Akşam 30 Haziran 1932 Atina mektupları İntihap arifesinde Yunanistanda vaziyet Nim resmi Patris gazetesinin şayanı dikkat bir ihtarı Atina 23 (Hususi muhabirmiz- den) — Yunanistanda siyasi te- zebzüp, siyasi fırkalar orüesasi arasındaki şiddetli münakaşalar devam edip duruyor. Venizelist- ler, bilhassa M. PapaAnastasiyoyu amele ve çifçileri kışkırtarak bir nevi bolşevizm ; taraftarlığı yap- olmakla itiham ediyorler. Cumhuriyet birliği fırkası reisi M.Papa Anastasi yu, Kral Konstantin zamanında, o kraliyeti (müdafaa ve muhafaza etmek için teşekkül etmiş olan cemiyeti askeriyeyi ihya etmek ile hükümeti muahaza ediyor. Vakıa bu defa yeni teşekkül eden cemiyeti askeriyenin gayesi, kraliyetci değil, fakat kraliyetçi r omüstakbel intihabatta ndıkları takdirde tehlikeye düşmesinden korkulan cumhuriyet rejimini müdafaaya matüftur. Hü- kümet, bidayette, cemiyeti âske- riyenin teşekkülü rivayetlerini tek- zip etti, fakat M. Papa Anastasiyü, bu iddiasında ısrar edince, bir ceneral tahkikat icrasına memur etti, Ceneral, muhtelif (o garnizoları dolaştı ve bilhassa Selânik garni- zonuna giderek tahkikat yaptı. Fakat bu tahkikatın neticesi, resmi iddialara göre menfi çıktı. Bu tahkikata göre vakıa bazı zabitler, bundan bir müddet evvel böyle bir cemiyet tesisini tasavvur etmişler ve aralarında müdavelei efkârda bulunmuşlar ise de bu teşebbüs (oOkuvvede kalmış ve filiyata geçmemiştir. Bu gün mubalefet gazetelerinin bayraktarı addedilen Akropolis hükümetin bu tekzibini tekzip n cemiyeti askeriyenin teşkili için Yunan zabitleri arasında imzalanmış olan protokolu aynen neşrediyor. Bu protokolun neşri Atina mahafilinde, bir bomba gibi patladığını söylemeğe lüzum yoktur. Akropolis gazetesinin neşrettiği protokola göre bu cemiyet, kara, deniz, hava ve jandarma zabitle- rinden mürekkptir, merkezi Atina- dadır. Cemiyetin teşekkülü gizli tutulacak ve ancak maksatlarının tatbik ve tahakkuku icap ettir- dikçe cemiyet mevcudiyetini his- settirecektir. Cemiyetin muvakkat heyeti oidaresi yüksek rütbeli zabitlerden mürekkep olacak, bunun altı âzadan mürekkep bir heyeti merkeziyesi de bulunacaktır. Cemiyete duhulün, biri ibzari diğeri nihai iki safhası vardır: Ihzari safhada âza namzedi, ken- disine tevzi edilecek esrardan hiç birini faşetmeyeceğine yemin edecek bu yemini verdikten sonra cemiyetin maksadı ve teşkilâta ait protokolu, kendisine bildirilecek ve bu protokolu kabul ettiği takdirde protokol ahkâmını mek- BERLİTZ Ecnebi lisanları tedrisatında mütehassıs olan: Bütün yaz açık olup, müptedi ve müterekki için yeni kurslar vücuda getirmek suretile tatillerden istifade eder. İşbu kurslar atideki lisanlarda şimdiden başia- mıştır. Türkçe, Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, İspanyolca. 1 hazirandan 15 ağustosa kadar 373 Reyoğlu; İstiklâl caddesi tum tutacağına dair kendisine ikinci bir yemin verdirilecektir. Cemiyetin gayesi, :mektum tu- tulmakla * beraber, (o intihabatta kraliyetçi fırkaların galebesi tak- dirinde Cumhuriyetin nıuhafaza ve müdafaasına matuf olduğu temin ' edilmektedir. . Kraliyetçi muhalif gazetelerin tesisi rivayet edilen bu cemiyete ve bunun teşekkülüne mani olmayan kabi- neye karşı bu kadar şiddetli hücum etmelerinin sebebi de budur. Muhalif gazetelere göre, krali- yetçi fırka reisi Çaldaris, intiha- bat maksadile neşredeceği beyan- namede, şimdiye kadar Cumhu- riyet rejimi' hakkında ileri sür- düğü ihtirazi kayıtları ortadan kaldıracağı: ve şekli hükümete intihabatta ekseriyet kazansa bile dokunmayacağını taahhüt edeceği cihetle, -rejimin muhafazası husu- sunda, bu kadar asabiyet göster- meğe lüzum. yokmuş. Nim resmi Patris gazetesi, neş- rettiği mühim bir başmakalede memleketi tezebzüp. ve anarşiye, mahıv ve harabiye sürüklemek istiyenleri oüç sınıfa ayırarak diyor ki: “M. Venizelos, tab'an demok- rattır. Cebri tedbirlere baş vur- maktan şimdiye kadar ibtiraz etti ve ediyor. Fakat vatanı anarşiye, (o tezebzübe, harabiye, sürüklemek isteyen üç zümre vardır: 1 — Kraliyetçi ahali fırkası.. Bu fırkanın oreisi OM. Çaldarisin cumhuriyete dokunabilecek maddi ve manevi kudreti haiz olmadığını iddia ediyorlar. Evet, Çaldarisin rejime dokunabilecek maddi kud- reti yoktur. Fakat Çaldarisin, öteden beri cumhuriyet aleyhtarı ve kraliyet taraftarı olduğunu bil- miyen var mıdır? 2 — Ikinci hizip M. Venizelosa karşı garaz ve nefsaniyet yüzün- den, kraliyetçiler ile teşriki mesai imkânını gören cumhuriyetçi mu- halif rüesadır. 3 — Üçüncü hizip te aynı garaz ve kin yüzünden ortalığı velveleye vermeğe çalışan sarı matbuattır. Devletin ve heyeti içtimaiyenin en iğrenç avamfiriplerin elinde bazice olmasına cevaz verilemez. Böyle bir tahammül, ağlamağa lâyık bir hareket olur. Bu suretle memlekette kargaşalıklar ihdasına kalkışan bu vicdansızlar, kurca- ladıkları şeyi bulacaklardır. ,, Nim resmi Patris gazetesinin bu tehdidiamiz ihtarı pek mani- dardır. Memleketi anarşiye sürük- lemek isteyen, bu unsurlar, son dakikada akıllanmazlarsa, bek- lenmiyen bir takım hadiselere intizar etmek lâzımdır. *x* MEKTEBİ YAZ TARİFESİ Ankara Hacıbayram caddesi Beyoğlu Merkezinde dişçi moda “Tokatlıyan,, tramvay istasyonunda Şık sineması karşısında. Istiklâl muayenehanesi, kullanılabilir. Kapıcıya müracaat. Kiralık apartıman caddesi No. 156. Doktor, kadın terzi ve atelyesi ve ikametgâh olarak Ljubljanadan nakil 23,50 akşam musikisi, İstikrazlar Tahvilât st. dahilt 95,25 | Elektrik 5— Şark d. yolları — 2,85) Tramvay 45,25 D. Muvahhide (| 44,25| Tünel 5,— gümrükler 5,10 | Rahtım 16,95 Saydi mahl 5,75| Anadolu 1 28,20 Bagdat, 4,50 “u 256p T.askeriye — “Mümessil 24,35 Esham İş Bankası 9,20| Terkos 25,75 Anadolu 17,35 Ta Ar. |— Reji 4,05 | Ünyon dey. 21,90 Şir. hayriye 14,50 | Şark dey, 215 Tramvay 44,75 | Balya Di Umumi sigorta (| 11,—| Şark m ecza | 2,85 Bomonti 23,80 | Telefon 15,55 Çek flatları (kap. sa. 16) Paris 12,03 | Prağ 15,9256 Londra 763,25 | Viyana 4,3910 Nüyork 0,47275 Madrit 5,7311 Milano 9,2844| Peşte 3, 9814 Brüksel 3,3998 | Berlin 1,9925 Atina 73,075 Varşova 4,2107 Cinevre 2425 | Bükreş 80,93 Sofya 66,85 | Belgrat 30,14 Amsterdam (1,1705 | Moskova ©—( 1087,50 Nukut (satış) kuruş kuruş 10 4. Fransız 172,—| şili, Av. Zi 1 isterlin 770,—| 1 pezeta 16,— 1 dolar 212,50 | 1 Mark 32,— 20 İlret 117—) işe i 10 (, Belçika (| 117— Mike Ap 10 ley 25— 10 drahmi 2—| 20 dinar İY 10 İsviçre 820,—| 1 Çernoveş Li 10 leva 1 Altın 927, 1 florin 1 Mecidiye 40, | 40 kuron Çek 2 Banknot 254—| Radyo 30 haziran perşembe Istanbul — 15 gramofon, saz, Vedia Rıza hanım Cennet 20,25 havadisler. doğru saat, 20,5 mofonla opera, 21 saz Vil bey, Fikriye hanım, 22 orkestra program: 1 — Pas des Bohemien ( Ajrigo ) 2 — Polonia (Leopold) 3 — Ballet Egyptien ( Luigini) Belgrat (429,5 m.) — 20 konferans 20,30 konser, 21 tıbbi musahabe, 21'30 19,30 hanım, Bükreş (394,2 m.) — 19,40 gramofon, 20 şarkı, 20,20 senfonik konser, 21 konferans, 21.15-konsere devâm. Budapeşte (650,5 m. ) — 2930 konferans, (o 22,45 piyano o ve keman konseri, 23,15 havadis ve çingene musi- kisi. Berlin (419 m.) — 20,30 konferans, 21 opera. Londra ( 335,8 m.) — 19,35 org konseri, 20 konser, 21 orkestra, 22,10 tango konseri, 23,35 dans musikisi, Paris (1725 m.) — 20 musahabe: 1931 senesinde ingiltere, 20,30 almanca ders, 21 radyo tiyatrosu, (o 21,50 şüun, 21,45 radyo konseri, 22,30 melodi. Prağ (488,6 m) — 21 viyolensel konseri, 21,20 rus şarkıları, 22 orkestra 23 Tadyo orkestrası, 23,20 konser. Roma (441,2 m.) — 21 “gramofon, 21,45 muhtelif o musiki. 23,55 O radyo Jurnal, i Varşova (1411 m. ) 20,15 şüun, 20.85 radyo jurnal, 21 orkestra: konseri; 22,05 şüun22,20 komedi, 22,50“ radyo jurnal, 23 dans musikisi, Viyana (517,2 m.) — 20,25 iki piya- noile konser, 21 komedi, 22,50 radyo jurna!l 23,05 dans musikisi. 1 temmuz cuma akşamı Belgrat (429.8 m.) — 20 gramofon, 20,20 konferans, 21: operet parçaları, 21,30 gramofonla opera, 23,50 radyo Okestresi. Bükreş (394,2 m.) —' 19,20 gramo- fonla opera. Budapeşte ( 5505 m. ) — salon erkestrası; 21,15 komedi, çingene musikisi. Berlin (419m. ) — 20,10 şarkı, 20,45 orkestra, 21,85 musahabe, 22,30 Londradan nakil, 23,30 radyo Jurnal, Londra (355,8 m.) — 21 musahabe 22 orkestra, 23,35 dans musikisi. Paris (1725 m.) — 19,10 kitap haberleri, 20 gramofon, 21 radyo tiyat- tosu, 22,35 radyo konseri. Prağ (488,6 m.)'.— 20 şarkı, 22 konser, 23 havadis, 23,20 gramofon. Roma (141,2 m.) — 21,50 gramofon, 21,45 komedi, 23,40 musiki konseri, Varşova (1411 m.) — 20,35 radyo. Jurnal, 21 senfonik konser, 21,55 Lem- bergten nakil, 22 konsere devam, 22,50 radyo jurnal, 23 dans musikisi. Viyana 617,2 m) — 2 tra refakatinde dini şarkı, 2 muzika, 23,20 dans musikisi 20,15 23,10 orkes- askeri İstanbul 29 Haziran 1932 (Akşam fiatleri) Fransızsporcuları (Baş tarafı birinci sabifede) Rasing klübün fransız oyuncuları hakikaten efendi çocuklar.. Saat- lerce konuştuğumuz halde muta- lâamız çok kısa fasılalarla futbola intikal etti. Oynanmamış, neticesi belli olmamış maç hakkında çok nazik ve mütevazi bir eda ile konuşuyorlar. Yarinki maçın neti- cesini sorduğum zaman; iddiasiz ve kırmıyacak bir şekilde: — Bilmiyoruz, arkadaşımız Ve- habın oyununa bakılırsa: güzel bir tarzınız olacak... Biz da haşin oynamayız. Oyun icabı kadar sertleştiği zamanlarda bile ara- mızdân hiç biri bilhassa çarpmak, tekme atmak gibi şeyler yapmaz. Biz Belgratta gece elekrik altın- da oynadığımız vakit rakiplerimizin bu şiddetli oyunlarına karşı aynı şekilde mukabele etmedik. Nete- kim Zagrepte (o kaybeettiğimiz oyunlara da fevkalâde fena bir hakemin ve behemehal kazanmak için her şey'i yapan rakiplerimi- zin sinirletici muamelelerine de mukabele etmedik.. Fransız oyun- cusunun Belgrat maçı hakkında söylediği sözlere tekrar avdet ederek sorduk: — Gece elektrik altında oyna- dığinızı söylüyorsunuz. o Akşam karanlığı bastı da öyle mi devam ettiniz, yoksa hakikaten gece mi oynadınız? Muhatabım cevap verdi: — Tamamile gece; elektrik ampulleri altında adeta gündüz gibi, hiç fark etmiyor. Elektrikler otuz metro yükseklikte ve on metro ara ile dizilmiş,top çok güzel takip ediliyor. Hele yazın sıcakta bu çok güzel bir usul. Hem her- kes hergün gelebiliyor. Orada maçların cuması, pazarı olmıyor.,, Oyuncuları bırakıp pek efendi tavurlu olan kafile reisile konuş- mağa başladım. Evvelâ bizim Vahaptan bahsettik. Onun için hücum hattının kombinezonunu anlamış, yalnız biraz isteksiz oy- nıyor, dediler. Reisten yarınki takımın kadro- sunu sordum. Hiç tereddüt etme- den, kalemi aldı ve kâğıt üstüne yazdı. Tasen ( Kaleci beynelmilel ) Niko Merez (Müdafi ) ( Müdafi beynelmilel ) Şarvat Gotru Riyü (Beynelmilel) (Mr. muavin) (muavin) Veysat Delfur Vahap o Veynant Galey (Türk meikez muhacimi ) Fransız reisile fransız futbolun- dan bahsetmeğe başladık. Londra otelinin yemek salonuna toplanmış Türk sporcularının fransız milli takımı hakkındaki tam malümat- larını anlayan reis memnun bir hayretle döndü: — Şaşıyorum dedi. Siz bizleri bu kadar iyi tanıdığınız halde biz sizin yalnız Vahabınızı tanıyoruz ne yazık.. Ondan sonra fransız futbolu hakkındaki sözlerine şöyle devam etti; — Bizim (futbolun tam bir istikrarı temin edilemedi, bazan fevkalâde takımları kazanırız. Ba- zan en fena takımlara mağlüp oluruz. Heyeti umumiyesi itibarile | seri oynayoruz. Oyunumuza için- de bir az his ve bir az da ileailik vaadır. Ferdi tekemmül itibarile Ingilizlere yetişmek kabil değildir. Onların bilârdo gibi oyunu da olmadıkça futboldaki istikrar çok müşkül oluyor. Futbol oyununda maçtan evvel bir tahmin yapa- bilmek ancak ingilizler için kabil- dir. Onlar mevsimlerinin ortasında iken omamağlüp (o oyunculardır. Bizim Rariste yendiğimiz ingiliz takımları önünde galibiyetimizin neşesini duyarken, diğer taraftan da maglübiyete lâyık olmayan futbol- Cenevrede Akşam (Baş tarafı birinci sahifede ) Fakat ingiliz noktai nazarının hakiki sebebi şudur: Ingiltere bankaları son senelerde Alman- yaya çok para ikraz etmişlerdir. Almanya, harp borçlarını ödemeye uğraşırsa İngiltere bankalarına borcunu veremez. Yahut, iflâs ederse, ingiliz piyasasında büyük buhran olur. Fransızların teklifi şudur: Al- manya büyük mali ve iktisadi sıkıntı içindedir. Evvelce, Yung plânı mucibince taayyün eden parayı veremez. Şu halde Almanya, iki sene daha borcunu ödemesin. O zamana kadar vaziyeti düzelir, her sene ne verebileceğini düşü- nürüz. Fakat, vaziyeti müsait olunca, Almanya her halde bir şeyler vermelidir. Borçlar üzerin- den sünger geçiremeyiz. Eğer Almanyanın bütün borçlarını siler- sek, garip bir vaziyet hasıl olur: Mağlüp Almanya, galip Fransadan borç itibarile daha iyi vaziyete girer. Çünki o zaman Fransanın dahili borçları ve Amerikaya olan harp düyunatı, Almanyadan fazla kalır. Borçsuz kalan Almanya, borçlu kalacak Fransadan, iktisa- den daha imtiyazlı bir mevki sahibi olur. o Almanyanın. boçlarını aff- ederiz, bir şartla. | Amerika, bizden alacağını affetsin!..,, Mesele bu şekildedir. Amerika, borç işlerine hiç karışmak istemi- yor. Avrupa devletlerinden mat- lübatını istiyor: “ Çünki, diyor, Avrupa devletleri borçlarını bize vermezlerse silâha verecekler!,, Bunun içindir ki, borçlar mesele- sinin halli, teslihatın tenzili mese- lesile alâkadardır. Avrupa devlet- leri esaslı bir surette terki tesli- hata karar verirlerse, Amerika Fransa ve İngilteredeki alacak- larından vaz geçecek. Eğer M. Hooverin son terki tes- lihat teklifi semeresiz kalırsa, alacaklarından bir santim feda etmiyecek... Işte, Cenevre ve Lozan bir çıkmaz içinde kıvranıp duruyor. Amerikanın, üçte bir terki teslihat teklifine Italya bili kaydu şart iltihak etti: Almanya ve Rusya esas itibarile kabul ettiler. Hattâ bu tenzilâtı az bile buldular. Ingiltere, esası muvafık gördü, yalnız saffı harp gemilerile tah- telbahirler (o hakkında (| ihtirazi kayıtlar dermeyan etti, Fransa, esası bile kabul etmedi. Emniyet meselesi halledilmedikçe tesliha- tını zerre kadar indirmeyeceğini açıkça söyledi... Şimdi, baş başa konuşuyorlar. Diger devletler bekliyor. Vaziyet bir haftaya kadar belli olacak. Bakalım (işin (o içinden nasıl çıkacaklar ... Karagözün, oyun sonlarına doğru, perdeden çeki- lirken dediği gibi: “ Bakalım, ayinei devran ne gösterecek ?...,, Her halde, bu mektubum “Akşam,, da intişar ettiği vakit - yani dört gün sonra- vaziyet tamamile değişmiş olursa kari'lerin beni mazur görsünler. Hava iyi iken bozuldu, yahut bozuk iken düzeldi diye, barometroya kabahat bulmak kimsenin aklına gelmez... —ZH. cular için üzülüyorduk.. O kadar müstesna ve okadar güzel oyna- yorlar. Bir az sonra Vahapla uzun uzadıya konuştuk. Vahap içinin yaralarını, vatan hasretini, Paris- teki hayatını dakikalarca anlattı, Vahabın sırları, şimdiki hisleri, maceraları çok meraklı ve çok uzundur. Bu hasbuhalle beraber diger Fransız oyuncularile o konuştukla- rımızı cuma günkü spor sahifesine bırakıyorum. Eşref Şefik e MM Az ağ ' ( an j