27 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

27 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Mayıs 1993 Akşam Sahife 3, “AKSAMDAN AKŞAMA z 7 İbssir çırman| Sovyetlerde tahsil SEXHİR HABERLERE Yeğtiklöri ii Karilerimden Eşref B. soruyor: — “Rusyada tahsil işi nasıldır? Her insan dilediği kadar okuya- bilir mi? oDarülfünunlar herkse açık mı? Yüksek tahsil, hakkı tercih veriyor mu? Kaç derece tahsil var? Hülâsa mektep işleri ve neticeleri?... Cevap: Rusyada tahsil meselesi böyle bir iki sütun içinde tetkik edile- cek derecede basit bir mevzu değildir. Bunu, daha etraflı olarak bir mütehassıs kaleminden yakında, Akşam sütunlarında okuyacak- gınız. Yalnız size, kendi bildiğim kadarını kısaca hülâsa edeyim. “Rusya'da her insan dilediği kadar okuyabilir mi?, sualine karşılık, doğrudan doğruya “evet!,, diyemiyeceğim. Zira, hazırlıksız, istidatsız, parasız ve teşkilâta dahil olmayan bir insan, istediği kadar okuyamaz. Sovyet idaresi, her memleket gibi, ilk tahsili kanunen mec- buri telekki ediyor. Lâkin bu mecburiyet tam olarak tatbik edilememektedir. Resmi istatistik- lere nazaran nisbetler, her sene artmaktadır. Yakında, genç nesil arasında okuyup yazmanın yüzde yüz derecesine çıkarılması umu- luyor. En şayanı dikkat cihet: Bolşe- vikler, mekteple istihsali yekdi- gerine sıkı surette vasletmiş- lerdir. Her fabrikanın, her ifl her müessesenin mek- Bu mektepler, tabi oldukları iktisadi şubelerin ihti- sasına göre, kendi mensuplarını yükseltiyorlar. Hem talebe, istih- dal başındaki mesaile alâkasını kesmiyor. İstihsal müesseselerinin de, böylelikle, mektepte hir kolu bulunuyor. Istidadile sivrilenler, müessese hesabına, yüksek mek- teplere gönderiliyorlar. Yüksek mektepler, talebesini, ( tahsilin iktidarı esnasında da istihsale gön- dermek hakkını haiz bulunuyor. Hülâsa, bu cihaz içinde, istidat gösterip imkân bulanlar, (diledik- leri kadar okuyabiliyorlar.) Baba- sının kazançına güvenerek oku- mak ise, Rusyada hayli müşkül- dür. Zira, sırf buna istinat eden istidatsız, haylaz talebe, ancak muayyen kurları takip edebilir e talebe imtiyazlarından istifade edemez. Buna dayanacak derece zengin ana baba da, Rusyada madirattandır. Darülfünunun üzerinde “Ilim çalışan sınıf içindir!, şıarı yazı- lıdır. Sovyet meteplerinin bir hususi- yeti, derslere mümkün olduğu nisbette fazla siyaset karıştırılma- sıdır. Meselâ, bizim vaktimizde Galatasarayda, talebe siyasetten o derece uzak bulundurulmak is- tenirdi ki, mektebe gazete bile sokulmazdı. Sovyetlerde bunun aksi.. İlmin her şubesini, rejimin propagandasına âlet etmek ii yorlar. Bunu da açıkca yorlar. Diğer mühim bir hususiyet: Bir çok yerlerde, insan, tahsil çağını geçirdi de liseyi ikmal edemedi mi? artık imtiyazsız bir şahsiyet halini alır. Darülfünunun kapıları, vaktile liseden mezun olamıyan- ların yüzüne kapalıdır. Yüksek tahsil yapamayınca da barem müvacehesinde olsun, diğer bir işe girerken olsun, yarım hukuklu bir vatandaş halindesiniz. Köprülü Zade Mehmet Fuat bey gibi kendi kendini yetiştiren bir âlimimizin şahadetnamesizlik yüzünden ev- velki sene uğradığı müşkülât akıl- lardadır. Halbuki, Rusya'da her yaştaki insan için tahsile resmen devam imkânı vardır. Her Darulfünun şubesi nezdinde, insanlarıda o fakülteye hazırlayacak ihzari sınıf- lar açılmıştır. Diğer noktalarda bilmem amma, bu son noktada Sovyetleri her halde taklit etmemiz lâzımdır. İlme her sınıf ve her çağ insan- lar için intisap imkânı verilme- lidir. (Wa - Na) söylü- | Açık lağımlar Üç sene zarfında bunların hepsi kapatılacak Kanalizasyon bütçesine konulan tahsisat ile bu sene Beyoğlu ve civarındaki açık lağımların mühim bir kısmı kapatılacağı gibi şim- diye kadar hiç lağım mecrası olmayan Cihangirde de yeniden kanalizasyon tesisatı yapılacaktır. Bu tahsisat bir buçuk milyon liradır. Ancak belediye kanalizas- yon inşaatı için senede 800,000 lira tahsisat ayırdığından bu bir buçuk milyon liranın hepsi bir sene içinde sarfedilecek değildir. Bu sene o en çok tehlikeli olan açık ,ağımlar kapatılacak ve Cihangir semtinde lâğım tesisa- tının esasları kurulacaktır. Beyoğlu açık lağımlarının kapa- tılması ve Cihangir lağımlarının inşaatı üç senede ikmal edile- cektir. Inşaata başlamak için şirketin iptidai projesinin tetkiki lâzım geliyor. Istanbul semtinde olduğu gibi bütün Beyoğlu semtinde yeniden kanalizasyon tesisatı yapmak büyük masrafa mütevak- kıf olduğu için belediye böyle bir işe girişmek istemiyor. Ancak açık olağımların (kapatılmasına çalışılacaktır. Bunlardan bir kısmı da toprak atılarak kapatılacaktır. Ne ahbap! Kadının 74 lirasını aşırdı, fakat yakalandı Fatih polis merkezi Mahmut isminde bir manitacıyı tevkif etmiştir. Mahmut Fatihte Gülsüm hanım isminde bir kadına giderek kocasının çok samimi abbabı olduğunu söylemiş ve bir kolayını bulup okadıncağızın 74 lirasını dolandırmıştır. Gülsüm hanım işin farkına varınca polise müracaat etmiş ve adamın eşkâlini tarif etmiştir. Fatih polis merkezi Mahmudu yakalıyarak Fatih sulh mahke- mesinin tevkif kararile adliyeye teslim etmiştir. Maznun tevkifhaneye sevkedil- miştir, Konser Bugün saat on buçukta profe- sör Papelyan efendinin talebeleri Glorya sinemasında (omuvaffakı- yetli bir piyano resitali vermiş- lerdir. EDE ER KE Şehir bütçesi Bütçe tasdik için Ankaraya gönderildi Şehir meclisi tarafından müza- kere ve kabul edilen belediye ve idarei hususiye bütçesi dün tasdik edilmek üzere Ankaraya gönderilmiştir. Bütçenin dahiliye vekâleti tarafından tetkikile tas- dikinin nihayet yirmi gün içinde olacağı muhakkak görülüyor. Bütçe tatbikatı için belediye ve idarei hususiyenin alâkadar daireleri şimdiden hazırlığa baş- lamışlardır. Bu sene Bütçeye da- hil olan işlerin teahhüre meydan verilmeksizin yapılmasına dikkat edilecektir. Asfalt yollar Bu sene hepsi tamir edilecek Şehir haricinde, fakat belediye- ye ait olan asfalt ve katranlı şo- salardan bir kısmının bozulduğu ve bilhassa şosa kenarlarındaki katranların koptuğu görülmek- tedir. Bu vaziyet, bu şosaların üze- rinden geçenlerin nazarı dikkatini celbetmiştir. Belediye asfalt ve katranları şosaların tamiri için bu seneki bütçeye elli bin lira tahsisat koymuştur. Bu para ile şehrimizdeki bütün asfalt caddeler ve şosalar tamir edilecektir. Binicilik müsabakaları Bugün Sipahi Ocağı biniçilik sahasında ( eksersizlere (odevam edilecek, gelecek hafta da müsa- bıklara kupalar tevzi edileçektir. AKŞAM ABONE ücretleri ” Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 x 1450 » 3AYLIK 400 » o 800 3» 1 AYLIK 150 >». — wp” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM “idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem 21 — Ruzuhuzır: 22 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 651 9,5 441 8,39 12 1,56 Va. 2,22 4,34 ZI 1610 19,30 21,25 m iIdarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Dünden beri havalar adam akıllı ısındı:“Bu sene yaz gelmiyecekl,, diyenler sokaklarda çaketlerini çıkarmış, terlerini silerek gidiyorlardı. Hele arkasında yük taşıyanlar sık sık durup dinlenmeğe mecbur oluyorlardı. çömlek satıcısı görülüyor. Resmimizde ter içinde kalarak dinlenen bir çanak Bu sene buz bol Buhran olmaması için tedbir alınıyor Bu sene havalar çok geç ısın- dığı için geçen seneye nazaran buz sarfıyatı azdır. Mamafih iki gündenberi sıcak arttığından buz satışında mühim bir fazlalık baş- lamıştır. Bu sene havalar nekadar sıcak olursa olsun Istanbulda kat'i bir buz buhranı olmıyacağı temin ediliyor. Bundan başka, Istanbul buz bayiliği belediyeye müracaat etmiş, Istanbulun her tarafında buz satı- şının temini, halkın buz istihlâkine alıştırılması için göstereceği feda- kârlıklara mukabil bazı müsaa- deler istemiştir. Buz bayiliği, şimdiye kadar hiç buz almıyan bazı yerlere alacakları muayyen miktardaki buzun bir kısmını meccanen ver- meği teklif edecektir. Meselâ günde beş kalıp buz alacak bir buzcudan beşinci kâlıbın parası istenmiyecektir. Buna mukabil, kalıp başına belediyenin de bir fire kabul etmesi isteniyor. Bazı uzak semtlere nakledilen buzlar, fire bıraktığı için Karaağaç müessesatı müdirliği bayiin bu teklifini esas itibarile muvafık bulmuştur. Keyfiyet daimi encü- mende bir karara bağlanacaktır. Bir tehdit Ya daha 50 lira verirsin, yahut da.. Galatada oturan Menahim efen- diye Salamon ve Arif isimlerinde iki kişi bir mıkdar para borçlan- mışlardır. Menahim efendi bir kaç defa alacağını istemişse de almak kabil olamamıştır. Menahim efendi evvelki akşam yazıhanesinde otururken Arifle Salamon içeriye girmişler ve Menahim efendiye : — Bizim sana borcumuz var, şimdi bize elli lira daha verirsen yakında hepsini birden ödeyece- ğiz, eğer bu parayi vermezsen seni öldürürüz. Diye tehdit etmişlerdir. Mena- him efendi polise müracaat et- miştir. Zabıta Salamon ve Arifi yakalıyarak tahkikata başlamıştır. İyi kıstırıldı! Eşyaları toplarken kapı üzerine kapandı! Galatada oturan madam Eftal- ya evvelki gece evde bir tıkırdı duymuş, yavaşça yandaki odanın kapısını açınca içeride bir adamın eşyayı toplamakta olduğunu gör- müştür. v Bu vaziyet karşısında madam Eftalya kapıyı dışarıdan kilitliye- rek polise haber vermiştir. Eve gelen polis memurları hır- sızı odada topladığı eşya ile birlikte yakalamışlardır. Bu ada- mın Salim isminde birisi olduğu anlaşılmıştır. Salim adliyeye tes- lim edilecektir. Türk - Italyan kitap sergisi Beyoğlunda Tepebaşında “Kaza d'ltalya,, salonlarında bugün bir kitap sergisi açılaçaktır. Sergiye şehrimizin başlıca kitapçıları da iştirak etmektedir. Cuma, Cumar- tesi ve pazar günleri devam edecek olan bu sergi, sabahtan akşama kadar, herkes için serbes olacaktır. Duhuliye yoktur. Yediğimiz, içtiğimiz şeyler yalnız karışık, hileli - olsa gene iyi... Fakat (o hasbaların (isimleri de fevkalâde münasebetsiz.. bir kere şu yemek isimlerini gözünüzün önüne getirin... Karnı yarıklar. Imam bayıldılar, hünkâr beğendi- ler, sarığı burmalar, vezir parmak- ları, avcı (o kebapları... . Bütün bunları yerken gözünüzün önüne yemeklerin manasına göre manza- ralar gelse Allah vermesin ne iştihanız kalır ne de (yemeğe karşı küçük bir arzu... Farzedelim ki karnınız aç.. Sof- raya bir tabak imam bayıldı getir- mişler... Tam çatalınızı uzataca- ğınız zaman gözlerinizin önüne bir manzara seriliyor: Yayılarak boylu boyuna yere uzanmış top sakallı bir imam efendi... Sarığı bir tarafa fırlamış.. Latası bir kenara gitmiş... Kaloşlarının bir teki ayağından çıkmış.. Etra- fında kendisini ayıltmağa çalışan- lar, burnuna lokman ruhu tutan- lar... Ustura ile kazınmış pırıl pırıl kafasından aşağı su döken- ler... Gelin de bu manzaradan sonra iştiha ile o yemeği yeyin.. Hiç efendim, bu önünüzde ya- tan imam efendi ile yediğiniz ye- meğin alâka ve münasebeti nedir ki? Haydi bu yemeği yeyemediği- nizi farzedelim.. “ Sofranın üs- tündeki peynir tabağına çatal uzatalım!,, Derken başka bir man- zara... Saçları darma dağınık, üstü başı lime lime... Entarisi kir içinde bir kadın. Çünkü tabağın (o içindeki “kirli (o ha- nım,,.. peyniridir.. Hatta siz seyrettiğiniz manzaradaki kirli hanımda bir kaynana şeklinde düşünüp daha da müthiş bir hale koyabilirsiniz. Saçı başı birbirine karışmış kaynananın elinde hele bir de sopa tasavvur ederseniz ondan sonra yer yüzündeki bütün iştiha ilâçlarını içseniz fayda etmez. Lezzeti gayet nefis olduğu hak de kirli hanım peynirinden bir lokma bile almanıza imkân ve ihtimal yoktur. Bundan sonra aç kalmamak için bari tatlıya iltifat edin... Fakat aksiliğe bakın ki sofraya getirilen tatlı “vezir parmağı,, dır. Maa- mafih biç bir şey düşünmeden hemen tatlılardan birine çata- lınızı saplıyor ve ağzınıza atr- yorsunuz... (Fakat tam tatlıyı ısırdığınız, şerbet ağzınıza yayıl- dığı zaman kör şeytan aklınıza getiriyor... Veziriazam Kara Mus- tafa paşanın parmağını ısırıyor gibi oluyorsunuz.. Hani nerede ise vezir, ısırılan parmağından dolayı hiddetlenecek : — Cellat!.. Al şu biedebi..; Veziriazamın saadetlu parmağını ısırdığı için kopar kellesini... Diye bağırıverecek (o zennediyorsunuz. Üstelik bir adamın çıtır çıtır parmağını ısırmak da pek zevkli bir şey değil... Bunun için eğer lokantada ise- niz garsona başka bir tatlı söyle- yorsunuz. Bu sefer de önünüze “sarığı burma, getiriyorlar.. Cesaret sahibi iseniz bu tatlıyı yiyin bakalım. Hikmet Feridun Bir gemici anbara düşere yaralandı Sirkeci rıhtımında Dumlupınar vapurunda serdümen (Mustafa efendi dün vapurun anbar kapak» larını kapatırken kazaen anbara düşerek muhtelif yerlerinden ağır surette (yaralanmıştır. e Mecruh hastaneye kaldırılmıştır.' , #

Bu sayıdan diğer sayfalar: