13 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

13 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Haziran 1293 e — ARADA SIRADA Efendim nerde... Ben nerde? Beş on günden beri, Vâ- Nü, Nururllah Ata, Peyami Safa, Aka Gündüz beyler, aralarında - şeytan kulağına (o kurşun - uslu akıllı, efendi efendi, münakaşa ediyor- lar. Münakaşanın mevzuu hayli dağınık: Dil meselesi, fransızça, türkçe, turanice meselesi. Acemce, arapça, latince ve yunanice meselesi... Münevverlik cereyanı, “Sanat sanat içindir, mesleği... Falan filân ve feşmekârın... Peyami Safa türkçe fransızçadan zengindir, dedi. Aka Gündüz bey itiraz etti: Hayır turanice zengin- dir. Nurullah Ata bey araya girdi : Lâtince ve yunanice öğre- meliyiz!.. Vâ- Nü bu husustaki fikrini bir yazısında izah etti. Bu münakaşalar bize fransız edebiyat tarihinin bir sabifesini hatırlattı: 1549 da, yani bundan 383 sene evvel Joachim du Bellay imzası altında bir münakaşa baş- ladı: Lâtince değil, fransızca yaz- mak lâzımdır. Fransızca lâtince kadar zengindir ve en kuvvetli fikirler fransızca ile ifade edile- bilir. Bu dava, yalnız Fransada değil, ber yerde güdüldü. Amma üç dört asır evel... Üç dört asır sonra, bizim bu aynı davayı güt- memiz, otrenden sonra pek yaya kalan tatar ağasının posta taşımasına benzemiyor mu? Ne- rede kaldı, ki mektuplar tayyare ile © ulaştırılıyor. Bize kalırsa latince ile yunanice, acemce ve arapça Okadar ölmüştür. Ne Homer'in Ilyadı* ne Namık Ke- malin Feryadı, ne de eskilerin yadı bugünün duygularını tatmin etmiyor. “Sanat sanat için değildir, sanat maskaralık içindir! ,, dersek, yalan mı söylemiş oluruz. Cenevre muhabirimiz bir mektubunda, ora münevverlerinin ozenci rakkase Josephine Baker'e nasıl alâkadar olup, profesör Einstein'nin tahdidi teslihat işleriyle yakından meşgul olmak üzere geldiğine ne kadar lâkayıt kaldıklarını anlatıyor ve diyordu ki : Cenevre gibi beynelmilel bir fikir “muhitinde bile bir zenci rakkase ile bir âlimin gelip gecişi arsındaki fark, Bugün hangi nevı metan revacı oldu- olduğunu göstermek | itibarile bana çok hazin geldi. Bugün en büyük sanatkârların bedavacılar şahı Milton, pabucu büyük Şarlo, bancocu (zenci, Amerikalı osinemaci (o olduğunu » tevatürü beyyine - ile ispat edebiliriz. o Hollivutta milyonlar kazanan polis romanı kralı Edgar Wallace'nin asrın en büyük ro- mancısı olduğuna avrupa münek- kitleri şehadet ettiler, Fransız mü- nekkitlerinden Benjamin Cremieux: “Polis romanları en asil edebi ——————— ---—— Hf. — Aaaaaah ahl.. Hiç der- dimi sorma Amca bey... Köprü parası Beldiye bahri merakipten müru- riye almalı mı? Köprü müruriyesi kalkalı bir seneyi keçtiği halde hâlâ bu mesele etrafında bazı hareketlere tesadüf edilmektedir. Belediye, müruriyenin lâğvinden evvel köprü açıldığı zaman Ha- liçten boğaz cihetine ve mukebil taraftan Halice geçen bahri vas- talardan da ayrı bir (o açılma ücreti almakta idi. Köprü müruriyesinin lâğvından sonra bazı müessesat belediyeye müracaat ederek köprü açıldığı zaman köprünün altından geçen vesaitten alınan ücretin de ilga edilmesini talep etmişlerdir. Fakat belediye bu gibi müracaatların kanun haricinde olduğunu idda ederek bunları reddetmişti. Şimdi de şirketihayriyeye Şurayı- evlete müracaat ederek köprünün altından geçen vesaiti nakliyeden müruriye parasının alınmamasını talep (o eylemiş ove belediye aleyhine biridari dava açmıştır. Şurayidevlet belediyeden ceva istemiştir. Belediye bu davaya ait cevabını hazırlamış, ve köprü mürüriyesinnin ilgasına ait kanu- nun köprünün üstündeki mürur- lere mahsus olup köprünün altın- dan geçen omerakibi bahriyeye şamil olmadığını bildirmiştir. Bir ev yıkıldı Evvelki günki fırtınanın tesirile Samatyada Hacı Hamza mahallesin- de bir ev yıkılmıştır. Evde kimse bulunmadığından nüfusça zayiat olmamıştır. Silâh araştırması Kasım paşa kolis merkezi ev- velki gece mıntakası dahilinde şüpheli yerlerde araştırma yap- mıştır. Bu araştırmada 11 kişinin üzerlerinde kama, bıçak ve ta- banca bulunmuştur. eserlerdir. CEdip polis roma a Maurice Leblanc'nın Delik iğne eseri bir şaheserdir,, diyor. Alman münekkitlerinden Moritz Seeler : “ Polis romanları pedagogların iddia ettikleri, gibi karileri fenalığa teşvik etmez, bilâkis..,, deye uzun bir makale yazıyor. Işte garpteki bugünün edebiyat telekkisi... Onlarda bu cereyan başlarken, biz burada hâlâ lâtince ve yunaniceden dem vurup “sanat sanat içindir ,, cereyanını uyan- dırmıya çalışıyoruz. Efendim nerde, ben nerde ? Selâmi İzzet .. Yaş kemalini buldu, amma... ŞEHİR HABERLERİ Balkan birliği Darülfünunlar kongresi Sofyada toplanıyor Sofyadan bir temmuzda balkan darülfünunları kongresi toplana- caktır. Sofya darülfünunu bu kongreye Istanbul darülfünununun da iştirakini istemiştir. Kongrenin esasını, balkanlar arasında fikri teşriki mesai me- selesi oteşkil (etmektedir. Tali meseleler arasında, balkan darül- fünunları talebe mübadelesi, fakir ve hasta talebeye yardım mese- leleri de bulunmaktadır. Sofyada balkan darülfünunları kongresine omühendis mektebi müderrislerinden Salih Murat bey de iştirak edecektir. Diğer dele- kelerin kimlerden ibaret olduğu belli değildir. Müderris Salih Murat bey, Sofya (Okongresi (omünasebetile, maarif vekâleti ve Balkan cemiye- tile temas etmek üzere, bugün Ankaraya gidecektir. Bu temas- ların neticesinde, Sofyaya gide- cek delgeler taayyün edecektir. Yağ ve peynir Fiatleri yükseltmek için çevrilmek istenen manevralar Piyasada bazı tacirler, Anado- lada kuraklık oolduğuna dair şayialar çıkararak, yağ, peynir fiatlerini (o arttırmağa (teşebbüs etmişlerdir. Gelen resmi haberlere göre, Kars , Trabzon, Trakya gibi yağ ve peynir istihsal edilen mınta- kalarda kuraklık yoktur. Iktisat vekâleti ometroloji (müessesinin yaptığı yağmur grafiklerine göre, mayıs ayı içinde en çok yağmurun . yağdığı yer olarak, Kars havalisini göstermektedir. Bunden başka bir kaç gün evvelde Trakyaya bol yağmurlar yaşmıştır. Bu haberler piyasada fiatleri artırmak istiyenlerin te- şebbüslerine mani olmuştur. AKŞAM ABONE ücretleri e Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 GAYLIK 750 » * 1480“ 3AYLIK 400 » 800 > 1AYLIK 150 » o — me Abone ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Sefer 8 — Ruzuhızır: 39 5. İmsk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 626 847 4,34 8,33 12 22 Va. 28 4,28 1214 16,14 1942 21,44 —————— Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Amca Beye göre... Itfaiyemizin ıslahı Ecnebi mütehassı- sın vazifesi neden ibaret olacak Şehir meclisi itfaiyenin ıslahı için bir defaya mahsus olarak maruf itfaiye mütehassıslarından bir zatın celp edilmesine karar vermiş ve bunun için bütçeye tahsisat koymuştu. Belediye bunun için Paris, Viyana, Roma sefirlerimiz vası- tasile maruf bir itfaiye mütehas- intihabı ile isminin bildi- rilmesini rica etmiştir. Gelecek mütehassık üç ay ka- dar İstanbulda meşgol olacak, itfaiyenin noksanlarını tesbit ve ıslâh çarelerini gösterecektir. Esasen bu sene itfaiye yeni vesait ile techiz edileceği için itfaiye ancak zabt ve rabt ve idare noktai nazarından ıslah edilecek ve mütehassıs sırf bu noktai nazardan raporunu vere- cektir. Hicazla ticaret Ticaret ofisi bir rapor tanzim etti Ihrac at ofisi Hicazla aramızdaki ticarı münasebetin inkişafı çare- lerine dair tetkikat yapmış, bu tetkikatını bir rapor halinde ikti- sat vekâletine göndermiştir. Hicaza, tütün Adenden, sigara da Mısırdan ithal edilmektedir. Son senelerde Yunanlılar Hicaz piyasasına tütün satmaktadırlar. Kereste ithalâtını, daha ziyade yugoslavya tacirleri yamaktadır. Hicazda ipekli eşya ithalâtını da Fransızlar elde etmişlerdir. Satılan ipekli eşyanın yüzde sek- seni Fransadân gelmektedir. Manifatura ithalâtında da Ital- ya hakimdir. Türkiye, Hicaza tü- tün, kereste, ipekli eşya gönde- rebilir. Umumi harpten evel, Hi- caz tacirleri, Istanbul piyasasıyla daha ziyade alâkadar oluyorlardı. Hattâ Avrupa eşyasını da Istan- bul vastasıyle satın alıyorlardı. Umumi harpten sonra, bu mü- nasebetin tekrar tesisine imkân hasıl olamamıştır. Hicazdan bir kaç ticarethane, Türkiye ile tica- ret yapmak arzusunda olduklarını, ihracat ofisine (bildirmişlerdir. Ofis bu mesele etrafında ipek fabrikatorlarıle tütün tacirlerinin nazarı dikkatlerini celbetmiştir.. Iki otomobil çarpıştı Şoför Recebin idaresindeki oto- mobil Taksimden geçerken karşı- dan gelmekte olan şoför Adnanın otomobilile çarpışmış, her iki otomobil de parçalanmıştır. Nü- fusça zayiat olmamıştır. .. Lâkin gelgelelim yüzüme bakan yokl A.B.— Bunun çaresi var a hanım! Sahife 3 —— | Hararetli bir içtima Dün eskiden beri tanıdığım maruf hokkabazlardan birine rast geldim... “Hokkabaz,, kelimesini mecazı manasında aldığımı zannet- meyiniz. Hakiki bir hokkabazdan bahsediyorum. İhtiyar ahbabım hokkadan elini çekememiş. Külâ- hını dolaba atamamış, şakşağından ayrılamamış, midiye kabuğundan düdüğüne veda edememişti. Za- man zaman bâlâ bir çok sünnet düğünlerine gider. Bazen torun- larını da beraber götürür ve halkı eğlendirir.. Ihtiyar hokkabaz bu sefer beni görünce kendisini tramvaydan attı. Bir marifet yapacak zannettim. Yanıma yak- aştı. — Sana gayet mühim bir ha- elesinden, Rus-Japon münaseba- tından, dünya iktisadiyatından, umumi bubhrandan bahsedecek zannettim. — Hokkabazlar cemiyeti yapı- yoruzl.. Dedi. Sonra her zamanki neşesiyle gülerek ilâve etti: — Nasıl?.. Artık sen bizim Eğlenceli bir yazı çıkarırsın gibi geliyor... Ihtiyar hokkabazdan ayrıldıktan sonra obu mesele hakikaten başımı (işgal etmeğe başladı. Hokkabazlar cemiyetinin heyeti umumiye içtimal.. Âzalar, reis, kâtipler yerlerine Bir hokkabaz söz alıyor. lâkırdı söyliyeceği zaman: — Ne sihirdir, ne kerameti. Bir el çabukluğudur marifeti. Diyip koca reisi ortadan kaybe- diyor... Bunun üzerine reis taraf- Tam kızıyor hemen bu marifeti yapan hokkabazın bütün düğmelerini - meşhur olan düğme hünerile- yerinden birer birer kesiyor. Tek düğmesiz kalan hokkabaz buna tahammül eder mi ?. Hemen ağ- zından büyük büyük alev çıkararak karşısındakini fena bir vaziyete sokuyor... Her halde hararetli, hareketli içtimamda.. Şimdiden hokkabaz- larımıza (o muvaffakıyet temenni ederim.. Hikmet Feridun Tiftik komisyonu Dün ticaret odasında, tiftik komisyonu toplanmıştır. Komis- yonda, sanayi müdürü Nafiz, tütün taciri Gani beyler bulun- muşlardır. Bu içtimada takas usulüne istinaden, tiftik mübade- lesi meselesi görülmüştür. Dün bir tacir İngiltereye 25 balye tiftik göndermek için bu komis- yona müracaat etmiştir. a — —am Hf, — Ayağını öpeyim söyle Ames beyi A.B. — Gider, (İpekiş)ten ropluk kumaş alır giyersin, ondan sonra sen iltifatı gör, malüm a < Buyur kürküm> dünyası bu 5 yetmişinin içinde olduğu haldehâlâ . ber!. dedi. Tahdidi teslihat mes- cemiyetin ictimaımı bir düşün. o« oturmuşlar... * tarlarından biri bu işe fena halde ve heyecanlı bir heyeti umumiye *

Bu sayıdan diğer sayfalar: