Sahife 8 Atina mektupları Herkes iktisadi buhrana çare aramakla meşgul Hariçten istikraz yapılamazsa bütçe açığı kapatılamıyacak Atinanın kibar mahallesi olan Falerden bir manzara Atina, 16 (Hususi muhabiri- mizden) — Alman baş vekili M. Brüning'in Almanyanın artık tami- rat nimile hiç bir para tesviye edemiyeceği hakkındaki beyanatı burada bir bomba patlatmış, Yunan mali ve siyasi muhafilii büyük bir telâş ve endişeye dü- şürmüştür. Yunanistan Almanya- nın ödediği tamirattan, bir hisse aldığı cihetle, Alman baş vekili- nin bu beyanatı, Yunan bütçesi- nin güçlükle temin edilebilen muvazenesini bozacağından yunan- lıların bu telâşını tabii görmek lâzımdır. Almanyanın bu kararı da Bul- garistanı (o Yunanistana tamirat ödemekten istinkâfa sevketmesi tabii bulunduğu cihetle Yunan büt- çesinde hasıl olacak açık daha büyük olacaktır. Bu sebeple baş vekil M. Venizelosun riyaseti altında akte- dilmiş © içtimada (M. Bruningin beyanatından tehaddüs eden yeni vaziyet uzun uzadıya tetkik edil- miştir. Selâhiyettar Yunan muhafilin- den teraşşuh eden malümata göre Yunan hükümeti, Bulgar tamira- tından kendisine isabet (eden yüzde 70 nisbetindeki hisseden, bazı Avrupa devletlerine karşı olan bir takım mali teahhütlerden azade bırakıldığı takdirde, hiç bir vechile ve suretle ferağet etmek niyetinde (değildir. (Bu ictima esnasında, Yunan ihraç bankasının piyasada mevcut olan evrakı nak- tiye için kasalarında mevcut altın karşılığını yüzde4Odan yüzde 30 za indirmeye, iskonto faizini yüzde İlden 12 ye çıkarmaya karar verilmiştir. Diğer Yunan bankaları devlet bankasma teban iskonto faizlerini (o yükseltmek niyetinde bulunmaları Yunan mehafili tüc- cariyesinde büyük bir telâş uyan- dırmıştır. Ezcümle Atina | ticaret odası, bu karar neticesinde taşra ticaret odalarına gönderdiği bir tamimde, memlekette hüküm süren iktisadi buhran hasebile, buğday gibi ihtiyacatı zaruriye müstesna olmak şartile tacirlerin bankalardan kredi bekletmemelerli | lâzım geldiğini bildirmiş ve Lozanda toplanacak tamirat konferansından müsbet bir netice hasıl olamadığı takdirde, Yunan ticaretinin uğrayacağı müşkilâtın daha vahim ve ağır olmasına intizar (etmek lâzım geldiğini de ilâve etmiştir. Evvelki mektubumda da bildir- diğim vechile, Tesalyada açlık ve sefalet gündengüne büyümektedir. Muhalif gazetelerin, büyük barflarla ve ımüheyic serlevhal-r ile neşr ettikleri haberlere göre, Kardiça civarındaki aç köylüler bir kaç defa, şehire akın ederek büyük nümayişle yapmışlar ve hükümetten kendilerine buğday vi mısır tevziini talep eylemişler- ir, , Vakıa hükümet taraftarı gazete- ler, muhalif gaazetelerin hadisatı izam ettiklerini ve köylülerin aç bulunmadığını iddia ediyorlar ise de, Tesalya köylülerinin pek müşkül bir vaziyette bulundukları muhakkaktır, bunun da sebebi, son şiddetli yağmurlar hasebile, mahsullerin makvolması ve köy- lülerin elinde bulunan üzüm ve | tütün gibi halkın belli başlı ser- vetini teşkil eden mahsulâtin temin edilememesidir. Bilhassa İngilterede yerli mal kullanmak için yapılan şiddetli propagandalar, Yunanistanın üzüm ve tütün ihracatına mütbiş dar- beler indirmiş, her sene noel ve yılbaşı yortularinda yapılan pudingler için İngiltereye milyon- larca üzüm ihraç eden köylüler, bu sene pek cüzi ihracatta bulun- muştur, Vakıa yunan kükümeti, köylü- nün elinde kalan üzümlerin dahilde sarf ve istihlâki için iki günde bir askerlere verilen bir büçuk okka tayin ekmeğinin yarım okkasına üzüm karıştırılmasını karar altına almış ve bunu da tatbika başla- mış ise de, köylünün elinde bulu- nan milyonlarca okka üzümün tamamen istihlâki mümkün ola- mamıştır. Şimdi Yunanistanda, bütün siyasi ve fırka mücadeleleri bir tarafa bırakılmış, herkes iktisadi bulrana çare bulmak derdile meşgul ol- mağa başlamıştır. Eğer Yunanistan, Paristen ümit ve intizar edildiği gibi 5-6 milyon strerlin liralık bir istikraz aktına muvaffak olamazsa, bu sene Yunan bütçesinin açıksız kapatılmasına imkân ve ihtimal yoktur. k*X Aramak Bulmak Almak Satmak İçin Akşam'a bir küçük ilân koydurunuz, derhal alıcı ve satıcı bulursunuz. Çünkü AKŞAM Bütün Türkiye'de en fazla satılan gazetedir. Doktorların kazanç vergisi Mazhar Osman bey bu sene kazanç vergisi alınmamasını istiyor Doktor Mazhar “Istanbul seririyetı,, mecmuasının son nüshasında “Ayın akisleri, ! ünvanlı bir makale neşretmiştir. Mazhar Osman bey hastahane doktorlarının sabahları sekizden saat üçe kadar hastahanelerinden ayrılâamamak mecburiyetinin ge- çen ay tamamile tatbik edil diğini ve hiç bir hekimin bu emir ohilâfına hareket etme- diğini söyledikten sowra: “Böyle bir derse ihtiyacımızın olduğunu pek iyi takdir eden insaflı arka- daşlarımızın bu şiddetli rejimi memleketin ve irfanımızın selâmeti namına haklı bulduklarından emi- niz.,, diyor. Mazhar Osman bey, hiç olmazsa kış günleri sabah ve akşam devam zamanlarının birer saat azaltılma- sını vekâletten rica ve şu satırları ilâve ediyor: “Dışarıda hekimlik saati hemen hiç kalmayan hastahane doktorları- Mazhar Osman bey nın bu sene kazanç vergisinden affi icap eder. Muhterem vekâletimiz- den bir şey daha rica edeceğiz; bizi yoluna koyduklarını takdir ve şükranla gördük. Bir sevap daha etselerde fakül- te ve emsali tedris müesseseleri- ni de idarelerine alsalar. Onların devam ve sâye hastahanelerden çok ihtiyacı var. Zaten hastaha- neler ne yaz tatili, ne sömestr tatili, ne bayram ve seyran birşey bilmeksizin hergün çalışıyordu. Hastahaneye muntazaman devam etmeyenler , vazifelerini (o ihmal edenler herkesin gözüne batıyordu. Asıl memlekete doktor yetiş- tiren müessesenin hocalarını da her gün getirtmeğe ve saat üçe kadar klinik ve lâboratuvarlarında tutmağa muvaffak olurlarsa fakülte kendiliğinden düzelir.,, Mazhar Osınan bey bununla ötedenberi müdafaa ettiği tıp fakültesi ıslahı bahsine bir daha avdet ediyor. Esat bey kütüphanesi Yenişehirde Akbıyıkköyü halkı aralarında para toplayarak bir kütüphane tessis etmişlerdir . Maarif vekili Esat bey kütüpha- neye 115 cilt eser hediye ettiği için kütüphaneye (Esat bey kü- tüphanesi) ismi verilmiştir. Aym zamanda buradaki mual- limler mektebinde maarif vekili- nin namını taşımasını münasıp görmüşler ve Esat beye bir mek- tüp yazarak bu kararlarını bildir- mişlerdir. Bir tevkif Polis 2inci oşube omüdiriyeti Himmet isminde birisini tevkif etmiştir. Bu adam mühim bir sah- tekârlık cürmünden maznundur. Himmet tahkikat evrakile birlikte adliyeye teslim edilmiştir. Ikinci istintak dairesi tahkikat yapmak- tadır. .Mürüve Osman bey, | t hanım öldü 19 Kânunüsani 1923 mü, öldürüldü mü? Sıra numarası: 8 Ahmet Cezmi her zamanki lâkayıt tavrı il8 sordu: Şemi Musa beyin ithamından sonra imzasız bir mektup aldınız mı? Mehlika: aldım! dedi Açtı, bir kaç sâhife çevirdi. — Elyazısı, dedi. Amma eski değil, Sonra Mehlikaya döndü : — Bu yazıyı tanıdınız mı? Mehlika baktı: — Merhum amcamın yazısı. Ahmet Cezmi bir kaç sahife daha çevirdi. Sonuna göz attı: — Böyle bir defter daha ola- cak. Rafta, bu defter konduktan sonra, bir defterlik yer daha kalıyordu. Fakat Behçet buna ehemmiyet verecek halde değildi. Cezminin kendisini yanına çağırdığını düşü- nüyordu. Acaba iki genç lazm bakışmalarını daha mı iyi tetkik etmek, nazarlarmdan mana mı çıkarmak istiyordu? İki genç kız, birbirlerinin yözüne bakmadılar bile. Ahmet Cezmi elindeki defterle meşguldü: — Yok, dedi, defter burada tamam: oluyor. Bunun gibi başka bir defter daha olmıyacak. Defteri aldığı yere koydu. Defterin . yanında kalan, bir defterlik daha yere baktı, düşün- meğe başladı. Bunun üzerine Mehlika ses- lendi, sakin bir sesle: — Cezmi (o beyefendi, dedi, hani bir sual daha soracaktınız? Hızla döndü ve gözlerini iki gençkıza dikti. Mehlika solda, pen- cerenin önünde idi Hadiye,ürkek bir tavurla biraz geride duruyordu. Melikaya hitap etti: — Siz Musa beyin ithamından sonra hiç imzasız mektap aldı- nız mı? — Bir tane aldım... Hadiye bu söz üzerine irkildi. Mehlika devam etti: — Pazar sabahı aldım. Sizin tahkikata memur edildiğinizi ha- ber veriyordu. Ahmet Cezmi, lâkayıt tavrı ile: — Ya, dedi, demek pazar sa- bahı aldınız. Görebilir miyin? Mehlika hayır.. demek ister gibi başını salladı. Ahmet Cezmi güldü: — Anladım, yırtıp attınız. her zamanki — Hayır, sakladım. Odamda, Fakat odam mühürlü. — Allah allah!.. Odanızı da mı mühürlediler ? Mehlika gene içini çekti: — Maznun değil miyim? Hadiye söze karıştı: — Haklı söylemek lâzım ge- lirse bu oda Mürüvvet hamar- efendinin odasının sırasındaydı. — Teşekkür ederim Hadiye hanımemendi, Mehlika hanımın epi 'canmı sıktım. Biraz da sizin hafızanızdan istifade edelim. Mürüvvet hanım, bundan on iki gün evel, yani bir cumartesi günü defnedildi değil mi? — Evet efendim. — Merhumenin malını Mehlika kanıma hibe ettiğini yirmi dör- düncü noterlikten o gün öğrendi- niz değil mi? — Evet fendim. — Şemi Musa beyde o gün öğrendi değil mi? — Evet efendim. — Daba ertesi gün mektup geldi öyle mi ? Abmet Cezmi bunu sorarken Mehlikaya döndü. Mehlika “evet,, demek ister gibi başını salladı. — Biraz sonrada adliye ve zabıta memurları gelip odaları mühürlediler? — Tam saat on birde. Ahmet Cezmi güldü: — Her ikinizin de hatırında saatler kaldığı için şayanı tebrik- siniz. Benim gibi adam için bunun büyük ehemmiyeti vardır. Hadiye Muhlis konuştukça açıl- mıştı. Maneviyatma kuvvet gel- mişti. Ahmet Cezminin sözüne oda güldü. Ahmet Cezmi artık gülmiyordu. Sert sordu: — Odaları mühürlemeden evel aradılar mı? — Hayır. Müddeiumumilik hiç bir şeye dokunulmamasını söylemiş — Malüm, fakat mademki işi ben elime aldım.. Mehlika yerinden fırladı: — Odaları açacak mısınız? Eğer açacaksanız ben de yanı- nızda bulunayim. İtham altında olan benim. Ahmet Cezmi sesle cevap verdi: — Sinirlenmeyiniz hanımefendi, mühürleri biraz evvel söylediğim gibi, ancak müstantık veya komi- ser açabilir. (Benim istediğim sadece... Hadiyeyi işaret etti: —Hadiye hanımın bana odaların kapısını göstermesiydi. Memlika oturdu: — Emredersiniz. : Abme Cezmi Hadiyeye yaklaştı: — Hem bana odaların msrede olduğunu gösteriniz, ben de Şemi Musa beyden bahsedersiniz. — Ben Musa bey kadar küstah adam görmedim. Hem Mehlika hanım itham etti, hemde beni ithamına zahip göstermeğe kalktı. bi (Bitmedij imzasız yumuşak bir ge mmm İİ A UMUM EMLAK ACENTESİ EMLÂK IDARESI ALIM ve SATIM KIRA ÜZERİNE AVANS IPOTEK Kati Ketumiyet Istanbul Bahçekapı, Taş Han No. 20-21-22 Telefon: 90507; Posta kutusu : 658 İstanbul