23 Mayıs 1932. Japönyada buhran Askerimahafil ta- hakküm sevdasında Şanghaydan .Japonlarin çekilmesini. şerefsizlik addediyorlar Deyli Telgraf , gazetesinin 'dip- lomasi. muhabiri yazıyor : Tokyodaki diplomasi müşahit- lerden son gelen 'raporlar büra- : daki siyasi buhranı gayet vahim olarak tasvir ediyor. Harp işleri dairelerinin ve: bik hassa ordü büyük erkânı hârbiye- sinin almuş olduğu vaziyet halkın büyük bir kısmı. tarafından teyit edilmektedir. Bunlâr gelecek kabinenin kim- lerden mürekkep olacağım amirane tayin etmek ve bilhassa * harbiye ve bahriye nazırlarını kendileri göstermek istiyorlar. Böyle bir: hükümetin teşekkülü neticesi olarak Mançuryada Japon politikasi 'şimdilik resmen ( ilhak yapılmasa bile çok ileri gidecektir. Sovyet.devletinin askeri vaziyet ve kudreti Japon ordusu rüesası- nı ciddi surette düşündürmek- tedir. Çünkü Rusyânın ne Şimdi ne de önümüzdeki bir kaç sene; içinde Aksayışarkta , harbe muk- tedir olmadığına dair bir kânâat vardır. Ordu mahafili bankerlere karşı husumet gösteriyor. Çünkü; bunlar Şanghay heyeti seferiyesinin: mali masarifini uzun müddet : temin: ; edemiyeceklerini söylemişlerdir. * * Bunun © neticesi olarak maktul: Zunkây. hükümeti heyeti seferiyenin geri alınmasını emretmiş 'idi. Bu hal ordu ve | donanma .tarafından kendileri! ve memleketin” şerefi için bir leke addolunmuştur. EL çabukluğu | Sokaktan geçen iki koyunu aşırmışlar Galatada “garip: bir hırsızlık olmuştur. Eyipte oturan celep Ahmeti; efendiye iait bir koyun sürüsü o Galatada-ıbir sokaktan geçerken” »s1yol. wüzeriüde bir kahvede»: oturmakta “olan Ah- met “ve Salih“ -isimlerinde-. iki kişi kapının. önüne (o çıkarak seyrettikten sonra “bir aralık 'ço* banların: dalguilığından bilistifade iki koyünusel çabukluğile kahveye sokmuşlardır. ; - Aradan bir. bir:müddet“geçtik- ten sonra bunlar aşırdıkları koyun- lar Dursün * isminde “bir* adama satmışlardır. Fakat mahalle bek- çisi her nasılsa bu hırsızlık işinin farkina * vararak ihbar &tmiştir. Dursün bundan bhiddetlerimiş' ve bekçiyi ölümle tehdit etmiş, ken- disini yakalamak “istiyen” polislere de hakaret (etmiştir. Dursünla Ahmet ve Salih yakalanmışlardır. Doktorun beraeti Mahkeme eski kararında ısrar etti Bundan: bir müddet “evvel Bey oğlunda.» muayenehanesinde ma- dam Raza isminde, bir kâdının vefatına sebebiyet vermekle! maz- nun doktor Jak Miklesko efendi hakkında mahkemenin verdiği be- raat karatını temyiz mahkemesi nakzetmişti. - Jak Miklesko :efen- dinin yeniden nakzen muhakemesi yapılmıştır. - Mahkeme- bu defa da gene “beraat kararında : ısrar GÜNÜN HABERLERİ Ecza depoları Eczacılar depoların ilâç sattığından şikâyetçi Tıbbi .müstahzarat: *ve- ilâçların halka yalnız eczahanelerde satı larak ecza depolarının perakende: ilâç satması kanunen menedildiği halde şehrimizde birçok eczacılar, bazı ecza depolarının. hâlâ pera- ederek alâkadar makamlara şikâ- yet etmişlerdir. Diğer taraftan eczacılar, perakende ilâç ve müs- tahzerat satan ecza depolarını takibederek «bu depolardan. alış veriş etmemek için kendi meslektaş- larinâ bir tamim göndereceklerdir. Kız kaçırdıktan sonra Istanbula gelmiş Trabzonda bir kadın kaçırmak cürmünden Ali Osman isminde birisi hakkında: tahkikat yapılmış Ali Osman «orada bulunamamış- tır. Nihayet kendisinin (Istanbula kaçtığı tesbit edilerek zabıtaya? yazılmıştır. Polis müdiriyeti maz- nunu burada yakalıyarak Trab- zona gönderilmek üzere jandar- maya teslim etmiştir. Sarhoşluk-bu! Korüşusunu yaralıyama- yınca evi altüst etmiş Yenikapıda . oturan: Remzi iş- minde” :birisi evvelk gece kör kütük sarhoş. -bir halde.».evine-. girmiş: «bir “müddet (avluda dolaştıktan sonra ayni evin üst katında oturan oranlı Hüseyin efendinini odasına çıkmıştır. Remzi birdenbire bıçağını cekip Hüseyin efendinin üzerine hüçum. etmiş. — Şimdi seni keseceğim. Diye adamcağızı kovalamaya başlamış- tır. Hüseyin efendi müşkilâtla kaçıp» kurtulmuştur. Bunun “üzerine Remzi elindeki bıçakla evde ne kadar cam, çerçeve varsa parçalamıştır. Gü- rültüye yetişen . polisler bu azılı sarhoşu ' yakalamışlardır. “Dâyak iddiası “Sabit “olmadığından * maznunlar berâat ettiler" Butdân bir sene kadar evvel Taksimde belediye bahçesi önünde bir fıstıkçı “kendisinin “belediye memurları. tarafindan dövüldüğü iddiasile . mahkemeye müracaat etmiştir Fıstıkçıyı-“dövmekle -maz- nun ;bulunan: “belediye “memuru Osman Nuri, Rasim. ve Ali efen- dilerin mmuhakemeleri 1 inci tezâ mahkemesinde hitam; bulmuştur. Yapılan. muhakeme - neticesinde iddia sabit olmadığından memur- ların beraetlerine karar verilmiştir. Neville Chanberlain hasta Londra, 21 (A:A:) — Maliye nazırı .M.“ Neville Chamberlain, nikristen ' muztarip olduğundan yatağa «yatmak: mecburiyetinde kalmiştir, Mumaâileyhin Avam kamârasının önümüzdeki pazartesi günü akde- deceği içtimada hazır bulunamı” yacağı henüz muhakkak olmamak- la beraber ogün mali kanun hakkında açılacak olan müzakere- leri icabında hazine mali müste- şari M. ; Elliottun muhtemeldir. Tramvaydan: atlarken * Ihlamırda oturan Nuri bey dün Beşiktaş caddesinde tramvaydan atlamış, eli tekerleğin altında ka- idare “ etmesi etmiştir. larak parmakları : kesilmiştir. kende ilâç sattıklarından“ şikâyet * Tuna ittihadı Fransız: mümessi- linin bir nutku Mukriz - devletler : borç vermek için«xmüdahâle teminatı almalı imiş! Cenevre 22 (A.A.) — Cemiyeti akvam konseyi mali“ kölmitenin raporunu müzakere.. etmiştir. M. Paul Boncour söz. alarak Tuna meselesinden “bahsetmiş ve de- miştir ki: Buhrânın bütün'merkezi Avrupayı kaplamış; olduğu”kana: . atinde bulunan Fransa. yalnız bu haleti ruhiye ile mütehâssis ola- rakTuna devletleri için rüçhan esasına «müstenit rejimlerin tesisi cihetini iltizam eylemiştir. Mali muavenet : meselesine" ge- lince; Fransa, müessir bir mü- dahale için lüzumlu “olan şartlar müçtemi *, bulunmadıkça mukriz devletlerin istikrazları * teminat altina 'alamıyacaklarına.. kanidir. Fransa, merkezi Avrupa mem- leketlerinde itimadın tekrar te- essüsüne . .matuf,, :müşterek * bir sermayenin teşkilini temin. için Avrupa devletlerinin başlıcalarının aralarında iştirak etmeleri fikrini serd ve telkin etmektedir. * Mersinde eski bir lâbit bulundu Tarsustan çıkarılıp Mersine geti- rilen ve harice kaçırılmak üzre Taşhanda; ticari 'eşya arasına giz- lenilen ve hanği bir devre ait olduğu henüz “anlaşılamayan bir taş lâhit ele geçirilmiş ve muha- faza altına alınmıştır. Bu lâhdın bir kral veya bir askeri e ait olu zannedil- mektedir. : Lâzım ; keli tetkikatta bulün- mak üzere Adana müzeler müdürü Halil-bey Mersine davet edilmiştir. Feci bir kaza “Bir çocuk araba tekerlekleri altında kaldı Edimekapıda sur haricinde feci bir araba: kazası: olmuştur. Zeki isinde bir afabacı acemii iki beygiri arabaya koşarak hay- venları alıştırmak için süratle .. koşturmaya» “başlamıştır.i “Acemi” | ve ürkek, hayvanlar; birdenbire arabacının elinden dizginleri Kopa- rarak arabayı sağa sola sürükle meye başlamışlardır. Bu esnada yoldan geçmekte olan Zekiye isninde 6 yaşlarında bir kızcağız. arabanın. altında kalmıştır. Çocuk... tekerleklerin (atında bir müddet sürüklenmiş, yüzü gözü parçalanmış «ve. vücudunun muhtelif, yerlerinden» de - tehlikeli suretle. yaralanmıştır. Mecrh -çocuk..ifade' veremiye- cek birhalde hâstaneye kaldırı mıştır. Jandarma daireşi arabacıyı yakalamıştır. Firari carih .Kasımpaşada “saklandığı yerde yakalanmış Geçenlerde .-Cibalide Emin is- minde birisi kıraatitâneci Mustafa efendiyi boğazından. tehlikeli su- rette yaralayıp kaçmıştı. ; Yapılan - tahkikât “neticesinde firari Eminin Kasımpaşa tarafla- rında «sâklandığr tesbit edilerek kendisi: . “orada © yakalanmıştır. Emin evrakile birlikte adliyeye teslim. edilmiştir. Abdülhamit'devrine ait hakiki maceralar — Eğer şimdiden“. önü alınmazsa, ilk bahardaki kıyami umumi pek dehşetli olacaktır. Bir kanlı fecir i açılmak; üze- .redir; “ Hükümeti Osmâniyeyi yara“. tan Avrupadır. Onün” efalinden mesul olanda odur. Abdülhamidin |. & elinde bir hükümet" oldukça biz: daima. aldanâcağız... Fakât zaman 'ile bir çok şeyler: değişmiştir. Frânsa buvahşi ve zalimin avukatı” olamıyacaktır.«-Bu zillet yeter! Bu söz üzerine bir kiyamettir koptü, bir kaç bin ağız birden bağırdı: * — Kahrolsun | Hanotol.... Kahrok* sun Hanotol O, devam ediyordu: — Bir kaç devletin müttefikan hareketlerile “iş'olur biter. Vicdan: meselelerinde 'Abdülhamide;; mü- racaat.. edilemez. ; Bir iş paraya” ait olmazsa o işten, Abdülhamit bir şey anlayamaz... Ve bizim” artık Makedonya ve ermeni kıtal- lerini görüp dinlemeğe taham- mülümüz kalmadı, (Türkiyeyi daima bir kontrol komisyonuna teslim etmelidir.Bu elzemdir, za- ruridir. Çünkü'bin kere düşülmüş hatalara: yeniden başlamak faide- sizdir. “ Fransanın“ hukuku; şerefi, medeniyeti, 'ramusu- bunu“ icap « ettiriyor. Bu çok uzün nutuktan sonra Meclisi meb'usan ikinci'reisi meş-; | bur Jaures kürsüye “çıktı. “ Burada © kadar kan kokuyorki... |. Jaures: alkışlarla.karşılandı ve söze başladı: — Makidonya vesermeni:.mes- elelerisiyasi bir, mesele . değildir. *f- Daha ziyade insani bir; meseledir. Bilcümle“medeni milletler sbunları hâlle mecburdurlar. Şekispir bir eserinde eşhastan birine şöyle “söyletir: “Burada o kadar kâh 'kokusu duyuyorum; ki bütün... arap « memleketleritin en keskin miskleri bu kokuyü izale” edemezl,, Abdülhamidin mezalim ve:şena- yii de bize hiç bir şeyi unuttura- maz! Sultan Hamit hükümeti ma- sum Türk milletiniden müteşekkil bir hükümet değildir, Bilâkis bu büyük ve mert millete inice :mesaip ika ve icat eden üyrı bir çetedir. Fakatböyle bir; hükümeti muha- faza we,himaye 'ettikleri için âra- larında “bu kadar namuslu, asil, ve büyük adamlar çıkaran masum Türklere tarruz aslâ caiz değildir, Avrupa 'ber mazlum millete yardım etmelidir; Binaenaleyh hem: zalimleri, hem | mazlumları kurtarmak için oraya igitmelidirl Jaurâs desözünü şöyle bitirdi: — Efkârı umumiyeye dayan- madan (Delkasa) da hiç kimse- de bir şey yapamaz. İşte bizim vazifemiz budur. Son söz olarak yine (Delkasa) nın kendi sözünü kendisine hatırlatırım: Vakit ge- girilmemelidir! Jaures den sonra bir çok baj- ka katipler söz söylediler. O gün Ahmet Riza bey hiç sesini çıkar- madı, çünkü evelâ iyi-bir hava Mubarriri : * Pariste fransızca neşredilen Mechveret gazetesinin bir sahifesi” - * icinde başlayan” içtima 'sonlarına doğru yine (ermeni meselesi)" üze- rinde durdu. Netekim"'karar da şu şekilde'meydâna çıktı: “Şubâtın 'onbeşinci'günü Pariste içtima eden efkârı'* muhtelefeye “mensup beş bin Fransız Makidon- yalıların ve Ermenilerin, içinde bulundukları “ahvali vahşiyane ile vukuatı) siyasiyenin. * ağırlığını bu vukuatm vicdanı umumiye bir ta- riz ve sulh ve'selâmeti âlem için “| bir tehlike. olduğunuş" gayrı kabili / mümaşat olan bu ahvale hâteme vermek için yalnız Berlin-muahe- 'desinin Mekedonya ve Ermenistan- .da tatbik; ve -icrası-kâfi bulundu- Şunu; ve “düveli -âkıdeye bu ahdin ibram ve icap eylediği vezaifi nazarı dikkate.“ alarak Türkiyede tekmil) insaniyete “ karşı ika ve irtikâp edilmekte bulunan meza- .limi kat ve izale etmek üzere Berlin muahedesinin (23) (16) ıcı maddelerinin O1l mayıs. 1895 memorandomu. mucibince. serian tatbiki hususunda . Fransanın nü- fuzu şedit- istimal eme yen beyan “ederler; Jaurâs-ve Ahmet Rıza bey » Bu içtima böyle bitti. Ermeni- er her defasinda olduğu gibi gene Berlin muahedesinin mahut maddesini ortaya “ attılar; Zaten başka bir şey beklenemözdi. Ahmet Rıza bey bu içtima hak- Kindâ Nazim beye “yazdi bir mektupta diyor ki: “Içtimaın' sonuna doğru Jaur&s Yanıma geldi, “manidar “bir ba- kışla hiç: sesimi “çıkarmadan yü- züne - baktı, . “siz de bir şey söylemek ister misiniz ? Dedi. — Çok şeyler söylemek ister- dim, fakat,:diye cevap verdim. — Fakat, dedi, sonraomuzumu okşayarak: “ Ne yapalım, dedi, maamafih benim sözlerimden memnun olma- nız lâzımgelir. “; — M. Javös dedini, 'sizi söz- lerinizden' elbette memnunuz, teşekkür' ederim, fakat söz söy- liyen yalnız siz değilsiniz; 'bürada dinlemeğe katlandığımız öyle söz- ler söylendi ki:. Koluma girdi, beni bir kenara çekerek: — Siz de bir içtima tertip edin, öyle ya; neden: yapmayorsunuz? dedi. (Arkâsı 'var)