20 Tesrinisani 1931 Lu GÜNÜN HABERLERİ Esrarlı cinayet İzmirde ihtiyar bir kadın öldürüldü Cinayetin “sebebi henüz anlaşılamadı Izmirde Beştepelerde feci bir cinayetnolmuş ve 60 yaşlarında bir kadıncağız parasına tamaan iple boğularak öldürülmütür. Vaka şudür: Eşref paşanın ilerisinde Beştepe'de oturan Bay- ram ağasaat yedide çıkıp evine saat onda döndüğü zaman karısı 60 yaşlarında Melike hanımın evde (— bulunmadığını (o görmüş- tür. Bayram ağa karısını komşularda, şurada burada araştırmağa başlamış, nihayet ka- rısının izine tesadüf edemediğin- den keyfiyeti polise bildirmiştir. Öğleden sonra Melike hanım evlerinin yakınında bir çukurda boğazından iple sıkılarak öldürül- müş bir halde bulunmuştur. Çu- kurun içine ceset bırakıldıktan sonra üzeri taş vetoprakla örtül- müş bulunuyordu. Yapılan tahkikatta vaka gününde aynı mahalde oturan bir karı ko- canın ortadan kayboldukları an- laşılmıştır. Melike hanım o civarda parası çok bir kadın olarak tanınmak- tadır. Ayni zamanda bu ihtiyar kadın kurşunculak ta etmekte idi. Kaybolan karı kocanın Melike banımı kurşun dökmek bahanesile evlerine (o çağırdıkları ve sonra öldürdükleri zannediliyor. Aydın demir yolları baş müfettişliği Manisa 19 (Hususi) — Tekaüde sevkedilen nafta vekâleti ve demir yollar umum müdiri Muhtar bey Aydın demiryolu şirketi tarafından şirket baş müfettişliğine tayin olunmuştur. 45000 lira Bayiin mi, yoksa Lütfi efendinin mi? İzmirde garip bir vaka olmuş- tur. Lütfi efendi isminde bir kah- veci müddeiumumiliğe müracaat ederek : — Son tayyare piyankosu ke- şidesinde 45000 lira kazanan 26573 numaralı biletin bir parçası benimdir. Bu bileti ben bütün keşidelerde bayiimden aldım. Son keşideden bir hafta evel ansızın dışarıya gitmek lâzım geliyordu. Bilet paramı bayıa bırakarak hareket ettim. Şimdi bayiim bileti vermiyor. 45 bin liramı ala- mıyorum. Müdei umumilik şimdilik para- nın kimseye verilmemesini İş bankasına ( bildirmiştir. e Mesele hakkında tahkikata devam edil- mektedir. Kadın yüzünden Kastamonuda feci bir cinayet oldu Kastamonu 18 — “Geçen gün burada bir cinayet oldu. Hamdi pehlivan ve Şükrü ağa isminde bir baba oğul komşuları Hasan efendiyi öldürdüler. Vaka şudur: Katillerle maktulün evleri yan- yana imiş. Maktul Hasan dışarı çıktığı vakit Şükrü kendisine rast gelmiş ve Hasana silâhını boşalt- mıyz başlamıştır. Çıkan kurşun- lardan Hasan Omecruhan yere düşmüş ve vakayı gözetlemekte olan carihin babası Hamdi pehli- van da yetişerek can acısile feryat etmekte olan mecruha elindeki kürekle vurarak öldürmüştür. Katiller derdest edilmiştir. Cinayete sebep bir kadın mese- lesi olduğu anlaşılmıştır. Koza mahsulü Bu sene Fransada koza pek az Bu sene Bursada koza istihsa- linin fazla olacağı tahmin edil mektedir. Bu sene koza fiatlerinin de iyi olacağı zannolunuyor. Alınan resmi haberlere göre bu sene Fransada koza hasılâtı oldukça azalmıştır. Fransa için vaktile büyük bir servet menbaı olan bu sanatın azalmasına sebep koza fiatının gittiçe düşmesidir. Geçen sene Fransada böcekçi- likle iştigal eden 35718 çiftçi olduğu halde bu miktar bu yıl 18457 ye inmiştir. Geçen sene Fransada açılan tohum mikdarı 39,047 paket iken bu sene bu miktar 27,392 onsa düşmüstür. 1930 senesinde Fransanın yaş koza hasılatı 1,803,779 kilo idi. Bu sene 991,289 kiloya inmiştir ki bu iki rakam arasında geçen seneye göre yüzde 45,05 nisbe- tinde bir tenakus görülmektedir. Bunun gibi, diğer avrupa mem- leketlerinde de bu tenakus mü- şahede edilmekte ve düşüklük miktarı yüzde otuzla elli arasında oynamaktadır. Havuzlardaki balıklar Londrada umumi bahçelerde havuzlarda bulunan balıklar son zamanlarda pek ziyade ço- galmışlardır. Bu yüzden serbesçe ki gezemediklerinden belediye me- murları ağlar gererek balıklardan bır kısmını tutınuşlar ve bunları nehirlere atmışlardır. Kooperatif Memur kooperatifine nasıl iştirak edilecek? İzmir memurin kooperatifi ya- kında teşkil edilerek açacağı bir mağazada satışlara başlıyacaktır. İzmir; pazar kurulan Menemen ve Tepeköy ve Burnova gibi mahal- lere çok yakın olduğundan her şey ucuza tedarik edilecek, me- murlar bu fiatler üzerinden ihti- yaçlarını temin eyliyeceklerdir. Şirkete hissedar olacak memur- lar bir senede ve on iki taksitte yalcız nısıf maaş nisbetinde para verecekler ve hissedar olacaklar- dır. Maaşı elli lira tutan bir me- mur bir aylık maaşından iki lira vermek suretile bissedar olunca ayni ay zarfında kooperatifin vere- siye satışlarından istifade edebile- ceklerdir. Kooperatifin esas mizamnamesi birkaç gün zarfında vali Kâzım paşaya verilecektir. Yeni Manisa Istasyonu Mağnisa 19 (Hususi) — evelki gün Ankaradan İzmire gittiğini bildirdiğim nafıa vekâleti demir yollar umum müdiri Nazir bey refakatinde Izmir Kasaba şimen- difer müdir muavini Naci beyle şirket müfettişleri olduğu halde bugün şehrimize gelerek yeni yapılmakta olan Istasyon binasının vazı esas merasimini yapmışlardır. İ rikaları nezdinde a Komünistler > İAlmanya komünist fırkasını dağıtacak Komünistler hadise çıkarmamağa çalışıyorlar Berlin, 17 (Hususi) — Alman- yada son zamanlarda komünist- lerle Faşistler arasındaki kanlı müsademelerin son derece artma- sından dolayı Almanya hükümeti fevkalâde tedbir ittihazına lüzum görmüştür. Almanyayı teşkil eden hükümet- lerin dahiliye nazırları yakında bir konferans akdederek komü- nizme karşı müessir tedbirler alınacağı bildirilmektedir. Alman hükümetlerinin komünist fırkasını ilga edecekleri de rivayet olunuyor. Diğer taraftan Alman komünist fırpası merkezi neşrettiği bir beyannamede (fırka (o efradının müsademelere meydan vermemesi tenbih edilmiş ve bunun aksine hareket edenlerin fırkadan ihraç edilecekleri bildirilmiştir. Dahiliye nazırlarının konferan- sında sivil ahalinin mensup bu- lundukları fırkaya göre üniforma giymeleri menedileceği bekleniyor. Almanyada Faşistler, komünistler ve diğer fırkaların ve siyasi teş- kilatın efradı üniforma giymek- tedir. Çekoslavakyanın ticaret bilânçosu Prague, 18 (A. A.) — 1931 senesinin ilk üç ayında 3 milyar 676 milyon kıymetinde (iptidai maddeler ithalâtı yapılmıştır. Bu ithalât, 1930 senesinin aynı devresinde 5 milyar 553 milyon idi. Ihraç edilen mamül maddeler miktarı, 7 milyar 426 milyondur, geçen senenin ayni devresindeki ihraçat ise 9 milyar 506 milyon idi. Şeker mahsulü Almanya bu sene istihsalâtı azaltıyor . Berlin 18 (A.A.) — Şeker fab- yapılan tahki- kattan bu sene pancarlardaki şeker muhteviyatının geçen seneye nazaran yüzde İ nispetinde fazla © olduğu meydana çıkmıştır. Bu sene pancar zer edilen erazinin sahasında */, 28 nisbe- tinde ufaltılmış ve tasfiyehane- lerde muamele görecek pancar- ların nisbeti de “/, 28 tenzil olunmuştur. Rusya müstesna olmak üzere Avrupa fabrikaları, bu sene 25 milyon ton pancar muamele ede- esklerdir. 1920/730 senesindeki miktar 39 milyon idi. Yerli malı Italyada moda ile mücadele edilecek Roma, 18 (A.A.) — 1929/30 mali senesine ait raporun müna- kaşasına (omeb'usan meclisinde devam edilmiştir. Mebuslardan M. Lantini, milli mahsulların (o kıymetlendirilmesin- den bahsederek bilhassa moda meselesini ihmal etmemek lâzım geldiğini söylemiştir. Ecnebi (omalları (o kullanılması lâzım imiş itikadında bulunan zengin sınıfların bu hususta misal icap eder. Maamafih, olmaları mutedil ve cinsleri iyi olan ecnebi | malların memleket dahiline gir- mesini menetmek bir iş değildir. o kadar kolay | AKŞAM'ın tetrikası: No 40 Böyle sallana sallana odayı do- laşırken Çeşmicellâda dikkatlice bir göz attı. Çeşmicellât, yatak yığının üs- tünden kalkmış, boylu boyunca mindere nzanmış, iki elini başının altına koymuş, arka üstü yatıyor- du. Kendini o kadar unutmuştu ki entarisi diz kapağına kadar açıl- mış, bluzu hanımefedinin pençe- leri altında ikiye ayrılmış, kar gibi göğsü meydana çıkmış, saçları da taraz taraz dökülmüştü. bri, evvelâ vaziyetin farkında de odayı devrettiği esnada manzara gözüne çarpmış, tiryaki- liği bin kat artmıştı. Usulcacık mindere yaklaştı. Titreye titreye elini uzatıp Çeşmi celâdın başına koydu. (Dert çok, hem dert yok, düşman kavi, tali zabun) mısraını söyliyerek ve gözlerini kapayarak. bir müddet elini alnının üstünde tuttu. Çeşmicelâdın o nemnâk alnı, Şehrinin buruşuk avucundan bütün vücuduna bir elektrik seyyalesi fışkırtmıştı. Bir hayli ürpererek, elini tut- tuktan sonra birden kaldırdı. Mn koşa kapıdan çıktı, aşağıya indi. Evin her tarafını biliyordu. Yemek odasına girdi. Orada büfe yerine kullanılan camlı bir dolap vardı. Cebindeki kibriti çıkarıp çaktı. Dolabın kanatları açıktı. Içinde, paşa için ihtiyat içkiler olduğunu da biliyordu. Gelişi güzel bir şişe yakaladı. Bir kibrit daha çaktı. m şişe üç yıldızlı konyak şişesi ıdı. Şişeyi ağzına dikti. Doya doya, bir kaç yudum çekti. Bağrı ateş gibi yanmış, bütün damarların- daki kan harekete gelmişti. Hiç bir taraftan, kimsecikler gö- rünmiyordu. Ortada, ne Seher hanımdan nede rum hizmetçiden eser yoktu. Havasızlıkdan başına vuran sar- hoşluğu tamamile geçmişdi. Aklı, fikri zindeleşmiş, vücudu dinçleş- mişti. Merdivenleri bir civan gibi iki- şer, üçer çıktı. Çeşmicellât yerinden hic kımıl- damadan gene minderin üzerinde yatıyordu. Yanına bir sandalya çekerek oturdu. — Esir firaşları teşfiyeye ge- len tabipler gibi müsaadenizle, ben de balini ıztırabınız yanına otu- rayım. Karınca kararınca, âlâm ve ekdarınıza devasaz olmağa çalışa- yım! dedi. Çeşmicellât, (o hıçkırık O tutmuş gibi arasıra birden sıçrıyor, men- dili hâlâ yüzünden çekmiyordu. | Gözleri kıpkırmızı idi. Kirpikleri- İ nin altındaki sürmeler yaşlarla yayılarak göz kapaklarını gölge- 20 Teşrinisani 1931 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Müellifi: Sermet Muhtar Böyle sallana sallana odayı dolaşırken Çeşmicellâda göz attı lemiş, bakışına baygınlık vermiş, güzelliğini bir kat daha attır- mıştı. Şehri'nin sözleri üzerine derin bir içini çekerek ve yüzünü duvara döndürerek yan yattı; kesik kesik titriyordu. Şehri'nin söz ebeliği tutmuştu: — (Tahammül mülkünü yıktın, Helâgü Han ımısın kâfir?) mısraı dilinden düşürmiyecek biri varsa o da abdı ahkar değil midir? Tahammlü- mün tükenmesi Fuadı zülveçheyni fakiranemi zirüzeber eden mesele evvelâ marazii mantika uymayan hadisei meşhude, saniyen bir kehriparei hüsnün huzurunda, eli ayağı bağlı, zanubezimini hayret bulunuşumdur. Ne talii dun ve bedbahtlığı oefzun bir mahlük imişim! Söylenen sözlerin hiç biri Çeşmi cellâdın külâhına girmiyor, Şehri ona daha sokulmak ihtiyacını duyarak ne kadar iskemleyi yak- laştırdise, ne kadar ayaklarını dirbirinin üstüne altıse gene ancak mindere temas ediyordu. — Bir kere pür halâvet ve letafet uzanan şu vücuda bakın! diyordu, sonra liebin ceddi maka- mındaki paşayayı teemmül ediniz! Buna akıl mantık haip ve hasir kalmaz mı? Kebuter ba kebuter baz babaz. Elini bir daha Çeşmicellâdın başına koydu. — Hüdayi lemyezele şükrü firavan olsun ki hararetiniz hali tabiide. Deminki ateş gereği gibi zail olmuş. Bir yudum su takdim edeyim mi? Çeşmicellât söz söylemiyor, istemediğini başile işaret ediyordu. — Bu bal pürmelâliniz kalbi viranımı çâkiçâk ediyor. Ne olu- yor, Abdi ahkarı rencide hatır etmemek için hiç değilse bir yu- dumcuk olsun içiniz. Çeşmicellât yene cevap vermi- yordu. — Bana eksiri hayat olacak çehrei tabnakinizi (göstermeyip derig etmek günah değil mi? Müştakı cemaliniz olmaktan gayri ne cürmüm ne kabahatim var? Çeşmicellât; Çok muztaribim, rica ede- rim beni rahat bırakınız! diyebildi. Şehri yakasını bırakmayordu: (Deyamı var) Ispanyol kanunu esasisi Madrit, 19 (A.A) — Bir çok mebuslar kanunu esasinin İl4ücü maddesini tadile matuf bulunan bir teklif tevdi etmişlerdir. Bu teklife göre, kanunu esasinin ka- bulü tarihine kadar devlet tarafın- dan aktedilmiş bulunan bütün borçlarla devletin mesuliyetini il- tizam ettiren borçların kâffesi yine devletin muhafıza ve temi- natı altında bulunaçaktır,