20 Haziran 1932 E eh şair, hayalperest, sonra sporcu ve artist.. Sinema artistleri arasında diğerlerine hiç benzemiyen biri: Rişar Barthelmes.. Sinema artistleri arasında nevi şahsına munhasır olan yegâne artist Rişar Barthelmestir. Rışar mektepte iken, kendisine arkadaşları, | hayalperest Dik | ismini takmışlardı. Dik musikiyi sever, güzel şiirlere bayılır, edebi- yata meraklı idi. Seneler geçtikçe Dikin hisleri, düşünceleri değişti. Musikiyi sev- mekle beraber, şiirden (edebiyat- tan nefret etti, spora hevesetti. Futbol ile tenis (Ooynamağa başladı. O zamandanberi spora .olan alâkası artmışlır. Otomobil kul- lanmasını , tayyare idare etmesini gayet iyi bilir. At koşularını, deniz yarışlarını biç kaçırmaz. En büyük zevki karısı ile bera- ber kendi yatına binerek uzun seyahatlere (o çıkmaktır. (o Bütün artistler arasında en çok seyahat edeni Rişardır. Kanadaya, Mek- sikaya, Kubaya, Havai adalarına Çine, Japonyaya, Fransaya, Italyaya, Ingiltereye, Isviçreye, Almanyaya, Avusturyaya, Macaristana, Mısıra gitmiştir. Rişar hiç kimseyi taklit etmez, diğer artistlerin hayatına karışmaz, karısile asude bir hayat yaşar. Karı, koca ikisi de artist olursa, uyuşmanın, rahat yaşamanın im- kânsız olduğuna kani olduğu için karısını bir aile kızı intihap etmiş ve odunla evlenmiştir. Rişarın kardeş gibi sevdiği iki artist vardır. Vilyam Povel ile Ronald Kolman. Diğer artistlerle pek az görüşür. Rişarın sevdiği, hoşlanmadığı —— i z İ ği ei i Rişar Barthelmes şeyler pek çoktur. En başta sarışın | kadınlar sonra kediler gelir. Sabah fotografını erken kalkmaktan hiç hoşlanmaz, dokuzdan evvel katiyen kalkmaz. Levanta kokusu asabını bozar, çıkartacağı ozaman fotografçıyı atlatmanın çarelerini düşünür. Yatında olduğu zaman keten- den başka elbise giymez, fakat resmi giyindiği zaman Hollivutun yegâne silindir şapka giyen artis- tidir. Bu kadar asude, alâyişten uzak yaşadığı halde kadınlar tarafından en fazla sevilen ve en çok aşk mektubu alan artist- lerden biridir. Uzun artist hayatında, filim, icabı kendisine verilen en fena rollerde bile büyük bir muvaffa- kiyet göstermiştir. Son filmi olan (Şafak keşif kolu) filminde gös- terdiği fevkalâdelik her tarafından teslim edilmiştir. Sinema haberleri Willy Fritsch ilk defa olarak yakında sahneye çıkacak ve “Sa- voy otelinde bir balo,, piyesinde rol alacaktır. X Almanya da Bethofenin ha- yatı hakkında büyük bir filim çevrilecektir. x* Renate, Müller Conrad Wei- dt yakında “Siyah Husar,, isminde bir filim çevireceklerdir. * Joan Cravford (Catalina) adasında yağmur isminde bir filim çevirmeğe başlamıştır. 4 Geçende yeniden Amerikaya gitmiş olan Fransız artisti Andre Luguet (Fransaya (dönmüştür. Bundan sonra yalnız Fransada filim çevirecektir. | | | | | | | rütbesi cenerallığa Tefrika numarası:17 e Yazan: Ceneral A. F. Oglander ÇANAKKA muharebeleri Sahife 7 20 Haziran 1932 LE | Tercüme eden: Muharrem Feyzi Ingiliz baş kumandanı karargâhında adeta esir vaziyetinde kalmış gibiydi Ortalık ağarır ağarmaz baş kumandan ceneral (OHa- milton umumi karargâh erkânın- dan miralay Spinalı | Bu zat eserin mubarriri olup sonradan irtika eden ceneral Aspinal Oglanderdir. | alelâcele Imrozdan Suvlaya git- meğe memur etmiştir. Şimdi anlaşıldığına göre 8 ağus- tosta bütün gün yalnız Suvla ovası değil Tekke tepe sırtı'da müdafilerden hâli idi. Suvla ova- sının şimalindeki ç tepede bulunan üç türk bölüğünün o gün henüz takviye edilmediği anla- şılmıştır. Her iki mevzi bir ande Ingilizler tarafından işgal oluna- bilirdi. Fakat o sabah İngilizlerin hücum etmeğe niyeti yoktu. Fırka kumandanı ceneral Ham- mersley ancak mahdut bir saha- nın işgali için emir vermişti. Mumaileyhin liva kumandanların- dan ceneral Sitvele otuz ikinci livaya ileri hareketinde bir muha- rebeye uğramaları beklenmediğini sureti mahsusada söylemişti. Kolordu kumandanının yarım yamalak emri Öğleden evvel saat on birde. dokuzuncu kol ordu kumandanına Tekke tepenin şarkındaki ovada türk kıtalarının hareketi olduğu hava karakollari tarafından gö- rülmediğini bildirmiştir. Umumi karargâh bu telgrafnamesine şöy- lece hatime vermiştir: “Bu keyfiyetin Tekke tepe sırtıma bir an evvel yerleşebilmek için bir işaret olabileceğini ümit ederim. Bunun ehemmiyetini ken- diniz dahi taktir edersiniz.,, Ceneral Stopford umumi karar- gâhtan gelen bu malümatı fırka- larına göndermiş ve nihayet bunlara ileri doğru hareket etmek için emir vermiştir. Lâkin bu hareketin devamı için ilerlenecek arazinin türkler tarafından hafif bir surette işgal edilmiş bulun- masını şart koymuştur. Kolordu kumandanının bu ya- rım yamalak ve şartlı emri Suvla harekâtının iflâs eylemesinin baş- lıca amili olmuştur. Ceneral Stopford o karargâhı umumiye öğleyin şu cevabı gön- dermişti: “Dünkü muharebeden ve topçu kuvvetlerinin oOkaraya ihracında vuku bulan nakabili içtinap teeh- hürden dolayı hasmın iyice tah- kim edilmiş siperli mevziine kâfi derecede müzaheret temin edil- medikçe hücum etmeğe emir vermenin muvafıkı maslahat ol- mıyacağı mütalâasında bulunu- yorum.,, Başkumandan bu telgrafnameyi alır almaz Suvla harekâtına bizzat müdahale etmek zarureti hasıl olduğuna kat'i surette kanaat hasıl etmiştir. Baş kumandan karargâhında esir Bunun için baş kumandan der- hal Suvlaya gitmeğe karar vermiş donanma amiral'ından seri bir vasıtai nakliye istemiştir. Aksi olacak donanma tarafından ordu baş kumandanına tahsis edilen torpito omuhribi osaatte hazır | değildi. Keblelzeval saat on bir | buçukta ordu baş kumandanına muhribin ancak akşam üzeri ha- rekete hazır olabileceği bildiril miştir. Bu esnada Imroz adasında baş kumandanı Suvlaya götüre- bilecek hiç bir gemi bulunmı- yordu. Baş kumandan adeta kendi karargâhında esir vaziyetine düş- müş ve boş yere çırpınıp dur- muştur. o Nihayet (omumaileyhin ısrarı üzerine öğleden sonra Saat dört buçukta hendisini Suvlaya götürebilecek bir gemi hazırlana- bilmiştir. Fakat bu esnada hayati ehem- miyet ve kıymeti olan saatler boşa gitmiştir. | Başkumandan ceneral Hamilton, Suvla körfezine girerken, saat altıyı geçmişti. Bu esnada ceneral Sopford'un saat on bir buçukta vermiş olduğu emir her iki ingiliz fırkasının cephesinde tam bir atalet ve tevakkuf hasıl etmişti. Suvla'ya yapılan ihraç hareketinin ikinci gününde karada yirmi iki ingiliz taburu ve bunlara karşı yalnız 1,500 türk askeri bulunduğu halde dokuzuncu ingiliz kolordusu hiç bir iş görememişti. Bayram yerini andıran bir manzara Miralay Aspinall beraberinde miralay Hankey olduğu halde Imrozdan Suvlaya geldiği vakit 8 ağustosta saat zevali biraz geçmişti. Geldiği mahallin bayram yeri gibi istirahat ve neşe içinde olduğunu görerek nihayet etra- fındaki tepelerin Ingilizler tarafın- dan zapt ve işgal edildiğine hükmetmişlerdir. Suvla körfezinde baştan başa sükünet vardı. Sahil banyo eden askerler ile dolu idi. Herkes neşe içinde idi. Miralay Aspinall kolordunun karargâhını bulmak için derhal sahile gitmişti. Miralay sahilden çok ayrılma- dan on birinci fırka erkânından bir zata tesadüf etmiştir. Bu zat pPiştar kıtaatının ancak bir kaç yüz yarda ileride bulunduğunu ve türklerin çekilmiş olduğu aşi- kâr bulunmakla beraber 'fırkanın alelâcele ilerlemek istediğine dair alâim görünmediğini söylemiştir. Miralay Aspinal (o kolordu kumandanının Obeniz o Jonguil gemisinde bulunduğunu dahi bu zattan öğrenmiştir. Memuriyeti mahsusa ile gelen miralay kolordu kumandanı ce- neral Stopford'u geminin güver- tesinde bulmuştur. Kolordu ku- mandanı çok neş'eli idi. Yeni gelen zabiti derhal karşılıyarak selâmlamıştır. “Işler çok iyi Aspinall!, diye söze başlıyan kolordu kumandanı devamla demiştir ki: Askerlerin yaptığı fevkalâdedir. Mükemmel gayret gösterdiler.,, Aspinall — “Lâkin efendim, askerler henüz tepelere yetişme- mişlerdir. ,, Stopford — “Hayır. Lâkin ka- raya çıktılar ya!,, Kolordu kumandanının inadı Miralay Aspinall bu cevabı aldık- tan sonra baş kumandan ceneral Hamiltonun Suvla körfezinin etra- fındaki yüksek arazinin henüz Ingilizler tarafından işgal edilme- miş olmasından inkisarı hayale uğrıyarak Ocanı o sıkılacağından emin olduğunu kolordu kuman- danına söylemiş ve Bolayırdan gelmekte olan Türk kıtaatının daha yerleşmesinden evvel etraf- taki tepelerin işgali için İnçiliz kıtaatına derhal ilerlemek emri verilmesini ehemmiyetle ve ısrarla tavsiye etmiştir. Fakat bu süzler kolordu kumandanına hiç tesir etmemiştir. (Devamı var)