29 Kânunusani 1932 Akşam Tütünden sonra. Afyon ekilmesi tahdit edilecek mi? Afyon yetiştirenler bunu istiyorlar Afyonkarahisar 28 — Tütün lerin tahdidi meselesi: burada bü- yük bir alâka ile karşılanmıştır. Afyon yetiştirenler tütünler gibi afyon zeriyatının da tahdit edik mesine şiddetle taraftardırlar. Eskiden memleketimizin Malat- ya, Afyon Kütahya vilâyetlerinde ve Afyon vilâyeti (etrafındaki diğer bazı vilâyetler (Afyon) yetiştirilirdi. Şimdi garp vilâyet- lerinde de afyon ekilmeğe baş- lanmıştır. Buna mukabil istihlâk bariz derecede azalmıştır. Gelecek sene- lerde afyonun da tütün gibi bir vaziyete düşmesi muhtemel görük mektedir. Bunun için afyoncular tahdit fikrini ileri sürmektedirler. Bura afyon yetiştirenlere nazaran afyon zeriyat mıntakası garpten şarka gelirken Uşak kazası dudu- dundan başlamalıdır. Birçok mü- tenevvi mahsulleri olâu Balıkesir mıntakasında Afyon ekilmelidir. Aydın ve Denizli bhavalisi de Afyon zeriyatının menedilmesi lâ- zım olan yerlerdendir. Afyoncular mutlaka bir afyon mıntakasının tayinini'istemektedirler Hakikaten Afyonkarahisar son | zamanlarda müşkül bir vazıyete düşmüştür. Afyon ekilmesi temdit edilirse. Afyonkarahisar müstahsil- leri buna pek memnun olacaklardır.* Silâhlı kaçakçılar Dörtyolda: bir kaçakçı kafilesi: yakalandı Dörtyol. 28 — Geçenlerde kuvvetli bir müfreze ile köylerde kaçak eşya takip ve taharrisine çıkmış olan: kaza jandarma ku- mandanı. geceli göndüzlü bir Hafta kadar devam: eden: takibat neti- cesinde omüsellâh bir kaçakçı grupunu silâhlarile. yakalamağa muvaffak olmuştur. Silâhları ve vesaiti nakliyelerile yakalanmış olan kaçakçılarda otüz bin yüz elli defter Suriye markalı kaçak” sigara kâğıdı, otuz yedi top kaput bezi ile yirmi sekiz fop renkli japon bezi ve bir çuval. tütün elde edilmiştir. M. Flandin M. Muşanofu kabul. etti Paris: 28: (A.A.) — Maliye na- zırı M. Flandin, dün-akşam bulgar başvekili M. Müuşanofu nezdine kabul eylemiştir.. Gaz, benzin Yiatlerin yükselmesine karşı tedbir almak lâzımdır Piyasada petrol fiatleri yük- selmektedir. Petrolun okkası 30 kuruşa kadar çıkmıştır. Fiatlerin yükselmesine iki sebep vardır; Biri Romanyadaki petrol kum- panyalarının petrolun kilosuna 60 para zam yapmasıdır. Ikinci sebepte buradaki kum- panyaların aralarında turust yap- masıdır. Bu turuste Neftsndikat idaresi de dahildir. Gaz ve benzin ticaretlerinin artması memleket iktisadiyatı için ehemmiyetli bir meseledir. Bilhassa traktör kullanan arazi sahipleri gazı daha pahalı alacak- lar, neticede zirai mahsulâtın is- tihsal fiati artacaktır. Bu yüzden Anadoluda kamyon ve otomobil nakliyatı pahalılaşacaktır. Hükümet gaz ve benzin ihtikâ- rına karşı bir tedbir almalıdır; GÜNÜN HABERLERİ Pamuk mahsulü Brezilyada bu sene pamuk az yetişti Adana, 28 — Brezilya pamuk- ları hakkında buraya şayanı dik- kat bir rapor gelmiştir. Bu rapor pamuk tüccarlanmızı şiddetle alâkadar etmektedir. Bu rapora nazaran yalnız San- pavlo o memleketindeki pamuk basadindan 18 ilâ 20 bin ton mahsul elde etmek hususunda heslenen ümitler doğru çıkma- mıştır. Bu