—R Bp ECi Te ig , : > > k Akşam ZA # 21 Teşrinisani 1931 | Haftalık siyasi icmal han meselelerinde Amerika ile Italya arasında birlik - Tamirata ait Paris müzakeratı ilerliyor Italya hariciye nazıri M. Grandi Vaşingtonda bulunuyor. Amerika Reisicumhuru ve Amerikan siyasi ricali ile görüştü. Bu mülâkatın Fransa başvekili M. Laval'ın ziya- retini takip etmiş olması bütün cihan nazarı dikkatini celbetmiştir. Bu mülâkatın başlıca ehemmiyeti iktisadi ve siyasi cihetten muva- zenesi bozulan dünyanın ıslahı için büyük devletlerin ricali ara- sında başlıyan temas ve müzake- relerin devam etmesidir. Mr. Makdonaldın Almanya baş- vekilini Chevers sayfiyesine daveti ile başlıyan ve Amerika hariciye nazırının İtalyadan başlıyarak Gar- bi Avrupa devletlerinin payitaht- larını ziyareti ile ilerlemiş olan beynelmilel şahsi temasların deva- mı cihanın atisi hakkındaki ümit- leri kuvvetlendiriyor. Hakikaten bu temas ve mülâkatların tesirile devletler (o arasındaki O zıddiyetin şiddeti azalmakta ve uzlaşma ihtimalleri artmaktadır. M. Grandinin Vaşington seya- hati, Amerika-Italya münasebatım- dan ziyade cihan meselelerile alâkadardır. Amerika ile Italyanın cihan meselelerine karşı noktai nazarları biribirine çok yakın ol- duğundan Vaşington mülâkatında bunların tespiti görüşülmüştür. Terki teslihat meselesinde her iki devlet, emnüselâmet mesele- leri evvelden mevzuubahs edil- meksizin derhal tahdit yapılması noktai nazarında müttefiktir. Versay muahedesinin tadil edil- mesine her iki devlet taraftar bulu- nuyor. Tamirat ve harp borçları için en iyi çarenin bunların ilgası olduğunda dahi Amerika ile Italya arasında fikren ittihat vardır. M. Hoover Fransa başvekili ile kararlaştırmış olduğu itilâfları tehlikeye düşürmemek için Italya hariciye nazırı ile görüştügü nok- talara ait resmi tebliğlerder gayet ihtiyatlı birelisan kullanmıştır. Maamafih M. Grandi Amerika ayan meclisi hariciye encümeni reisi M. Boroh ile görüştüğü sıra- da Versay muahedesinin tadili ve terki teslihât ve Fransanın muhalif bir vaziyet aldığı diğer meseleleri serbestçe görüşmüş ve İtalya hü- kümetinin bu meselelerde neler düşündüğünü açık bir surette beyan etmekten çekinmemiştir. Ge- rek terki. teslihat konferansında gerek tamirat ve harp borçları meselesinde Amerika ile Italyanın bir safta hareket edeceği bir katdaha tebeyyün etmiştir. Paris müzakeratı Vaşingtonda bu mühim mülâ- katın cereyan etmekte olmasına rağmen Amerika dahil olduğu halde bütün cihan, daha ziyade Pariste Fransa hükümeti ile Alman sefiri arasında cereyan etmekte olan müzakerata ehem- miyet vermektedir. Çünkü cihanı siyasi karışıklık ve istikrarsızlık- tan ve iktisadi muvazenesizlikten kurtaracak ancak bu müzakeratın vereceği iyi neticelerdir. Bu müzakereler her iki tarafın gösterdiği müsaadekârliık saye- sinde pek çabuk terakki etmiş ve şimdiden esaslar hakında itilâf hasıl olmuştur. Fransa hükümeti Yung plânı mucibince Benelmilel tediyat bankası tarafından davet olunacak komitenin şarta tâbi ve ve gayri tâbi tediyat hakkında tetkikatta o bulunmasına ve Al- manyanın tediye kudretinin alel- umum tetkik ve takkik edilme- sine tntizar etmiyecektir. Almanyanın tediye kabiliyeti bir defa beynelmilel heyet veya heyetler tarafından tesbit edil- dikten sonra Fransanın Almanların kudreti haricinde tediyede bulun- maları için ısrar eylemesi melhuz değildir. Paris müzakerelerinin yakında tam bir itilâf ile netice- | leneceği ümit olunuyor. Bu netice hasıl olduğu takdirde cihanın siyasi ve mali istikrarının temini için en mühim hatve atılmış olacaktır. Mançuri ihtilafı Mançuride Japonların eşkiya takibi (o babanesile (başladıkları askeri harekâtın hem ehemmiyeti hem de dairesi çok büyümümüş- tür. Japon kuvvetleri Cenubi Man- çuriyi işgal etmekle kalmayıp Rus mıntakasının içerlerine 500 mil sokulmuştur. Ruslar mukabil bir harekette bulunmuyorlar. Bilâkis (Şimali (o Mançurideki Çinli kuvvetler gayret ve harekete gelmişler ve Japonlara karşı ta- arruza geçmişlerdir. Japonlar da mevkilerini muha- faza ve takviye için çok miktarda yeni kuvvetler getiriyorlar. Bu suretle Mançuri büyük bir harp sahnesine dönmüştür. Fakat ortada ilânı harp voktur. Her iki taraf henüz itilâf yolunu kapamamıştır. Şu kadar var ki iki tarafın takip etmekte olduğu usuller başka başkadır. Japonya Çin hükümetile doğrudan doğruya müzakere ede- rek aradaki ihtilâf ve mese- leleri halletmek istiyor. Çinliler ise Cemiyeti Akvamın tevassut ve müdahalesi ile Man- çuri meselesini halletmek isti- yorlar. Cemiyeti akvam bu mes- eleye bakmak için üç defa top- landı, Geçen iki içtimadan bir netice çıkmadı. Birinci içtimada Cemiyeti akvam meclisi her iki tarafa gayet mülâyimane tavsiyede bulunmuş idi. O zaman vaziyet pek fenalaşmamış ve harekât sahası (büyümemiş olduğundan itilâfın esas noktalarında Japonya ile Çin arasında mühim bir ihtilâf görülmemişti. * Fakat ikinci içtima Amerikanın iştirakile hemmiyet ve kuvvet kesbettiğinden Cemiyeti Akvam meclisi Japonyaya karşı sert davranmış ove Japonların işgal ettikleri yerlerden çekilmelerini talep etmiştir. Japonya bu talebi kabul etmedi. Amerika ortadan çekildi, Cemiyeti Akvam müşkül bir mevkide kaldi. Cemiyeti Ak- vam bu batasını anladığından Pariste akteylediği üçüncü içti- mainda tekrar birinci içtimaıdaki karara gelmiştir. Şimdi bu mec- lis Japonya ile Çinin noktai na- zarlarını Odostane bir surette birleştirmeğe çalışıyor. Zonguldak bankaları paralarını çekiyorlar Zonguldak 20 (Hususi) — Burada, yalnız bir tanesi müs- tesna, bütün bankalar piyasadaki paralarını (oçekmektedirler. Bu yüzden bazı tüccarlar fena vazi- yete (düşmüşlerdir. Bankaların umumi merkezlerine yapılan mü- racaatlarda bankaların aynı za- manda değil, ayrı ayrı paralarını çekmeleri bildirilmiştir. Kari'lerimizin mükâfatlı fıkraları | —-382 — ç Anadolunun iç köylerinden (o üç genç (İstanbula gelmek üzere yola çıkarlar. Dağda, o zamana kadar hiç görmedikleri bir çizme teki bulurlar. En küçükleri «bir para çantası bulduk» diye haykırır. Ar- kadaşı bunun su kırbası olduğunu iddia eder, Bunların cahilliğine gülen en büyük- leri «yok bilamediniz, © gördüğünüz meret kazmanın kılıfıdır» der. Besim / — 333 — ö Üç yaşında zeki ) bir çocuk daima babası ile birlikte yemek (yemeği arzu edermiş. dadısı «ne Zaman baban gibi bıyıklanırsan o zaman bera ber yersin!» diye menedermiş. Bir gün çocuk dadısinın bir küçük tepsi içinde hazırladığı vemeği yerken bir arsız kedi gelip pençesini atınca çocuk elindeki çatalı kedinin kafasına indirerek; «Haydi, bak senin kocaman bıyr” gın var, git babamla yel» demiş. Adnan Ali — 384 — Zorba Yeniçe- rinin biri bir gün sokaklan geçen makaracı yahu- diyi durdurarak: — Ulan yahudi, söyle ben eşek miyim, köpek mi- yim? diye sorar. Eşek te dese dl köpek t6 dese zi dayak yiyeceğini anlayan kurnaz yahudi: — Ağam, bu hemen belli olmaz ölç mek lâzımdır! der. Yeniçeri biraz hayretle «ölç bakalım» deyince, yahudi yeniçerinin iki eline 400 yardalik iki makaranın uçlarını verip bunun biri eşeği, diğeri de köpeği güs- terir diyerek makaraları sağmağa ve yeniçeriden uzaklaşmağa başlar. Yahudi köşe başını bulunca makaraları atip: — Sen eşek değil, eşşoğlu eşşeksin, köpoğlu köpeksin! diyerek tabanları kal dırır ve biranda kaybolur. ğ Ziya Talât Derste muallim sort eee? Söyle bâkalım Turgüt; hayvanların etleri yenir, kemikleri ne yapılır? Ders hayat bilgisi olduğu için Turgut sür'atle cevap verir: — Onlar da tabağın kenarına konur efendim. Sami Hilmi — 386 — Tarih muallimi Emin Âli Bey talebesini derse kaldırarak sorar; — Bir az Gok lerden bahsetsene oğlum: — Alâ kıvırdı, Zeki attı efendim! A. Enver Fıkra mükâfatları Fıkraları detcedilen kari'lerimizin idarehanemiza ynüracaatla, mükâfat- larını almaları rica olunur, Avusturya altına ambargo mu koyuyor ? Viyana 19 (A.A) — Hükümet, döviz ticaretine ait emirnamenin muaddel şeklini bugün Meclis bütçe ericümenine tevdi edecektir. Bu emirname, darbedilmiş sikke halinde veya sair şekilde altin ticaretinin milli Avusturya batikası haricinde (icrası (o memnuiyetini derpiş etmektedir. Antillerde ilmi bir heyet Saint Mozire 19 (A. A.) — Plandre gemisi, Antillere mütevec- cihen hareket etmiştir. Gemide bir ilmi heyet vardır. Bu heyet, içtimai hastalıkları, bunların esba- bını ve tedavisi çarelerini tetkik edecektir. Ankara 18 ( Hususi ) — Dün- yayı istilâ eden ve her memle- kette fevkalâde tedbirler alınma- sına lüzum gösteren büyük bir ıktısat buhranı vardır. Bu buh- ran gittikçe bir ejder gibi ağzını açarak dünyanın her memleketini sarıyor. Cihan harbinin bıraktığı bu ağır yadigâr, aradan geçen senelerin tedbirsiz bareketlerile gittikçe şiddetini arttırarak bu- gün en hâd bir devreye gelmiş- tir. Almanyada ve arkasından ingilterede patlayan (o buhranlar bu devrenin alâmetleridir. Almanya ve İngilteredeki buh- randan bütün dünya müteessir oldu. Her memleket ağır tedbirler almağa, her hükümet milletini büyük fedakârlıklara davet etme- ğe mecbur oldu. Teşrii meclisle- rin toplanma mevsimi olan şu sıralarda gelen her telgraf dev- let ve hükümet reislerinin nutuk- larında fedakârlık, tasarruf, ihti- yat tavsiyeleri kaydediyor. Yegâne ayakta kalan iki mem- leket, Fransa ve Amerika şimdilik itilâf ederek paralarını tutabiliyor- lar. Lâkin yarayı tutmak kâfi değildir. Asıl mesele muvazeneyi yapmaktır. Buda ithalatla ihracat arasında bir tevazün yapmağa ve bütün dünyayı bir tek vücut gibi iktisadi o bünyesindeki hastalığa karşı omücadeleye (o sevketmeğe tevakkuf eder. Rusyanın bambaşka içtimai ve itktisadi bir rejime salik olması, bütün medeniyet cihanın müttefikan tedbirler almasına imkân bırak- madığı için her devlet, evvelâ kendi dahili ve iktisadi tasarruf ve inzıbatını temine mecbur kalmaktadır. Türkiye de sıkı bir tasarruf düsturunu ele alan memleketler- dendir ve bunu bütün kuvvetile ileri götürmeğe çalışıyor. Iktisadi ve ticari muvazene- nin temini için en çok küçlük çekecek yerlerden biri de memle- ketimizdir. Çünki ithalâtr çok senelerdenberi ihracatından fazlâdır. Geçen sene ki para buliranına siki bir tedbirle karşı daran Cumhuriyet hükümeti bu seneki iktisat buhranını da yine öyle kuvvetli bir hamle ile karşılayor. Ithalâtı Kontenjanlarla tahdit eden memieket iktisadiyatını. ko- ruma kararnamesini, bazırlanmakta olan bubran verkisi kanunu ta- mamlayacaktır. Ithalâtın tahdidi yüzünden devletin gümrük vari- datı bittabi mühim bir mikyasta azalacaktır, Buna karşı devlet milletinden yeni bir fedakârlık talep zaruretindedir. Buhran vergisi ismile yeni ve muvakkat bir vergi konulması Ankara mektupları Buhran vergisinin tefer- ruatı hazırlanıyor Dünya işleri düzeldikçe fedakârlığın nisbeti azaltılacaktır Yakında yeni vergi kanununu müzakereye başlıyacak olan büyük mlilet meclisi içtima halinde işte bu fedakârlik olacaktır. Bu vergi yalnız iktisadi buhran devre- sine mahsus olacak ve ilk fırsatta tamamen kaldırılacaktır. Yalnız ismi bile bunu ifadeye hizmet ediyor. Bukran vergisi lâyihası esasları İcra vekilleri heyetince kararlaş- mıştır. Yalnız lâyiha henüz son şeklini almamıştır. Şimdiye kadar esaslar şunlardır ; 1 — Gerek devlet, vilâyet, belediye bütçelerinden ve gerek bütün sınai, ticari müesseselerden maaş, ücret, ikametğâh zammı, tazminat, yevmiye nanmile mu- ayyen para alanlar, ayda aldık- ları paranın yüzde onunu buhran vergisi olarak hükümete terk- edeceklerdir. 2 — Buhran vergisi devlet, vilâyet, belediye bütçelerile hu- susi ve mülhak bütçelerle idare olunan devlet o müesselerinden maaş ve ücret alanlara yapilan tediyattan tevkif edilecektir. Diğer şirket, ticarethane ve müessese memurlarının buhran vergileri de her ay kazanç vergilerile birlikte malâm olan tevkif edilerek omaliye (tahsil şubelerine verilecektir. 3 — Eski tekaüt kanununa tevfikan tekaüt maaşı alanlarla eytam ve eramil maaşlarının istis- nası rivayet edilmektedir. 4 — Maaş, ücret ve sairenin ilk otuz lirası buhran vergisinden müstesnadır. (o Binaenaley ayda otuz lira veya daha eksik para alanlar vergi vermiyeceklerdir. Maaş suretile para almıyanların bu fedakârlığa nasıl iştirak ede- cekleri meselesi hakkında henüz hiç bir malümat tereşşuh etme- miştir. İktisat buhranının akisleri yüzünden ticarethaneler ve sanayi müesseseleri zaten ağır zararlar yüklenmiş. olduğu cihetle onlar hakkında ayrı bir tedbire lüzum görülmiyeceği tahmin edilmektedir. Ahvale yakından vâkıf bir zat Kontanjan kararnamesi ve buhran vergisi meseleleri hakkında diyor ki: — Şüphe yok ki bu tedbir- leri kükümet severek ve isitiyerek yapmıyor. Ortada büyük bir zaru- ret ve dünyaya yayılmış bir buh- ran vardır. Devlet de bu zarurete ve bu bulirana karşı çaresiz milleti fedakârlığa davet etmek- tedir. Dünyanın işleri düzelmeğe yüz tuttuğu dakikada bu feda- kârlıkların da o nisbette önü alınacak, tabii hale avdet için hükümet hiç bir fırsatı fevtetmi- yecektir.,, İşte gerek yeni kararname ve gerek hazırlanan buhran vergisi lâyihası hakkında en doğru söz budur.