RR e e Ka e gm ZİN a MMA pa AM 19 Kânunuevvel 1931 thalâtın tahı tahdidi Ipek fabrikaları tehlikeyi atlattı Bursada toplanmış stok mal satılıyor Bursa, 18 (Hususi) — Fabrika- lardan bazılarının kapanması ve tezgâhlardaki faaliyetin durması hakkında ileri sürülen tehlike tahminleri, ithalâtın tahdidi kara- rından sonra gevşemeğe başladı. Alâkadarlar, böyle bir tehlikenin şimdilik atlatılmış olduğunu söyli- yorlar. Bunun sebebi, tehlikeyi tevlit eden ve bir zamandanberi satışı durduğu için yekünu bir hayli artan ipekli kumaş stoklarının, tahdit karari üzerine satılmağa başlanmasıdır. Stoklarını elden çıkaran fabri- katörler kendilerini saran müşkilâ- tın bir kısmından kurtulmuşlardır. Ipek fiatleri Bursa, 18 (Hususi) — On altı buçuk, on "yedi liraya olduğu halde alıcısı bulunmayan ipek, ilk kontenjan listesinin neşri üze- rine derhal on sekiz buçuk liraya fırlamış ve bu fiatten alıcı bulun- muştur, Iki hafta süren bu muamele, ikinci liste neşredilir edilmez te- krar gevşemiş, ipek piyasası eski nisbete doğru ipmeğe yüz tut- muştur. Kaçakçılık Kaçakcılara yaptıkları işin fenalığını anlatmalıyız Adana 18 (Hususi) — Kaçak- çılığa. karşı alınacak tedbirler burada alâka ile takip edilmek- tedir. Ancak kaçakçılığa karşı tedbirler alınırken bir şey üzerinde hükümetimizin nazarı dikkatini celbetmek isteriz. Hiudutlardan köylere kadar sokulan kaçakçı- ların çoğu kendilerine bu işi sanat ittihaz etmiş insanlardır. Bunlar yaptıkları büyük fenalığın farkında bile değillerdir. Bunlara kaçakçılıkla vatanlarına ihanet ettiklerini anlatmak, onları irşat etmek lâzımdır. Çoğu okuma yazma bilmedik- leri için bu irşatta gazeteler kuvvetli bir rol oynıyamazlar. Bunun için köylere irşat heyetleri göndermek, kaçakçılığın feci aki- betlerini onlara anlatmak lâzımdır. Kaçakçılarla mücadele ederken kaçakçıları işledikleri büyük cür- mün mahiyetini, bu yüzden düşe- cekleri akibetleri anlatmak elzem- dir. Böyle bir propağanda teşki- lâtına şiddetle ibtiyacımız vardır. Tütün satışı Akhisarda daha bir milyon okka tütün var Ahisar 18 (Hususi) — Burada tütün müstahsillerinin vaziyeti son zamanlarda fena bir safhaya gir- miştiz. Tütününü satamıyan müs- tahsil, tüccar yazıhaneleri önlerine toplanarak malını her ne bahasına olursa olsun satmak için oğraşıyor. Akhisar ve havalisinde henüz satılmamış bir milyon okka kadar tütün vardır. İnhisar idaresinin dört bin okka tütün mubayaa ettikten sonra mubayaata nihayet vermesi müstahsil üzerinde fena tesir yaptı. Çünkü bütün ümitler inhisarın mubayaatına kalmıştı. M. Motta 1932 senesi için isviçre reisicumhuru oldu Berne 17 — M. Motta, İsviçre reisicümhurluğuna intihap edil- miştir. Bu zat muhtelif fasılalarla dördüncü defa Reisicumhur oluyor. GÜ HABERLERİ | İzmir şoförleri İzmirde bazı otomobiller randevu yeri mi imiş? Izmir 17 — Izmir şoförler ce- miyeti bir içtima aktederek şu kararı vermiştir: Otomobil arabalarını seyyar randevu mahalli haline koyan bir takım şoförlerin isimleri tesbit edilerek polis müdüriyetine bildi- rilecektir. Bunun için de alâkadar makamlardan salâhiyet istenecektir. Cemiyet; otomobillerdeki taksi saatlarının kaldırılması ve onün yerine tarife usulünün kabul edil- mesi için hazırladığı raporu bele- diyeye vermiştir. Trabzonda kumarla mücadele Trabzon 16 (Hususi) — Burada son zamanlarda kumar çok tevessü etmiştir. Kahvelerde, hatta bazı klüplerde kumar oynanıyor. Kumarla mücadele etmeğe mecbur olunmuştur. Prens Nikola e Prensin sevgilisi madam Saveanu Bükreş, (A.A.) — Kral hane- danı erkâı ararsında son zaman- larda vuku bulmuş olan sui tefeh- | hümler zail olmuştur. Prens Nikolanın Noelden evel seyahate çıkacağından bahsedil- mektsdir. Memaileyh iki ay devam ede- cek olan seyahati esnasında muh- telif payitahtları ziyaret edecektir. Rüşvet mi almış? Çekoslukvakyada sabık bir nazır tevkif edildi Londra 16 — Pragdan bildiri- liyor: Maruf OÇokosluvak devlet adamlarından Stribrny bir rüşvet meselesinden dolayı tevkif edil- miştir. Kendisine isnat olunan suç on sene evvel Almanyaya sipariş olunan vagonların bedeli üzerinden mühim bir komisyon almış olmasıdır. Tevkif hadisesi muhalifler ara- sında büyük bir heyecan tevlit etmiştir. Tevkifin asıl sebebi diplomatın o şimdiki (o konlisyon kabinesine karşı gösterdiği husu- mete atfolunuyor. Sitribrny ömrünü mücadele ile geçirmiştir. Henüz 18 yaşındaki Avusturya Macaristan imperatoru- nun şahsına hakaret cürmünden dolayı hapse mahküm edilmişti. Umumi harbin sonlarında cum- buriyeti tesis ve ilin eden ibtilâl komitesi reislerinden biri bulunu- yordu. Bu mühim devlet adamı 1918 ile 1925 seneleri arasında birbirini takip eden kabinelerin hepsine girmişti. 1925 den sonra ise Millilik isminde yeni bir fırka teşkil etmişti. Teslihatı tahdit Yeni bir harp tehlikesi mi 2 Teslihatı tahdit konferansı neticesiz kalırsa.. Londra 16 — Teslihatı tahdit teşebbüslerinin muvaffakiyeti için dün Saint Paul kilisesinde bir ayin yapılmıştır. Ayinde kabine erkâ- nından bazıları da bulunmuştur. Anglikan kilisesi reisi Canterbury bu münasebetle bir nutuk söy- liyerek demiştir ki: Cihan tarihinin çok mühim bir dönüm noktasına geldik. Tahdidi teslihat konferansı sulh konferan- sından sonra en büyük ve en ehemmiyetli konferans olacaktır. Milletler teslihat için her gün 2,000,000 Ingiliz lirasi sarfedi- yorlar . Yalnız ingilterenin bu uğurda sarfettiği paralar dakika- da 200 lira tutmaktadır. Ingiltere tahdidi teslihat saha- sında diğer devletlerden daha fazla fedakârlık yaptığı için kon- feransa yüksek bir manevi iti- bar ve nüfuz ile girecektir. Kon- ferans akamete oğrarsa belki Almanya Cemiyeti akvamdan çe- kilecek ve diğer milletlerden geri kalmamak için teslihatına büyük bir vüsat verecektir. Böyle olursa yeniden müthiş bir harp tehlikesi (karşısında kalacağız demektir. Medeniyeti bugün maruz bulunduğu muhata- radan kurtarmak için yegâne çare milletleri birleştirip onlara beynelmilel bir hayat vermektir. Hindistanda Yeni mücadele için hazırlik yapılyor Londra 18 — Hindistandan ge- len haberlere göre milliyetperverler yeni mücadele için hazırlık yapı- yorlar. Gandi gelir gelmez müca- dele başlıyacaktır. Bu defaki cidale kadınlar da iştirak edecek- tir. Hint milli kongresi bu hususta kadınlara hitaben bir beyanname neşretmiştir. İngiliz memurları yeni mücadele- nin plânlarını ele geçirmek için oğraşıyorlar. Çetelere yardım edenler Calcutta — Aralarında bir doktor bulunan üç erkekle bir kadın Bingale eyaletini tethiş eden çetelere silâh tedarik etmek fülinden dolayı muhakeme edilir- lerken doktorun hemşiresi polis- lerden biri vasıtasile kardeşine biraz enfiye göndermek teşebbü- sünde bulunmuştur. Kadının bu hareketi şüpheli görüldüğünden enfiye muayene edilmiş ve bir kaç kişiyi öldüre- bilecek miktarda afyon olduğu anlaşılmıştır. Kadın derhal tevkif edilmiştir. Altın yerine.. Amerika da altın mikya- sını bırakmayacak — İngiltereden sonra İskandinav hükümetleri ve Japonya altın mik- yasını bırakmışlardı. Amerikadg da altın mikyasının terki lehinde bir cereyan başlamıştır. Bir çok gazeteler ileride buna mecbur kalmazdan evvel şiradiden tedbir alınmasını istiyorlar. Bunlar gü- müşün de para olarak kabul edil- mesine taraftar bulunuyorlar. Son zamanlarda Fransada da bu hususta bir cereyan baş gös- termiştir. Fakat şimdilik büyük bir ekseriyet buna muarız bulun- maktadır. Almanya” da amele ücretleri Berlin 17 (A.A) — Madeni- sanayi amelesi ücretleri, büküm kararile 10 */, ilâ 15 tezil edil- miştir. AKSAM'ın tefrikası: No 69 Sahife 5 ——— 19 Kânunuevwvel 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman — Delikanlının kuryuk o soku- muna kadar hakkı var. Şim- diki cılız karıla- ru çenyeden gayri (o marifeti var mı? Biraz oskiyi kıs; boşa- nacağım diye kapı, baca boy- lasınl Ha karı, ba koca kari zırıltısı. Veysel, hanım- efendinin yanına sokulmuş, benim tombul ablacığım! Yumak ablacı- ğım! diye kucak- lıyor, ayni zamanda kulağına bir şeyler söy- liyerek yalvarı- yordu. Hanımefendi hiddetlen me ğe başlamıştı. — Şimdi üç lirayı ne yapa- caksın? diye soruyordu. Hani uslandındı, akıllandındı. e Bak yerinde durabiliyor mısın? Içinde kurt kaynıyor. Ayol daha dün geldin a çocuk! Yanımızda otur- sana; şimdi gece karanlığı ne oluyorsun? Veysel, bir yanağını bırakıp ötekini öpüyor, kuzum ablacığım! Canım ablacığım! diye yine yal- varıyordu. Hanımefendi işi ortaya vurdu: — Siz de söyleyin Allahaşkına bu saatte güya Mutasarrıfın işi için bir yere gidecekmiş. Yatsı okunurken iş olur mu? Hem işe üç lira ilemi gidilir? Hürmüz, Hüsnücemal, olurdu, olmazdı yolunda söylenirlerken Sürpiğin sesi bepsini bastırdı: — Bizim Veysel Beyin işi bun- dan sonra olur. Akşam olmadan gece kuşu hiç yuvasından çıkar mı? Veysel yarı şaka, yarı içerle- miş: — Sürpik teyze lakırdıya yekün tut! Sonra külâhları değişiriz; gümrüğü çok verirsin ha| diyor, maksadını gizlemiyordu: — Ayıp mı be? Sakallı herif- ler, bunaklar türlü türlü nane yiyorlar; biz genciz yahu; ne halt etsek yaraşır. Hürmüzle (o Hüsnücemal, ağıza fısıltı da idiler: — Biraz da içkili galiba. Hatun boşuna yoruluyor; şimdi onun kulağına laf girer mi? Bari ne verecekse versin, başından savsın, kurtulsun | Hanımefendi de zaten buna karar vermiş olacak ki göğsünden atlas kesesini çıkardı, içinden bir lira aldı, Veysele uzattı: — Al kurtlu, peynirl, fırlattı, Veysel, olmaz, vallahi yetişmez! ikisini borcuma vereceğim! Diye yeminlerle eteğini çekerken ablası o müthiş iki kaşını çattı; bir lira daha fırlattı: — Al bir tane dahal ağız diyip Artık uzun etme; babalarımı tutturma! cebine e Veysel liraları ray ray ra KANSIZLIK SIROP DESCHIENS. PARIS dl benizsizlik icin yegâne deva kanl ihya eden En muntahip etibba tarafından tertip edilmistir. Müellifi: Sermet Muhtar Veysel çenebaz mı çenebazdı, durmadan okuyordu! mile bir semai ara nağmesi tut- turmuş, perçemlerini tarıyor. — Nasıl Sürpik tize, sülün gibi delikanlı değilmiyim? Genç olay- dın bana yanıp kavrulmaz mıydın? diye bıyık buruyordu. * , > Veysel Istanbula, (mutasarrıf tarafından bir iş zımnında gönde- rildiğini söylemişti. Halbuki bunun aslı, astarı yoktu. Paşanın tarafı şahaneden istif- sarı hatıra nailiyetini gazeteler yazmış, bu havadis Veysel'in kulağına gider gitmez: — Enişte galiba mortoyu kırı- yor, belki biraz dünyalık ta uçla- nırız? maksadile kimseye sezdir- meden soluğu Istanbulda almıştı. Zaten hiç para tutmazdı. Bileti bile ödünç almış, meteliksiz Is- tanbula ayak basmıştı. lişin iç yüzünden ablasının da malümatı yoktu. Paşayı iyileşmiş, oda içinde dolaşıyor görünce şa- şalamış, memuren geldiğini ve bir kaç gün sonra avdet edece- ğini uydurmuştu. Ne zamandır hasret kaldığı Istanbula kavuşunca artık konakta pinekler mi hiç? Böyle adımını atar atmaz para istemesine, parayı cebine koyar koymaz sırra kadem basmasına hanımendi o hiddetleniyorsa da Çeşmicellât hadiselerinin tazeli- ğini, paşa ile henüz barışıklığını düşünerek susuyordu. Hanımefendi, kocasıyla barışalı üç, dört gün olmuştu. O gün Şehri ile görüşdükden sonra yukarı çıkmış, paşanın ya- nına nasıl gideceğini, boynuna asılı torbadaki mühürü nasıl ele geçireceğini düşünürken Kerime hanım da misafirlikten gelmiş, oda, damat ta barışması için yal- varmağa başlamışlardı. Şehrinin başlıca vasayesıda bu değil miydi? (Demamı var) Sermet Muhtar beye: Matbaa- Nietzieni m ve