Yeni bir filim “Abdülhamit ve Afrodit, filme çekiliyor Üç sene evvel gazetemizde tef- rika edilen, muharrir arkadaşla rımızdan (o İskender Fahreddin beyin (Abdülhamit ve Afrodit) isimli büyük romanı kitap halinde intişar etmiş ve muhtelif lisanlara terceme edilmişti. Baş vekil Ismet paşanın bu kış Atinayi teşriflerinden sonra tak- viye edilen Türk-Yunan dostlu- ğunun matbuat ve sanat âlemin- de de yeni tezahürlerine (o şahit olduk. Atinada münteşir yevmi ( Ak- ropolis ) gazetesi, Iskender Fah- reddin beyin (Abdülhamit ve Afrodit ) romanını bir aydan beri büyük reklâmlarla ve tefrika suretile neşretmektedir. Yunan efkârı umumiyesini çok alâkadar eden /4/rodit romanı aynı zamada resimli olduğundan, Abdülhamidin esrarengiz görünen saray hayatı sinema şirketlerinin de nazarı dikkatini çelbetmiş ve eserin senaryosu yapılarak filime çekilmeğe başlanmıştır. (Afrodit) filmi bütün şark mil- etlerini alâkadar edecek vakayii ihtiva edecek ve Istanbulda tamamlanacaktır. Geçen sene Atinada çevrilen ve bu kış Beyoğlunda Ekler sinema- sında bir ay mütemadiyen göste- rilen o(Dafnis ve klio) filimi, Yunanistanda sinemacılığın terak- kisine en büyük misâl olarak gösterilebilir. (Afrodit) filimi de aynı rejisörün elinden çıkarsa, iyi bir eser ola- cağını şimdiden tahmin edebiliriz. Filmin Istanbulda (çevrilecek aksamı için rejisöre eserin müel- lifi de yardım edecek ve ayrıca saray ve harem hayatında türk sanatkârlarının iştiraki de temin olunacaktır. Istanbul sinema meraklıları çok iyi hatırlarlarki, (obir iki sene mukaddam Beyoğlunda (Kızıl sultan ) isminde, Abdülhamidin hayatına aitbir filim gösterilmişti. Hollivutta çevrilen bu filim Avrupada çok şiddetli tenkit ve muahezelerle karşılanmıştı. (Kızıl Sultan) Abdülhamitle hiç alâkası olmayan manasız hâdise- lerle dolu bir filimdi. En mühim rolleri yapan artistler bile - şark âdetlerine uymayan ve hele Istan- bul halkı için çok gülünç olan bir takım uydurma barem hayatını perdede yaşatmağa çalışmışlar, fakat muvaffak olamadıkları için, şirket tarafından filmin iraesi menedilmişti. Bu yüzden büyük zararlar gören Amerikan filim şirketi (kızıl sultan) filiminden sonra, şarka ait çevireceği filim- lerde etüd yapmak esasını kabul etmiştir, Abdülhamidin hayatı hususiye ve siyasiyesini çok iyi tetkik eden muharrir bu eserini vesaika müs- teniden vücuda getirdiği için, Afrodit filminin Avrupada da rağbet göreceğinden eminiz. * Gorge Bancroft, ücretinin indirilmesine teşebbüs edilmesi üzerine Paramount şirketinden ayrılmağa karar vermiştir. X* Joan Crawford, Robert Hontgemery ile birlikte Letty Lynton isminde bir filim çevir- meğe başlamıştır. er w e e — H APXAIOTEPA TON EAAHNIKON EOHMEPJA! Atinada çıkan Akropolis gazetesinde “Abdülhamit ve Afrodit,, a dem ya a tefrikası ve filimde Afrodit rolünü yapacak artist Çılgınca bir fikir Willy Fritschin yeni filmi gösterildi ve çok beğenildi “Çılgınca bir fikir,, filminden iki sahne Willy Fritsehin son çevirdiği “Çılgınca bir fikir, filmi Alman- yada gösterilmeğe başlanmış ve herkesin hoşuna gitmiştir. Bruo Dudayın idaresinde ve Kurt Ger- ronun rejisörlüğü ile çevrilen bu filmin muvaffakiyetini temin eden bir kaç hususiyeti vardır. Bir kerre Willy Fritseh burada yalnız başına kalmamıştır. Karşı- sında, başka saha ve şekilde dahi olsa, en tanınmış olan ko- mwiklerinden “Mas adalbert,, var- dır. Kadınlardan Rosy Barsny ve Ellen Scehuwanneke, Will Fritchin etrafında. yeni. şahsiyetlerile, yep- yeni bir muhit yaratıyorlar. Bu suretle her vasiyet yeni bir sür- priz oluyor. Sowrs vaka yalnız hep alıştığı- mız salon içlerinde, ve şatafatlı odalarda geçmiyor. Bir çok sahneler St. Moritz'de doğlar arasında, ve buzlar üzerin- de cereyan ediyor. Bütün bu ye- niliklerden başka muvaffakiyette Kurt Gerronun o rejisörlüğünün hissesi de vardır. * Any Orüra yakında “Zalim bir dost,, isminde almanca bir filim çevirecektir. Tefrika numarası: 26 ö ÇANAKKA uzu» muharebeleri Yazan: Ceneral A, F. Oglander Sahife 7 29 Haziran 1932 LE | Tercüme eden: Muharrem Feyzi Baş kumandan ile kolordu kumandanı arasında şiddetli münakaşalar oldu Ceneral Hamilton hezimet ha- berini alır almaz Suvlaya koş- muştur. Maksadı kolordu kuman- danı ceneral Stopforda kendisinin bazı tasavvur ve kararlarını aşı- lamak idi. Şurası muhakkaktır ki Suvla ibracının baskın şeklinde olmasın- dan dolayı bidayette temin etmiş olduğu fevait berhava olduktan sonra ceneral Stopfordun Suvlada yüz yüze geldiği mesele çok çetin idi. Iki ceneral münakaşa ediyor Lâkin mumaileyhin 7 ve 8 ağustostaki hareketsizliği ve ata- leti başkumandan ceneral Hamil- tonun kolordu kumandanı hakkın- daki itimadını mahvetmişli, 11 ağustosta vuku bulan bu mülâ- katta eskiden olduğu gibi elindeki iki mustahfız livasının suyu sıkıl- mış portokal gibi özsüz olduğu iddiasında ısrar etmiştir. Mumai- leyhe göre bu fırkaların en iyi cüzütamları Fransa sahnei harbin- de alıkonulmuş ve bunların yerine fırkaya itimada şayan olamıyacağı aşikâr anasır verilmiştir. Lâkin ' başkumandan bu mülâhazalara ehemmiyet (overmiyerek (okendi fikrinde şiddetle sebat etmiştir. Başkumandan, Tekke tepe sırtına hücum yapılabilir ve yapılmalıdır diye sözünü bitirmiştir. Kolordu kumandanı baş ku- mandanının arzu ve emrini ifa etmek istemişse de 12 ağustos sa- bahı olduğu vakit kendisinin vaz- iyetini gayet müşkül bulmuştur. Kolordunun bütün (cephesinde hâlâ nizam ve intizam avdet et- memiş idi. Tesisine çalışılan teda- füi hattın ikmali teşebbüsü pek az ilerilemiş idi. Bu şarait ve ihmal içinde |kolordu kumandanı yeni bir hücuma girişmekten kor- kuyor idi. Böyle bir hücumun bü- yük harekât şeklini alacağına ibtimal verir, idi. Hâlbuki bu liva kol ordusunun böyle bir harekete hazırlanmamış olduğu kanaatında idi. Ingilizierin ovadaki hezimeti Bu sırada elli beşinci fırkanın kumandanı ceneral Inglefield kol- ordu kumandanının o gün öğie- den sonra civardaki dağ etek- lerine doğru cephe hattını sürmek istediğini haber aldığından bu vazifeyi kendisinin livalarından birile icra etmeği teklif etmiştir. Bu işe yüz altmış üçüncü liva memur edilmiştir. Lâkin bu te- şebbüs felâketle nihayet bulmuştur. Verilen emirler müphemdi. Liva kumandanları herekât yapılacak m araziyi hiç görmemişlerdi, hedef- lerinin nerede bulunduğunu bile- mediklerinden büyük şüphe için- de idiler. Hareket başlar başlamaz, açık ovayı gündüz geçmek teşebbüsü ne kadar büyük hata olduğu pek anlaşılmıştır. Hareket noktasından bin yarda ilerleyinceye kadar ingiliz livası o kadar ağır zayiat vermiştir ki | cüzü tamları arasındaki iltisak ve irtibat (o kaybolmuştur. o Livanın bidayetindeki seri yürüyüşü gittikçe gevşemiş ve nihayet ileri hareket durmuştur. Yalnız hattın sağın- daki on beşinci Norfolk taburu- nun bir kısmı ileri harekette yalnız başına devam etmiştir. Lâkin 15 zabit ve 250 askerden mürekkep bu müfreze ileri hare- ketinde müzaharetsiz kaldığından zayi olmuş ve zabitan ve efra- dından tek bir kimse dönmemiştir. Ağustosun on üçüncü günü sabahleyin saat sekizi 45 dakika geçe ceneral Stopford umumi karargâha çektiği bir telgrafta Türklerin. mukavemeti ( intizar olunduğundan çok şiddetli oldu- ğunu bildirmiştir. Başkumandan bu telgrafnameyi alır almaz tekrar Suvlaya koşmuş- tur. Başkumandan buraya geldik- ten sonra kolordu kumandanı ile gayet mühim ve ciddi bir mülâ- katta bulunmuştur. Ingiliz kumandanları vakit ve istirahat istiyor Bu mülâkatta kolordu kuman- danı cenerel Stopford askerine istirahat ve yeniden tensik için vakit verilmesini tekrar baş ku- mandandan rica etmiştir. Kolordu kumandanı elli üçüncü fırkanın işi bitmiş olduğunda ve elli dördüncü fırkanın dahi hücum kabiliyeti haiz bulunmadığında ısrar etmiştir. Ceneral, bir hücum yapılabilmesi için zaman lâzım olduğunu da ilâve etmiştir. Kol- ordu kumandanı, madunu zabıtan da aşikâr bir surette bu fikirde olduğundan fikrinde azimkârane sebat ediyordu. Bu vaziyet karşısında baş ku- mandan için'takip olunacak üç yol vardı: 1 — Hücum hareketinin tekrar tehir edilmesine muvafakat etmek. 2 — Askerin iktidar ve kabili- yetine itimadı olmıyan ve şimdi- den iflâs ve hezimete kani bulunan kumanlar vasıtasile hü- cum icrasında ısrar etmek. 3 — Yeni kumandanlar tayin etmek. (Devamı var ) a Suvla sahiline atlar ve sair malzeme çıkarıldıktan sonra