19 Aralık 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

19 Aralık 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam — —— — — — 19 Kânunuevvel 1931 — Cemiyeti Akvam meclisi Man- çuri meselesinden dolayı birer ay fasıla ile üç defa toplandı. Pariste aktettiği son içtima dört bafta devam etti. Nihayet bir karar sureti kabul edilebildi. Bu karar 30 eylüle tesadüf eden ilk içti- maımdaki tavsiyesini tekrar et- mekten ve mahallinde tetkikatta bulunmak üzere husust bir ko- misyonun teşkilinden ibarettir. Tekrar ettiği tavsiye Japon kuvvetlerinin demiryolu mıntaka- larına bir an evvel çekilmelerine Çin ile Japonya tarafından mü- manaat ve müşkülât gösterilme- mesidir. Komisyon ise mahallinde variyeti tetkik edecek ve Gemiyeti akvam meclisine malümat vere- cektir. Lâkin komisyon askeri harekâta müdahale etmiyecektir. Cemiyeti akvam meclisinin işi bu kadar uzatması neden neşet etmiştir ? Mançuri askeri harekâtı başla- dığı esnada Cemiyeti Akvam büyük meclisi senelik içtimaını yapıyordu. o Cemiyeti (o Akvam umumi kâtibi sir o Drummond bu hadiseye büyük ehemmiyet vererek meclisi müdahaleye davet etmiştir. Halbuki mesele gayet rın gıyabında bir karar vermekten çekinmiş ve ittifalıâra ile bir tı. Bir devleti muaazamanın ayrıl ması tabii bu müessesenin nüfuz ve şerefi için büyük bir darbe olacak idi. Meclisin verdiği son karardan Monçuride oJaponya- nın vaziyeti asla değişmiyecektir. Burada firari Çin O askerleri ötede beride şakavet ettikçe Japonlar demiryolu mıntakalarına dönmiyeceklerdi. Zaten dönseler de memleket gene Japonların mürakabesi ve nezareti altında kalacaktır. Çünkü Japonlar mareşal OÇongsulin'ni hükümetini ve ordusunu Seddi Çinin öteki tarahna attıktan svura burada Japon memurlarınm himayesi (o altında mahalli bir hökümet teşkil etmişlerdi. Bu bükümet Japonlara istedik- leri kadar arazi icar etmiş ve memleketin her tarafında tayyare hatları tesisine müsaade vermiş- kası olmayan mustakil bir hükü- met tesis etmişler ve bu sayede şimali ve Cenubi Mançuride yer- leşmişlerdir. Şimdi Japonya ilk- baharı bekliyor. Ancak o zaman Japonlar ile Rusların arasındaki vaziyet taayyün edecektir, Çin Reisicumhuru Mançuri meselesinin (Çinliler için yegâne faydası nefsi Çindeki tefrikanın nihayet (o bulmasıdır. Son zamanlarda Çinde cumhuri- yet fırkası ikiye ayrılmış ve fır kanın rüesasından bir kısmı Kan- ton'a çekilerek ayrı bir hükümet kurmuş idi. Kantonlular Nankip bükümeti ile birleşmek için reisicumhur Mareşal Çang Kay Şekin bu ma- İmesini istiyorlardı. Haftalık siyasi icmal Mançurinin istiklâli - Avrupa ahvali karışıyor - Leh hariciye nazırı neden Londrayı ziyaret etti? katiyyen vaz geçmeğe karar vermiş | | | Çang Kay Şek ise itilâfa taraf- tar olmakla beraber bu şartı kabule yanaşmak istemiyordu. Japonların taarruzu karşısında milli ittihadın tesisine lüzum görüldüğünden nihayet Reisicum- bur istifaya razı olmuştur. Bu suretle Çinde kuvvetli ve mütte- hit bir hükümetin teşekkülüne artık bir mani kalmamıştır. Tamirat meselesi Bir