21 Mayıs 1293 Yaşasın moda ! Geçenlerde gazetede gayet mü- him bir havadis okudum: Bu sene tek küpe takmak moda olmuş!.. Bence bundan daha nefis, bundan daha mükemmel bir moda ola- maz... Bir kerre tasarruf nokta- sından enfes bir şey... Bu moda- dan parasız âşıkların ne kadar istifade edebileceklerini tasavvur buyurun.. Iki sevgilisi olan böyle bir âşık bir Çift küpe aldı mı? Mesele tamamdır.. Küpenin bir teki bir sevgiliye, bir teki öbür sevgiliye... çift takdim etmek ol- maz, modaya muvafık düşmez; ayıptır... Fakat bunun da bir mahzuru var. Ya kulaklarında ayni küpeyi taşiyan hanımlar birbirlerine rast gelirlerse... Hani bir kadının iki kocası ovarmış. Kocalar sefere gitmeğe karar vermişler. Kadın- cağız ikisine bir tepsi börek pişir- miş. Yarısını birine, yarısını öte- kine vermiş... Adamcağızlar yolda tanışmışlar, beraber yemek yemeğe karar vermişler. £ Bakmışlar ki birinde yarım tepsi börek.. Öte- kinde hakeza... Börek parçalarını yan yana getirince mesele anla- şılmış ve kızılca kıyamet kopmuş. Korkarım ki bu tek küpe modası da bu gibi vakalara sebebiyet verecek... Bari oldu olacak.. Tasarrufta biraz daha ileri gitsek de tek kundura, tek çorap, tek eldiven, yarım porsiyon şapka gibi moda- lar çıksa... Aman neiyi olur, ne iyi olur?. Kundura, eldiven, çorap ve saire masrafları bir kerre yarı yarıya azalır... Tek konduranın biri eskidi mi?.. Öbü- rüne müracaat... Eldivenlerdan biri patlayınca gelsin öteki tek... Amma siz belki dersiniz ki: — Tek kundura nasıl moda olabilir?.. Pek âlâ olur.. Tek göz- lük nasıl şıklık alâmeti addedili- yor.. Şık beylerden, şık hanım- lardan biri bir ayağı yalın, tek iskarpinle sokağa çıksında o zaman siz görün... Vallahi bütün Istanbul sokaklarında : — Seke seke ben geldim... Babamın burada tütün tabakası kalmış .. Oyunu oynanıyor zannedersiniz. Hakikaten enfes bir manzara... Köprü üstünde bütün şıklar leylekler gibi bir ayağı kalkmış seke seke koşuyorlar.. Ada vapuruna yeti- şecek bir bey, şık hanımına ses- sleniyor: — Eyvah vapuru kaçıracağız.. Biraz daha hızlı... — imkânı yok öteki ayağımı yere basamam.. Çift ayakla yürü- yemem.. Demodedir. Seke seke de ancak bu kadar koşabilirim... Tabii vapur kaçacak amma hanımın şıklığına halel gelmiye- cek... Sonra bu seke seke moda- sının bir faydası da şudur: So- kaklar öyle kolay kolay eskimez, köprünün asfaltları çabuk çabuk aşınmaz.. Öyle ya basılan ayaklar yarı yarıya eksilecek.. Belediye mademki sokakları tamir ede- miyor. Hiç olmazsa caddelerin Akşam Elektrik Erenköy ve Gözte- pe tesisatına ne Za- man başlanacak? Anadolu yakasında ve Göztepe, Erenköyü cihetine yapılacak olan elektrik tesisatına bu hafta içinde başlanacaktı. Fakat henüz lâzım olan malzeme gelmediği için tesi- satın ne zaman başlayacağı ma- lâm değildir. Bu civar halkı elektriği tedirler. Diğer taraftan şirket de yapa- cağı tesisat için bir çok müşki- lâtla karşılaşmıştır. Erenköyü ve Göztepede (yapılacak (elektrik merkezleri için dört arsaya ihtiyaç vardır. Bu arsaların sahipleri değerlerinden çok fazla para iste- mektedirler. Bunun için şirket arsaları satın alamamıştır. Arsa sahiplerinin istedikleri fiat Beyoğ- lundaki en iyi mevkide bulunan arsaların kıymetinden yüksektir. Şirket belediyeye müracaat et- miştir. Diğer taraftan Erenköyü ve Göz- tepe halkı bir an evvel elektriğe kavuşmak istediklerinden ayrıca teşebbüslerde ( bulunmaktadırlar. Bunlar arsa sahiplerile temas etmektedirler. Kadın kaçakçı Bavulun içinde bir çok Kaçak eşya bulundu Son zamanlarda Istanbulda bir takım kadın kaçakçılar peyda olmuştur. İki gün evvel bunlardan birisi gümrük memurları tarafın- “dan yakalanmıştır. Aliye hanım isminde olan bu kadın Üsküdar- da Selâmsız iskelesinde bir san- dala binerek Tephaneye gelmiştir. Kadın elinde bavulla sandaldan karaya çıkınca orada dolaşmakta olan bir gümrük muhafaza me- murile karşılaşmıştır. Kadın me- muru görünce şüpheli bir vazi- yetle uzaklaşmak istemiştir. Bu hareket memurun nazarı dikkatını ocelbetmiş ve Aliye hanımı 'durdurarak elindeki bavu- lun içini aramıştır. Bavulun içinde bir çok kaçak tütün, sigara kâğıtları ve kaçak ecnebi sigara- ları bulunmuştur. Aliye hanımın bu kaçak tütün ve sigaraları mahalle aralarinda evlere Sattığı tesbit edilmiş ve kadın hakkında evrak tanzim olunmuştur. Aliye hanım gümrükteki ihtisas mahkemesine verilecektir. aşınmaması için bu modayı tamim etmelidir. Modanın tamiminden sonra da tarik bedeli yarı yarıya azaltıl- malidır. Değil mi efendim?, Çift ayak yerine tek ayak... Asrımız ar yılı değil kâr yılı.. Hiç değil se bir ayaktan ta tasarruf etmiş oluruz.. Yaşasin moda.. Rikmet Feridun dört gözle beklemek- | EHİR HABERLERİ Yaman hırsız! |ikramiyeden sonra Kilisedeki iane kutusunu aşırıyordul! Evvelki gün Galatada garip bir hırsızlık olmuştur: Galatada Saint Pierre kilise- sinde herkes ibadetle meşgul bulunduğu sırada içeriye bir adam girmiş ve bir müddet etrafı tetkik ettikten sonra kapının yanında duvarda asılı bulunan iane kutusuna yanaşmıştır. Meç- hul adam halkın dalgınlığından istifade ederek yavaşça kutuyu çividen sökmüş ve koltuğunun altına yerleştirmiştir. Bu esnada kutunun içindeki paraların tıkırdısını yakında bu- lunan bir adam duyarak o tarafa dönmüş ve kutunun duvardan sökülmüş olduğunu görünce ba- ğırmağa başlamıştır. Meçhul adam yakayı ele vere- ceğini anlayınca kiliseden çıkıp olanca hızile kaçmaya başlamıştır. Kilisede bulunanlar hep birden hırsızın arkasına düşüp bağıra çağıra kovalamaya başlamışlar ve bir az ileride yoldan geçen- lerin yardımile hırsızı yakalayıp polis merkezine götürmüşlerdir. Bunun Petro isminde biri ol- duğu anlaşılmıştır. Petro ibadet için kiliseye girdiğini ve kutuyu yerde bularak aldığını iddia et- miştir. Hırsız adliyeye teslim edilecektir. Şüpheli adam Tahkikat bitti, bugünlerde karar verilecek Amerikadan Istanbula gelen ve Hoybon cemiyetine mensup olmakla maznunen yakalanan Arif ismindeki adam hakkında beşinci istintak dairesince yapılan tahki- kat bitmiştir. Evrak müddeiumu- miliğe verilmiştir. Müddeiumumilik! mütaleasını ser- dettikten sonra istintak dairesi Arif hakkında son kararını vere- cektir. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 >» *1450 > 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — « xe Abone ücretleri (odoğrudân doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem 15 — Ruzuhızır: 16 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 755 914 445 844 12 1,53 Va. 2,30 4,38 1210 16,8 19,4 21,17 ——— — —— Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 ) Belediye zabıtasında yeni teşkilât yapılacak Zabıtai belediye memurlarına maaşlarından (Obaşka ikramiye namile verilen tahsisat kesilmişti. Vali Muhiddin beyin teşebbüsü üzerine tahsisatın bu sene için de verilmesi takarrür etmiştir. Bu karar zabıtai belediye memur- larını çok memnun etmiştir. Diğer taraftan son zamanlarda zabıtai belediyenin istenildiği ka- dar çalışmadığı anlaşılmıştır. Hattâ bunu nazarı itibara alan fırka reisi Cevdet Kerim bey ikramiye tahsisatının kabulüden sonra : “Memur efendilere tebligat yapalım, daha iyi çalışsınlar..., demiştir. Belediye, zabıtai belediyeyi daha ziyade harekete getirmek maksadile yeni teşkilât ve ısla- hat yapmağa karar vermiştir. Islahat sırf idari mahiyettedir. Bütçe, kadro ve tahsisatla alâkası yoktur. Belediye bunun için yeni bir proje hazırlayaktır, Projede bilhassa esnafın mürakabesine, halkın menfaatine ait tedbirler alınacaktır. Soygunculuk Kapı açılır açılmaz he- men içeri girmişler Evvelki gece Nuruosmaniyede bir soygunculuk vakası olmuştur. Nuruosmaniyede oturan Salih efendi evde bulunmadığı sırada iki kişi eve'giderek kapıyı çalmış- lar, Salih efendinin zevcesi Şe- fika hanım misafir geldi zannile kapıyı açmıştır. Kapı açılır açılmaz iki kişi birden bire içeriye girerek silâh- larını çekip hanımı tehdit etmiş- ler, bağırırsa kendisini öldüre- ceklerini söylemişlerdir. Kadın- cağız korkusundan sesini çıkara- mamış, zorbalar odaya girerek iki kilimle bir kaç çift ayakkabı alıp savuşmuşlardır. Bilâhare Salih efendi polise müracaat ederek vakayı anlat- mıştır. Şefika hanımın tarif ettiği eşkâl üzerine zabıta tahkikat yapmış ve soyguncuların Kâmil ile arkadaşı Mehmet aldukları anlaşılmıştır. Kâmil ve Mehmet yakalanmışlardır. Bunların Beya- zıt ve Nuruosmaniye civarında yapılan diğer bir kaç hırsızlığın da failleri oldukları tesbit edil- miştir. Bursadan gelen bir hırsız burada tutuldu Zabıta, Celâl isminde birini yakalamıştır. Bu adam Bursada yakalanan bir hırsız şebekesine mensup bulunmakla maznundur. Pp Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA a Kremlin sarayinda Japon ataşemiliteri Bir çok insanları, Ford mües- sesesinin çıkardığı (o otomobiller derecesinde yekdiğerine benzeti- rim: Ford otomobilinin bir tane- sini muayene edip ona dair bir fikir edinirseniz, artık her rast- ladığınız ayni tip makine dikka- tinizi celbetmez. Ekser insanlar da, Ford arabaları gibidir! Daha evvelden gördüğünüz adamlari andırdıkları için hiç enteresan değildirler. Her nedense, son seneler zar- fında rastladığım kimselerin ço- ğunu, gerek şekil ve şemailce, gerek ahlâkça, dimağımda mev- cut insan dosyaları arasına derhal tasnif ediveriyorum. Bu adam niçin böyle gülümser? Niçin bu sözleri söyler?.. Derhal kestirip otıviriyorum. Lâkin, Moskovada gördüğüm bir Japonlu zabitle hâlâ fikrim meşgul.. Aksayi şark Imparator- luğunun Sovyetler (o nezdindeki ataşemiliterini bir türlü unutamı- yorum.. Hal ve tasnif edemiyorum. Onu, ilk defa olarak, Kremlin sarayında bize verilen büyük ziyafette gördüm. Etrafta, bakıla- cak, alâkayı calip ne çok şeyler vardı: İşte bir salon ki, duvar- larında, baştan başa falanca harp nışanının hâmillerinin isimleri ka- zılmış ve bolşevikler bu Çarlık hatırasını aynile muhafaza etmiş- ler... Işte sovyet başvekili mesabe- sinde olan Molatof'la, harbiye | vekili mesabesinde olan Varaşilof ve hariciye komiseri Litvinof karılarile yanyana... İşte, pos bıyıklı kızıl ceneral meşhur Budyonni ki, suvari alaylarile Varşova üzerine yürümüştü. Bizimle konuşurken annesinin Erzurumlu bir Türk kadını olduğunu, bir Rusla evlendiğini iddia ediyor... Işte vaktile Dağıstan Reisicum- huru olan ve bizim Jön türk'lerle Pariste vaktile arkadaşlık eden meşhur Celâl Korkmaz. Şimdi Sovyetlerin en yüksek mevkilerin- den birini işgal ediyor ve güzel türkçe konuşuyor... İşte bütün Avrupa polisini şey- tan görmüşe döndüren Radekl Kalın miyop gözlükleri altından fıldır fıldır bakıyor... İşte ortalıkta fır dönen ve bana yalvarıp mut- laka Ismet paşadan kendisi için mülâkat almamı isteyen Paris'deki Le Temps (— Tan) gazetesinini muhabiri... Işte meraklı sefirler ve dekolte karılarile konuşan (o çizmeli ve amele gömlekli yoldaşlar... İşte Efgan heyetinin yanına yaklaşarak onları (o komplimanlarla (o ferden ferda kendine bağlamak isteyen meşhur propagandacı ( bolşevik kadınları... Işte Ismet paşa, Tevfik Rüştü beyle birlikte, Sovyet vekilleri grupuna yaklaştı... Işte Afyon mebusu Ali beyle fırka kâtibi umumisi Recep bey yanyana durmuşlar; gördüklerine dair muhakeme yürütüyorlar... İşte, sofradan o kalktığımızın üstünden bir saat bile geçmemiş- ken, daha ziydar, daha şaşaalı (Devamı dördüncü sahifede) (Va - Nü) — AE düzelmez... Düzelmez azizim . Bütün milletler dost olsalar... Amca Beye göre... .. Bütün silâhları denize dök- seler... .. Dünya gene düzelmez, gene düzel- meeeece0000z! — Aman Amca bey, bedbin olma! Niçin düzelmesin? A. B. — Yusyuvarlaktır da onun için iki gözümi