13 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

13 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam, 13 Mart 1923 Eski âşıklar! - Manzum hikâye - IBu hikâyeyi, hafif bir yağmur yağdığı takdirde sevgilisile buluşmaktan vaz geçen, zamâne âşıkları okusunli| Dereden duyulmuştu ahalinin çığlığı, O tarafa koşuştu binlerçe kadın, erkek: Akıntıda bir sandal batmıştı devrilerek! Kimi: “Boğuldu... diyor! Kimi feryat ediyor, Bir baş, suyun üstünde, yavaş yavaş gidiyor! —1— istanbulun içinde, bundan yıllarca «evvel, Boyu bir sülün gibi, yüzü melekten güzel, Gönülleri aşkile kaplıyan bir kız vardı! Bazı gün, dadısile, dışarıya çıkardı : Yüzünün yarısını örtmüş yaşmağın tülü, Hele güzel endamı ipeklerle örtülü, Açmış, güneşe karşı, şık süslü bir şemsiyel.. ları koşardı, canıni veresiye, Dünyada benzeri yok, bu güzelin peşinden : Hepsinin gönlü yanmış sevdanın ateşinden... Küçük, büyük koşarken etrafa helecanlı, Ansızın ahaliyi yardı bir delikanlı, Sulara, kulaç vuran, kollurile girişti: Boğulmak üzre olan, bir vücuda yetiştil Genç (Süleyman) (Zeyneb) in sarılarak beline, Güzel kızı çıkardı derenin sahilinel 5 Bir iki ây geçmişti bu vaka üzerinden; Zavallı Süleymanın bir türlü gözlerinden Çıkmıyordu Zeynebin o sevimli hayali, Onu kurtardığı gün ne perişandı halil Böyle yıllarca gezdi işte Istanbulda hep, Dillerde güzel Zeynep ! Kalplerde güzel Zeynep | Dd Istanbulun içinde, bundan yıllarca evvel, Kuvveti, cesareti belki arslana bedel, Henüz yirmi yaşında bir delikanlı vardı: Gözleri ne ateşten, ne ölümden yılardı | Bu genç, bağı bahçesi olan bir zengin oğlu, iri, siyah gözleri kıvılcımlarlarla dolu ! Şimşek gibi sürerdi meydanlarda atını, Her gün böyle yaşardı beş altı saatını | Bu arslanlanın benzerdi ahlâkı bir kuzuya, Fakat ber kes şaşardı bu gençteki pazıya | Adımı yeri sarsar, bakışları yamandı, Güzeldi! Insaflıydil Hassastıl Kahramandı! Ahalinin dilinde ismi gezerdi her an: Delikanlı Süleymanli. Mert oğlu mert Süleyman! a Bir gündü... Gönüllerde ilk baharın hevesi, Sandallarla dolmuştu (Kâğıthane ) deresi! Durgun suyun üstünü hareliyor kürekler! Aşına bakışlarla, titriyordu yürekler! Bir çadırdan sazların aksediyor ahengil Öte yanda oynıyor kıvrak belli bir çengil Bir tarafta haşarı bir at şaha kalkıyor! Bir tarafta uşaklar yerde ateş yakıyor! Yeşil.. Penbe. Lâcivert: Kızlar giyimmiş renk renk, Bu kızlara bakarak, bir genç çekiyor kürek, Onu takip ediyor suzinâkten bir fasıll.. Çiçeklerle, kızlarla, âşıklarla velhasıl Hükmünü sürmekteydi, şarkın çapkın şairi Nedimin çok sevdiği, o güzel (lâle devri)|.. Eva Akşam... Tamam neşeler sarmışken ortalığı, Gencin ölümden bile yılmıyan çelik kalbi, Bu aşkle yanıyordu, tıpkı bir volkan gibi, Yiyip bitiriyordu kendini için için! Zavallı Süleymana Zeynebi almak için Zamanın büyükleri etmiştiler delâlet; Fakat kızın babası etmiyordu merhamet, Sanki taş kesilmişti, âşık çekerken yası, Bu, yüreği insafsız, yeniçeri ağaşıl... ei Yeşil gözlü Zeynebi istiyenler pek çoktu, Babası bu gençleri müsabakaya soktu; Dedi ki: — “Bu tarağı bıyıklarında her kim “Durdurursa kızımı ben ona vereceğiml.., Yeniçeri ağası sonra çıkardı hemen Şimşirden bir tarağı cepkeninin cebindeni Fakat bu büyük tarak o kadar ağırdı ki, Onu küçük bir çocuk taşıyamazdı belkil Birçok delikanlılar, gelip yığm yığına, Hepsi takmak istedi tarağı bıyığınal Muvaffak olamadı hiçbiri de .ne çare; Tarak hep düşüyordu dudaklarmdan yerel Süleymanın terleyen bıyıkları pek azdı, Elbet böyle ağır şey orada duramazdıl Anladı ki: Elinden gidecekti Zeynebi, Ansızın karar verip, dikildi arslan gibi: Bir kuvvetli vuruşla, saplandı şimşir tarak, Dudağının üstünde durdu kanlar akarak... Necdet Rüştü Vapurlarda kürek çekme talimleri Amerikalıların vapurlarla seyahate çıkması mevsimi gelmiştir. Geçen hafta içinde limanımıza seyyah dolu iki vapur uğradı, birçok vapurlar da Akdenizin diğer limanlarında dolaşıyor. Bu vapurların içinde bulunanlar, bilhassa genç kızlar, deniz havasile fazla yemek yiyip şişmanlamamak için her gün birkaç saat jimnastik yapmaktadırlar. Bu jimnastiğin başlıcası kürek çekmektir. Rersmimizde büyük bir transatlântiğin jimnastik salonunda kürek çekme talimi yapan kızlar görülüyor. — Aksayı Şarktan gelen top ses- leri ve kan kokuları bir müddet cihan siyasetini şaşırttı. Bu sırada toplanan terki teslihat konferansı da etrafa gürültü verdiğinden cihanın nazarı dikkati Cenevreye teveccüh etmişti. Fakat şimdi her iki hadise de gevşemiştir. Japonlar Çinin iktisadi ve askeri cihetten adeta kalpgâhı olan Şanghayı almakla devletleri bir emri vaki karşısında bırakmışlardır. Terki teslihat konferansı dahi ruznamesini tesbit için beyhude münakaşalar ile vakit geçiri;or. Zaten yakında Paskalya tatili yapacaktır. Bu fasıla esnasında cihan siya- setinde yapılan başka bir hareket bütün dünyayı ve bilhasa umum Avrupa devletlerini (o ziyadesile alâkadar etmiştir. Merkezi Avrupa ve Balkan memleketleri hayli zamandan beri iktisadi cihetten fevkalâde sıkıntı da bulunuyor. Filvaki cihanşumul iktisadi buh- randan müteessir olmıyan memle- ket yoktur. Lâkin merkezi Avru- panın vaziyeti diğer memleketlere nisbetle iki kat vahimdir. Çünkü harptan evvel iktisadi cihetten eli milyonluk bir küllolan bu memleket Sulh muahedelerinin çizdiği gayri tabii hudutlarile parçalanmış ve aralarına iktisadi ziddıyet ve siyasi münaferet gir- miştir. Bu halden cümlesinin ikti- sadi inkişafı tevekkuf etmiş ve gerilemiştir. Cihan buhranı inzimam ettikten sonra merkezi Avrupa memleket- leri için hayat imkânı kalmamıştır. Bu devletler kendilerinin kurtul- masi için büyük devletlere bir çok defalar müracaat etmişlerdi. Fakat büyük devletler akasındaki rekabet ve ziddiyetler esaslı bir yardım yapılmasına mani oldu. Almanya oAvasturyayı gümrük ittihadi vasıtasiyle Fransa bunun siyasi birliğe başlangıç addederek suya düşürmüş idi. Fransa ( Tuna ) havzasında bu- lunan memleketler arasında bir iktisadi federasyon yapmak iste- miş idi. Italya bunu kendi aleyhine bir blok ve tuzak addederek vücuda gelmesine engel olmuştu. Büyük devletlerin kendi arala- rında uyuşamamalarından dolayı merkezi Avrupa iktisadi ve siyasi cihetten çökmek tehlikesine maruz kalmıştır. Fransanın teklifi Merkezi Avrupa ve Balkanlar çöktüğü vakit arkasından bütün Avrupayı sürükliyeceği muhakkak olduğundan vaziyetin vakit geçir- meğe tahammülü yoktur. Bunun için Fransa hükümeti merkezi Avrupayı ve Balkanları kurtamak için düşündüklerini bir muhtıra şeklinde Almanya devletine ver- miş ve bu devleti birlikte