zaman cihan sulhunü ciddi surette tehdit eden Aksayişark ahvali salâha yüz tutmuş ise de diğer taraftan Avrupada siyasi vaziyet çok karışmıştır. Almanya hükümeti tamirata ait tediyeden görünüyor. Bunun için Bal'da top- lanan devlet bankaları komite- side Alman mümessilleri Alman- yanın tediye kudreti olmadığını isbata çalışmaktadır. Diğer taraftan Fransa gayet zengin bir membaı varidattan ve kuvvetli siyasi bir silâhtan mab- rum olmamak için tamirattan ve Young plânından vazgeçmek is- temiyor. Fransa bu noktada 80- nuna kadar ısrar ettiği takdirde M. Brünning mevkiini M. Hitlere bırakmağa mecbur olacaktır. Faşistler Almanyanın mukad- deratna hâkim (oldukları tak- dirde tamirat şöyle dursun Ver- say muahedesini bile tanımaktan imtina edeceklerdir. Bunlar Almanyanın < şimdiki hududunu da tanımıyacaklar ve Aurupanın harbi umumiden son- raki şeklini değiştirmek için her vasıtaya müracaat edeceklerdir. Böyle bir vaziyete ne Fransanın ne de müttefiki bulunan Lehistan ve Küçük Itilâf devletlerinin razı olmıyacakları ve nihayet silâha müracaat edecekleri muhakkaktır. Avrupadaki vaziyetin değişme- mesi meselesinde; ve diğer siyasi meselelerde (evvelce o İngiltere Fransa ile aynı fikirde idi. Fakat son zamanlarda bu iki devletin arası, mali ve iktisadi hadiseler- den dolayı, açılmıştır. Binaenaleyh Fransa İngiltereden teşriki mesai talebinde (bulunacak vaziyette değildir. Bunun için Lehistan hariciye nazırı M. Zaleski sureti mahsusada Lon- draya giderek berri Avrupadaki vaziyetin (o vahametine (İngiltere devletinin nazarı dikkatini celbet- meğe lüzum görmüştür. Leh bariciye nazırı İngiltere kralı ve başvekili ve hariciye nazırı tarafından kabul edilmiştir. Ingiltere (onazarında oLehistanın büyük ehemmiyeti vardır. İngilizler Lehistanı Garbi ve wasati Avrupa için Bolşevizme karşı kavi bir set olarak telâkki ediyorlar. Lehistanın tamamiyeti ve bugünkü vaziyetmin bakasi Ingilizlerce de arzu ediliyor. Bina- en aleyh M. Zaleski'nin Londra seyahati İngilterenin berri Avrupa siyaseti üzerinde mühim tesirler hasıl ettiğine şüphe yoktur. Mısır Parlâmentosu açıldı Kahire, 17 (A.A.) — Kral, bu- gün merasimle parlâmentoyu aç- mıştır. Bu münasebetle okuduğu nutukta bütün devletlerle bilhassa İngiltere ilo mevcut münasebetle- rin samimiyeti üzerinde ısrar etmiş ve Londra ile Kahire arasındaki muallâk mes'eleleri sağlam, devam- lı bir hal suretine bağlamak mümkü olacağı ümidini ızhar eylemiştir. Kari'lerimizin mükâfatlı fıkraları | — 402 — Lokantacı ile bir avcı arasında: Avci — alacak mısın? Böyle tav- şanları her vakit bulamassın, Hem semiz, Lokantacı — Hayır istemem, almıya- cağım.., Ava — Niçin fena mf Lokantacı — Ayol ne zorlayıp duru yorsun, almıyacağım vesselâm... Benin tavşanlarını alıp pişireyim de sonra müşterilerime yirmi beş senedenberi kedi yedirmiş olduğumu mu aülatayım? 1, Fethi — 403 — Eski zamanlarda işgüzar bir vali varmış, kendisine verilen o arzuhal- leri havale eder- ken daima (müs- taceldir) kelimesini yazarmış. Bunu bilen memurlar bildiklerinden şaşmazlarmış. Bir gün valiye hakikaten acele bir iş gelir; bu defa vali arzuhale (vallâhi müstaceldir, billâhi müstaceldir) cümle- sini yazıp havale eder, A, Şükrü — 404 — 'Taşralı bir genç İstanbula tahsile gelir. Bir gün babasının tanıdık- larından birisine yemeğe gider. Sof- rada herkes ayrıayrı tabaklarda yemek- lerini yemeğe başladıkları zaman ev sahibesi lâf olsun diye, misafire : — Sizin köyde de böyle ayrı tabak- larla mı yerler? der. — Hayır efendim, biz hep bir tabak- tan yeriz Yalnız köpekler bir kaptan yerlerse kavga ediyorlar, diye, annem onların yemeklerini ayrı ayrı taslara koyuyor ! Galip — 405 — Ahmet efendi saatçi dükkâmna girdi. Saatçi Meh- met sfendiye elin- deki kıymetli sa- atini uzattı: — Evvelden bu bir saat geri ka şimdi de tam bir hema ucuz... lırdı, tamir ettiniz, saat ileri gidiyor! — İyi ya işte, kaybettiğiniz zamanı bu suretle telâfi edersiniz!.. Fatma — dama < Vaktile köylü- nün biri atla de- reden geçiyor-muş. Bu esnada bir denbire tath bir uyku bastırmış ve uyuklamıya başla mış, derken rüyasında karısı gelip : Gfemiş, düşeğini yaptım, heydi dıngılı- ver!) demiş. Memiş de dıngılıverince kendini derede bulmuş. Sahire Fıkra mükâtatları Fıkraları dercedilen kari'lerimizin İÜ idarehanemize müracaatla mükâfat larını almaları rica olunur İzmirde dikilecek olan Gazi heykeli İzmir,17— Reisicumhur Gazi haz- retlerinin birinci kordonda Pasa- port karşısmdaki meydanda rek- zedilecek olan heykelleri için in- şasma başlanan kaidenin yeri münasip görülmemiş ve bir fen beyeti tarafından yapılan tetkikat ta kaidenin beş metre ileri çekil- mesi kararlaştırılmıştır. Heykelin kaidesinde lâzımgelen tadilât ya- pılacaktır. Pola Negrinin sıhhi vaziyeti Santa Monica 17 (A. A.) —' Kendisine bir ameliyat yapılmış olan Pola Negrinin damamarlarına kan nakledilmiştir. Bu ameliyenin | bir daha yapılmasına lüzum gö- rülmesi muhtemeldir. Trabzonda bir dava Trabzon 17 (Hususi) — Ziraat bankası müdürü Aşkı Naili beyin geçen hafta verdiği konferansta söylediği bazı sözler üzerine eşraf- tan bir zat, hakkında dava ikame etmiştir. Atina mektupları Egriboz'adasında müthiş bir aile faciası Bir çocuk, ailesine bakmıyan sefih öldürdü babasını Atina, 11 (Hususi muhabirimiz- den) — Geçen gün Egriboz ada- sımn merkezinde, Yunan efkârı umumiyesini heyecana düşüren feci bir cinayet vuku bulmuş, adanın en zengin ailelerinden birinin on altı yaşındaki çocuğu, babasını uyurken çifte tüfenğile öldürmüştür. Katil çocuğun vaftiz babası, müteveffa Yunan kralı Kostantinin kardeşi Nikoladır Cinayetin sebebine * gelince, bu ailevidir. Egribozda Sotirios Mallios na- mında gayet zengin bir avukat vardır. Adanın ekseri arazısi ve emlâki kendisine aittir. Kendisi bu kadar zengin bir aileye men- sup olmasına rağmen gayet se- fih ve ahlâksızdır. Bütün psralarını fahişeler uğrunda sarf eder, kız larına ve çocuklarına asla bakmaz. Hattâ bundan sekiz sene evvel güya kıskançlık bahanesile zev- cesini öldürmüş, bu cinayetini crime passional suretinde göste- rerek ve büyük serveti sayesinde jüri heyeti üzerinde nüfuz icra ederek bir sene hapis cezasile, yakasını sıyırmıştır. İç sene evvel, ortanca oğlu Fakis babasının bunca servetine rağmen aç ve sefil kaldığı cihetle vereme tutulmuş, bu sefalete ve hastalığa dayanamıyarak en nibayet intibar etmiştir. Bu deni baba, yalnız bununla iktifa etmemiş, izdivaç çağında bulunan iki genç kızına da tasalluta kalkıştığı cihetle, zavallı kızlar babalarının yanından kaçmağa mustar kalmışlardır. Sotirios Mal- hiosun biri Atinada, diğeri de Egriboz adasında iki metresi vardır. Kendisi dava vekâleti ile .meş- gul olduğu cihetle, Atinaya gittiği zaman oradaki metresinin yarında kalır, Adaya da avdet edince, ikinci metresinin yanında yaşardı. Mallios, ilk metresi ikiz doğurduğu cihetle, bundan bir hafta evvel Atinaya gitmiş ve orada birkaç gün kaldıktan sonra gece yansı Egriboza kör kütük sarhoş bir halde avdet etmiş, metresinin evinde sefilâne bir hayat süren küçük oğlunu, fena halde dövdükten sonra evden de kovmağa kalkışmıştır. Zavallı çocuk, ses, sada çıkar- mamış, babası uyuduktan sonra salonda asılı duran çilte tüfeğini doldurmuş, (babasının ensesine dayayarak iki defa boşaltmış ve avukat derhal ölmüştür. Çocuk bu cinayeti irtikâptan sonra eniştesinin evine iltica etmiş, ve servetini Katil Nikoğimo eniştesi tarafınan adliyeye teslim edilmiştir. Küçük katil, kendisile gürüşen gazetecilere, bu cinayetin esbabı hakkında şu izahatı vermiştir: — Babam geceleyin eve sar- hoş bir halde geldi. Beni görür görmez, söğmeğe ve “burada ne arıyorsun? OEvden derhal çık ve fahişe hemşirelerinin yanına git,, diye evden kovmağa başladı, sırtıma da bir tekme indirdi. Ben, ses sada çıkarmadım. Çünkü evden kovmasından kurkuyordum. Niha- yet ben yatmağa gittim, babam ocak başında oturarak enişteleri- me söğmeğe başladı. Babam, gece yarısı yatak oda- sına gitmek için benim yattığım koltuğun yanından geçerken, gene arkama bir tekme vurdu ve “kalk hemşirelerinin yanma git, buradan yıkıl, Ben sizi beslemiyeceğim. Paralarımı kendim yiyeceğim , dedi. Ben, gene ses çıkarmadım. o, uyuyunca yavaşcacık yattığım yerden kalktım. Çifte tüfeğini doldurdüm ve ensesine boşalttım. O, bir aralık kalkacak gibi oldu, ben korkumdan kaçtım. Başka bir şey bilmiyorum. — Babanı niçin öldürdün? — Baban, sefih idi, ahlâksız idi. Bizi tetketmişti. Küçük hem- şiremle ben bir buçuk aydan beri açtk. — Yaptığına nadim olmadın mı? — Evet pişman oldum. Fakat yapmmaalı idim. Ben kendimi feda ettim. Fakat hiç olmazsa kardeşlerimi kurtar- dım. Nehirlerde gezen seyyar evler EEE TAE FAŞEN Give muharebeler devam ettiği için Avrupa devletleri tebealarını muhafaza etmek üzere mühim tedbirler almışlardır. Bu maksatla Çin sularına harp gemileri ve Çin nebirlerinde sefer edebilecek altı düz vapurlar gibidir.Ica! Resmimiz önderilmiştir. Topla mücehhez olan bu vapurlar âdeta ev Sında bütün tebeayı alıp barındırabilecek şekilde yapılmıştır. bu tarzdaki Ingiliz gemilerinden birini gösteriyor. ia

Bu sayıdan diğer sayfalar: