15 Kânunuevvel 1931 Tali kuşu başl — Akşam ara konarken.. Ara sıra birisi elini boru gibi yapıp ağzına koyup bağırıyor: “Traşı kes bel, Haaa... Şimdi çakımı çıkarıp seni hacamat ederim K ha... Şimdi çıkarıyorum ded Piyangoyu çeken hanımtızlar, sabırsızlık, aşağıda 500,000 kişinin mukadderatını bir kol eden Mehmet efendi, Ayın onbirinci günü.. Saat tam |, edede.. ETE dolabın yanında her numarada bir kere gidip gelen Hasan efendi, onun altında en uzun boylu bayi Simon efendi numaraları tetkik ediyor, kapıda 13... Darülfünun konferans salo- /£ nunun önü hıncahınç dolu.. Bilet | bayileri, kadınlar, erkekler, çocuk- lar, İtfaiye neferleri, mubaşirler, karma karışık bir kalabalık.. Malüm ya piyango var.. Konferans salonunun kapısı aralık, içeride ders okunuyor.. Ufak tefek bir profesör ciddi ciddi ders takrir ediyor. Fakat dışarıda bekleyenler sabursuz mu sabursuz?. Kapıyı yumruklayor- lar.. Ara sıra birisi elini boru gibi yapıp ağzına koyarak içeriye sesleniyor: — Kes be.. tiraşı kes be!. Bütün bunları işitmeyen profe- sör kemali vakarla felsefe naza- riyelerini anlatıyor. Halk da niçin kendilerinin boş yere bekletildi- ğini anlayamıyor. Nihayet ders bitti içeriden bir kaç kişi çıktı. Ve piyango için gelenler içeriye akın ettiler. Çıkanlar ne az, girenler ne çok. Dünyanın en büyük allâmesi bu salonun dörtte birini doldur- madı. Fakat aşkolsun piyango müdürü Fikri beye... Doğrusu müdür bey her keşidede salonu tıklım tıklım dolduruyor.. Hani Fikri bey de olmasa konferans salonunun adam yüzü göreceği yok... * .» Bütün sıralar dolmuş.. Ayakta kalanlar (— gazetecilerin (o masası etrafında saf saf dizilmişler. Burada her sınıftan halk var.. Şu kenarda iki kasap çırağı ağır bir koku naşreden önlüklerile iki gık hanımın yanına oturmuşlar... Mevsim kış olmasına rağmen l ZEY Hiç bir erkeğin sesi Rasih beyinki kadar heyecan verici değildir başlarını ustura ile tıraş ettirmiş- ler.. Sinek kaydı perdahlı kafalar iki bilek taşı gibi pırıl pırıl. Kasap çırakları (o kıpırdandıkça önlükleri hareket ediyor, ve etrafı koku kaplıyordu.. Hanımlarda bir telâş bir telâş... Çantalar açılıyor, Içinden küçük esans şişeleri çıka- rılıyor.. Köşesi markalı küçük mendillerle burun tıkanıyor.. Çıraklara hiddetli hiddetli bak- malar.. Çıraklar işin farkında değil, bu bakışları iltifat telâkki ediyorlar. Ellerini (o tükrükleyip bıyıklarını burarlarken, iki hanı- mı süzgün, âşıkane nazarlar atf- ediyorlardı.. Hanımlar deli ola- caklar... Nihayet kalkıp ilerideki sıra- lardan birine gittiler. Bir az ileride kasketini yana eğmiş, toz pembesi fanilesinin GE hareketile idare yanında dua eden bayi önu açık bir afili ağabey.. Her ikramiyenin sonunda gülerek gaip bir şahsa iltifat savuruyor. Meslâ: — 1000 liral. — Vay eşşeğlul. — 200 lira.. — Vay babasının canınal — 125 lira.. — Vay ölüsü kınalı!. Bunlar iltifat mı, değil mi?. Kime? Niçin?. Belli değil. Afili ağabeyin yanında torunile gelmiş bir büyük hanım.. Torun afacan mı afacan.. Kaçamak bir surette salona giren arna- vut simitçi yanından geçerken yumurcak: — Yaaae.. İsterim,. Simit iste- riml, Babaanne.. Simit al banaa.. Diye feryada başladı.. o Babanne yanında oturan kendisi gibi yaşlı bir hanıma döndü: — Büyük hanım çakın yanında mı?. Haydi şunu bir hacamat et.. Çakılı hanımın kaşları müthiş surette çatıldı: — Hımmmmm.. Dededede... Hem bacamet ederim seni.. Hem de sünnnet ederim.. Bu müthiş tehdit biraz para eder gibi oldu. Baba anne afacanı güya büyük bir tehlikeden kurta- rıyormuş gibi kocakladı: — Bir daha yapmaz hacamatçı hanım... Bir daha yapmaz.. Bu seferlik affet.. Sen gitte bizim mubtarın oğlunu hacamat et. O baba annesinden simit istiyormuş... Bu çakı tehdidi iki (kadın ara- sında bir ahbaplık doğuruyor.. Derhal can ciğer oluyorlar.. — Akardeş bizde çocuktuk ama böyle değil kuzum.. Alimal- lah koca gelinlik kızken bile am NA Sahife 7 Yaş kuru mücadelesi Amerikada içki yasağı kaldırılacak mı? Kaçakçı şirketleri yasağın devamı için büyük gayret sarfediyor Müttehidei Amerika kongresinin yeni parlamentosunun içtima mü- nasebetile içki meslesi üzerinde muazzam bir mücadele hazırlan- maktadır. Filvaki hali hazırda gerek meb- usan, gerek ayan meclisinde içki aleyhtarları ekseriyettedir. Fakat gelecek sene yeni Reisi cumhur intihabı esnasında teşri meclislerin içki meselesine karşı vaziyetlerinin yeniden tesbiti icap eylediğinden konğre yeniden bu meseleyi mevzuu bahis edecektir. Bunun için içkinin hem aleyhtar- ları hem de taraftarları vasi mik- yasta propagandaya hazırlanıyor ve para toplıyorlar. Içki taraftarları ya hafif şarap ve biranın imal ve istimaline müsaade edilmesi, yahut men'i müskirat kanununun ilga edilmesi için propaganda yapıyorlar. Ka- nunun oilgası için (O Müttehidei Amerikayı teşkil oeden kırk hükümetin teşri (o meclislerinin üçte ikisi buna muvafakat eyle- mesi şarttır ki gayet uzun bir iştir. Içki taraftarları diyorlar ki: Amerika içki kanunundan çok rahatsız oluyor. Bir taraftan ka- nun lâyikıyle tatbik olunamıyor, diğer taraftan devlet mühim va- ridat menbalarından ve sanayiden mahrum bulunuyor. Bu yüzden bir çok amele açık- tadır. Içki kaçakçılığı son iki sene zarfında yüzde yüz artmıştır. nemin dizinin dibinden ayrıldığı mı bilmiyorum.. — Zemane hemşire zemane.. Zemane bunlar.. Büyüyüpte kü- çülmüşler ayol... Sağ olsunlar bizim başımızda üç tane.. Bu esnade zemane çocuğu ,bur- nundan akan sümükleri çekerek tekrar feryat ve figana başlamıştı. Bağrı yanık bir hanende gibi mütemadiyen tekrar ediyordu: — İsterim de isterim!. Simit isteriml. Fakat Arnavt simitçi de nereden | ekmek çıkacağını biliyor. Çocu- gun (o etrafında fır odönerek türlü hareketlerle onun iştihasını kabartıyordu.. Arnavut çocuğun etrafında pervane gibi döndükçe büyük hanım sinirlendi. Sinirinden bir kaç kerre hiddetli hiddetli geyirdi: —A...Bu herif de ayol.. Vallahi | şimdi müdür Beye söyleriml.. diyordu.. | » | Yaşlı hanım elindeki biletle müdür Fikri beye yaklaştı: — Bey oğlum dedi benim bile- timin iki numara üstüne 1000 lira düştü.. Acaba iki lira eksiğine | ikramiyeyi alamaz mıyım?.. Hiç şüpbe yok ki müdür Fikri bey dünyanın en nazik ve en idareci adamı.. Büyük hanımı ne- zaketle tesliye etti. Fikri bey daima böyle garip garip müraca- atlar karşısında kalır.. * Madamki ( piyango panoramasını yapıyorum., muhak- kak size Rasih beyden bahset- meliyim.. Rasih bey piyangoda memurdur. Dünyada hiç bir er- keğin sesi Rasih beyin sesi kadar salonunun heyecan verici değildir. Dünyada hiç bir erkek Rasih bey kadar kalpleri (o heyecana (o getiremez, gönüllerde ihtizazlar oyapamaz. Dünyanın en güzel sesi, en rekik sesli erkeği nihayet on on beş kadının kalbınde ihtizazlar yapar. heyecanlar uyandırır... Halbuki | İĞ AA gr” İ kuruş çıkmış, kendi | 8 Içki kaçakçısı Al Capone Amerikada . yüzbinlerce gizli bar ve meyhane vardır. Bunlara ne polis karışıyor ne de efkâr umumiye takbih ediyor. Sokaklarda sarhoşlara tesadüf ediliyor. Çünkü gizli meyhane- lerde şarhoş olanların istirahati temin edilmektedir. Amarikada içki kaçakçılığile meşgul olmak için teşekkül etmiş bir çok şirketler vardır. Bunlar her sene büyük miktarda kâr tevzi ederler. Bu şirketler kanunnu kal- dırılmaması için ellerinden gelen gayreti sarfetmektedirler. Bu şir- ketler de gelecek intihaba hazır- lanmaktadırlar. Rasih bey bir ağzını açtımı en aşağı 1000-1500 kişinin heyecan- lar kalbini sarsar. Hemde ne heyecan... Çünki: Rasih Obey piyangoda ikramiye çıkan numa- raları yüksek sösle okur... Ne zamandanberi merak ederim. Açaba Rasih bey kendisine büyük ikramiye çıksa, fişi açtığı zaman heyecandan (o numarayı (o oküya bilir mi?.. Mamafih her fişi açışta “acaba benim numaram mı?.., diye Rasih beyin yüreği hoplar zannederim . * Keşidede en fazla yorulanlar- dan biri de hademe Hasan efen- didir. Hasan efendi her çıkan numa- ranın fişini salondaki kürsüden alıp biraz ilerideki kontrol me- murlarının masasına götürür. Her ay 1500 numara cekildiğine naza- rar Hasan efendi bin beş yüz kere kürsü ile masa arasında gidip gelir.. Bu mesafe tam beş adım- dır. Bir istatistik meraklısı hesap etmiş, Hasan efendi dört sene süren bu işte tam 80000 kere iki masa arasında gidip gelmiş... Hasan efendiye bir kere 150 biletine ait fişi götürürken şaşkınlıktar ayak- ları dolaşmamak için pek gayret etmiş... Piyangonun en kuvvetli hade- mesi Mehmet efendidir. Mehmet efendi bir kolile koca numara dalabını fırıl fırıl döndürür. Bu dolabın içinde 50,000numara var- dır. Mehmet efendinin bir kol hareketi 500,000 kişinin mukad- deratını idare ediyor demektir.. Bayilerin en büyüğü 65 santim boyundaki Simon efendidir. Si- mon efendiden size yene bu sü- tunlarda uzun uzun bahsetmiştim. Simon efendi her keşideye elir, biletleri kontrol eder, Mor- duhay efendi de bayilerin en şayanı dikkat tipidir. Morduhay efend piyango çekilirken mütemadiye! dua eder.. Hikmet Feridun naam am