çalış- mağa davet etmiştir. Fransa bu teşebbüsü yapmaz- dan evvel İngiltere ve Italya hü- kümetlerinin firkirlerini almıştır. Şimdiye kadar Almanyayı mer- kezi Avrupa işlerinden uzaklaş- tırmağa çalışan Fransanın birden bire Almanya ile teşriki mesaide bulunmamağa kalkışması siyaset âleminde derin hayretler uyandır- muştur. Bu işe Almanlar da şaşmıştır. Almanlar Fransa başvekili M. Tardiecunun bu teşebbüsünü Ingil- tere hariciye nazırı sir Con | Haftalık siyasi icmal | Merkezi Avrupayı sukuttan kurtarmak için devletler birleşiyor Faransa Alman- yaya teşviki sanayi teklifinde bulundu Simonun ilham ve tesirine atfe- diyorlar. Kimin tesirile Fransanın attığı siyasetinde bir teşkil ediyor. Bu teşebbüs ile Fransa hükümeti Almanya ile anlaşmak için ilk defa kendiliğin- den ciddi bir adım atmış oluyor. Fransanın bu teşebbüsü esas itibarile iyi karşılanmıştır. Avus- turya ve Macaristan dahi Alman- yanın iştirak edeceği bu yardım teşebbüsünden memnuniyet izhar etmişlerdir. Briandın vefatı Fransa hükümetinin Almanya ile mukarenet ve teşriki mesai için attığı ciddi adımın ferdasında M. Briand vefat etmiştir. Milletler arasında ve bilhassa fransız ve Alman milletleri beyninde hakiki Çuzlaşma ve teşriki mesai tesisine bilâ fasıla çalışan M. Briand gö- zünü kapamazdan evvel ömrünün mübim bir kısmını feda ve hasr- ettiği muazzam ve jmüşkül işin ilk hakiki semeresini görmüştür. Filvaki M. Briand Lokarno misakı ve Ren'in tahliyesi gibi almanları fransızlara yaklaştıracak mühim eserler vücuda getirmişti. Fakat bunlardan hiçbiri almanları hakiki surette memnun etmemişti. Fransız milletide bu müsaadeleri zoraki Okoparılmış cemilelerden addediyordu. Fakat o zamandan- beri fransız milletinin telâkkisi çok değişmiştir. Son Laval kabinesinin başlıca zafı ve sebebi sukutu Briand kabinede ademi mevcudiyeti ol- muştur. M. Tardieu bu defa baş- vekil ve hariciye nazırı olduğu vakit ilk işi Fransanın bütün cihana meydan okuması siyasetini bırakması olmuştur. Bunun için Ingiltereye dostluk elini uzatmıştır. Şimdi de ihtimal gene İngilterenin tesiri ile Fransa merkezi Avrupayı ve dolayısile bütün Avrupayı İelâketten kurtarmak için Alman- yaya teşriki mesai teklifinde bulunmuştur. olursa olsun bu adım cihan dönüm noktası .. Rusya - daponya Avrupanm siyasi vaziyetinde salâh emareleri görünmeğe baş- lamış ise de Asyanın ufukların- daki tehditkâr karaltı artmıştır. Rusya ile Japonya adeta bir harbe ( sürükleniyorlar. (o Sovyet hükümetinin gazeteleri Japonyanın siyaseti hakkında derin itimat- sızlık göstermekte ve Sovyetlerin her ibtimale karşı hazırlandığının ve Mançurya hudutlarında azim tahşidat yaptığını gizlemeğe lüzum görmiyorlar. Sovyet ohükümeti o Japonların şarki Sibiryaya el uzatmak için hazırladığı askeri plânlara muttali olmuştur. Japonya Sovyet hükü- meti tarafından kendisine teklif olunan ademi tecavüz misakını kabul etmemekle zaten Sui niye- tini izhar etmemişti. Bütün cihan gelecek yazı derin endişelerle bekliyor. M. Tardieunün izahatı Paris 12 (A. A.) — Başvekil M. Tardieu, âyan meclisinin harici encümeni huzurunda halen mevcut başlica hirici siyasi meseleler ve ezcümle merkezi Avrupa ve Tuna mıntakasına ait müzakereler hak- kında izahat vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: