20 Teşrinisani 1931 Bu defa fena sıkıştılar!.. Korsik haydutları adadan kaçmak için çare arıyorlar. Fakat buna muvaffak olmaları çok güçtur Korsika haydutlarına karşı mü- cedele çok mühim bir safhaya girmiştir. (Bu defa hükümetin ciddi sürette hareket ettiğini, haydutların fena halde sıkıştığını gören ehali artık eski sükütiliği bırakmıştır. Bunlar sorulan suallere cevap vermekte, haydutların ne- rede görüldüğünü, ne tarafa git- tiğini anlatmaktadırlar. Haydutlar tarafından öldürül müş olan bir çok kimselerin aile- leri erkânı da intikam almak için dağlara çıkmışlardır. Bunlar hay- dutları bulup öldürmeğe yemin etmişlerdir. z Korsikaya giden fransız gazete muharrirleri haydutlar için bun- ların jandarmalardan büyük bir tehlike teşkil ettiğini söylüyorlar. Çünkü jandarma kayalık, çalılık dağların her tarafını tamamile bilmediğinden haydutların bir yere gizlenmesi kabildir. Halbuki inti- kam almak üzere çıkanlar da bu dağları haydutlar kadar iyi bili- yorlar, onların saklanacakları yer- leri tahmin ediyorlar. Spadanın izi bulundu Haydutların en azılısı olan Spada geçen Cumartesi gecesi ele geçi- rilmek üzere iken Jandarmalar die az zaman evvel kaça- ilmiştir. Spadanın dağda bir çalılık arasında kendisine gizli bir kulube yaptığı ve burada yattığı haber alınması üzerine hemen bir otomobille (geceleyin jandarma kuvvetleri gönderilmiştir. Spada uykuda iken, uzaktan otomobil seslerini duyunca uyan- mış ve kayalar arasından kaçabil- miştir. Jandarmalar kulübeyi boş bulmuşlardır. Fakat burada bir çok evrak, mektuplar yakalan- mıştır. Amerikalı kadın Mektuplar tetkik edildiği zaman içlerinde pek garip olanlarına tesa- düf olunmuştur. Bilhassa zengin bir Amerikalı kadının mektubu çok tuhaftır. Kadın mektubunda bülâ-. satan diyor ki: “ bana karşı gös- terdiğiniz nezakete, misafirper- verliğe çok müteşekkirim. Sizinle birlikte geçirdiğim zamanları asla unutmiyacağım! Gece gündüz sizin için dua ediyorum...,, Spadanın vaziyeti gittikçe güç- leşiyor. Haydut bir çok yerlere baş vurmuş, çobanlardan geceyi kulübelerinde geçirmek için mü- saade istemiştir. Fakat hiç kimse kendisini kabul etmemiştir. Hay- dudun boyu 1,62 olduğu halde ağırlığı 98 kilodur. Bu sebeple bir zamanki çevik- liği yoktur. Spada şimdi gündüz- leri kalabalıklar arasında dolaşır- ken çok müşkülât çekmektedir. Haydutlar yiyecek de bulamı- yorlar. Bilhassa cephaneleri pek az olduğundan çok ihtiyatlı ha- reket etme lüzumunu hissediyorlar. Haydutların deniz tarikile kaç- maları ihtimaline karşı şiddetli tedbirler | alınmıştır. | Tarassut etmek üzere yeniden bir gambot gönderilmiştir. Spadanın hayatı Spada haydutlar içinde en men- faatperest olanıdır. Başlıca emeli para toplamaktır. 1926 senesinde haydut (OSomanetti öldürülünce Spada onun yerine geçmiş ve maktulun maşukası o Antoinette Lecayı kendisine metres tutmuştur. Spada bir aşk macerasile be- raber, azami kâr etmeği de ihmal etmemiştir. mia Korsikadakl şekavet merkezlerinden Sartene köyü Haydut Spadanin son resmi Ajaccia ile Fransa arasındaki posta nakliyatı, müzayedeye koyu lunca kendisi bu işi deruhte etmek niyetinde idi. Fakat müzayede gü- nü, gitmediği cihetle Antimettenin akrabasından Lecca bu işi üzerine almıştır. Bir kaç gün sonra Spada kendisini ansızın evinde ziyaret etmiş ve elinde silâhı bulunduğu halde: — Seni postayı nakletmekten menediyorum. Yalnız yolcu nakli- yatı ile kanaat etmelisin demiş ve silâh tehdidi altında kendisini bu işten ferağata mecbur etmiştir. Lecca iptida buna kulak asma- mıştır. Fakat bir gün iki yolcu naklederken, yolun bir dönemeç noktasından ansızın açılan yaylım ateşile şoför ile yolculardan bir kadın ağır surette yaralanmışlardır. Lecca bu mütecavizlerin kimler olduğunu anlamak için Spada- nın yanına koşmuş ve mahiye bin frank mukabilinde şakı ile anlaşmıştır." Aradan bir kaç ay geçtikten sonra Spada kendi tabancasile kasığından ağır surette yaralan- mış. Hayatından ümit kesilmişti. Ricçi namında bir gencin gayreti sayesinde ölümden kurtulabilmiş, fakat iki ay sonra vahim bir hastalığa tutulmuştur. Gene Ricci yanına koşmuş ve ona bakmak suretile, hayatını ikinci defa kur- tarmıştır. Spada iyileşir iyileşmez Leccadan teraküm etmiş olan aylıklarını düşünmüş, omütahbit kendisine parayı vermek isteme- diği cihetle, nakliyatı tatil ettir- miştir. Bunun üzerine Lopigna belediye reisi zorla bu işi deruhte etmiş postayı nakleden otomobil şoför- luğunada Spadanın iki def'a ha- yatını kurtarmış olan Ricciyi tayin eylemiştir. Ricci kendisine yapmış olduğu hitmetlere gövenerek ve hiç bir taarruza uğramıyacağından | anlamak için otomobilden aşağı | indiği sırada yol kenarından atı- Akşam emin olarak soföriüğü kabul etmiş, fakat üç def'a şakinin yol üstüne koyduğu taş setlere çarpmıştır. Şoför, o bu ihtarlari (dinlemek istemeği cihetle Spada kendisine bu işden vaz geçmesini açıkca bildirmiştir. “En nihayet Ricci 1930 mayısında otomobilli seyyar bir satıcı iki kadın ve üç jandarma naklederken otomobil, taşlardan yapılmış bir sete çarpmış. Şoför, ne olduğunu lan bir kurşunun başına isabetile, ölü olarak yere serilmiştir. Ricci iki defa hayatını kurtardığı halde, Spada kendi menfaatına halel verdiği cihetle, zavallı (şoförü öldürmekte biran bile tereddüt göstermemiştir. Otomobilde bulunan jandarma- lar, silâh sesini işitir işitmez, ne olduğunu anlamak için aşağıya atladıkları sırada haydudun çalı- lıklar arkasına saklanmış olan hempaları, üzerlerine açılan ateşle ikisi ölmüştür. N Üçüncü jandarma, bayılarak yere düşmüş ve bu baygınlığı hayatını kurtarmıştır. Haydut bu cinayetlerle iktifa etmemiş, oto- mobili de yakmıştır. Başka bir vaka daha anlatalım: Naccis lokantacılarından biri, kömür imali için, bir ormanı iltizam etmiş, oraya kömürcü dört italyan amelesi de göndermiştir. Bir kaç gün sonra Spada amelenin önüne ansızın çıkarak : Haydı bakayım, çekiniz arabanızı! demiş, ve amelenin barakasını yaktıktan sonra onları da koğmuştur. Lokantacı oamelesinin avdet ettiğini görünce, fena halde hid- detlenmiş ve Spadayı öldürmek için bir plân kurmuştur. Lokantacı Spadanın metresini ziyaret edeceği geceyi öğrenmiş ve evinin etrafında pusu kurdur- muştur. Fakat Spada, yaklaştığı sırada köpekler havlamağa baş- ladıklarından haydut evine girme- miş hayatını kurtarmıştır. Lokantacı bu ademi muvaffa- kıyetine rağmen plânında ısrar etmiş, yine başka bir pusu kur- durmuştür. Spadanın kardeşi bunu haber alınca lokantacının karnına tabancasını ateşleyerek öldürdük- ten sonra oda dağ yolunu tutmuştur. Son haberler Spadanın karde- şinin yakalandığını bildiriyor. Dağ- larda serseri bir halde dolaşan Spadanın da bugün yarın geçeceği muhakkaktır. ele YİN an Ankara mektupları Memleket iktisadiyatını koruma kararnamesi Yeni kararname harice akan paraların çıkmasına mani olacaktır Ankara, 16 (Hususi ) — Reisi- cumbur hazretlerinin büyük millet meclisinin açılma günü irat buyur- dukları nutuk, en ziyade memle- ket iktisadiyatını dünya buhranına karşı korumak esasında ısrar ile durmuştu. Bu yüksek nutku din- leyenler, Türkiye mukadderatını idare eden büyük kafaların içinde buhrana karşı duracak tedbirlerin kaynamakta olduğunu hisediyor- lardı. Bir kaç gündenberi icra vekil- leri heyetinin geceli, gündü toplanmaları, hattâ cuma gi akşamı Reisicumhur hazretlerinin riyasetleri altırda Marmara köş- künde de müzakereler cereyanı, bu vadide esaslı ve yeni tedbirler alınmak üzere olduğu hissini ve- riyordu. Bu tedbirlerin çok mühim ve canlı bir mahiyette olacağına şüphe yoktu. Fakat ne gibi tet- birler alınacağı hakkında hiç bir malümat tereşşüh etmiyordu. Nihayet bugün tedbirlerin iki mühim esası ortaya çıktı ve aynı zamanda neden dolayı bu tedbir- ler etrafında sıkı bir ketumiyet muhafaza edildiği de kendiliğinden anlaşıldı. İki esas: Evvelâ, memlekete giren eşyanın ihtiyaç hudutların- dan, hem de bugünkü dar ikti- sat dünyasının zaruri kıldığı sıkı tasarrufa tabi ihityaç hududların- dan fazla olmamasını, paramizın mütemadiyen fazla ithalât yüzün- den memleketten akıp gitmeme- mesini temin etmek. Saniyen, bu suretle gümrük varidatının azalmasına karşı devlet hazinesi- nin zararını karşılamak. İşte bu iki esastan hareket eden hükümetimiz her iki nokta için çok mühim, çok esaslı, adeta hayati tedbirler almış ve almak- tadır. Neşredilen memleket iktisadi- yatını koruma kararnamesi bu iki esastan birincisinin (o tatbik mevkiine vaz'ı demektir. Metnini aynen neşretmiş olduğumuz bu kararnamenin ruhu iki noktada toplanır: Bunlardan birincisi, gümrük tarifelerimizde yazılı 8660 maddenin her birini gözden geçirerek, bun- lardan bir kısmının memlekete duhulünü külliyen menetmek,diğer kısmının da her ay meinlekete ithal edilecek miktarlarını tahdit eylemektir. Her malın memlekete her ay girecek miktarlarını gösteren rak- kamlar kanunda Contenpan ke- limesile ifade edilmektedir. Bu kontenjanlar büyük bir liste de tespit edilmiştir. Böyle mühim bir tahdit tedbiri ittihaz edilmezden evvel şuyu bu- lursa bir çok spekülâsyonlara sebep olabilir. Bu da memleketin zaten çok nazik bir vaziyette olan iktisadi bünyesini sarsabilirdi. Hükümet pek dikkatli bir uyanık- lıkla son dakikaya kadar mes- eleyi saklı tutmuş, kararın neşrile haber alınması hemen ayni da- kikalar içinde olmuştur. Kontenjanlar usulünün manası şudur: Bugüne kadar hariçten gelen her türlü eşyaya alabildi- ğine açık duran Türkiye gümrük- leri bugünden itibaren daralmıştır. Gelecek eşyayi kontenjanlar lis- tesine (bakacak, bu mikdarlara muadil ve ya noksan ise verecek fazla ise fazlasını gelecek ayların miktarlarına mahsup edecektir. Bunun neticesi olarak hariçten alabildiğine gelen eşyaya mukabil memleketten çıkan ecnnebi döviz- leri de verilmiyecek, memleketin parası memleket içinde kalacak, harice akan döviz ve para nehri önüne kuvvetli bir set çekilmiş olacaktır. lik tedbir esnasında kararna- menin ani olarak hemen neşir ve tatbik edilmesi bu bir buçuk aylık devre icinde tüccarın ve gümrük- lerin işlerini bir az göçleştirmek ihtimali vardır. Fakat bundan sonra her iki aydabir tecdit edilecek kontenjan listeleri tatbi- kinden yirmi gün evel ilân edile- ceği için hiçbir güçlük arzetmiye- cektir. Listeler o surette tertip edil mektedir ki halk zaruri ve hakiki ihtiyaçlarından hiç birinden mah- rum kalmıyacak, fakat fazla ısraf- lara'da yol kapanmış olacaktır. Kararnamenin ikinci esaslı nok- tası (takas) usulünün vaz'ıdır. Kararnamenin üçüncü ve dör- düncü maddeleri 'bu usulü izah etmektedir. Bu usul mucibince devlet bütçesile hususi ve mülhak bütçelerden ve âmme müessese- leri ile menafii umumiyeye hadim müesseseler bütçelerinden ve im- tiyazlı müessesat ve şirketler ta- rafından bedeli ödenecek ithalâta mukabil para yerine memleket mahsulât ve mamulâtından muadil kıymette eşya satın alması temin edilecektir. Demek ki devlet ve yahut devlete merbut, yahut me- nafii umumiyeye hadim veya im- tiyazlı müesseseler hariçten birşey getirtecek olurlarsa kendilerine bu malı satacak olan tüccara bunun parasını nakden değil, memleket mahsulât ve ya (omamulâtından aynen ödemek şartını koyacak- lardır. Bu kaideye istisna vazı icra vekilleri heyetinin kararına menuttur. Bu suretle hemen hemen ayni bir mübadele esasının konulması, memlekette ithalât ve ihracat müvazenesinin esaslı bir şekilde temini maksadına matufdur. Yal- nız bu müvazenenin temini, dünyayı saran dehşetli iktisat buhranının Oağır tesirlerinden memleketimizi mahfuz bulundura- bilir. Hükümet de bu esaslı ve ciddi tedbiri bu sebeple almıştır. Bu izahattan anlaşılan neticeler şunlardır : 1 — Türkiye gümrükleri 16 teşrinisani 1931 de kapanmıştır. Bundan sonra gümrüklere gelen eşyanın sahiplerine teslimi için bunların (o kontrenjan listesinde bulunması ve o listedeki miktar- ları geçmemesi lâzımdır. Kontenjan listesinde bulunmı- yan maddelerin ithali yasaktır. Kontrenjan listesinde yazılı mik- tardan fazla gelen eşyanın fazlası gelecek ayların miktarlarına mah- sup edilir. 2 — Devlet, devlete merbut veya menafii umumiyeye hadim müessat ve imtiyazlı şirketler hariçten ( getirecekleri (o eşyanın karşılığını mümkün olduğu kadar memleket mahsulât ve mamulâ- tından eşya ile ödeyecektir. Bu iki esaslı tedbirin memleket iktisadiyatını ıslah için tevlit edeceği muhassenat izahtan müs- tağnidir. Fakat bunun bir tek mahzuru olabilir. Oda devlet bütçesininde gümrük varidatını mühim miktarda tenzil etmesidir. Buna karşı hükümet diğer bir tedbir almak zaruretindedir. Buda buhran vergisi şeklinde konula- caktır. Buhran vergisinden de diğer mektubumda bahsedeceğim.