müdüriyetine 5000 liralık bir teminat akçesi göstermeğe mecburdurlar. Bazı müesseseler bu yolda bir tescil muamelesi yaptırraamışlardır. Bu müesseseler maaş cüzdanı mukabilinde borç para verdikleri kimselerden, maaşını maliye tahsil şubesinden almak için, bir vekâ- letname almaktadır. Verilen malümata göre, defter- darlık dairesi, elinde birden ziya- de, maaş cüzdanı vekâletini haiz olan kimselere, tediyat yapılma- masinı alâkadarlara bildirecektir. Iş başında Beyoğlunda bir gazinoda bir hırsız tutuldu Beyoğlu polis merkzi dün gece azılı bir hırsızı cürmü meşhut halinde yakalamıştır. Vaka şöyle olmuştur: Beyoğlunda Panorama gazino- sunda gece müşteriler dağıldıktan sonra (ogarsonlar (o uyuyacaklari esnada büfeden bazı tıkırdılar duymuşlar ve yavaşça oraya yak- laşmışlardır. Pencereden bakınca içinde bir adamın eline geçen eşyayı bir torbaya doldurmakta olduğunu görmüşler ve hep bir ağızdan bağrışmağa başlamışlardır. Gürültüye polis devriyeleri ye- tişmişlerdir. Büfeye giren adam sabıkalı hırsızlardan Kenan oldu- ğu anlaşılmıştır. Kenan çaldığı eşyalarla beraber yakalanmıştır. Bunun son zamanlarda o cıvarda vuku bulan diğer hırsızlıkların da faili olduğu anlaşılmıştır. Kenan ŞEHİR HABERLERİ Kaçak sigara Polisler bir kaçakçıyı yakaladılar Son zamanlarda Istanbulda gene kaçak bulgar sigaraları satılmakta olduğu görülmüştür. Bu kaçakçı- lardan birisi evvelki gün cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Reşit isminde olan bu adam evvelki gün elinde bir çanta olduğu halde Tahtakale caddesin- den geçerken şüpheli bazı hare- ketleri polisin nazarı dikkatini celbetmiştir. Reşit yakalanacağını anlayınca kaçmağa başlamışsa da bir müd- det takipten sonra yakayı ele vermiştir. Reşidin elindeki çanta- da kaçak Bulgar sigaraları, kaçak tütün ve 120 paket köylü sigarası dolu olduğu görülmüştür. Polis merkezi Reşit hakkında evrak tanzim ederdk kaçak eşya ile birlikte mahkemeye vermiştir. Fuhuşla mücadele Zabıta bazı evleri kapattı Polis müdiriyeti kısmı ahlâkisi- nin fuhuşla mücadele faaliyeti tevsi edilmiştir. Muhtelif semtlerde şüpheli gö- rülen yerler sıkı bir kontrol altına alınmıştır. Zabıtai ahlâkiye tarafından ya- pılan son sıkı bir kontrol netice- sinde İstanbul ve Beyoğlu cihet- lerinde 8 evin gizli randevu yeri olarak kullanıldığı tesbit edil miştir. Bu evler kapatılmıştır. Evlerde bulunan uygunsuz kadınlar mua- yeneye -sevkedilmişlerdir. Iktisat vekili geliyor Iktisat vekili Şeref bey bir iki güne kadar şehrimize gelecektir. Mumaileyh burada bir kaç gün kaldıktan sonra Çekoslovakyaya gidecek, Prağ cıvarında iki ay istirahat edecektir. Iktisat vekili Şeref beye, Nafia vekili Hilmi bey vekâlet edecektir. AKŞAM ABONE ücretleri — “Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 | kuruş 2700 kı 1450 ik 6 AYLIK 750 > 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — yep Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. ——— Rebiülâhır 18 — Ruzuhızır: 108 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 8,24 10,13 5,17 94 2 1,40 Va. 3,24 5,15 1217 164 19,1 2042 —————— —— Idarehane: Babıâli civarı Kitap panayırı Paviyonların inşa edilmesine başlanıyor Halk evi sergiler şubesi, kitap panayırı hazırlıklarına devam et- mektedir. Sergi komitesi, bugün Halk evinde bir içtima aktede- cektir. Bu ictimada kitapçılara paviyon yaptırmak için yerler tefrik edilecektir. Devlet matbaası neşriyat şubesi, panayırda iki pa- viyon açacaktır. Panayır 30 ağustos zafer bay- ramı günü resmi geçitten sonrâ vali Muhiddin bey tarafından açı- lacaktır. Gece, -panayırda şehir bandosu tarafından konserler ve- rilecek, eğlenceler tertip edile- cektir. Istanbula nakillerini istiyen muallimler Anadoludaki muallimlerden bazı- ları İstanbula nakletmek için maarif vekâletine müracaatta bu- lunmuşlardır. Vekâlet bunların arasında sıhbi mazereti olanları Istanbula nakledecektir. Yeni mektepler Maarif (o vekâletinin (bu sene şehrimizde yeni yeni mektepler açacağından bahsetmiştik. Vefa orta mektebinin liseye inkılâbede- ceği teyit etmiştir. Vekâlet Vefa lisesi kadrosunu bir kaç güne kadar lise müdüriyetine bildire- cektir. (o Bakırköyünde açılacak orla (omektebine ait hazırlıklara başlanmıştır. Elektrik gelmiyor «Fethi bey caddesinde oturanlar şikâyetçi Lâlelide, Fethi bey caddesinde evi bulunanlardan bir kaç mal- sahibi elektrik şirketine müraca- atla, evlerine cereyan verilmesini istemişlerdir. Şirket, bu talepleri tetkik etmiş ve nizamname mucibince, bir mahallenin elektrikle tenviri için, lâakal altı evin elektrik al- ması lâzım geldiğini söylemiş. Bunun üzerine Fethi bey cad- desinde (evleri (Obulunan altı mal sahibi şirkete müracaat ede- rek, evlerine cereyan verilmesini istemişler. Bu talep tetkik edildikten sonra on beş gün zarfında cereyanın verileceği bildirilmiş. Iki ay geç- tiği halde, henüz caddeye kablo konmamıştır. Lâlelinin en işlek yerinde olan Fethi bey sükkânı bundan şikâ- yetçidirler. Enstalasyonlarını yap- mışlar, cereyan bekliyorlar. Hal- buki henüz kabloyu koymak için hazırlık bile yok. Acımusluk oskağı 13 No. Umumi (Omüdüriyetin nazarı Nü ) adliyeye verilmiştir. dikkatini celbediyoruz. Ruhiyatçılar, şairler romancılar kazandi Bir gazetede okudum. Avrupada büyük oteller fazla müşteri celbet- mek için birer ruhiyat âlimi tutu- yorlarmış... Bu âlimler geceleri kitaplarile gündüzleride otel müş- terileri ile meşgul oluyorlarmış. Ruhiyatçılar müşterilerin arzularını, nelerden O hoşlandıklarını tetkik ediyorlar, kadınların odalarını on- ların mizaçlarına göre aydınlatı- yorlarmış. Sinirli onların odalarına onların sinirlerini yatıştıracak re- nkte ampul taktırıyorlarmış. Ruh üzerinde büyük tesiri olduğu için yemekleri bile bu ru- hiyat âlimleri hazırlatıyorlar mış. Artık bir çok otellerde ruhiyat âlimi bir ahçı kadar faydalı olu- yor muş. Londra otellerinde çalı- şan bir kaç meşhur ruhiyatçı var mış... Mükemmel? bir, iş doğrusu... Otelcilik yavaş yavaş ilmi bir sanat haline giriyor.. Ben bu meselede ruhiyatçılarla beraber şairlerin ve üdebanın istikbalini de pek parlak görüyorum. Otelciler yavaş yavaş müşteri kazanmak için otellerine birer hususi şair, musiki heyeti, cazbant heyeti oluyor ya - tutacaklardır. Tasavvur edin Beyoğlunda, yahut Adada büyük bir otelin şiir heyeti. Nazım hikmet, Celâl Sahir, Faik Âli, Orhan Seyfi bey... Hepsi de tanınmış şairler.. Gece tarasta mehtaba karşı müşterilerin arzu- larına göre manzumeler inşat ediyorlar. Öbür tarafta da musiki heyeti icrai ahenk ediyor. Otelin hususi şairi yeni gelen bir Ame- rikalı seyaha, veyahut Mısırlı bir zengine hitaben heman oturup bir kudumiye yazıyor.. Bu Kudu- miyeler evelcede hazırlanır.. Mı- sırlı zengin, Amerikalı seyyah ve saireye göre tasnif edilir.. Seyyah gelince heman gözden - peçete gibi - bir (o kudumiye ( çıkarılıp kıraat edilir. Sonra pek tuzlu olan: hesap pusulaları manzum yazılarak müş- terinin ıztırabı hafifletilir, Yazın şiir heyetleri (bahçeli gazinolarda da çalışa bilir. O zaman duvarlarda şu tarzda ilân- lar “Nazım Hikmet bey ve heyeti bu akşam Abıhayat bahçesinde icrayı sanat edeceklerdir., Hattâ romancılar ve hikâyecilere de iş çıkar. Çünkü bir çok ihtiyar kadınlar vardır. Eli kalem tutanı bir gazete ile şöyle böyle alâka- — İlle beni roman yap.. Benim hayatımdan bir kaç roman çıkar.. diye tuttururlar. Otelin : müşteri- leri arasında böyle zengin ihti- yarlar o elbette bulunur Yakın bir zamanda şairler ve alelü- mum üdebanın ekmeğine yağ sürülecek demektir. Belki bu suretle ( çalışırlar ve dünyanın yüzünü görürlerse edebiyatımızda biraz ilerler.. Hikmet Feridun “AB. —Dün gece bir bahçeye gittik, bu kadar eğlendiğimizi ben ömrümde görmedim... . Vâ - Nü vardı, Hikmet Fe- ridun vardı... . Selâmi İzzet Avi valdı, vardı... Ge Eşref Şefik vardı, Cemal Nadir a een — çk incesaz filan mı vardı? .B.— Henrik gözüm bir ı “vini e e — ME... hattâ bir şairler heyeti - otelin <6 dar olan herkesin yakasına yapışıp: S 3 - 4 | vu

Bu sayıdan diğer sayfalar: