Sahife 6 — Lokantada idiler. Çallı'nın o iştahası yerinde idi. Yiyor ve gelen yemekleri ( de az buluyordu... Arkadaşı: — Çallı, dedi, gözlük tak “ta yemeğe öyle bak, çok görünsün. Çallı arkadaşının gözlüğünü ( aldı ve midesinin üstüne ( taktı... Rutubet Evlendiklerinin haftasında kav- gaya başladılar. Karısı bir şey. istiyor, kocası istemiyordu.» Almam da : almam. diyordu. “5 agi â Nihayet kadın ağlamıya başladı. Kocası daha fazla kızdı : — Yaşlarını sil, kurut, ev zaten kâfi derece rutubetli | Dalgın Bir gazete aldı, on kuruş verdi. Gazetecinin iade edecek beş kuruşu yoktu: — Kalsın, dedi, yarın verirsiniz. — Ya bugün ölürsem?.. — Beş kuruşun yanar ne ehem- miyeti var!.. — Bugün bütün güzelliğin üs- tünde kocacığım... Kravatın ne güzel... Ne şirin erkeksin koca- cığım... — Hay allah mustahakını ver- sinl.. İstediğin kumaşı almağı unuttum!. Adres Baktım bulut gibi sarhoş.. O duvar senin, bu duvar benim gidiyor. Yaklaştım: — Hayrola, dedim. Koluma girdi: — Ahmedin musun? — Ayol Ahmet sensin. — yi ya işte.. Haydi gidelim.. Fırsat — Bu çakar almaz kaça? — On lira. — Pahalı. — Fırsat bu fırsattır, tahdidi teslihattan sonra bulamazsın! adresini biliyor Poyraz kuvvetli esiyordu. Vapurun güvertesine çıktı- İ) Jar. Vapur tam Sarayburnun- ,dan. çıkınca, . beyin şapkası ) uçtu. Karısı telâş etti: ( — Eyvah, daha yeni almış” tınlı. ( Bey soğukkanlı idi: — Ehemmiyeti yok, bilirsin ki ben ibtiyatlıyım, şapkamın içinde hem ismim hem adre- ) sim yazılı!.. — Altr aydır oğlunan evleneceğinden bahsediyorsun; ne bekledi. — Jpekiş kumaşlarının satılmasını. Kârısı daha güzel görünsün deye Ipekiş'ten giydirmek istedi. Karanlık kalbimize, Sular bir ışık oldu. Sevgilim bak denize, Sahiller ne şık oldu. Ata bimiş gidiyordu. Yarı"yolda düştü. Koşup kaldırdım: — Ata binmesini bilmiyorsunuz! — Binmesini: biliyorum, inme- sini bilmiyorum! Düşünce Karısı surat ediyordu; — Adaya gidelim. Kocası kaşlarını çatıyordu: — Gidemeyiz. — Amma neden? — Karıcığım borçlarımızı dü- sünmeliyiz. — Iyi amma bu arada Adaya gitmeği de düşünelim! Ben bu sürekli dansa Razıyım küçük hanım. Bir öpücük avansa Razıyım küçük hanım | Rebeka — Sen çildirdin mi Salamonl.. ömrün kaldi 2... Sevgimiz bir ömürsüz çiçeğe benzer oldu! Sende açan. güllere, Daldı gönül şen oldu. Ağaçlar bülbüllere, Ne güzel meskeni oldu. Bir gecelik masala razıyım küçük hanım! Rahatsız olmam inan, Kapımı aşındırsan; Beni bile kandırsan, Razıyım küçük hanım | Yazık ki aşkım deye, Verdiğin keder oldu. Sevgimiz bir ömürsüz, Çiçeğe berizer oldu. BEYKOZ Iskarpin Büyükhanım ıskarpin alacaktı. Dükkâna torunu ile beraber gitti. Bir ıskarpin giydi. Büyük geldi. Torunu; — Anneanne dedi, ziyanı yok, saklarsın, gelecek sene tam gelir! Yumuşak Dükkâna girdi: — Bana bir veriniz, — Sert mi, yumuşak mı? — Mümkün olduğu kadar yu- muşak, muhis; aşk mektubu yaza- cağım kurşun kalem Meyvalar kondu dala, Binelim gel sandala, Bir gecelik masala, Razıyım küçük hanım; Bu yaştan sonram yeni elbise yapilir mi? Kaç.yünlük 23 Mayıs 1937 Kocası yemek odasına gi- rince duraladı, şaşaladı: — Karı bu ne bu? — Tuzluk. — Ayol evin içindeki. bü- tün tuzlukları neden sofraya (( koydun? 9 — Bugün yemeğe teyzen gelecek, düğünümüzde hediye İ) ettiği tuzluğun. hangisi oldu- İ) Sunu unuttum da... Adam Çeşme sahillerinde satı- lık bir arsa buldu. ss Arsanın; bir köşesinde şu, yafta yapışıktı: ... inni - “Satılıktır, Malümat, almak üzre karşıya müracaat,, i Karşısı denizdi. Adam soruş- turdu, Meğer arsanın sehibi kar- şıda,. Sakız adasında imiş.. Intikam © Kazanın eczacısi işlerinin fena gittiğinden şikâyet etti. — Nasıl, dedin, hasta yok mu? — Var, fakat doktorla kavga ettim, benden intikam | âlıyor, hastalarına sicak ve ya soğuk pansıman tavsiye ediyor. — Resimde ben bir şeğe hay- ret ediyorum: Görü Bu koca manzara “küçücük bir çerçeveye nasıl sığıyor?.. Hâmiş Balat sahilinde “ bir şişe, içinde de bir hâğıt buldular. Okudular: “ Salamon, . Karadenizde bir vapor kazasına uğradı. Bulan annesine haber versin. ,, “Hâmiş - Şişeyi de . anneme verin, eskiyciye yüz paraya satar.,, Lisan Bir rum vatandaşa sorduk : — Sizin. için altı lisan biliyor diyorlar. Bir fransız gibi Fransızçaç bir İngiliz gibi ingilizce, bir Al- man gibi Almanca, bir Türk gibi türkçe. konuşurmusunuz... — Doğru...-En asağı bes lisan bilmisim! Ayşe, biraz ötede duran genç' adama baktı, sonra ar- kadaşı Fâtmiâya' döndü: — Ne güzel erkek. — Evet, sahiden güzel, — Uzun zamandır böyie güzel bir: erkek arıyordum, ancak böyle bir erkekle evle- nebilirim. — Ben de, amma sana bırakiyorum, çünkü sen ben doğdum doğalı arıyorsun!.. -- 0 e >> e f