17 Mayıs 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Inkılâptan sonraki bolşevik Dünkü yazımda bolşevik fırka- sının 1913 inkılâbından evvelki tarihçesini anlatmıştını. Bu gün de, inkılâptan sonra bolşeviklerin ne hal aldıklarını kısaca hulâsa ede- ğim: Hükümeti ele aldıkları sırada, fırkanın ancak on küsur bin azası vardı. Bu yekün, müteakıp sene- ler zarfında pek okadar yüksek raddeye varmadı zira, kimin muzaffer olacağı belli değildi. La- kin 1920 de bütün irtica orduları mahvedilince, inkılâpçıların uzun zeneler Rusya'ya hâkim olacağı anlaşıldı. Fırkaya tahacüm vuku- buldu, bir milyon raddelerinde âza birikti. Bunlar arasında, mevki kapmak isteyenler pek çok olduğu anla- şıldığından 1921 senesi başlanğı- cında bir tasfiye yapıldı; çokları açığa çıkarıldı. Fırkanın kapıları, sanayi amelesinin pek güzideleri müstesna hemen herkese kapa- tıldı. Yeniden bir tek münevver, bir tek köylü fırkaya alınmıyordu. Nibayet, Lenin'in vefatını mü- teakıp, fırkanın kapıları geniş mıkyasta köylüye, ve pek istisnai şerait dahilinde © münevverlere açıldı. Bugünkü günde iki buçuk mil- yon fırka âzası varmış. Buna, konsomol denen beş milyonluk “ komünist gençler birliği ,, teşki- lâtını da ilâve edin. Sonra, çocuklara mahsus Pioner teşkilâtı. Fakat yüz altmış milyonluk memleketin asıl idaresi bu ilk yedi buçuk milyonun elindedir. En mesul mevkilerde fırka âzası bulunur. Fırka bileti ceptedir. Insanı bir takım imtiyazlara malik eder. Hattâ fırkada rütbe bile vardır: Kaç senelik bolşevikseniz o de- rece mergupsunuz... Bolşevikler, sırf bu imtiyazlara malik olmak için bir fırsatını bularak fırkaya giren adamlara soputnik diyorlar ki, adetlerinin fırkada pek az nisbette oldu- gunu saniyorum, Rus komü- nist fırkası âzası, oumumiyetle Lenin'in telkinatını benimsemiş adamlardır. Bunlar, bu Jiderin tarifi veçhile “inkılâbı kendilerine meslek ittihaz etmişlerdir.,, Bir ordu zaptı raptına bağlı zabitler gibidirler. Fırka emreder: O işi bırak, bu işi yap. Derhal inkıyat. Fırka emreder: Çoluğunu çocuğunu al, Sibiryaya git. Derhal inkıyat. Yahut, karından ayrıl, memaliki ecnebiyeye git. Yine inkıyat. Fırka âzası, tavurlarile, sözlerile, halk arasında ekseriya belli olur. Bunların amele olmıyanları da amele modası takip ederler: Me- selâ, meşin ceket, meşin kasket giymek gibi... Amma, bittabi, bu mecburi filan değildir. Fırkada ameleliğe meylin derecesini gös- likmektep muallimi — Ne olurdu Amca bey, şu bizim maaşa sükna zammı yapsalardı!.. A.B. — Ev sahibi kiraya zam yapardı! itfaiyeyi ıslah Bu sene bir ecnebi mutehassıs getirilecek Yüksek katlı binalar için etfa- iyenin kullandığı merdivenler el ile kurulduğundan bunların kurul- ması ve üst katta kalanların kur- tarılması güçtür. Bu sebeple yangınlarda kulla- nılmak üzere otomatik merdiven satın alınması için 932 bütçesine on dört bin lira tahsisat konul- muştur. Bu merdivenler, yangın yerinde süratle kurulabilecek ve ayni süratle sökülecektir. Diğer taraftan şehir meclisi bütçe encümeni, itfaiyeye her sene mühim tahsisat. verildiği ve şehrin iangın tehlikesinden kur- tulmaması için icap eden fedakâr- lıklar yapıldığı halde son zaman- larda yangınların çabuk söndürü- lemediğini nazarı dikkate alarak itfaiyeyi zamanın lüzum gösterdiği şekilde tensik ve ıslâh etmek üzere bir defaya mahsus olarak bir mütahassıs getirilmesini teklif etmiş ve bu seneki bütçeye beş bin lira tahsisat koymuştur. Bir ecnebi mütahassıs bu sene getir- tilecektir. Yangın başlangıcı Karagümrükte oturan 70 yaş- larında Emine hanım namaz kılar- ken mangalda kıvılcım sıçramış secade tutuşmuştur. Yangın sön- dürülmüştür. termek için nim ecdadımda ameleydil,, deyerek öğünmeleri, eski devirlerde “be- nim ecdadım derebeğiydil, deye öğünmek mevkiini tutmuştur. Rusyada, bugün, “amelelik, en yüksek sınıfa mensubiyeti hatırlatır. Ondan sonra köylü- lük gelir. İrsann ecdadı ne bileyim meselâ ceneralsa, bunu âdeta hecaletle saklaması icab- eder. Komünistler, böyle bir moda ihdas etmişlerdir. Fırka âzası, menşei amele bile olsa, inkılâbin on küsur senesi zarfında muhtelif mekteplerden geçmiştir. Bilhassa marksizm ci- hetinden geregi gibi tenevvür etmiştir. Sovyetler, uzun senelik hâki- miyetlerini,, ordudan tiyatroya kadar, bütün içtimai, iktisadi hattâ müesseselerini böyle yekna- sak, disiplinli yedi buçuk milyon insana idare ettirdiklerine med- yundurlar. Meşhur sözdür:) Teşkilatlanmış ekalliyetler, teşkilatsız ekseriyet- leri arkalarından sürükler. (Va - Nâ) OY pe A.B. — Şöyle 3 katlı bir apar- tıman yaptırmak istiyorum amma cesaretim yok! - Masrafından mı korkuyorsun? A.B. — Hayır dedikodusundan! 5 ŞEHİR HABERLERİ Salatalık Mersinde 60 para Istanbulda 40 kuruş! Kirazla beraber taze hiyarda çıkmıştır. Fakat bu sene şehri- mizde hiyar çok bahalıdır. Balık Pazarında küçük bir salatalık 40 kuruşa satılmaktadır. Halbuki Mersinden gelen malümata naza- ran busene o civarda hiyar pek boldur. Mersinde şimden üç sala- talık beş kuruşa satılmaktadır. Iki şehir arasındaki bu fiat farkı şayanı dikkattir. Mersinden buraya bir hiyarın nakliye masrafı bir kaç paradan ibarettir. Mersin- de 60 paraya satılan salatalığın Istanbulda 40 kuruşa satılması ibtikârın kaçta kaç nisbetinde yapıldığına güzel bir misaldir. Çiçekler Belediye yıldızda yetişti- rilen çiçekleri satacak Yıldızda belediyenin O fidanlı- ğında bahçeler müdüriyetinin su- reti mahsusada yetiştirdiği çiçek- lerden çoğu piyasada satılma- maktadır.) Halbuki bu çiçekler arasında cidden müstesna ve cinsi az olanları vardır. Belediyenin az bir kâr alarak bunları ucuz fiatle satması muva- fık görülmüştür. Bu maksatla köprünün Eminönü ve Karaköy başlarındaki eski müruriye gişele- rinin çiçek satış yerleri olarak tefriki teklif edilmiştir. Fakat, bazı kimseler burası daimi surette güneşe maruz olduğu için çiçeklerin bozulacağını iddia etmişlerdir. Belediye, şehir meclisi tarafından gösterilen arzu- ya binanen şimdi şehrin münasip bir yerinde bir çiçek satış salonu bulacak ve halka ucuz fiatle k satacaktır. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — map” Abono ücretleri doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir, Adres tebdili için yirmi beş ku- rüşluk pul göndermek lâzımdır. doğrudan Muharrem 11 — Ruzuhızır: 12 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 78 921 449 846 1? o 1SI Va. 2,36 4,41 1210 16,7 19,21 21,11 — aş Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 T.H. — Yazlık şapkayı her halde almalısın! Bak ben şakadan hoşlanmam! A.B. — Ben de öyle hanım! Amca Beye göre... Mezarlıklar Zincirlikuyuda yeni bir mezarlık yapılacak Maçka mezarlığı Şişli, Beyoğlu, Başiktaş ve civarındaki semtlerin yeğâne kabristanıdır . Buraya se- nede gömülen ölüler vasatı olarak bin beş yüz kişiye baliğ oluyor. Artık bu mezarlığa yeni ölü def- netmeğe maddeten imkân kal- mamıştır. Bundan başka Maçka mezarlığı civarındaki Valde çeşme ve Peşte zade mahalleleri geceleri ve dur- gun havalarda bu mezarlığın neş- rettiği kokudan çok müteessir oluyor. Bir aralık Maçka mezar- lığı yerine Beşiktaştaki Yahya efendi mezarlığının kullanılması teklif edilmiş, fakat buranın da kullanılmıyacak derecede dolmuş olduğu anlaşılmıştır. Belediye bunun üzeride Şişlide Büyükdere yolu üstünde bir yer aramağa (o başlamıştır. (Nihayet Cevdet Kerim beyin teklifi üze- rine Şişlide Mecidiye köyü üze- rinde ve Zincirli kuyu ile Bal- mumucu çiftliği arasındaki müselles bir arazinin hükümetten istenmesi muvafık görülmüştür. Esasen civar ahalisinin talebi üzerine hükümet buradaki araziden elli dönümün mezarlık yapılmak üzere terkine muvafakat (etmişti. Fakat bu miktar arazi kâfi görülmemişti. Şimdi belediye bu araziyi mu- tazam bir mezarlık haline koymak için teşepbüsatta bulunacaklar. Diger taraftan Istanbul ciheti- nin de mezarlık ihtiyacı için Edirnekapısındaki şehitlik yanın- daki ohali ve etrafı duvarla çevrilmiş arsanın belediyeye dev- redilmesi şehitlikleri imar cemi- yeti tarafından teklif edildiğinden belediye burasını tanzim edecektir. Vapur ücretleri Vapurlar nakliye ücretlerini artırdılar Yumurta tacirlerinin (ecnebi vapur kumpanyalarından şikâyet ettiğini yazmıştık. Bu mesele git- tikçe ehemmiyetli bir şekil almak- tadır. Vapur kumpanyaları evvelce bir sandık Yumurta için, Istan- buldan Marsilya ve Barsilonaya kadar 100 kuruş alırlardı. Şimdi bu ücret 130 kuruşa çıkarılmıştır. Bu meseleden Bulgaristanda şikâyet etmektedir. Nakliye ücret- leri yüzünden, Bulgaristanın son iki ay içinde İspanyaya olan ihracatı yarı yarıya azalmıştır. Vapurcularımızdan biri, ticaret odasına müracaat ederek, ecnebi limanlarından birine muntazamen vapur işleteceğini bildirmiştir. Bu vapurcu, her seferde, vapura lüzumu kadar eşya verilmesine dair teminat istemektedir. Ticaret odası bu vapurcunun teklifini tetkik etmektedir. N N NE vg A Cİ — On paracık ve Amca bey on paracıkl A.B. — Estağfırullah, haddi- miz mi? Teşrifat cümleleri Ben bir türlü Türkçedeki teş- rifat cümlelerine alışamadım gitü. Onun için “ Allaha ısmarladık , denilecek yerde çok defa “ güle güle,, Allah rahatlık versin, diye- cekmi “Allaha ısmarladık ,, dedi- Zimi bilirim... Fakat gene düşünü- yorum da halime şükrediyorum. Ya bu kabilden daba büyük çamlar devirsem... Meselâ tanıdığım bir zat evlen- miş, yahut adamcağızın kaynanası vefat etmiş. O günde banarast- gelmiş. Ben de: — Allah emsali kesiresile mü- şerref etsin... Diyivermişim, İşte ozaman ayıkla pirincin taşını... Yahut dostlardan birinin fıttığı veya hıyarcığı çıkmış da çocuk bundan bana bahsederken: — Allah bağışlasın. Diyorum sonra da kırdığım po- tu anlayor ve tashih ediyorum: — Allah nice nice senelere yetiştirsin... OAy pardan.. Şey diyecektim.. Allah emsali kesire- sile müşerref.. Hay allah müstah- kımı versin... Gözün aydın bebira- der gözün aydın... Yoo oda değil.. Şey.. Şey... Tüvvv.. Kahr olasıca.. Aklıma gelmezki... Yahut tanıdık evlilerden birinin kaynası gurbetten gelmiş.. “ gö- zün aydın diyeceğim... Fakat hayır kâfir cümle bir türlü aklı- ma gelmez... Hemen cevhermiş gibi yumurtlamışım: — Allah bir yastıkta latsın.. Bir (o yastıktan ayrılmasın... Sonra hastalıktan yeni kalkan resmi konuştuğum bir adam... Size hastalığı hakkında izahat veriyor: — Yahu ne baş ağrısı kaldı... Ne mide ağrısı... Ne baş dön- mesi.. Ne bağırsak sancıları.. Hepsi hepsi gitti... — Allah kavuştursun.. Allah kavuştursun... Dünyada bu tarzda münasebet- sizlikler yapmaktan korktuğum kadar hiç bir şeyden korkmam.. Hikmet Feridun büyük koca- başınız Vali konağında müsamere 19 mayıs perşembe günü akşamı saat 12 de ve 20 mayıs cuma gürü saat 15 te Nişantaşında vali konağında hasta çocuklar men- faatine vali ve belediye reisi beyin muhterem refikaları hanımefen- dinin tahtı riyasetlerinde bulunan heyeti tertibiye tarafından iki büyük müsamere verilecektir. Pek hayırlı bir maksada matuf olan bu müsamerelerde piyan- kolar, dans müsabakaları ve sair eğlenceler tertip edilecektir. Bu hayırlı işe iştirak etmek istiyen zevatın Beyoğlu kayma- kamlığına ve müsamere günleri vali konağına müracaat etmeleri rica ediliyor. — Hesabın kuvvetli midir Amca bey? A.B. — Para alırken mi, para verirken mi?