sene umumiyetle Brezilyada pamuk azdır. Bunun için gelecek pamuk mevsiminde Türk pamuk- cularının pek fazla iş yapacakları ümit edilmektedir. Diğer taraftan hükümetimiz pamuk zeriyatını da adam akıllı islah etmek tasavvu- rundadır. Adananın yetiştirği (o pamuk piyasada fazla rağbet görmektedir. Elyafının kısa olması modern fabrikalarm tezgâhlarındaki me- kiklere uymaması buna sebep olmaktadir. Ayni zamanda ales- tikiyetiade kâfi değildir. Mısır ve Amerikada dönüm başına alınan beş yüz kiloya mukabil Adanada yüz kilodan fazla hasilât pek nadir görülmektedir. Bu itibarla çifçinin sarfettiği emek parayı karşılama- maktadır. Bu az istihsale sebep olarak da kullanılan tohumun fenalığı gös- terilmektedir. Hükümet Adana ve diğer pamuk mıntıkalarında yeni bir tohum ekmeği tecrübe edecektir. En zengin kadın kadını Dünyanın en zengin Japondür.. Madam Yone Sussu- Zuki: ismindeki bu kadının bizim paramızla 50 milyon lira serveti vardır. Bu servet çiftlikler, fab- rikalar, bir çok vapurlar vepamuk tarlaları üzerine konmuştur.Zengin Japon kadını, Mançuri'de ölen Japon askerlerinin ailelerine yar- dım için bir milyon lira teberrü etmiştir. Şeker istihsalâtı 1932 senesinde tenzil: edilecek Nev-York, 28 (A.A.) — Küba hükümeti Cava'dan; beynelmilel itilâf mucibince şeker istihsalâ- tının tenzilini gösteren ve 1932 senesinde şeker ziraat sahasının mesahasinı irae eden erkamın acilen neşredilmesini talep et- miştir. Halk sokaklarda durmıyacak Brunsvick, 27 ( Hususi) — Şe- birde sükün ve asayişi muhafaza için oneşredilen bir emirname mucibince halkın sokaklarda dur- ması (o menedilmiştir. Yalnız ço- cuklar bundan müstesnadır. Ingiliz kabinesi Nazırlar arasında ihtilaf Muhafazakârlar şiddetli himaye istiyorlar Londra, 28 — Ingiliz kabine- sinde nazırlar arasında gümrük tarifeleri (o meselesinden O dolayı ihtil†çıkmıştır. Nazırlardan mu- hafazakâr fırkası'lideri M. Baldvin ve diğer bu fırka mensupları şiddetli Ohimaye usulü tatbiki hususunda israr ediyorlar. Başvekil M. Makdonald ve liberal nazırlar ise bu hususta daha mutedil hareket edilmesine taraftar bulu- nuyorlar. Bazı muhafazakâr gazeteler M. Baldvin'in kabineyi terketmesi için tazyık yapıldığını iddia edi- yorlar. Vaziyet. karışıktır. Mamafi bir itilâf hasıl olacağı ümit olu- nuyor. Hitler firkası gittikçe kuvvetleniyor Munich, 28 (A. A.Y — Hitler taraftarı bir gazete olan Voelki- scher Beobachter, kânunuevvel ayında 120,000 yedi aza kayde- dilmiş olduğunu yazıyor. Kayıt için vukubulan müracaatlar pek çoktur. Hitler fırkasının yakında 1 milyondan. fazla azaya. malik olması muhtemeldir. Timortaş Tahranda Tahran 28 (A.A. ) — Saray nazırı Timortaş han-Avrupa seya- hatinden avdet ve buraya muva- salât etmiştir. Rusya - Romanya Romen hariciye nazırı; ne diyor? Paris 28 (A.A.) — Prens Kiga, Excelsior muhabirine vaki beya- ” natında Romanya" ile Rusya ara- sinda mükâleme mevcut olduğunu, fakat Sovyetler Besarapya mese- lesinin hallini sonraya. bırakmak istediklerinden netice elde edile- mediğini söylemiş maamafih: Ro- manya ile.Rusya arasındaki mü- nasebatın. 1929: senesinde yapılan Litvinof protokoluna tevfikan: es- kisi gibi idare olunacağını beyan eylemiştir. Romen nazın, Sovyetlerin Bu kabil (Omisaklar (o aktetmelerinin sebebi: Cenevrede ( kendilerihi dünyanın. kepsila muslihane- ge- çirmek ister gibi göstermek oldü- ğunu. söylemiştir. Prens Kige, terki teslihat hi- sunda; Cenevrede fransız noktai nazarını:takviye. edeçeğini ısrarla beyan eylemiştir. Hindistanda Kişmir vilâyetinde yağmalar devam ediyor Jammu, 28 (A. Aİ — Kişmir vilâyetinin birçok yerlerinde zuhur eden kargaşalıklar neticesinde hükümet makamatina hususi salâ- hiyetler balişeden ve alti ay müddetle muteber bulunan bir emirname neşrolunmuştur. Birçok kasabalar yağma edilmiş, yıkılmış ve bazı cinayetler ika edilmiştir. Bombay 28 (A.A.) — 25 Hint ticaret birliği ve bilhassa bir Hint ticaret odası ile altin ve gümüş piyasası, pamuk, zahire komisyon- cuları birlikleri, altın ve gütrüş tacirleri, Yuvarlak masa konfe- ransı komisyonunun Gandhi mev- cut olmaksızın mesaisini protesto maksadile bugünden itibaren bir haftalik bir greve başlamak kara- rını vermişlerdir. AKŞAM'ın tefrikası: No: 9 Sahife 5 29 Kânunusani 1937 KERE ENEL ALO ŞE İLLA NE 7 AYR ZINDAN HATIRALARI KADEŞ LR ARI EA AŞA Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri :- * ARR ee i agzi Ahm ENİNE ayder, Tefrikamıza alt vesikalardan Buradaki bu iki paşa maznun- ları karşılarına aldıkları vakit nöbet bunun rol değiştiren iki aktör gibi kâh biri, kâh diğeri samimi ve müşfik, ciddi ve şirin ogörünür, ve evvelâ biri okşayayrk öldürmek isterken, maznunun bu tuzağa düşmediği görülünce öteteki vahşi tırnakla- rile kanlı dişlerini gösterirdi. Biri “evlâdım, oğlum, hattâ kardeşim,, diye tövbe ve nedamet tavsiye ederek her şeyi itiraf ettiği; takdirde affı şahaneyi vat, ve tepşir eyler, fakat maznun bu yalanlara, bu sözlere aldırış etme- yince öteki, kırbacını sallayarak : — Alçak, namussuz, diye di- yağa başlar ve artık işkencenin envar' bitip tükenmezdi. Mektebi tibbiyenin cami altısı * bam başka bir âlemdi. Bürasını baş tarafta kâfi derecede anlat- tağım için kısa kesmeliyim. Burada hâkim olan yegâne korku ve endişe, ibtilâlci' ve (Jon Türk) yetiştirmekte: şöhreti olan (Mek- tebi tıbbiyei şahane) nin birgün biden'bire ve topluca ayaklanması, isyan: etmesi korkusudur. Buranın kendine mahsus: usul- leri; âdat, kavaidi vardır. (Tersane zindanı) ise dala zi- yada. baliriyeli. maznun' ve mev- kuflara bas gibi görünürse de, orasi cürmü itibarile işi Karışık olan maznımların uğragı idi. Kasımpaşa da, bahriye nezare- tinin arkasından bir Hayli gittik- ten sonra arkası muazzam bir düvar kapalı, önü denize nazar bir yerdir. Bu duvarm meskün olan Kasımpaşa kısmına (Zından arkası) derler. Buratın diğerleri gibi büyük demir kapıları; demir parmaklıklı | küçük pencereleri vardı. Karanlık, havasız, rotubetli ve mümkün olduğu: Kadar pis bir mahzen. Yatak; oturacak kırık talita kere- vetlerden başka bir şey yok. Büranın Heyeti hakimesi yoktü. Burası daha ziyade gözden uzakça bulundurulmak, izi kaybettirilmek istenen: mevkuflar içindi. Buraya giren, bu pislik içinde bir lokma: kuru ekmek bir yudüm su ile günler ve günlerl& oturur, tahta kuruları örümcekler, ha- mam'bötekler, akrepler ortasında boynu bügük, sessiz sadasız ora- dan alınıp başka bir mahpusa başka bir zindane götürecekleri güne kadar bekledimdi. Demir parmaklıklı pencereden Haliç görünürdü. Fazat gözler, fersiz. gözler Halice kadar giden, orada tersane rıhtımında, ayak- larındaki: kalin demir zincirler şangırdatarak aşağı yukari" iş gören, taş kıran yük taşıyan, molozlar içinde iki büklüm uğra şan asker hapisleri, pıranga- bentleri görürdü. Bunların başlarında elleri sopalı ve kırbaçlı. gardıyanlar: vardı. Bunlar sabahtan akşama kadar güneşin altında bir lahze durup dinlenmeden çalışırlardı. Ve ak- şam olunca sopa ve kırbaçlıların önünde gene zincirlerini şanğır- datarak zindanlarına sokulurlar. (Taş kışla divanı harbi) ise Babı Ser Askeri muhakemat dairesi müddelumumisi ferik Reşit paşa- nın riyasetinde' idi. .Burada Tay» yar paşa, Teşrifiye vapuru ikinci kaptanı Behçet, topçu miralayla- rından: Faik ve nakliye miralayı Mehmet beyler âza idiler. Burası Yıldız Sarayı ile daima temasta bulunan ve mütemadiyen gece gündüz oradan talimat alan müstesna bir yerdi. Taş kışla bodrumlarında o vakit mederlerse genç mevkuftu. Bunlar kafile kafile giderler, başka mah- buslara menfalara, giderler, fakat daima yerleri boş kalmaz, taze, yeni kafileler gelir koguşları doldururdu. Daha sonra ( Babı zaptiye ), (Mebterhane).... Ilâh bir adı eşken- cehane. azaphane vardı. Ve: hepsi aşağı yukarı birbirine benzerdi. Ben bunların hepsini dolaştım. Bazısında bir iki gece, Bazısr mda bir kaç hafta kalarak hepsi- nin' acısım çektim. (Tersane zındanın) dan başka | Her yerde gece gündüz Hey'etler huzuruna çıkarıldım; bitip tüken- “mek bilmiyen suallerle istintak edildim. Daima cürmümün iki delili yüzüme savrulurdu: 1 — Yafta asışım, 2 — Muskalr kâğitlara sarıl- mış İtalyan posta pulu. Fakat Hepsinde aşağı yukarı Hep ayni hal cereyan eder dönüp dolaşarak öğrenmek istedikleri nisbette karar kılardı: — Seni teşvik edenler kim, şeriki cürümlerin kim? — İstanbul teşkilatı. nerede ve kimler? Ben ölümü. göze almış bir inat ile daima bu suali ocevapsız bırakırdım. Işte Beşiktaş karakolundan baş- layarak bütün bu saydığım yer- lerde dolaştıktan ve her yerinde kuvvetimden, ümidimden ve ben- liğimden birer parçasım bıraktık- dan sonra tıbbiyenin (cami altı ) sına götürülmüştüm. Bu sekiz ay zarfinda ne akra- bamdan, nede dostlarımdan ve tanıdıklarımdan hiç kimsenin yü- zünü görememiştim. Ya mütema- diyen yer değiştirdiğim için izimi bulamayorlardı. Yahut geliyorlar, buluyorlarda ( gösterilmeyordum. Madi ve manevi ezaların içinde beni: harap eden asıl bu yalnız- lıktı, nn o Grip salgını Grip size bulaşmaması için üstünüzde daima ufak bir cepte taşınır tükenmez bir nefes çekme cihazı olan POHO'yu mmelen muhafaza ve tedavi eden bir ilâçtır. Her tübü merhem vo ona Denzer her hangi bir iliçlan daha idareli ve müessikdir, Bütün büyük öczanelerde satılır;