26 Kânunuevvel 1931 nü Sahife 8 Akşam z rem » — Kari'lerimizin — iki Haftalık siyasi icmal İl mükatatı tsralan | ki e miz “venera utyepoli mes- Tamirata dair Bal'da hususi komitede | isi zannın yep hararetli münakaşalar - İngiltere ile Fransa arasında münaferet şiddetleniyor Cihan - siyaseti “sviçrenin Bal şehrinde tamirat meselesi dolayi- sile toplanmış olan hususi komite- nin müzakeratı etrafındadönüyor. Filvaki burada toplananlar büyük devletlerin Merkez Bankaları tara- fından gösterilen mâli .mütehassıs- lardır. Komitenin 'bulacağı netice- ler istişari mahiyettedir. Kat'i karar alâkadar devletlere ve bunlar “tarafından, davet -edile- cek konferansa ittir. Maahaza Almanyanın mali vaziyetini ve tediye kudretini “tetkik etmek vazifesi hususi: komiteye verilmiş olduğundan bunun 'bulacağı -neti- csler şüphesiz 'konferanstaki mü- zakerata ve verilec&k “kararlara esas ittihaz olunacaktır. Bunun için: komitede gayet hararetli (o münâkaşalar “oluyor. Burada devletler ikiye ayrılmıştır. Fransız mütehassısı M. Rist ile Fransanın müttefiki hükümetlerin mütehassısları, “komitenin “yalnız şarta tabi olan tamirat taksitleri noktai nazarından tetkikat yap- masını ve o yolda rapor yazma- sını istiyorlar ve bunda israr ediyorlar. İngiltere ise tamiratın cihan buhrani üzerindeki tesiri itibarile tetkik edilerek bunun ilgası yahut tadili yolunda tavsi- yede bulunulması hususunda israr etmektedir. Almanya esas itibarile bu fikirde olup tamirat meselesinin yeniden ve cihan , iktisadiyatı noktai na- zarından hallolunmasını istiyor. Italya ve küçük devletler de Ingiltere o mütehassısının fikrine mütemayildir. Komite Almanya hükümetinin verdiği malümattan istihsal settiği neticeler ile diğer menabiden aldığı malümat arasında büyük “bir#fatk bulmamıştır. Fakat yukarda söylediğimiz e&baptan dolayı bir karara gelemiyor. Almanyanın ticari borçlarını tetkik için Berlinde “toplanan diğer bir komite de bu cihetten tetkikatını yapmış ise de Bal'daki komitenin vereceği karara intiza- ren bir karar verememektedir. Çünkü #icari borçların tediyesine Almanyanın ne derecede kudreti olduğu ancak tamirat mükellifiye- tinin taayyün eylemesinden sonra anlaşılabilecektir. Baldaki hususi komitede Fran- sız ve İngiliz mütehassısları ve taraftarları arasında -Şiddetli mü- nakaşalar cereyan eder iken diğer taraftan İngiltere ve Fransa hir kümetleri arasında notalar teatisi suretinde diğer bir mübareze daha cereyan ediyor. “İngiltere hükümeti Fransaya verdiği son notada Paris hükümetinin “tamirat meselesinde öteden beti 'tâkip ettiği siyaseti şiddetle tenkit et- miş ve şimdiye kadar Almanyanın tamirat hesabına verdiği parâlar münhasıran İngilizlerin cebinden çıkmıştır. Şöyle ki Ingiltere -harpten-sonra Almanyanın iktisadi vaziyetinin dü- zelmesi için İngiliz “piyasalarını Ingiliz sanayii zararına Alman emtiasına açmış ve “diğer taraftan Almansanayiini ve ticaretini “can- landırmak için Almanlara milyar- larca sermaye ve kredi vermiştir. Almanlar ise bu suretle Ingiliz- lerden temin ettikleri istifadelerin çoğunu tamirat için Fransaya vermişler ve nihayet bu günkü sıkışık vaziyete düşmüşlerdir. Amerika kongresinde Tamirat we harp “borçları üze- rinde mübareze yalnız Avrupada cereyan etmiyor. Amerikan kon- gresinde yani parlâmentosunda dahi gayet muazzam bir mücadele cereyan ediyor. Burada mübareze Amerika reisicumhuru Mr. Hoover ve hükümeti ile ayan ve mebusan meclislerindeki ekseriyetler ara- sındadır. Reisicumhur cihan buhranının başlıca amili harp borçları ve tamirat olduğu kanaatında oldu- ğundan Amerikanın bu hususta fedakârlık yapmasını istiyor. Kongre «ekseriyeti . ise Ameri- kanın kendi.derdi'başından aşmış bulunduğu 'bir sırada Amerikanın Avrupa “devletlerinden olan ala- caklarından (oasla © vazgeçmek istemiyor. Hattâ Mr. Hoovetin harp borç- larile tamiratın bir -sene-müddetle tecil kararını tasdiki de bir mesle olmuştur. Fakat nihayet hem Ayan hem Mebusan fimabaat harp borçlarının'ilga yahut tenkis edilmemesini ve Reisicumhurun bu yolda teşebbüsatta bulunma» masını -şart koymuştur. Lâkin 'bu kayıtlar tecil müddeti- nin temdidine mani olmadığından bu netice Mr. Hoover için binnispe bir muvaffakiyettir. Tamirat konferansında'dahi bu yolda bir karar verilmesi ihtimal haricinde değildir. Amerikan kongresinin şimdiki asabiyet devri geçtikten sonra hakiki vaziyetin vcabına göre yeni tedahir alması ve daha mür- sait “harekette bulunması dahi ümit ediliyor. Fakat şimdilik vaziyet ziyadesile 'karışiktır. Aksayışark Amerikan kongresi ((Aksayr- şarktaki (o vaziyetten we Mr. Hoover'in “bu meselede takip eylediği “politikadan memnun ol- mamıştır. Kengrenin zoru üzerine Amerika hariçiye nazırı Japonya hükümetinin nazarı dikkatını celb- betmiş ve Mançuride yapılan şeylerin “uhudun 'hilâfına olduğunu kaydetmiştir. Fakat bu teşebbüsat Japonyanın harâketi üzerine bir tesir icra etmemiştir. Japonya, bir taraftan Rusların Mogolıstandaki hazırlıklarına ve diğer taraftan “Çin hükümetinin ve > Mançuriye hemâivar olan yerlerdeki Çin askeri kuvvetlerine karşı ihtiyatlı bulunmak üzere Japonyadan külliyetli asker sevk- etmektedir. Mançuride Japonların himayesi altında -merkezi Muk- dende olmak üzere 'teşkil edilen mahalli hükümet Nankin bükü- metini tanımamaktadır. Esasen milli Çin hükümeti, “cümbhuriyeti tesis eden Komintang fırkasının sol cenahının zoru ile reisicumhur Ceneral Çan Kay Şek'in ve bunun hükümetinin istifa eylemiş olma- sından dolayı karışıklıklar içinde bulunuyor. Fransız işsizlerinin Noel gecesi nümayişi Paris, 25 (A.A.) — “işsizler, hükümet merkezinin muhtelif noktalarında halkın Noel-eğlence- lerile gecelediği o müesseselerin önünde -nümayişler yapmağa te- şebbüs etmişlerdir. Polis nümayiş- çileri dağıtmış ve içlerinden doku- zunu tevkif etmiştir. Polislerden ikisi hafifçe bere- lenmişlerdir. karık ço) a o lar ig İz kadunu kocası o 0 yolda o giderken ” bir sat snalı bul e Y muş, eve getirmiş | we karısına daha üç:mal ile “bir sat bu: luvsam inşallah 'kâbeye gider hacı'olu rum demiş, Ikisi de 'bunu tahayyül ederek uzun uzun konuşmuşlar, Nihayet karısı demiş ki: -— Hacı efendi, Kâbeden “dönüşte bir- azda beni atla ;gezdirirsin değil mi? Bunun üzerine -adam hiddetlenerek: — Be kadın demiş © kadar .yorgun ata binilir de gezmeğe gidilir mi? Senin hiç Allahtan korkun yök mu? demiş ve ağıza mükemmel “bir sopa çekmiş. Saki — 408 — Kahveci Hacı efendi gün gör zat idi. Kahvede mubalâğalı © bir fikra o makleden olursa kahvenin orta yerine iple sarkıltılmış çıngırağı geker herkes kü- lüşürdu, Bir gün yabancı bir zat şöyle bir vak'a anlattı, — Karadenizde müthiş bir fırtınaya yakalandık, bir anda .ortalık karardı. Vapurdaki imdat topunu attılar. Ortalık açıldı. * Sonra sanladık ki büyük bir ibalık vapuru :yutmuş, “Top ;patlayınca midesi bulanmış, bizi suyun üstüne kusmuş. Dinleyenler 'bâktılar (kahveci kapr dan çıkıyor. “Sordular: — Hacı efendi nereye. Hacı cevap verdi; — Bu iş;benim çıngırağın işi değil Ayvansaraya kampana çalmağa gidiyo- rum, AM, — 409 — Iki adam ara sında: — Posta gonlarını “neden katarın (— başına korlar “anlamam ki?) — Aptal, bunu anlamıyacak ne var. Mektupların daha -evvel şahip- lerine varmasını temin,etmek için! demiş... Muhiddin va- — 410 — Hafız ağa saç- larını kestirmişti, fakat sineklerden okadar srahatsız oluyordu ki., Bir satkadaşını gördü ve !bir çare sordu, O.da.ona Şu tavsiyede “bulundu; — Başına kurumayan zamklardan sür, o zaman ısıramazlar, ısırsalar bile duy- mazsın dedi, Hafız kestirdiği saçlarına öyle acıyordı kil, Ameliyata başladı ve bilirdi. Bir kaç:şaat sonra aynayı alıp baktığı zaman başında eski saçlarından farkı olmayan sinekler (“ordusunu “görünce (şaşırdı kaldı, Namık — 401 — Mubakemenin birinde ;burunsuz avukat müdafaa namosiniokurken kekelermiğ. Bü“ yükçe bir buruna | sahip olan hakim istihza. İçin müba- şire iş ki — Efendiye bir gözlük ver de güzel okusun. Avukat — “Gözlük 'takacak burnum yok, lütfen gözlüğünüzle berâber :butnü- nuzun «a yarısını VeLİNİZ. A. Sual Fıkra mükâfatları Fıkraları dereedilen kâri'lerimizin idarehanemize müracaatla mükâfat larını almaları rica “olunur, 2 Gülhane hastahanesi 'mtisame- releri — Gülhane “tatbikat mek- tebinden: “Gülhanenin 931 - 932 senesi üçüncü müsamereşi önü müzdeki 27/12/931 Pazar günü saat (17)'de başlayacağından muh- terem meslektaşlarımızın teşrifleri rica olunur. müş lâtifeci bir | elesi yeniden tazelendi Bir mahkümun ihbarı üzerine ceneralın cesedi Fontenbleauda * aranıyor Pariste bulunan beyaz Rusların resi cenerâl Kutyepof bundan iki sene evel, bir pazar sabahı kili- seye giderken, Sovyet cekasına mensup olduğu iddia edilen iki şalıs'tarafından, cadde ortasından otomobille meçhul bir.semte kaçı- rılmış, Fransız zabitasının bütün şiddetli taharriyatına rağmen cene- ralın ne izi, nede cesedi buluna- bilmişti. O zaman, yalnız Fransa değil, bütün dünya efkârı uumu- miyesi, bu esrarengiz gaybu- betten dolayı, heyecana düşmüş, hatta Fransız parlâmentosunda bile :bir istizah takriri “verilmişti. Fakat bu kaçırma 'keyfiyeti rafında koparılan gürültüler, Fransa zabıtası başta olmak üzere, belki rus cenralı o tarafa kaçırıl- mıştır diye Almanya, Belçika, Felemenk, Isveçre zabitaları tara- fından yaptırılmış olan bütün “ta- harriler sıfıra miincer olmuş, Fran- sada yaşıyan beyaz rusların, gaip ceneralın gerek sağ, gerek ölü olarak izini smeydana çıkaracak olanlara vereceğini vaat ve taah- hüt ettiği bir milyon frank mü- kafâtı -naktiye ortada kalmış, gün geçtikçe mesele “unutulup gitmiş ceneral “Kutyepfu, kaçıranların onu “öldürdükten sonra hiç bir zaman izi çikarılmıyacak bir yerde 'kömdükleri muhakkak addedilmişti. Şimdi 'bu mesele, Paris-civarında Fontenebleau hapisanesinde bulu- nan bir malikümun müddeiumumili- ğe gön dermiş olduğu bir ihbarna-u me ile yeniden canlanmıştır. Cerhte bir kaç seneye mahküm Colin'na- mında birinin müddeiumumiliğe gönderdiği bir mektupta, vaktile kendisine metreslik etmiş “olan Nadejda namında bir rus kadını- nın, cenerâlın cesedinin Fonte- nebleau civarında, kendisine gös- termiş olduğu bir şatonun mah- zenlerinde gömülmüş olduğunu bildirdikten sonra, manzarasıni uzun uzadıya tasvir ettiği bu şatoyu, tasvip edilirse, zabıta memutlarına bizzat gösterebile- ceğini ve 'bu şatoda .o zamanlar Muller namında esrarengiz bir rusun oturmuş olduğu ilâve edi- liyordu. Paris müddeiumumiliği bu ihbar- nameyi alır :almaz derhal polise havale (etmiş, polis de ihbar etrafında tahkikata (başlamış, muhbiri hapishaneden celbederek uzun uzadıya istiçvap etmiş ve ilibarın hakikate yakın olmasına çök öibtimal (verildiği cihetle, kendisi, meçhul Villayı göstermek için Fontenbleauya götürülmüş, Ceneral Kutyepof o zamanlar dahilinde saatlerce gezildiği ve oradaki şatolar, birer birer tetkik edildiği halde, bu köşkün “teşhisi kabil olamamıştır. Bunun da sebebi, mahkümüun mürüru zamanla metresi tarafından kendisine gösterilmiş olan köşkün yerini unutmuş olmasıdır. Mahkü- mun Rus metresi zabıtaca aran- mış isedeşimdiyeka dar izi bulu- namamıştır. Vaziyet bu merkezde iken, Fransız baytarlarından biri müd- Hanim. bir mektup (ogön- 'dererek -vaktile #meçhul Mullerin oturmuş olduğu yeşil pancorlu villânm yerini sarahaten tayin etmiş ve zabıtanın tahkikat ve taharriyatını çok teshil “etmiştir. Fransız zabıtası bu ihbara çok ehemmiyet atfettiği cihetle, çok ketum davranmaktadır, Mamafiah Jurnal gazetesinin muharriri, vak- tile Mujlerin oturduğu ve her gün bir çok meçhul adamlar tara- fından ziyaret :edildiği ve şimdi de Fontebleauda karargâh kurmuş olan Fransız süvari salayı zabitarı için pansiyon ittihaz edilen yeşil pancorlu villâya giderek yer altı mahzenlerini ziyaret etmiştir. Vil- lânın karanlık bir çok mah- zenlerden ibaret olan temel katı, uzun seneler atıla atıla yığınlar teşkil eden kömür tozları ve boş şişe yığınlarile doludur. Bu malı- zenlerin altından da şehrin lâğım- ları geçiyor. Her halde mahküm Colinini bu ifşuatı, Fransada unu- tulmuş gitmiş olan bu meseleyi yeniden canlandırmış, efkârı umu- miyeyi büyük bir meraka düşür- müştür. Romanyada Rusya hesabına casusluk yaptığından dolayı askeri rütpesi refolunan Romen binbaşısı Verzarunun apoletleri binlerce halk önünde sökülmüş ve kılıcı kırılmıştır. Bu merasim ilk defa olarak halk huzunda yapılmıştır. Resmimizde başı açık duran binbaşı Vezarudur.