Sahife 6 Akşam 28 Teşrinievvel 1931 “AKLIMDA KALANLAR: Sol oynamıyan bir sol açık! Bugünkü futbolü idare edenler senelerce bunun farkına varmadılar Buyazılarımıza bilmem,ki “ha- tırat,, demek t#amamile doğru olur mu? “Hatırat, baştan ge- çen şeyleri, gün ve tarih tespit ederek yazmak demektir. Bizse burada, hatırımızda kalan bazı şeyleri notetmekle iktifa edeceğiz. Sunu da kaydedelim ki maksa- dımız sırf şaka değildir. Sporu- muzun aldığı son şekil işin şa- kaya tahammülü kalmadığını gösterdi. Bunun için spor teşki- lâtımızın başında bulunan muh- terem arkadaşlar bize gücenme- sinler. Tevfik Fikret'in sözünü halır- lıyalım; Acı şeyler Haluk, fakat gerçek ... Sağ mı sol mu? Futbola - aklımda kaldığına göre - 1913 de başladım. O za- manlar (o İttihat (Osporu idare eden Aydın oğlu Raşit bey Prog- res isminde bir klüp yapmıştı. İlk idmanlarıma o klüpte başla- dım. Neden sonra Galatasaray'a geçtim. Klübümün üçüncü, ve birirci takımlarında sol açık oyna- dım. Bana, idareciler: — Solaçık oynıyacaksın! dedi- ler. Beş altı sene, İstanbul şampi- yonu olan Galatasarayın sol açık- lığını muhafaza ettim. Oberle biraderlerle beraber oynadığım zamanlar, hayli şöhret de yaptım. Soldan topu kaptığım zaman: Dayan Selâmi!, diye haykıranla- rın sayısı belli olmazdı. Herkes: “Yaman solaçık!,, derdi. Herkes, sol oyuncular içinde en iyi oyuncu olduğumda omüttefikti. (o Bugün sporumuzu idare edenlere, bey- nelmilel maçlarda takım tertip edenlere; meselâ Yusuf Ziya, Hamdi Emin, Fethi, Abdullah, Orhan, Mahmut ağabey, Burha- neddin beylere sorun, hepsi size: “Selâmi iyi sol açıktı, fakat biraz korkaktı!,, diyeceklerdir. Fakat ben Size doğrusunu söy- liyeyim, ki ömrümde, sol aya- ğımla, topa doğru dürüst vura- madım. Yalnız sağ ayağımla oynardım. Senelerce solu sağ ayakla idare ettim!... Bugün futbolu idare eden arkadaşlar, © zaman futbol (o oynarlarlardı; yani futbol oynamak isterlerdi; benimle aynı takımda, bazen yer alırlardı, fakat bu halin farkına bile varmadılar |... — Yahu, şu çocuğu sağa vere- lim, solda oynıyamıyor, sağda çok daha fazla istifade ederiz! demediler . Dün, beraber oynadıkları bir oyuncunun solak olmadığını fark- edemiyenler, bugün nasıl takım yaparlar? Onların teşkil edecekleri her hanği bir takımın galip gelebile- ceğine inanılır mı? Hoş, inanan da yok ya... Hatta kendileri de - Nasrettin hocanın yaptığ gibi - yaptıklarını beğenmiyorlar. Amma iş işten geçiyor... Meselâ kaleci Ulvi beyi, orta muhacim oynat- mak gibi... Rebii'ye sağaçık ve sağ iç yerlerinde mekik dokutmak gibi... Galatasaraya nasıl girdim? Bu yazım, bu serlevha ile baş- lıyacaktı. Yazdığım parça aklımda kalanların sonuna geçecekti. Ak- hın.da kalanların sonunu başa koy- mağı - sporumuzun bugünkü hâli ile mütenasip olsun diye - daha hoş buldum. Galatasaray talebesi ol- duğum halde neden en sonra kulübüne girdiğimi öbür yazımda anlatırım. Galatasarayın eski sol açıgı Selâmi İzzet İtalyada yeni otomobil yolları yapıldı italyada otomobilcilik pek ziyade ilerliyor; otomobil kullananların miktarı gittikçe artıyor. Bunun neticesi olarak otomobil yollarına pek ziyade ehemmiyet verilmektedir. Son zamanlarda yalnız otomobil işlemesine mahsus asfalt yollar yapılmıştır. Bu yollar mümkün olduğu kadar düz, virajları az yapılıyor. Önüne mania çıkmaması için iki yol biribirini katetmiyor. Yeni yollarda saatte 180 kilometro süratle devamlı surette gitmek kabil olmaktadır. Bu yollardan en mükemmeli Torino ile Venedik arasındadır. Resmimiz yeni yollardan ikisini gösteriyor. | | J O Londrada Krıstal Palasta büyük bir köpek sergisi açılmış, sergide yüzlerce köpek teşhir edilmiştir. Birincilere mükâfatlar ve madalyalar verilmigir. Resmimiz birinciliği kazanan köpekleri gösteriyor. Yukarıda çok halim olan Efgan ve Saint Zernard, ortada Jopon, aşağıda siyah köpekleri ve üç dafa insanı ölümden kurtaran bir köpek görülüyor. Londrada büyük bir köpek sergisi açıldı BURSA MEKTUPLARI —————m Yeşil Bursa imara muhtaçtır Yeni kaplıca mühim bir ihtiyacı tatınin ediyor, fakat bu kâfi değildir Bursa 25 — Bursaya on beş sene zarfında, mubtelif tarih- lerde yedi defa geldim. İtiraf edeyim ki, Bursayı, on beş sene evvelki (o halinden pek (farklı bulmadım. Hükümet caddesinde yapılmış iki üç binadan ve bu caddenin parkeye tahavvülünder başka imar namına büyük bir faaliyet yoktur. Şehir odahilinde (belediyenin mevcudiyetini hissettirecek bir fa- aliyet göremezsiniz! Ikinci, üçüncü derecedeki sokaklar çok kirlidir. Belediye varidatsızlıktan müşteki olduğu halde, belediye dairesin- deki memurin kadrosu, Istanbul belediyesinin memurin kadrosuna yakın bir kesafet arzetmektedir. Bursa belediyesi için bir çok varidat menbaları bulmak müm- kündür. Bu menbaları bulmak için, büyük ihtisasa lüzum yoktur. Sadece faaliyet kâfidir. Bursa çok ihmal edilmiş, fakat imara çok müsait bir memlekettir. Ve bugünkü halile seyyah celbine müsait tabii cazibesinden başka bir güzelliği yoktur. Fıtratın şirin ve zengin yarattığı bu güzel bel- deye medeniyetin eli ve kolu girerse, Bursa, on misli, yüz misli daha şirinleşir ve zenginleşir. Yeni yapılan asri kaplıca ile eski kaplıcalar arasında konfor itibarile bir mükayese yapmak gülünç olur. Asri kaplıcalar hem şehire bir az daha yakın,hem de müşterinin esbabı istirahatını te- min edecek şekilde yapılmıştır. Ancak suyun kaplıcaya isalesi meselesi henüz hal edilmiş degil- dir. Borularla gelecek sıcak suyun soğuyacağı ve bassai şifaiyesini kaybedeceği idda edilmektedir. Bu iddianın ne dereceye kadar dogru olduğu, kaplıca faaliyete geçtikten sonra anlaşılacaktır. Bursada küşat edilen asarı atika müzesi, erbabı merak için şayanı tetkik ve tetebbü eserlerle dolu- dur. Eski Romalılara, Yunanlılara ve Mısırlılara ait çok kıymetli heykeller vardır. (Afrodit) in ve (Jübiter ) in meşhur heykelleri, (Bakus) un başı, Mısırlı üç ilâhin büstları ve türk medeniyetine ait kiymetli paralar, vazolar bu mü- zede mahfuzdur. Müzenin ziyaret- cilere her saat hem de meccanen açık bulunduğu halde pek az İ ziyaretçi gelmesi nazarı dikkatimi i celp etti. Asarı atika müzesi Yeşilde eski bir medresede açılmıştır. Müzedeki eserler çok iyi tasnif edilmiştir. Binanın tarihi kıymeti vardır,etrafı heykeller ve kitabelerle tezyin edilmistir. yeilde gerek bu mü- zeyi, gerekse Çelebi sultan Meh- met camuini ziyarete gelen seyyah- ların adedi gittikçe artmaktadır. Bursaya gelirken, Marmara va- purunda üç Amerikalı seyyahla görüşmüşdüm. Dün öğle zamanı Ulu camide ezan okunurken, bu seyyahlara, caddede rasladım. Hükümet konağına doğru birlikte yürüdük. Amerikalıların üçü de j bana, bir saattenberi abdesthane i | aramakta olduklarını söylediler. Bursada cami halâlarını bilme- yenler için, bu ihtiyacı hissetmek ne elimdir! Bursa belediyesi hiç olmazsa bu ihtiyacı olsun temin etmelidir. Setbaşında ve Ulucami caddesinde iki umumi halâ yap- tırmak ve Bursayı ziyarete gelen yabancıları her şeyden evvel bu müşkülâttan kurtarmak lâzımdır. İskender Fahreddin