11 Kasım 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

11 Kasım 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Dilencilik fenni Bu asır fen asrı: Frenklerin teknik dedikleri tatbiki fen asrı..: Herşey fen dairesinde cereyan ediyor. Hattâ, darbei hükümet fennine dair bile bir teknik kitabı çıktı. Bolşevikler, hafi cemiyetlerin nasıl kurulduğuna dair cilt cilt teknik eserler meydana getiri- yorlar. En olınıyacak şeyin fen hâline gelip 'de hakkında ciltler doldu- rulduğu bu devirde, ben de dilen- cilik fennini tetkik ederek bir makalecik yazsam çok mu? Bizde dilenciliğin en esaslı tek- niği, sefaletini, hastalığını, sakat- lığını “teşhirdir: - Dilenciler, müm- kün olduğu nisbette paçavralara bürünürler; kesik kollarını, uyuz yahut frengi illetlerini bilhassa açıp halka gösterirler; (Bunun sahtesini istimal edenler bile çok- tur: Kör, yahut topal değilken, kör ve topalmış gibi tavurlar takınırlar) ve dine, maneviyata, merhamet gibi ulvi hislere müte- allik sözler söylerler. Binaenaleyh bizim ( İstanbul'daki © dilencilik, şarkkâri dilenciliktir. Mabadütta- biaya istinat eder; asla lâikleşme- miştir!l Gerçi, memleketimizde başka bir ekol dilenci de var: Musallat dilenci çeşidi.. Yani bir sinek gibi yakamıza yapışıverir. Parayı almadan peşinizi bırakmaz... Kıpti kadınları, bilhassa cumaları bu usulü tatbik eder, Bunun en mü- kemmel nümunesini Şam şehrinde görmüştüm: Yolda bir dilenci peşime düştü. Hani, çatlak kalın boru gibi bir tellâl sesi. vardır. İşte, o sesle, âdeta beni mitralyöz ateşine almış gibi, birbiri ardı sıra başladı: — Allahü yüsellim aleyk, Al lahü yüsellim aleyk, Allahü yüselk- lim aleyk, Allahü yüsellim aleyk... (Lâyuat defa...) Parayı vermeden yakayı sıyıra- madım. Herif ne nefes aldı, ne de aldırdı... Tam para avucuna dey- diği zaman dilenci, “Allahü yüsel- lim...,, demiş bulunuyordu. “.. aleyk,, diye tamamlamak lüzu- munu bile görmeden sırtını döndü, sadakayı alıp gitti. Fakat, dikkat ederseniz, oşarkkâri o dilenciliğin bu musallat tarzı bile gene lâik değildir. Içinde gene Allah , selâmet gibi mefhumlar var. Halbuki, garpta dilencilik, ta- mamile modernleşmiş bulunuyor; Meşhur fransız muhssriri Step- hane (Lausanne, son günlerde Amerika'ya seyahat etti. Anla- tıyor ki, meğer, refahile ve faali- yetile meşhur New - York şeh- rinde de, bu son buhran neticesi, bir dilenci sınıfı teessüs etmiş. Yolda yürüdüğünüz'sırada, yak- laşıyorlarmış; âdeta hakkını talep eder gibi: — Bana bir parça et alacak para veriniz! - diyorlarmış. Amerikan dilenciliğinin klâsik cümlesi buymuş. Sonra, “ekmek,, yerine “et,... Oldukça kibar... Almanya'nın son sistem dilen- ciliği de bizimkinden haylı farklı: Istanbulun plânı Evvelâ liman yerinin tayin edilmesi lâzım Istanbul plânının M. Jansene verilmesi ohakkında (belediyeye henüz resmi bir emir gelmemiştir. Yalnız, oAnkaradan belediyeye gelen haberler, gazetelerin neşri- yatını teyit ediyor. Belediyenin nokati nazarına göre İstanbul plânının tanzimi uzun tetkike muhtaçtır. Bilhassa Istanbul limanile serbes mıntaka- nın evelden tayini ve bu hususta bir karar verilmesi lâzımdır. Istanbul şehri İstanbul, Bey- oğlu ve şehrin sayfiye yerleri ayrı ayrı hususiyetlere malik ok duğu için plân tanzim . edilirken de bu vasıtaların tetkik edilmesi lâzım geleceği de ileri sürülüyor. Istanbul plânının bu sene yap- tırılması ancak bu noktaların hallinden sonra kabil olacaktır. Sahip çıktı! Konservatuvar binası şimdilik yapılamıyacak Konservatuvar binasının şehza- debaşında yapılmasına karar veril- mişti. Fakat ortaya bazı güçlükler çıkmıştır. Arsanın bir kısmı idarei hususiyeye ait bir medrese binasıdır. Bizzat bu binanın kendisine ait olduğunu iddia ve mahkemeye muracaat etmiştir. Mahkeme neti- cesine kadar konservatuvarın bi- nasının yapılmasına imkân görül- müyor. na Çok mustar vaziyette kalıp ahali- nin merhametine iltica mecburiye- tini duyan Alman'lar, - alıştıkları inzibat itiyadından kurtulamıyarak, beşer onar tabur haline 'giriyor- larmış. Şapkalarına yahut gögüs- lerine, “Buhran dolayısile parasız vaziyelteyiz. Bize yardım edilme- lidir!, diye yaftalar yapıştırıyorlarmış. Rusya'daki dilencilerin ise şöyle dilendiklerini hatırlarım; — İşte hain burjua rejimi bizi bu hâle soktu. Proleter kardeş- lerimiz bize yardım etmelidir! Netice: Görüyorsunuz ki, bizde dilen- cilik, hâlâ Jâyikleşmemiştir. Ma- badüttabii hâlindedir. (Halbuki garpta, ne modern dilencilikler varl (Bu gibi mukayeseli makalele- rin hatimesine, muharrirlerin eli: “Temenni ederiz ki..,, diye bir cümle ilâve etmeğe alışıktır. Ben de, bu alışkanlıkla, az daha, “Temenni ederiz ki, dilencilerimiz modernleşsin ve lâikleşsinl!,, diye makalemi bitirecektim1! | (Va - Nü) ŞEHİR HABERLERİ Kasa hırsızı Beşiktaş maliye tahsil şubesinden para çalan hırsız yakalandı Geçenlerde Beşiktaşta maliye tahsil şubesine meçhul bir hırsız girererek (o şubenini (okasasından para ve saire çalmış, yapılan tah- kikata rağmen failin izi buluna- mamıştı. Polis 2 inci şube müdiriyeti tarafından bu esrarengiz hırsızlık etrafında yapılan tahkikat ikmal edilmiş ve fail meydana çıkarıl- mıştır. Tahkikatta kasayı soyanın Tahsin isminde birisi (oolduğu anlaşılmış ve kendisinin Akasa- rayda oturduğu tesbit edilmiştir. Polis 2Zinci şube müdiriyeti Tahsinin evi etrafında lâzımgelen tertibatı almıştır. Evelki gece evin etrafını saran zabıta memur- ları ani bir surette eve girerek araştırma yapmışlar ve Tabsini içeride yakalamışlardır, Tahsin maruf kasa hırsızlarındandır. Kendisinin müteaddit sabıkaları vardır. Polis 2 inci şube müdiri- yeti tahkikata devam ediyor. Meyvacılık sergisi Ziraat odası tarafından yakında bir meyvacılık sergisi açılacaktır. Serği işleri için bir komisyon teşkil edilmiştir. Yarının çocukları Selim Sırrı bey yarın akşam saat sekiz buçukta radyoda 48inci konferansını verecektir. Mevzu “yarının çocukları,, dır. Amca Bey'in Karikatür. müsabakası —20— / Aşağıdaki, karikatürü : lütfen kesiniz ve şimdiye kadar neşrettiğimiz 72 fıkra arasından bu karikatüre ait olan fıkrayı bulup karikotüre raptederek saklayınız. 12 fıkrasız karikatür de neşredilip bittikten sonra hal varakalarının kabulü için müddet tayin ve ilân edile- Eski hisarlar Bir kısmı yıktırı- lacak bir kısmı tamir edilecek İstanbul suriarından çoğu, uzun zamandan beri tamir edilmediği için taşlar yerlerinden sökülmüş harap bir hale gelmiştir. Son zamanlar- da dökülen taşlar o kadar çoğal mıştır ki bir kısmı büsbütün yıkıl- mak tehlikesine maruz kalmıştır. Bu vaziyet hem müzenin, hem de belediyenin dikkatlerini celbet- miştir. Ancak bütün surların baştan başa tamiri ile muhafaza edilebilmeleri için ne belediyede ne de müzelerde tahsisat yoktur. Bu vaziyete göre surların içinde tamamile yıkılmağa mail kısım- ları yıktırılıp taşlarının satılması, mütebakisinin de tamiri muvafık görülüyor. Bu hususta belediye ve müzeler müşterek bir karar verecekler ve bu işe sarfedilecek para bulmağa çalışacaklardır. Kiremitler Gümrük resminin artırılması isteniyor Ticaret odası, gümrük tarifeleri hakkında sanayı ve ticare erba- bının fikrini sormuştu. Kiremit fabrikaları gümrük resminin artı- rılmasını istiyorlar. Marsilya kire- mitleri 1l kuruşa satılmaktadır. Yerli kiremitlerin fiati 8 kuruştur. Runa rağmen bir çok inşaat ustaları, kalfalar Marsilya kiremi- tini tercih ediyorlar. Halbuki yerli kiremit fabrika- ları Marsilya kiremiti kadar mu- kavim kiremit yapıyorlar. Bu vaziyet karşısında hükümetin daha geniş gümrük himayelerile fab- rikaları koruması isteniyor. Vali beyin teşekkürü Ceçirdiğim ufak bir kazanın gerek Ankarada gerek Istanbul da tedavisi müddetince bizzat gelip görmek veya teessürlerini telgrafla ve mektupla bildirmek zahmetini ihtiyar suretile hakkım- da izhar buyurdukları teveccüh ve muhabbetle beni hakikaten minnettar brakmış olan zevatı kirama ve muhterem arkaşlarıma teşekküratımı arz ve ifa için muhterem gazetenizden tavassut lütfünü hürmetle rica ederim efendim. Jstanbul wâlisi ve belediye Muhiddin Kooperatif kongresi Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti yakında Ankarada kooperatif kongresi tertip edecektir. Kon- grenin ruznamesi henüz tanzim edilmemiştir. Cemiyet, kooperatif kongresi hakkında alâkadar zevat- tan birer rapor istemiştir. reisi Pekmez aynası Evelden, şehirlerde iken bir içok şeyler sinirime dokunurdu. Meselâ tramvayda,vapurda,şimen- diferde, (lokantada, sinemada, gazinoda, çantasını çıkarıp, ayna- sına bakarak dudağını boyayan, podrasını tazeleyen, saçına, şap- kasına şekil veren bazı hanımlar. Hele lokantada yemeğini bitir- dikten sonra küçük çanta ayna- sının karşısında kemali itina ile dudaklarının boyasını tazeliyenleri, sütünü içtikten sonra yalanarak tuvaletini yapan nazlı Van kedi- lerine benzetirdim... Sonra bir de boş dükkân vit- rinlerinin önünde kendilerine çeki düzen verenler... Bütün bunlara yalnız ben değil, şüphesiz bir çokları da sinirlenir... Fakat... Hiç birimizin sinirlen- meğe, nafile yere asabımızı boz- mağa hakkınız yaktur. Çünkü bu yüz görmek, aynada kendisini seyretmek merakı yalnız şehirde değil, Anadolunun en işlek yerin- de bile var.. 1870 metro yüksekliğinde bir dağ köyünde öğle yemeği yiyor- duk. Bir yer sofrası etrafında beş kişi çömelmiştik. Sofrada bir parça tulum peyniri, bir parça sucuk ve bir tas da pekmez vardı.. Bu dağ kulübesine zaman etrafına bakınmış: — Ahl. Kadının bulunduğu fakat aynanın olmadığı bir evi diye sevinmiştim... Bir az sonra dikkat ettim. Karşımda oturan Enşe abla iğilip iğilip pekmez tasının içine bakıyor. Kendi ken- dmie: — Allah allah dedim. Acaba pekmeze bir şey mi düştü? diye düşündüm. Fakat baktım Enşe abla hem gözlerini pekmez tasına dikmiş hem de saçlarını düzeltiyor, hotozuna şekil veriyor.. Şöyle derlenip toplanıp, pekmez tasına bir de ben göz attım. Oooo.. Mükemmel aynal. Pekmez tası içinde insan yüzünü en belir- siz çizgisine kadar fevkalâde va- zih görebiliyor.. İsterseniz siz de tecrübe edin. oOBunu görünce aklıma Istanbulda lokantada zyna- sının o karşısında boyanan, boş camekânlar önünde kendisini sey- redenler aklıma geldi: vaziyet ayni vaziyet. Bunun için hiç sinirlen- meğe mahal yok.. Hikmet Feridun AKŞAM ABONE ücretleri e. Türkiye Ecnebi SENELİK 1409 kuruş 27700 kuruş 6GAyLık 750 » 450 > 80 > girdiğim 3AyLIK 400 » xa Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır, Cemaziyelahır 30 — Kasım: 4 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 12,4 146 72 948 12 184 Va, 5, o 642 11,58 14,89 16,56 18,30 Amca Beye göre... Bir allime — Şu çöpleri görüyor musun Amca Bey, Avrupa'da olsa b lardan ne kıymetli şeyler çıkarırlar... .. Fakat bizde yüzüne bile bakan o yokl.. oÇok mankörüz vesselâml A.B. — Öyle deme azizim, bizde de çıkaranlar varl.. — Nasıl??... A.B. fıkra, karikatürcüler mevzuu çıkarıyorlar!.. — Mizah muharrirleri de resim

Bu sayıdan diğer sayfalar: