m Şi İİ lankekınnn > Zabıtada Polis müdürünün teftişleri Uyuyan bir nokta memuruna ceza verilecek Polis müdürü Ali Rıza bey evelki gece geç vakit -şebrin muhtelif (o semtlerini (dolaşarak Fatih, Ayasofya, Galata, Beyoğlu, Taksim ve Pangaltı polis merkez- İerini teftiş etmiştir. Ali Rıza bey bu meyanda bir çok polis .noktalarını da dolaşmış ve nokta memurlarının vazifeleri başında olup olmadıklarını bizzat kontrol etmiştir. Kontrol esnasında Galatada bir nokta memurunun (kulübesinde uyumakta olduğu “görülmüştür. Ali Rıza bey bu nokta memu- runun tecziyesi için emir. vermiş- tir. Müdiriyet teftiş neticesini tamimle bilimum polis merkez- lerine bildirecektir. Yeni Çin Reisicumhuru Nankin, 24 (A.A) — M. Lin- sen'in milli hükümet reisliğine intihabı hususu Kuo -'Min- Tang'ın birinci komitesinin celsesinde 'kat'- iyyet kesbetmiştir. Tütünlerimiz Tütün mıntakalarını inhihar idaresi tayin edecek Izmir, 24 — Tütün inhisar idaresine gelen malümata göre, bu sene tütünlerimizin daha iyi ve “daha *refis “yetişmesi “için inhi- sar idaresince 'tedabir alınacak ve tütün tarlalarında hastalık mücadelesi ( yapılacaktır. Bu iş için tütün önhisar “idaresi fen müdürü Nesip bey şehrimize gelecektir. Tütün mıntakaları inhisar idare- lerince tayin sedilecek we daha evel bu mıntakalar hakkında alâkadar :makamların .mütaleaları alınacaktır. Memleket dahilindeki. tütün sar- fiyatının fazlalaşınasına ehemmiyet verilecektir. Bunu temini için tütün sigara fiatlerinde tenzilât “yapila- caktır. Rusya ile ticaret 930 senesi zarfında ifhalât ve ihracatımız Sovyet Rusya 930 930 senesinde Türkiyeye - 10 milyon 235 bin liralık ihracat yapmıştır. Bu eşya- nın başlıcasını petrol, şeker, lâstik, Şişe, çimento teşkil ediyor. AAyni'sene içinde'memleketimiz- den Rusyaya “10 milyon 194 bin liralık ihracat olmuştur. Bu mik- tarın içinde 805 bin liralık pala- mut, 445 bin liralık portâkal, 187 bin liralik üzüm, 130 bin liralık zeytinyağı, 151 bin Jiralık zeytin vardır. Mali müzakereler Londra, 24 — Daily telgraph, yazıyor: İngiliz ve Fransız hazine- leri arasındaki müzakerelere noel yortusundan sonra hemen tekrar başlanacaktır. Mükâlemenin 15 gün veya 3 hafta devam edeceği tahmin olunmaktadır. Diğer devletlerin de bu “müzakerelere “iştirak “etmeleri muhtemeldir. Bavyerada fiatleri kontrol Berlin, 24 (A.A.) — Almanya fiatleri kontrol komiseri, Bavyera hükümeti ile “bilitilâf Bavyera'da fiatleri kontrole memur hususui bir komiser tayin etmiştir. Bu tayinin, Bavyeranın hususi temayüllerini hesaba katmak için yapılmış ol ması muhtemeldir. Esperanto.. Ticaret odasında konfe- ranslar verilecek Paris ticaret odaları kongre- sinde 'esperanto lisanının “ticaret odaları arasında 'muavin lisan olarak “kullanılmasına “karar veril- miştir. İstanbul ticaret odası bu karara iştirak ettiğini “iktisat wvekâletine bildirilmiştir. Iktisat vekâ- leti sesperanto lisanını tamim etmek istiyenlere 'muzaharet edeceklerdir Hulusi B. isminde 'bir zat esperanto için ticaret odasi salo- nunda konferanslara başlıyacaktır. Dokumacilik kooperatifi Izmir 24 — Kadıköy halkı dokumacıları büyük bir. La berat teşkiline karar vermişler ve şim- diye kadar beher hissesi 10 lira olmak üzere ve ilk taksit olarak 30000 lira toplamışlardır. Dokumacılar bu para ile bir fabrika vücuda getireceklerdir. "Fabrika için Avrupaya dokuma tezgâhları “sipariş edilerek ve kadın, erkek 5000 dokumacı bu fâbrikada çalışacaktır. Prenses muganniye Sahık Havay 'kralmın torunu prenses Ululani Nuihikalani Pa- riste opera komik tiyatrosuna .İl#muganniye olarak :girmiştir. Genç prensss madam Butterflay opera- sında oynamış ve “çök muvaffak olmuştur. Ihracat eşyası Triyeste ile ticaretimiz hakkında bir rapor — Triyeste ticaret mümessilimiz ibracat (eşyalarımız (o hakkında alâkadar dairelere bir rapor gön- dermiştir. Bu raporun şayanı dikkat yerleri şu'suretle hulâsa edilebilir: 926 senesinde Triyesteye 240 bin kental tütün satmıştık. 930 senesinde bu miktar 126 bin kentala inmiş, yani yüzde 52 nisbetinde (azalmıştır. £ Evvelce Triyesteye tütün ihracatında birinci geliyorduk, şimdi dördüncü olduk. Buna mukabil yumurta ihraca- tında birinciyiz. Yugoslavya, iLe- histan bizden daha az yumurta ihraç eden memleketlerdir. Triyeste ticaret -mümessilimiz ihracat tacirlerimizin temiz “ve iyi ambalâjlı mal göndermelerini tav- siye ediyor. Almanyanın yeni iktisadi itilâfnameleri Berlin 24 (A. A.) — Bir taraf- tan Almanya ve diğer taraftan Avusturya Maçaristan ve Romanya arasında “aktedilmiş olan ticari itilâfnameleri 1 kânunusani 1932 tarihinden itibaren meriyet mev- kiine girecektir. Iktisadi Fransanın ihracatı azalıyor Frangam kıymetinin düşürülmesini istiyen'var Paris 24 — Fransız yeri: gittikçe “azaldığından buna karşı tedbirler düşünülmektedir. Bazı mahafilde fransız parasının bu- aym dinleri bir mikdar tmesini temenni edenler bile vardır. Bunlar, g7 lirasının sukutundan sonra İngiltere itha- Jâtının mühim surette artmasmı kendi lehlerinde bir delil olarak ileri sürüyorlar. Bu fikre muarız olanlar ise In- giltere ihracatındaki fazlalığın za- hiri olduğunu, hakikatte Ingiltere- nin servetinden kaybettiğini iddia ediyorlar. Iki taraf arasındaki münakaşa devam -ediyor. Frangın 926'daki sukutunun tesirleri henüz baki olduğundan paranın suni olarak düşürülmesine yanaşilmıyacağı mu- bakkaktır. Fakat bir tedbir bul- mak lâzım geldiğinde de herkes müttefiktir. Bu'hususta bir komis- yon tetkikat yapmağa başlamıştır. Tahdidi teslihat Konferans beş encümene | ayrılarak çalışacak l Cenevre, 24 — Tahdidi teslihat konferansı için hazırlıklar devam ediyor. Konferans toplanınca beş encümene avrılacaktır. 1 - Siyasi ve hukuki 2- Askeri -3 Bahri 4- Hava 5 - Bütçe encümenleri. Her i encümen kendisine ait sahada tetkikat yapacaktır. Konferans reisiile reis vekilleri ve beş encümenin reisleri bir divan teşkil edecek ve bu divanın umumi kâtibi Sir Eric Drummond olacaktır. Divan hakikati halde bir ruzname encümeni veya muhtelif komisyonların mesaisini oihzara memur bir tanzimi mesai encü- meni olacaktır. Gandi, Lord Willington'dan mülâkat talebinde bulunmamıştır Kalküta 24 (A. A.) —Valii umu- miGandiden hiçbir mülâkat talebi almamıştır. Gandinin mumaileyh ile mülâkatta bulunması ihtimali pek azdır. Moratoryom Macar maliye nazırı bu hususta ne diyor? "Budapeşte 24 (A.A.) — Maliye nazırı Havas Ajansı 'muharririne beyanatta bulunarak OMacaris- tanın taahhütlerini yerine getir- meği son derece arzu etmekte bulunduğunu, (fakat “herşeyden evvel memleketin “hayatını muha- faza etmek lâzım olduğunu söy- lemiştir. Mumaileyh, dün ilân edilmiş dlan'tediyata ait kısmi morator- yomun “bir sene için muteber 'ol- duğunu, fakat Macaristanın bu müddet zarfında harici ticaretini tensik edebileceğini ümit ettiğini söylemiştir. Nazır beynelmilel kredisini mu- hafaza etmenin Macaristan için bir zaruret olduğu noktasında israr ile “demiştir “ki: “Bu sebepten dolayı borçlar arasında fark güzetilmiş .beynel- milel mahiyetteki ve muhtelif istikrazlar hakkında rüçhan esa- sına müstenit muamele yapılması muvafik görülmüştür. Gaz diye motörin yağı |; Hükümet hariçten .hami petrol ithalini menetmiştir. Bundan mak- sat kaçakçılığın önüne geçmekti. Fakat bazı gaz tacirleri hariçten motörin yağı getirterek petrol diye halka satıyorlar. Kaçakçılığın önü- ne geçmek için motörin yağının da ithal edilmemesi düşünülmek- | tedir, buhran AKŞAM'ın tefrikası: No 76 5 26 Kânunuevvel 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Bu oda mabeyinci N. beyin Yıl- dız sarayındaki odasıydı. Odada, mabeyinci beyden başka Kıvırcik Paşa, uzun boylu, “boyalı biyıkdı, yanağı Diyatfbekir çıbanlı bir zat ve sarıklı imiş de sarığını çıkar- mış halli, top sakallı bir bey vardı. Mabeyinci bey, yerinde rahat oturamayıp ikide bir kalkıyor, yüksek çini sobanın “arkasındaki camlı dolabı açıyor, her defasında ağzımda ya bir badem şekeri veya bir Jâtilokumla yerine oturuyordu. Artık sabır edemedi. Böyle mü- temediyen oturup kalktığını sebe- bini söylemek ihtiyacını duymuştu. Zaten misafir beyler de teklifli kimseler değildi. Gülümsiyerek: — Arkamın “ortasına sanki kar yağıyor. Bir türlü ısmamıyorum, dedi ve parmağile içkiyi işaret ederek, ilâve etti: — Bir iki konyak atmadan ol- mıyacak... Zaten soğuk alğınlığım da var! Bu sözü müteakip, gözlerile kapıyı kollıyarak, şişeyi gösterdi, teklif etti: — Birer tane? Boyalı bıyıklı zat, on senedir ağzıma koymuyorum, siz buyurun! diyor, top sakallı bey, afiyetler olsun, bendenizin :mutadım de- ğildir! “cevabını veriyor, Kıvırcık paşa ise, tükrüğünü “yutmakla meşgul: — Teresi bana gösterme; düş- manımı gözüm “görmesin |: diyip başını arkaya çeviriyordu. Tam o esnada birden kapı açıldı. Ibriktar yahut Esvabi ve Kilâri olması melhuz, İstanbulin setreli, şal yelekli biri “İübali Tâübali odaya girdi; doğru soba- nın arkasına gitti. Misafirlerden pek gizlemiyerek mabeyinci beye: — Hazret şu konyağından bir tane daha ver bakalım; bir tek kadeh bana 'mısın demedi, dedi ve mabeyinci beyin doldurduğu kadehi eline alır almaz sineye yuvarladı. — Şeker istemem; iki baş karanfil “kâfi! /diyerek, karanfilin birini ağzma ötekini şal'yeleğinin | cebine atarak “acele 'dışarı çıktı. Kawırcik “paşa, dilini “uzatmış, ağzıma giren “bıyiklarını “yalıya yalıya -bakakalmıştı. Rakıyı «geç, ne zamandır, ilâç niyetine bile -ağzına konyak 'koy- mamıştı. Camlı dolaptaki konyak Şişesi gözüne :abıhayat gibi görü- nüyor, içi içine sığmıyor, yüreği ezilir gibi oluyordu. Konyak şişede ne de yakut gibi lâl ve berrak duruyordu. Şeytan diyordu ki fırlasın, kalksın; | şişeyi “yakalayıp ağzma “diksin; kana "kana, dibine kadar 'bir “alâ içsin! Şeytanla mücadelede idi. Kararı verip tam “onun ayağını kıracak iken konağa dönüş gö- Zünün önüne geliyor, 'hanımefen- diyi 'karşısında görüyor, ettiği şartlar, şurtlar “beynini kurcala- mağa başlıyordu . Kendini yokluyordu. Yeni 'bir maceraya , 'yâkâsı “açilmamış 'bir hâdiseye hiç tahammülü yoktu. Burtiları “hatırlamak mecal ve taka- tini daha ziyade kesiyor, 'kolunu, kanadmı kirıyor, “bitap vücutla yığılı kalıyordu. AM KANSIZLIK | benizsizlik icin yeğâne deva kanl ihya eden | En muntahip etibba tarafından tertip edilmiştir. Müellifi: Sermet Muhtar Mabeynci bey sordu: — Peki amma paşacığım, dok- tor mu kat'iyyen menetti, yoksa siz mi arzü etmiyorsunuz? — Doktorun, moktorun birşey dediği yok. Vakıa dese de lâfına kulak asacak-enayilerden değilim.. O benim “gecelik külâhıma anlatır. — Peki, o halde?. — Teresi ben istemiyorum: — içerseniz xâhatsızlık'mı veri- yor? — Bir halttettiği'de yok. Hani, öteki, beriki “dokunur, mokunur derya... Sebebi bu... Yine şarkkadak kapı açıldı. Iri yarı, -palabıyıklı, “sırtındaki avniyenin üstüne karlar yağmış bir zat içeri girdi. Ortaya selâm verdikten sonra kısık bir sesle: — N. bey! dedi, ağzım, burnum, bıyıklarım bile dondu. Çabuk bana ilâç. Sende alâsı vardır; ocağına düştüm; lütfetl Ilk kadehi boşalttıktan ve geyi- rip, Abdullah paşa kızını verdi almadım! dedikten sonra yine kadehi uzatıyor, Kıvırcık paşaya dönerek : — Bal, bal; konyakta olursa bu kadar olur! deyip “üşümüş ellerini biribirine oğuşturuyor,'so- ruyordu : — Nasıl paşam, yalanım varmı? Bu karda, kıyamette râkıya da duman attırmıyor mu? Cevabı veren, paşadan evvel mabeynci bey idi: — Paşam içmiyor. © — Neden o hazret? Mis gibi konyak; iki tane olsun yuvarlasana. Kanın kızışır, damarların açılır. — Doktor da menetmemiş, kendileri arzu etmiyorlar. — Amma da yaptın ha paşami Çocuk olma, gel bir tane par- latalım. Şişenin dibine de darı ekiyoruz hal... Mabeynci bey, gayret veren bu'sözlerdenmemnun olarak eelile'tarifediyordu: — Konyaktan çok ne war? Afiyet, şekerolsun. Burada ihtiyat cephanemiz de :maaziyadetin mev- cut... ,Palabıyıklı zat o arkasını getiri- yordu: — Şimdi buraya ukalânın biri gelmez ya. Yalnız (Ebülfeza efendi hazretlerile hacı Zekeriya paşadan ve Eşref beyefendiden çekinirim. “Üst tarafı *tasam-değil; Maamafih “şu şişeyi kapağın arka- sına koyalım. Korkulu rüya gör- mektense uyanık yatmak -hayırlı- dır. Birader, karanfil'kutusunu'da meydana çıkar; ha şöyle! Diyarbekir çıbanlı zatla top sakallı beye hitap ederek aklınca mazerette gösteriyordu: — Hünkârsuyunda yahut Çif- lik gazinosunda, Karakaşı dinliye- rek içki içip keyif çatmıyoruz a. Soğuk iliğimize işledi de içimize soba kuruyoruz. Kıvırcık paşa durmadan tesbi- hini çekmekte, içinden bir dua okuyormuş gibi dudaklarını oy- natmakta, arada sırada: — Allâah büyksün! Allâaah kerimsin! nidaları çıkarmakta idi. Artık yerinde öturamıyor, kuv- vetli bir miknatis 'kendisini ken- disini (karşıdan o çekiyormuşta mükavemeti (bitmiş, sürüklene- cekmiş gibi oluyordu. Oturduğu koltuğun yanlarını sımsıkı oyaka- lamış, sırtını'da arkaya 'vermişti. (Devamı var) nara kendine de Nörasteni, zailyet “we Chlorose SIROP DESCHIENS, PARIS a