i 27 Mayıs 1932 : Yeni mahsul Trakyada mahsul vaziyeti iyi Şark şimendiferleri tedbir alıyor Şark demiryolları,. bu sene Trakyadaki mahsul vaziyeti hak- kında tetkikata başlamıştır. De- miryollar idaresinin, ticaret mi ü Asım bey bu maksatla, Edirneye kadar bir tetkik o seyyahatine çıkmıştır. Son raporlara göre, bu sene, Trakyada mahsul vaziyeti iyidir. Bunlardan pancar istihsalâtnın geçen seneye nazaran fazla olduğu bildirilmektedir. Arpa ve buğday mahsulü de geçen seneye naza- ran az değildir. Trakyada zahire nakliyatı geçen seneye nazaran biraz fazla olacağı tahmin edilmektedir. Şark demiyolları, mahsul vaziye- tini nazarı itibara alarak vagon tahmil ve tahliye (o işlerini ona göre tanzim etmektedir. Kooperatif Manisada yeni bir kooperatif teşkil edildi Manisa 26. ( Hususi ) — Ikinci bir kooperatif teşkili etrafındaki hareket ve teşebbüsler nihayet filiyat sahasına geçti. Başta me- buslarımızdan Kâni ve Osman beylerle büyük bağcılarımızın işti- rakile ikinci bir kooperatif teşkil edilmiş ve noterlikce muamelesi tescil ve tasdik olunmuştur. Yakında Ankaraya gidecek olan mebuslarımızdan Osman bey iktisat vekâletince de tastik ettir- dikten sonra bu seneden itibaren derhal faaliyete geçilecektir. Bu kooperatifin müessisleri me- buslarımzıda Kâni, Osman, büyük bağcılarımızdan Fehmi, biraderi Halil, baytar Recep, Adanalı Hasan, bağcılar bankası müdiri Kenan, sabık mebus Kemal beylerdir. Ceneral Şhirakawa öldü Şanghay 26 (A.A.) — Iki gün- den beri ölümle hayat arasında bulunan ceneral Şhirakawa, dün akşam vefat etmiştir. Afyon satışı Afyon tacirleri bazı itirazlarda bulunuyorlar Iktisat vekâletinin afyon müs- tahsilleri arasında bir kooperatif teşkili için, bir lâyıha hazırladığın- dan bahsetmiştik , şehrimizde bulunan afyon tacirleri, müstah- siller arasında böyle bir koopera- tif teşkiline taraftar değildirler. Bunlar (kooperatif | teşkilinden sonra afyon ticaretinin alacağı şekil hakkında, iktisat vekâletine bir rapor göndermişlerdir. Bu tacirlerin idasma göre, Tür- kiyede afyon ziraati pek dağınık- tır, Öğle kazalar vardır ki, senede ancak beş altı okka afyon çıka- rır. Bundan başka senede bir okka afyon yetiştiren köylüler de vardır. Küçük mikyasda afyon istihsal edenleri, okoopsratif teşkilâtına sokmağa imkân olmadığı söylen- mektedir. Aldığımız malümata göre, iktisat vekâleti afyon müstahsilleri koo- peratifinin ne suretle kurulacağına dair ayrıca bir nizamname hazır- lamaktadır. Vekâlet bu mesele etrafında, kooperatif nazarıyatile oğraşan muallimlerin, ticaret bor- salarının da fikrini öğrenmektedir. Pirinç ziraati İspanyada Yerli pirinç neden pahalıya mal oluyor? Piyasada pirinç fiatleri pahalı- dır. Diğer erzak fiatleri düştüğü halde pirinç fiatlerinde bir tebed- dül olmamıştır. Pahalı pirinç satıl- masının sebepleri şunlardır: Piyasada yerli ve ecnebi olmak üzere iki nevi pirinç vardır. Ecnebi pirinçleri limana en aşağı 8 kuruş fiatle teslim edilmektedir. En iyi rangon pirinçlerinin ok- kası 11 kuruştur. 15 kuruş gümrük 2 kuruş da liman, oktrova gibi masrafları ilâve edersek bir okka pirinç 28 kuruşa mal olur. Toptan muamele yapan tacirler, bu malı piyasada arz ve talebe göre 30-35 kuruşa kadar bakkal- lara satarlar. Bakkallarda, bunu 40-42 kuruşa halka verirler. Hariçten gelen pirinçler, ağır gümrük resmi vermesine rağmen yerli pirinçlere rekabet etmekte- dir. Yerli pirinçlerin fiati şudur: Beypazarında, pirinç, mal sahi- bine 18 kuruşa mal olur. Çünkü, pi- rinç tarlâları, Hindistanda ve diğer müstemlikelerde olduğu gibi: vasi degildir, amele yevmiyeleri, veya haftalıkları: pahalıdır, Hindistanda amele daha ucuzdur. Beypazarında, pirinci çeltiğinden ayırmak için fabrika yoktur. Bu iş iptidai el vesaitile yapılır. Bu yüzden pirincin maliyet fiati yük- sek olmaktadır. Yerli pirincin pahalıya satılmasmdaki sebeple- rinden biri de, nakliye ücretlerinin ağır olmasıdır. e Beypazarından, şimendifer istasyonuna kadar, bir okka birinç 20 psraya nakledil- mektedir. o Şimendiferin, oradan Istanbula kadar olan nakliye ücreti, okka başma 4 kuruştur. Netice itibarile yerli pirinci Istanbula 25 - 26 kuruşa mal olmaktadır. Hükümet yerli prioderini hi- maye etmek için hariçten gelen pirince ağır rüsnmler koymuştur. Fakat bu gümrük bhimayesinden maksat yerli pirinç ziraatinin inkişafını temin etmektir. Pirinç müstalsilleri, (aradaki gümrük tarifesine istinat ederek, pirinç < istihsalâtının daha ucuza mal olması için çalışmıyorlar. Pirinç © yetişen mıntikalardaki el vesaiti durdukça pirinç maliyet fiatini indirmeğe ve istihsalâtırı arttırmağa imkân yoktur. Bazı zevatın fikrine bakılırsa, Türkiyede ucuz pirinç istihsalâtı kabil olabilir, bunun için pirinç tarlalarım sulama işi, amele ücreti, nakliye ücreti, çeltik fabrikaları meselelerini halletmek lâzımdır. Hindistanda Bir kabir yüzünden yeni hadiseler Bombay 10 — Burada yeni bir hadise çıkmış ve esasen karışık olan vaziyeti daha fena bir hale getirmiştir. Hadiseye sebep umumi bağçe- lerden birinde bulunan bir kabir- dir. Gerek müslümanlar, gerek mecusiler bu kabrin kendi evli- yalarından birine ait olduğunu iddia etmişlerdir. Mecusiler bir aralık kabri bu- radan kaldırmışlardır. Müslüman- ların mukabil harekette bulunma- larından ve yeni karışıklıklardan korkuluyor. Muğlada tütün zeriyatı Muğla 26 (A.A.) — Tütünlerin çapasına başlanmıştır. Geçen se- neye nazaran bu sene tütün çok az dikilmiş, fakat zeriyat için tütüne en elverişli sahalar seçil- miştir. Tütünün bu sene fevkalade iyi yetiştirilmesine ehemmiyet ve- rilmektedir. Akşam Sevilde yeniden Ferrol benzin deposunu uçurmak istediler Paris, 26 — Ispanyadan gelen haberlere göre muhtelif yerlerde yeniden karışıklıklar o olmuştur. Sevil şehrinde bir çok bombalar bulunmuştur. o Valence de bir kısım nümayişçilerle zabıta kuv- vetleri (o arasında (o müsademeler olrauştur. Ferrol da tersânenin benzin deposu civarına kestane fişekleri atılmıştır. Bunlardan biri patla- mişsa da büyük hasarı mucip olmamıştır. Fakat halk arasında heyecan çoktur. Cevat beyin naşı 30 mayısta Istanbula: gönderilecek Varşova 26. (A.A.) — Türkiye büyük elçisi merhum Cevat beyin naşı, 30 mayısta hususi vagonla Istanbula gönderilecektir. Fransız kabinesi Harici siyasette hiç bir değişiklik yok Paris, 25 (Hususi) — Radikal sosyalist fırkası reislerinden M. Chautemps Fransanın harici siya- seti hakkında çok mühim beya- natta bulunmuştur. M. Chautemps demiştir ki: “Radikal sosyalist fırkası, mev- cut muahedelere riayet etmek lâzım geldiğini bir çok defalar söylemiştir. o Amerika, Avrupa devletlerinden alacaklarından vaz- geçer veya bu alacağı azaltırsa Fransa harp borçları meselesini tetkik etmeğe hazırdır. Fırkam silâhların azaltılmasına hararetle taraftardır. Fakat şim- dilik Fransa, emniyeti temin için lâzım gelen silâhlarını bırakamaz. , Hindenbourg, Winteri affetti Berlin, 25 (A.A.) — Mareşal Hindenbourg, dolandırıcılıktan do- layı Bautzende (bir tevkifhanede bulunduğu halde riyaseticumhur intihabatında kendisine karşı ra- kip çıkmış olan komünist Gustave Winteri affetmiştir. Winter, intihabın'ilk devresinde takriben 100,000 rey kazanmıştı. Amerika bütçesi Satışlar üzerine bir verği konacak Washington, 26 (A.A.) — Reisi- cumhur M. Hoover ile başlıca gazetelerin müdürleri arasında bir konferans yapılmıştır. Bu konferans mahrem olmakla beraber müzakerat esnasında sa- tışlar üzerine konulacak resmin mevzuu bahsedilmiş olduğu zan- nedilmektedir. M. Hoover, bu resmin vazını istihtaf eden bir kanun layihasının yeniden mebusan meclisine tevdi edilmiş bulunduğunu ve geçen defadan daha ziyade lehte rey kazanmak ihtimali bulunduğunu beyan etmiştir. Mezkür layiha geçen defa mec- listeki o müzakeresinde 153 reye 223 rey ile reddedilmişti. Konferans ayan meclisinin her iki fırkasının zimamdarlarınını işti- rakile yapmış olduğu şayamı dik- kat müzakeratı takip etmiştir. Ayandan M. Reed, bu bapta kendisine sorulan bir süale şöyle cevap varmiştir: “Bütün cihan bütçemizin tevzini için yeni rüsum koymak cesare- tine malik olup olmadığımızı gö- reçek ve anlıyacaktır., AKŞAM'ın tefrikası: No: 1273 Sahife 5 —— ———— 271 Mayıs 1932 ZINDAN HATIRALARI ERER IN LEYLA AKRE ARİ LE Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri :> » Bahaddin Şakir B. Mabeyinci Arif bey sadrıâzama diyor ki: — Rumeli islahatının bir baf- tada ikmalini dün gece size söy- ledimse de Şevketmaap efendimiz, öyle demedim buyuruyorlar. Seh- ven ben öyle söylemişim, şimdi sizi istiyorlar! Sait paşa — Efendimiz öyle irade buyurdukları halde siz niçin öyle söylediniz | Mabeyinci: — Iradei seniyeyi nasıl telâkki ettimse o suretle tebliğ eylemiştim. Fakat şimdi öyle buyuruyorlar. İşte Sultan Hamit sıkışınca he- sapsız kitapsız vaitlerde bulunu- yor, sonra bu sözün altından nasıl çıkacağını bilemiyordu. Rusyanın emeli Devletlerin saray ve Babiâliyi sıkıştırması: Makedonya komitele- rinin faaliyetini tenkis değil, bik akis gündem güne teşdit ediyor- du: O haldeki bu fazla faaliyet düveli muazzamanm bile endişe- sini mucip oluyordü. 12 Şubat 1903 tarihli Rus hükümeti resmi ceridesindeki şu satırlar çok şayanı dikkattir: “... Rusya ile aynı dinde bulu- nan ahalinin siyasi hayatını bilâ- tevakkuf tetkik ve takip eden hükümeti imparatoriye memurları vasıtasile vakit ve zamanile ahvali hakikiyeye dair malümat ahzet- mekte Selânik, Kosva, Manastır vilâyetlerindeki hiristiyanların acı- leo ıslahı ahvali lüzümu. üzerine Babıâlinin nazarı dikkatini celbey- lemekte teehür etmedi. “Rusyanın fedakârlığı sayesinde mevcudiyeti müstakilleden müste- fit olan Balkan hükümetleri ihtiyacatı hakikiyeleri hususunda hükümeti imparatoriyenin ihtimanı daimi- sinden ve Rusyanın hristiyanların menafii manaviye ve maddiyele- rine bahşettiği himayei mukte- direden katiyen ümitvar olabi- lirler. “Lâkin ounutmamalıdırlar ki eğer İslav hükümatı kendilerine vakti zamanile ita edilen nasayihi hakimane hilâfına hareketle vesa- iti cebriye ve ihtilâliye ile Balkan şibhi: ceziresindeki vaziyeti hazı- ramn tebdilini istihsale karar verirlerse Rusya, ne evlâtlarının bir damla kanını, ne de Rus ahalisinin omirasının en küçük bir parçasını feda edemez!, jön türkler bu resmi cerideyi tercümesi > ile birlikte (sultan Hâmüde gönderdiler. Fakat bun- dan bir faide çıkacağına ümitleri yoktu, yalnız: — Bir kaç gece daha uykusu kaçabilir. işte o kadar, diyorlardı. Sultan Hamit bunların hepsini görüyor, biliyordu, amma esaslı birşey yapmaktan daima âciz kalıyordu. Diran Kelekyan: efendi diyor ki: Makedonya meselesinin aldığı fena şekil jöntürkleri çok düşün- dürüyordu. Memleketin parçâlana- cağından korkuyorlardı. Rumeli bu halde iken Anadoluda sükün içinde değildi, bilhassa ermeni komiteleri orada yeni bir Make- donya yapmışlardı. Ne birincilerle, ne ikincilerle anlaşmak mümkün ve kabildi.. Jöntürkler bu sırada | Diran Kelekiyan efeüdinin fikrini sordular (*J, yazıyordu: o fikirlerini şöyle “ Ermenilerin hüsnü niyeti var- dır. Birleşmek istedikleri muhak- kaktır. Jöntürk partilerinin kesir olan ve .her biri bir başka şahsi gaye ve menfaat takip eden azasınım ihtirasat ve matalibi bertaraf edilirse anlaşmak ta mu- hakkaktır. Bundan çok istifade edilebilir. Jön türklerin yüzlerini ağartan son Erzurum hadiseleri de şüphe etmeyiniz ki gene - biraz da diyelim haydi - oradaki (ermeni komitelerinin yardımları sayesinde olmuştur. Elyevm mevcut belli başlı er- meni komiteleri şunlardır: 1 — Pariste (Murat) ve arka- daşlarınn (Hınçak) ı. Bu eski Hınçaktir. Gazetelerinin ismi de öyledir. 2 — Amerikadaki yeni Hinçak bunlara daha ziyade aleyhtar görünüyorlar. Çünki Amerikadaki muhtelif tesirat ve telkinata tabi- dirler. Bunların muhtelif yerlerde gazeteleri vardır. (Troşak ), 3 — Cenevredeki bunların da gazeteleri ve teşkilât- ları vardır. 4 — Marsilyadaki ( Armenya ) partisi, gazeteleri de bu isimdedir. Itilâftan en fazla kaçımanlar bun- lardır. Kanaatindeyim. Bunlar umumiyetle Jön türklerin büstü niyet ve samimiyetlerinden henüz emin değillerdir. Bu emni- yet geldiği gün mesele yoktür. Bu &mniyeti telkin etmek lâzım- dır. Meselâ geçende Şurayi ummet Zeytinde ermenilerin türk zabit- lerini kestiklerini yazıyordu. Böyle bir şey olur mu? Bu hu- sus yalandır. Çünkü Abdülhami- din oradada sürü sürü hafiyeleri, memurları, adaniları vardı. Böyle bir şey olsa müsebbiplerini yaka- lamaz mı, onları derhal idam etmez mi? Siz bu yazılarla Abdülhamide adeta Jurnal veriyorsunuz. Onu Ermeniler aleyhine tahrik ediyor- sunuz. Bunu gören; okuyan ha- riçteki Ermeniler sizin samimiyeti- nize' hüsnüniyetinize inanırlar mı? Diran' Kelekyan efendi bu satır- lardan sonra, mektubunun nihâ- yetinde kendisinden bahsediyor: “ Bana gelince, diyor, pek yakında göreceksiniz ki Avrupa matbuatında kendim istediğim gibi yazacağım. O vakit beni bir lokma ekmek için esir gibi kul- lanmak istiyenler kıymetimi anlıya- caklardır. Bu mevkii temin etmek üzereyim. ,, (Arkası var) () Meşrutiyeti müteakip uzun zaman ( Sabah ) baş muharrirliğini yapan Diran Kelekiyan efendi de meşrutiyetten evvel Avrupa ve Mısirda faaliyette idi, m e emnm